Türkiye'nin olmadığı bir AB kayıptadır
Türkiye'nin olmadığı bir AB kayıptadır
Avrupa’nın Türkiye için son derece önemli olduğunu dile getiren Ekonomi Bakanı Çağlayan, Gümrük Birliği’nin de Türkiye’ye sanayide, rekabette, rekabetçilikte çok önemli şeyler öğrettiğini söyledi. Bakan Çağlayan, Gümrük Birliği’nin imzalandığı 1 Ocak 1996 tarihine kadar yüksek koruma duvarları arasında sıkışmış bir Türkiye’nin ve Türk iş dünyasının dünya ile rekabeti öğrendiğini, bundan dolayı da Türkiye’nin bugün Avrupa’ya yapmış olduğu ihracatın yüzde 95’ini sanayi ürünlerinden yapan bir ülke olduğunu ifade etti. Ancak bugün Türkiye’nin Gümrük Birliği konusunda kendi aleyhine işleyen bir süreçle karşı karşıya olduğunu belirten Çağlayan, “Bilhassa bunu söylerken İsveç’in Avrupa Birliği konusunda Türkiye’ye vermiş olduğu desteğe ben de hükümetin bir üyesi olarak Türkiye Cumhuriyeti adına teşekkürlerimi sunuyorum. Türk halkı gerçekten kendine yapılan iyiliği de, kötülüğü de hiç unutmaz ve kendisine bir adım gelene her zaman beş adım gelen bir ülkedir. Bu anlamda Avrupa konusunda yapmış olduğunuz destekten hakikaten minnettarız” diye konuştu.
VİZE KONUSU
İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt’in dün yaptığı bir açıklamada “Türkiye’siz bir Avrupa Birliği’nin bir şey ifade etmeyeceğini” söylediğine dikkat çeken Bakan Çağlayan, İsveçli Bakanın vize konusuna da değindiğini belirterek, “Bu salondakilerin gururunu inciten ve onlara haksız bir rekabet unsuru olarak ortaya çıkan, adeta insan hakları ihlaline giren işadamlarına uygulanan vizenin yersiz olduğunu Sayın Bildt ifade etti. Vize konusu bugün de hükümetler arası görüşmede Sayın Başbakanlar tarafından dile getirildi” dedi.
Bakan Çağlayan, sözlerine şöyle devam etti:
“Şimdi bir Gümrük Birliği düşünün 17 yıldır ortaklık yapacaksınız, bütün sanayi ürünlerinde gümrüklerinizi sıfırlayacaksınız ve mevzuatlara uyma zorunluluğu ve mecburiyeti getireceksiniz ama diğer taraftan siz Avrupa Birliği olarak taahhütlerinize uymayacaksınız. Türk işadamının malı serbest gezerken kendisine vize uygulayacaksınız. Yetmezmiş gibi, ben de yıllarca bunu yaşamış biri olarak söylüyorum halen içimdeki acısı devam ediyor, bugün her ne kadar altı yıldan fazladır bakanlık yapıyor, diplomatik pasaporta sahip olsam bile ben bunun ızdırabını anlamak için empati yapmıyorum, çünkü ben de geçmişte aynı uygulamaya maruz kalan biriyim. Bir taraftan Avrupa Birliği serbest dolaşıma izin vermezken, bir taraftan da mallarımızın da serbest dolaşımına da izin vermeyen bir yapı içindedir.”
“AB CENTİLMENLİK DIŞI DAVRANIYOR”
Türkiye’nin Avrupa’nın en büyük kara araç filosuna sahip olduğunu söyleyen Bakan Çağlayan, “Maalesef Türkiye Avrupa’ya yapmış olduğu ihracatta, bilhassa transit geçişlerde neredeyse bütün gününü, başta ben, Ulaştırma Bakanımız, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı kendilerine verilen yetki ve görev çerçevesinde günümüzün büyük bir çoğunluğunu araç kota belgeleriyle yeni kota almakla geçiriyoruz. Ben bunun Avrupa Birliği tarafından Türkiye’ye karşı zaman zaman bir taktik olduğunu değerlendiriyorum. ‘Vizeyle uğraştıralım, mallarının serbest dolaşımını engelleyelim, bunlar doğru dürüst ticaret yapamasınlar biz onlara mal satmaya çalışalım.’ Bu asla centilmen olmayan bir davranıştır. Bunun centilmenlikle, serbest pazar ve serbest piyasa ekonomisiyle hiçbir alakası yoktur. Tamamıyla ticarette haksız rekabet unsurudur, insan hakları ihlalidir ve önemli bir teknik engeldir” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’NİN OLMADIĞI BİR AB KAYIPTADIR”
Bakan Çağlayan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu anlamda sizlerin bu konuda vereceği desteğin önemini bildiğim için bunları söylüyorum. Yoksa bu makamın AB’yi şikayet etme makamı olmadığını biliyorum. Ancak söylerken de tabi siz AB’nin üyesi olarak bu şikayetlerimizi en yakından bilen ve değerlendiren insanlarsınız. Bu anlamda AB, ‘Acaba Türkiye AB’nin tam üyesi olduğu zaman AB bundan kazanır mı kaybeder mi’ sorusunu mutlaka kendisine sorması lazım. Bugün Türkiye’nin olmadığı bir Avrupa Birliği şuanda kayıptadır.”
FACEBOOK YORUMLAR