Türkiye yükselen güç
Türkiye yükselen güç
Editör: Turkinfo.nl
04 Mayıs 2012 - 21:15
Türkiyenin Orta Doğudaki rolü, özellikle son dönemlerde Washingtonda tartışmalara ve ihtilaflara neden oluyor. Bazı görüşler, bölgenin bir parçası olması itibarıyla Ankaranın daha fazla rol oynamasını desteklerken diğerleri, Recep Tayyip Erdoğan hükûmetinin İsraile yönelik benimsediği politika nedeniyle böyle bir role karşı çıkıyor. Bu politika, Amerikan Kongresindeki İsrail yanlılarını ve ABDdeki Yahudi diasporasının liderlerini öfkelendiriyor.
Türkiyenin bölgedeki rolüyle ilgili tartışmalar çerçevesinde üst düzey bir yetkili, bazı küçük çekinceleri olmasına rağmen Ankaranın oynadığı rolü destekler açıklamalarda bulundu. Bu yetkili, ABD Dışişleri Bakanlığı eski müsteşarı Nicholas Burns idi. Söz konusu yetkili Washingtonda, Türkiyenin rolüyle ilgili uzun bir müdahalede bulundu.
Burns müdahalesinin başlangıcında, Sovyetler Birliğinin yıkılması ve saha sonra soğuk savaş çerçevesinde Türkiyenin büyük önemini kaybetmesiyle yaygın olan kanaatin, Türkiyenin rolünün gerilediğinden ve Ankaranın uluslararası alanda yıldızının söndüğünden ibaret olduğunu belirtti. Amerikalı yetkili, Zaman, bu tahminlerin gerçekten tamamen uzak olduğunu kanıtladı. Türkiyenin rolü sadece Orta Doğuda değil, Avrupada da büyüdü. Öyle ki Türkiye şu an Avrupada yükselen güç ve bununla birlikte dünyadaki en nüfuzlu İslam ülkesidir. dedi.
Burns sözlerine şöyle devam etti: Türkiye ile Avrupa arasında bir karşılaştırma yapmak ne demek istediğimi ayrıntılı olarak açıklar. 2008 yılının güz aylarında başlayan mali krizden sonra, istisnasız bütün Avrupa ülkelerinin askerî ve ekonomik gücü geriledi. Ancak o dönemde Türkiyenin gücü arttı. Türkiyenin ekonomisi, dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biri. Üstelik Türkiyenin Orta Doğudaki nüfuzu, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkelere geleneksel bir şekilde bağlı olan ülkelerin nüfuzunu aştı.
Erdoğanın gerçekleştirdiği en önemli şeyin, İslama, ülkesindeki siyasi ve sosyal yaşamda daha büyük rol vermekten ibaret olduğunu belirten Burns, Bu adam gerçek bir dehayla, tarihî bir laik muhalefeti ve silahlı kuvvetler liderlerinin komplolarını karşısına alarak Türk gemisini yeni bir tarihî istasyona götürebildi. Daha sonra Erdoğan, tarafsız ara bulucu konumundan asıl taraf konumuna geçti. Ankara, İsrail ile Suriye gibi bazı Arap ülkeleri arasında ara bulucu rolünü üstlenirken Erdoğan ülkesini başka bir konuma taşıdı. Bu konum, açık ve belirli tutumları benimseyen bağımsız oyuncu konumudur. Nitekim İsraile karşı farklı politika benimsedi ve Batının güçlü baskılarına rağmen bundan geri adım atmadı. Daha sonra Esadın halkına karşı yaptığı ihlallere yönelik açık bir tutum benimsedi. Libyadaki devrimi destekledi. Bütün bunlar, Ankaranın daha önce benimsemeye özen gösterdiği temkinli ve tarafsız rolden tam bir vazgeçme mahiyetindeydi. ifadesinde bulundu.
Diplomatik hayatının uzun bir bölümünü, George Bush yönetimindeki ABD Dışişleri Bakanlığında geçiren Burns, ABD Başkanı Barack Obamayı övdü ve şunları söyledi: Başkan Obama, Erdoğan ile olan özel ilişkisinden vazgeçmesi için büyük baskılarla karşı karşıya kaldı ancak Obama bunu reddetti. Bu baskıların nedeni, Erdoğanın İsraile karşı düşmanca tavırlar sergilemesi ve Pentagonun Türk Silahlı Kuvvetlerindeki en yakın müttefiklerini hapse atmasıydı. Günümüzde Obama, gereğinden fazla Erdoğana güvendiği söylentilerinden dolayı çok eleştiriliyor. Zira eleştirenlere göre Türkiye Başbakanının politikaları bugünlerde, her zaman başarılı olmadığını gösteriyor.
Bu belki doğru olabilir. Ancak uluslararası dengeler, hızlı bir şekilde değişiyor. ABD´nin müttefiklerine bir emir verip onların derhâl bu emri yerine getirmeleri artık mümkün değil. Obamanın tutumunun, Orta Doğu´da hâlihazırda var olan durumlar nedeniyle en zekice tutum olduğunu düşünüyorum.
FACEBOOK YORUMLAR