Utanç Duvarları
Utanç Duvarları
Editör: Turkinfo.nl
09 Ocak 2011 - 20:24
İspanya´da yayımlanan El Comercio gazetesi Türk-Yunan sınırında inşa edilmesi istenen duvarı ´´utanç duvarları´´ olarak niteledi.
Beş kıtayı kapsayan 23 bin kilometrelik beton duvar ve çitler, güvenliği garantilemek için mi? Gerçekten kaçak göçle mücadelenin en iyi yolu mu? Duvarlar inşa etmenin bir faydası var mı? Avrupa Komisyonu bundan şüpheli, ancak Yunan Hükûmeti işe koyuldu bile: Kamu Düzeni Bakanı Sosyalist Hristos Papuçis, Meriç Nehri´nden Türkiye´den gelen insan yığınını durdurmak için 12,5 kilometrelik bir duvar inşa edileceğini ilan etti. 190 kilometre boyunca uzanan Yunan-Türk sınırı, bir süzgece dönüştü. Her yıl 50 binden fazla kaçak göçmen girişi oluyor ve duvarın inşa edilmek istendiği Meriç kıyılarında ise sadece 2010 ocak ve kasım ayları arasında kaçak 43 binden fazla göçmen yakalandı.
Diğer bir deyişle; bir yılda Avrupa sınırlarını geçen kaçakların yarısı Yunanistan´daki geçiş bölgesini kullanıyor. Hâl böyle olunca inşası başlayacak duvar, ABD´den Malezya´ya beş kıtayı dolaşan duvar sayılabilecek 32 yapıya katılacak. Duvarların muhalifleri, onları "utanç duvarı" olarak niteliyorlar. Bu terim ilk kez Berlin´i bölen duvar için kullanılmıştı. Alman Savcılık, bu duvarı geçmeye çalışırken 270 kişinin öldürüldüğünü belirtiyor.
Uluslararası Lahey Adalet Divanı´nın açıkça kınadığı ve milli sınırlarının çok ötesinde inşa edilen Batı Şeria´daki İsrail duvarını da unutmamak lazım. Barcelona Üniversitesi´nde Uluslararası Kamu Hukuku öğretim üyesi David Bondia, "Çocuklar ve hamileler, hastaneye ulaşamadıkları için ölüyorlar... Ortada bu duvar var!" diye şikâyet ediyor.
Bu durum karşısında ne yapmalı? AB´den bazı kaynaklar, duvar projesinin, Frontex´in faaliyetini uzatmak için Brüksel´e baskı yapma aracı olduğundan şüpheleniyorlar. Nasıl olursa olsun Helen muhalefeti durmuyor ve Yorgos Papandreu Hükûmetine karşı geliyor. Muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi, "kısmî tedbirlerle sorunların halledilemeyeceğini" hatırlatıyor ve komünistler de teklifin "insanlık dışı olduğunu ve kaçak göçmen sorununa çözüm getirmediğini" belirtiyorlar.
Ne onlar ne de "Avrupa´nın zenginler adasına dönüştüğünden" şikâyet eden Uluslararası Af Örgütü, Kamu Düzeni Bakanı´nı vazgeçirebildi. Şimdilik girişim, konuyu kesin bir dille özetleyen komşu Türkiye´nin tebrikleriyle ilerlemeye devam ediyor: Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Her ülkenin kendi sınırlarını, kaçak geçişler de dahil, korumak gibi bir hakkı var" diye vurguluyor.
Ankara Yönetimi, duvarın yan etkilerinden endişe duymuyor. Barcelona Üniversitesi Öğretim Üyesi Jaume Saura, "Etkileri tabii ki olacak. ABD-Meksika duvarında olup bitenlere bakın. Ne Meksikalıların ne de Orta Amerikalıların girişi durdurulabildi. İster Guatemala´dan isterse Honduras´tan, Nikaragua´dan, El Salvador´dan olsun sınırı geçemeyen tüm bu insanlar transit geçtikleri devlette kalıyorlar. Yani burada Meksika söz konusu. Ancak aynı şey Türkiye´yle ve Avrupa´ya girmek isteyen Asya veya Afrika kökenli kaçak göçmenlerle de oluyor ve olmaya da devam edecek" diye uyarıyor.
Beş kıtayı kapsayan 23 bin kilometrelik beton duvar ve çitler, güvenliği garantilemek için mi? Gerçekten kaçak göçle mücadelenin en iyi yolu mu? Duvarlar inşa etmenin bir faydası var mı? Avrupa Komisyonu bundan şüpheli, ancak Yunan Hükûmeti işe koyuldu bile: Kamu Düzeni Bakanı Sosyalist Hristos Papuçis, Meriç Nehri´nden Türkiye´den gelen insan yığınını durdurmak için 12,5 kilometrelik bir duvar inşa edileceğini ilan etti. 190 kilometre boyunca uzanan Yunan-Türk sınırı, bir süzgece dönüştü. Her yıl 50 binden fazla kaçak göçmen girişi oluyor ve duvarın inşa edilmek istendiği Meriç kıyılarında ise sadece 2010 ocak ve kasım ayları arasında kaçak 43 binden fazla göçmen yakalandı.
Diğer bir deyişle; bir yılda Avrupa sınırlarını geçen kaçakların yarısı Yunanistan´daki geçiş bölgesini kullanıyor. Hâl böyle olunca inşası başlayacak duvar, ABD´den Malezya´ya beş kıtayı dolaşan duvar sayılabilecek 32 yapıya katılacak. Duvarların muhalifleri, onları "utanç duvarı" olarak niteliyorlar. Bu terim ilk kez Berlin´i bölen duvar için kullanılmıştı. Alman Savcılık, bu duvarı geçmeye çalışırken 270 kişinin öldürüldüğünü belirtiyor.
Uluslararası Lahey Adalet Divanı´nın açıkça kınadığı ve milli sınırlarının çok ötesinde inşa edilen Batı Şeria´daki İsrail duvarını da unutmamak lazım. Barcelona Üniversitesi´nde Uluslararası Kamu Hukuku öğretim üyesi David Bondia, "Çocuklar ve hamileler, hastaneye ulaşamadıkları için ölüyorlar... Ortada bu duvar var!" diye şikâyet ediyor.
Bu durum karşısında ne yapmalı? AB´den bazı kaynaklar, duvar projesinin, Frontex´in faaliyetini uzatmak için Brüksel´e baskı yapma aracı olduğundan şüpheleniyorlar. Nasıl olursa olsun Helen muhalefeti durmuyor ve Yorgos Papandreu Hükûmetine karşı geliyor. Muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi, "kısmî tedbirlerle sorunların halledilemeyeceğini" hatırlatıyor ve komünistler de teklifin "insanlık dışı olduğunu ve kaçak göçmen sorununa çözüm getirmediğini" belirtiyorlar.
Ne onlar ne de "Avrupa´nın zenginler adasına dönüştüğünden" şikâyet eden Uluslararası Af Örgütü, Kamu Düzeni Bakanı´nı vazgeçirebildi. Şimdilik girişim, konuyu kesin bir dille özetleyen komşu Türkiye´nin tebrikleriyle ilerlemeye devam ediyor: Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Her ülkenin kendi sınırlarını, kaçak geçişler de dahil, korumak gibi bir hakkı var" diye vurguluyor.
Ankara Yönetimi, duvarın yan etkilerinden endişe duymuyor. Barcelona Üniversitesi Öğretim Üyesi Jaume Saura, "Etkileri tabii ki olacak. ABD-Meksika duvarında olup bitenlere bakın. Ne Meksikalıların ne de Orta Amerikalıların girişi durdurulabildi. İster Guatemala´dan isterse Honduras´tan, Nikaragua´dan, El Salvador´dan olsun sınırı geçemeyen tüm bu insanlar transit geçtikleri devlette kalıyorlar. Yani burada Meksika söz konusu. Ancak aynı şey Türkiye´yle ve Avrupa´ya girmek isteyen Asya veya Afrika kökenli kaçak göçmenlerle de oluyor ve olmaya da devam edecek" diye uyarıyor.
FACEBOOK YORUMLAR