Türkiye'nin sabrına gülünüyor

Avrupa Parlamentosu AP´de Romanyalı bir düşünce kuruluşu olan Europuls tarafından 19 Haziran’da “AB’de genişleme krizi” başlıklı bir konferans düzenlendi.Konferansa Avrupa Parlamentosu üyesi Ivo Vajgl, Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü, Kurumlararası İlişkiler ve Planlama Birimi Başkanı Alain Servantie, Türkiye´nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Yenel ve Hırvatistan’ın Avrupa Parlamentosu Gözlemcisi Davor Bozinovic konuşmacı olarak katıldı.

Ancak toplantıda büyükelçi Yenel’e söz veren moderatör Türkiye’nin 50 yıl AB kapısında bekleme sabrından dolayı tebrik edince, toplantıya katılanların buna hep birlikte gülmeleri dikkat çekti.Büyükelçi Yenel ise Türk milletinin sabırlı bir millet olduğunu dikkat çekti ve konuşmasını bitirirken kendini dinleme sabrı gösterenlere teşekkür etti

AB Haber’in yakından izlediği toplantıda konuşmacılar özetle şunları söyledi:

İvo Vajgl: Son yıllarda yaşanan ekonomik kriz sebebiyle Avrupa Birliği genişleme konusunda eskiye nazaran daha temkinli ve daha yavaş adımlar atıyor; fakat Avrupa Birliği bütün Avrupa kıtasını kapsayan bir birlik olmalı. Bunun içine bütün Balkan ülkeleri ve Türkiye de dahil ve bu ülkelerin hepsi AB üyeliği konusunda eşit muamele görmeli. Türkiye’nin AB’ye ne zaman üye olabileceği sorusuyla sık sık karşılaşıyorum. Bu soruya 5 ya da 10 yıl sonra gibi net bir tarih vermek çok zor fakat uzun vadede ne olacağı hiç belli olmaz. Bundan 20 yıl sonra çok farklı bir durumda olabiliriz.

Alain Servantie: Şu an bir ekonomik krizin içerisindeyiz fakat bunun bir genişleme krizini doğuracağını söylemek zor. Bilindiği üzere Türkiye’nin müzakere süreci bazı ülkelerin koydukları engeller sebebiyle donmuş durumda. Müzakerelerin tıkanmasına sebep olan diğer bir engel ise Kıbrıs sorunu. Fakat biz tüm bunlara rağmen Türkiye’nin AB açısından öneminin farkındayız ve müzakerelerin sonuçlanması için uğraşıyoruz.

Davor Bozinovic: Avrupa Birliği’nin Orta ve Doğu Avrupa’da gerçekleştirdiği genişleme ve kurulan birlik şüphesiz şimdiye kadar dünyanın en başarılı entegrasyon projesiydi. Fakat bugün gelinen nokta yeterli değil. Henüz birliğe dahil olmamış ülkeler var ve genişlemenin bütün bu ülkeleri kapsaması gerekiyor.
 
Bugün, Türkiye’nin AB’ye olduğundan daha çok AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var. Eğer AB uluslararası konularda söz sahibi olmak, küresel bir aktör olmak istiyorsa bunu Türkiye’nin olmadığı bir AB’nin yapması çok zor.

Selim Yenel: Türkiye en kıdemli aday ülke. Şu an müzakere başlıklarının bir kısmının açılması bazı AB ülkeler tarafından engellenmiş bulunuyor. Bu durumda biz de Pozitif Ajanda’yı oluşturduk. Buradaki temel amacımız aslında zaman kazanmak.
 
Şu an açılması engellenmiş olan fasıllarla ilgili gerekli düzenlemeleri kendiliğimizden uygulamaya koyacağız ve siyasi iklim uygun olduğunda bir an önce bu fasılların açılıp kapanmasına hazır hale geleceğiz. Tüm bunları gayri resmi düzeyde gerçekleştireceğiz. Vize konusunu çok önemsiyoruz çünkü bu konu tamamiyle vatandaşlarımızı ilgilendiren bir konu.
Bazı fasılların açılıp kapanması, müzakerelerin devam etmesi gibi teknik konulardan vatandaşların pek haberi olmayabilir fakat vize konusu doğrudan Türk vatandaşlarına dokunuyor. Önümüzdeki haftalarda bu konuda önemli gelişmelerin olacağı ve birkaç yıl içinde de AB ile vize serbestisinin sağlanacağını düşünüyorum.

Türkiye son yıllarda gerek ekonomik, gerekse de dış politikada gittikçe sözü dinlenen güçlü bir ülke haline geldi. Fakat biz AB üyeliği ile daha da güçlü bir konuma geleceğimizi düşünüyoruz. Tabi AB de bizimle birlikte daha da güçlenecek.

Kaynak: AB Haber