Türkiye'nin AB üyeliği ABD'nin çıkarına değil

Wikileaks´in yayımladığı belgelerde,ABD´li diplomatların AB üyesi ülkelerdeki yetkililerle görüşmelerinde AB´li yetkililerinin Türkiye´nin AB üyeliğine karşı olduğunu ortaya koymalarına Brüksel´deki AB gözlemcilerinden çok farklı değerlendirmeler geldi.

Aslında son bir yıldır AB kulislerinde yüksek sesle ABD’nin Türkiye’ye kamuoyunda verdiği desteğin aslında sadece bir söylemden öte bir şey olmadığı yüksek sesle konuşuluyor.

Türkiye dosyasına hakim Avrupa Komisyonu’nun eski bir bürokratı ABHaber’e Wikileaks´in yayımladığı belgelerle tekrar gündeme gelen Türkiye’nin AB üyeliği sürecini çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Değerlendirme şöyle :

‘’AB’nin önemli ülkeleri Fransa ve Almanya’da Türkiye’nin AB üyeliğine sıcak bakmayan Alman CDU-CSU ile Fransız UMP partileriin Transatlantik ilişkileri çok yoğun ve derindir.Ama bu ülkelerdeki bu partilerin AB’yi tam olarak algılamakta zorluk çeken 21. yüzyılı anlamayan vizyonsuz siyasileri Türkiye’nin AB üyeliğine sürekli bir şekilde karşı çıkmışlardır.

Türkiye’nin üyesi olduğu bir AB küresel bir güç olma noktasında çok önemli bir konuma gelir.AB Ortadoğu,Kafkaslar,Orta Asya,hatta Balkanlardaki konumu çok daha güçlenir. Ve dünyada jeopolitik dengelerde büyük sarsıntı olur.Bu ABD’nin hiç bir zaman işine gelmez.ABD müttefiki olan Türkiye’nin AB üyeliğini kamuoyununda desteklemesi hatta ısrarcı olması Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyor anlamına gelmez.ABD gerçekten isteseydi önceden Türkiye AB üyesi olmuştu.Füze kalkanı konusuna bakacak olursak bir şekilde ABD istediğini AB’li müttefiklerine kabul ettirdi.Nasıl ABD Euro’nun güçlü bir para olmasını istemezse.Türkiye’nin AB üyeliği de işine gelmez.Karşısında küresel bir güç AB’yi görmek istemez.Ancak ABD çıkıp Euro’nun güçlü olmasına karşıyım veya Türkiye’nin AB üyeliğine karşıyım demez.Sonuçta ABD Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyorum diye müttefiki olan Türkiye’nin gönlünü bugüne kadar aldı.ABD’li başkanlarda sürekli Türkiye’nin AB üyeliğine olan desteklediklerini belirtti. Obama’da diğer başkanlar gibi Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyor.Ama değişen hiç bir şey yok.Zaten ABD’li yetkililer son aylarda Türkiye’nin AB üyeliğine verdikleri destekten sonra Türkiye ile ilgili kararı almak için AB’de oy hakkımız yok diyorlar. ABD 1980 yıllardan sonra AB’ye bastırsaydı bir şekilde Türkiye’nin AB üyeliği gerçekleşebilirdi.Ama maalesef pratikle teori birbiriyle örtüşmüyor. ABD´de bulunan düşünce kuruluşu RAND Corporation yayınladığı son raporunda Türkiye’nin AB üyeliğinin ABD’nin çıkarına olmadığını ortaya konuldu.’’

Editör Notu :Sevgili ABHaber okurları son iki yıldır.AB’de Türkiye dosyasına hakim hem Avrupa Parlamentosu hemde Avrupa Komisyonu’ndaki börokratların ABD’nin Türkiye’nin AB üyeliğine verdiği desteğin söylemden başka bir şey olmadığını yüksek sesle dile getiriyor.Sarkozy’nin ülkesi Fransa’daki Odalar Birliğinden Brüksel’de Eurochambres’ın düzenlediği bir etkinliğe katılan temsilcinin Türkiye’nin AB üyeliği ABD’nin işine gelmez.Güçlü AB ABD’nin çıkarına deği şeklindeki konuşması dikkat çekmişti.Aslında bu örnekleri çoğaltabilirsiniz. Maalesef kafalarını kuma sokan Alman ve Fransız siyasetçilerin AB’yi neden bir krizin içine soktuğu sadece Türkiye-AB üyeliği sürecinde izledikleri politikayla daha çok iyi anlaşılıyor.

Kaynak: ABHaber