Türkiye'de usulsüzlük haberine ödül
Türkiye'de usulsüzlük haberine ödül
Editör: Turkinfo.nl
15 Ekim 2010 - 21:57
Avrupa Parlamentosu Gazetecilik Ödüllerini bu yıl Polonyalı, İsveç, Macar ve İngiliz gazeteciler kazandı.
Ödül kazananlardan Kajsa Norell ve Nuri Kino İsveçte yayın yapan Sveriges Radio Ekot (İsveç Ulusal Radyosu haber merkezi) adlı radyoda Türkiyeye verilen AB yardımlarında yapıldığı belirtilen usulsüzlüğü konu alan haberleriyle Radyo Haberciliği dalında ödüle layık görüldü.
-AP OSKARLARI-
İki gazeteci bir hafta süren belgesel radyo-dizide, AB yardımlarının öngörüldüğü gibi Türkiyedeki yerel çiftçilere tamamen ulaşmadığı konusunu ele aldı. Program iki gazetecinin Türkiyenin güneydoğu dâhil, kırsal bölgelerinde ve Ankaradaki çalışmaları sonucu hazırlandı. Jüri programı ödüllendirirken, Mükemmel zamanlama ve uzunlukla karakterize edilen çok iyi bir araştırma diye tanımladı.
-VAHİM İDDİALARA ÖDÜL-
İsveçli gazeteciler ödüllük radyo programlarında şu iddialarda bulundular:
-ABnin Türkiyeye yaptığı mali yardımlar en savunmasız kesimlere ulaşmıyor. Hiçbir aday ABye uyum sağlaması için Türkiye kadar para almıyor. Ancak bizim araştırmamız paranın en çok ihtiyaç duyan kesimlere ulaşmadığını gösteriyor.
-Türkiyenin güneydoğusunda, Gülgöze köyünde, köyün lideri Mirza Akbulut, Avrupa Birliğini hiç duymamış. Birkaç bin yıl eski olan köyün yaşlısı Mirza Akbulut, ne olduğunu bilmiyorum. Avrupanın bizimle ne alakası olduğunu da anlamıyorum?
-Köydeki yaşam neredeyse modern yaşam olmadan sürüyor. Ancak bu amaçla AB milyarlarca İsveç Kronunu Türkiyeye tahsis etti. Türkiyedeki AB Komisyonu bürosunda hiç kimse şimdiye kadar ne kadar para yatırıldığının fotoğrafını çizemiyor. Biz tüm destek alanlarının fotoğrafını da çıkaramıyoruz, ancak parçalı olarak rakamlar elde edebilme imkânına sahibiz. Özetle 2004-2012 yılları arasında Türkiyeye 75 milyar İsveç Kronunun tahsis edildiği sonucuna ulaşıyoruz.
-Bu hesabın içinde, Türkiyenin öğrenci değişim programı Erasmus gibi Avrupanın geleneksel programlarına katılmasını öngören para da bulunuyor, büyük bölümü ise ülkeyi AB üyeliğine doğrudan hazırlamayı amaçlayan mali destekten oluşuyor.
-Mali kısmına gelince, Türkiye, bütün aday ile potansiyel aday ülkelerden daha fazla para alıyor. İkinci sırada gelen Sırbistana, Türkiye toplamının üçte birinden daha az para veriliyor.
-Mali desteğin beş bileşeninden biri, Türkiyenin yoksul bölgelerinde çok ihtiyaç duyulan, ülkeyi üyeliğe hazırlamak için kırsal kalkınma amaçlı. Ancak küçük Gülgöze köyünde hiç kimse o parayı görmedi.
-2007 yılından bu yana kırsal kalkınma için mali yardımlar Türk Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından ele alındı. Ancak bakanlık, başvuruları değerlendirerek, çiftçi ve köylülerin projeleri arasında parayı dağıtacak yetkilileri gerekli yerlerde konumlandırma uygulamasını başaramadı.
-Yaklaşık 7 milyar İsveç kronu her şeyin yerli yerinde olmasını bekler halde Bakanlıkta bekletiliyor. Ancak, 2013 yılı öncesinde para kullanılmadığı durumda ABye geri iade edilmesi gerekirken, ilgili makamlar yerinde olduğunda paranın tümünü harcamak için acele edilecek, ama ilgili makamların ne zaman yerinde olacakları bile beli değil.
-Para Türk makamlarından geçtikten sonra, başvuru yapmak kalıyor. Bu, özellikle okuma yazması çok olmayan buradaki çiftçiler için yapması, söylemesi kadar kolay değil.
-Helena Storm, İsveçin Ankara Elçisi birinci Sekreteri. Onunla, bir meslektaşla birlikte görüşüyoruz. AB yardımları için başvurular zordur, bu somut bir şeydir. Kaçakçılıkla ilgili önceki işimde Brükselde, yardım için başvurmayan profesyonel STKlarla bir araya geldim. Basitçesi, idari olarak çok zordur. Çok çetindir diyor Helena Storm.
-AB yardımlarının tanımasında başka bir sorun ise genelde sivil toplum olarak adlandırılan, STKlar ile sendikaların Türkiyede az gelişmiş olmasıdır.
-Tarımsal kalkınma, cinsler arası eşitlik ve insan hakları ile olağandışı karmaşık uygulama ve belgelerle başedebilme becerisine sahip olmayanlar gibi az sayıda kurum bunun üzerinde çalışmaktadır.
-STKların başvurularında yardımcı olmak için, özel bir organizasyon oluşturulmuş. Bu Levent Korkutun başkanı olduğu STGM adlı bir kuruluş. Levent Korkutla, modaya uygun giyinen gençlerin çoğunlukta olduğu, Türkiyenin geleceği için şarkı söyleyen ve az ileri de para dilenen kadının sadece 100 metre ötesinde İtalyan tarzı bir kafede görüştük. Korkut, Türk STKların çoğu orta sınıf ve entelektüeller tarafından kurulmuş, büyük kentlerde, gelişmiş kentlerde bulunmaktadır. Elit bir şeydir diyor. Korkut, Türkiyede potansiyel olarak AB yardımlarından yararlanabilecek organizasyonların durumunu çok iç karartıcı olarak tarif ediyor. Genelde iyi gelişmiş büyük şehirlerdeki elit kesimler gönüllü kuruluşlarla ilgilenmektedirler.
-KARANLIK ALAN-
Korkut, doğu bölgesini STKlar için karanlık bir alan olarak şöyle tanımlıyor:
Fakir parçalar karanlık noktalardır, STKlar açısından doğu ve batı arasında büyük fark vardır. Bu, çok ihtiyaç duyulmalarına karşın, güneydoğudaki fakir bölgelerin AB yardımlarından mahrum bırakılmasının bir başka nedenidir."
-DİĞER ÖDÜLLER-
AP, Avrupa Birliğine yasadışı göçle ilgili haberleri dolayısıyla Polonyalı Witold Szablowski, AByi genç kuşaklara anlatan bir televizyon programı dolayısıyla Macar gazeteci Zsolt Nemethi ve lakabı Nosemonkey adlı blogu dolayısıyla da İngiliz gazeteci James Clive-Matthewsi ödüle layık buldu.
FACEBOOK YORUMLAR