Türkiye Sınırındaki Nükleer Tehdit: Metsamor
Türkiye Sınırındaki Nükleer Tehdit: Metsamor
Editör: Turkinfo.nl
26 Mart 2011 - 20:50
Japonya´daki depremin Fukuşima nükleer santralına verdiği zarar nükleer enerjinin güvenliği konusunda ciddi bir tartışma başlattı. Başka ülkelerdeki nükleer santralların güvenliği gündeme geldi. Kaygı yaratan nükleer santrallardan biri de - Türkiye sınırında - Ermenistan´daki Metsamor nükleer reaktörü... The Henry Jackson Society adlı düşünce kuruluşu uzmanı Alexandros Petersen Metsamor reaktörünün durumunu; nükleer enerji tartışmalarını değerlendirdi.
Ermenistanın batısında başkent Erivana 32 kilometre uzaklıktaki Metsamor nükleer santrali 1977 yılında 1nci derece deprem bölgesinde inşa edilmiş. Metsamor nükleer tesisi eski Sovyetler Birliği topraklarındaki en eski ikinci santral. Reaktörler, Türkiye sınırına yakın: Iğdırın 30 kilometre uzaklığında.
Japonyadaki 9,0 büyüklüğündeki depremin Fukuşima nükleer santralına verdiği zarar o bölgeyi çok ciddi bir nükleer tehditle karşı karşıya bıraktı. Kamuoyu nükleer enerjinin güvenilirliğini tartışırken tehdit oluşturabilecek diğer nükleer reaktörler de endişe kaynağı. Merkezi Londrada bulunan The Henry Jackson Society düşünce kuruluşundan uzman Alexandros Petersena göre, Metsamor nükleer reaktörü de ciddi bir tehdit: [Tehdit] olabilir. Birçok fay hattı üzerine kurulmuş. 1988 yılında Ermenistanda meydana gelen bir deprem üzerine kapatılmıştı. Daha sonra 1990lı yılların ortalarında yeniden faaliyete geçirildi. O geçiş döneminde de olabildiğince iyi bir şekilde muhafaza edilmedi. 1988 yılında çok bir şey olmadı o zaman güvenli olduğu tespit edilmişti ancak buna rağmen kapatılmıştı. Şimdi aradan yıllar geçti. Ayrıca bu tesis eski Sovyetler Birliği topraklarındaki ikinci en eski reaktörler. Dolayısıyla bu ciddi bir kaygı konusu: hem yaşı hem bulunduğu bölge açısından. Doğru, Türkiye sınırına 16 kilometre uzaklıkta. Ayrıca Gürcistana yakın, Azerbaycan, İrana da yakın. Yani bu sadece Ermenistan açısından bir sorun değil, tüm bölge açısından bir sorun.
Alexandros Petersen, nükleer santralin güçlendirilmesinin zor olduğunu söylüyor: Güçlendirilmesi zor olur. Fukuşimadan farklı olarak soğutma sistemi ayrı olarak inşa edilmiş yani bir felaket anında soğutma sistemi çalışmaya devam eder. Ancak reaktörün etrafında koruyucu bir kalkan yok. Örneğin Fukuşimada korucu kalkan depreme dayanabildi. Yani Japonyadaki felaketin boyutu ciddi ama çok daha ciddi bir felaketle karşı karşıya kalabilirdik. Metsamor açısından baktığımızda ise soğutma sistemi iyi ancak koruyucu kalkanın olmaması sorun oluşturuyor. Yani patlama veya radyasyon riski ciddi. Çernobil çağrışımları yapmak istemiyorum, ama Metsamorun inşası konusunda ciddi kaygılar var.
Petersen, Japonyadaki depremin yol açtığı radyasyon tehdidi nükleer enerjiden bir uzaklaşmaya yol açabileceğini düşünüyor en azından siyasi nedenlerle: Siyasi olarak bir kaçış olacağını düşünüyorum. Bazı önlemler de alınacaktır yani fay hatları üzerine nükleer enerji tesisleri inşa etmemeliyiz. Ancak yine de bu felaket nükleer enerji teknolojisi konusunda bir şey kanıtlamıyor. Aynı bölgede çok büyük bir rafineri kurulsaydı yine de büyük bir felaket olurdu. Şunu demek istiyorum bu olay nükleer enerjiyle diğer enerji türleri arasındaki kıyaslama bakımından belirleyici bir şey yok. Ama olayın siyasi etkilerini göz önünde bulundurmamız gerekecek. Yani 70li ve 80li yıllarda gördüğümüz nükleer enerji karşıtı hareket canlanabilir.
Geçen hafta Zaman gazetesine konuşan Enerji Bakanı Taner Yıldız, Ermenistan´ın Metsamor nükleer reaktörünün kapatılması amacıyla uluslararası girişimlerini arttıracaklarını, söyledi.
Ermenistanın batısında başkent Erivana 32 kilometre uzaklıktaki Metsamor nükleer santrali 1977 yılında 1nci derece deprem bölgesinde inşa edilmiş. Metsamor nükleer tesisi eski Sovyetler Birliği topraklarındaki en eski ikinci santral. Reaktörler, Türkiye sınırına yakın: Iğdırın 30 kilometre uzaklığında.
Japonyadaki 9,0 büyüklüğündeki depremin Fukuşima nükleer santralına verdiği zarar o bölgeyi çok ciddi bir nükleer tehditle karşı karşıya bıraktı. Kamuoyu nükleer enerjinin güvenilirliğini tartışırken tehdit oluşturabilecek diğer nükleer reaktörler de endişe kaynağı. Merkezi Londrada bulunan The Henry Jackson Society düşünce kuruluşundan uzman Alexandros Petersena göre, Metsamor nükleer reaktörü de ciddi bir tehdit: [Tehdit] olabilir. Birçok fay hattı üzerine kurulmuş. 1988 yılında Ermenistanda meydana gelen bir deprem üzerine kapatılmıştı. Daha sonra 1990lı yılların ortalarında yeniden faaliyete geçirildi. O geçiş döneminde de olabildiğince iyi bir şekilde muhafaza edilmedi. 1988 yılında çok bir şey olmadı o zaman güvenli olduğu tespit edilmişti ancak buna rağmen kapatılmıştı. Şimdi aradan yıllar geçti. Ayrıca bu tesis eski Sovyetler Birliği topraklarındaki ikinci en eski reaktörler. Dolayısıyla bu ciddi bir kaygı konusu: hem yaşı hem bulunduğu bölge açısından. Doğru, Türkiye sınırına 16 kilometre uzaklıkta. Ayrıca Gürcistana yakın, Azerbaycan, İrana da yakın. Yani bu sadece Ermenistan açısından bir sorun değil, tüm bölge açısından bir sorun.
Alexandros Petersen, nükleer santralin güçlendirilmesinin zor olduğunu söylüyor: Güçlendirilmesi zor olur. Fukuşimadan farklı olarak soğutma sistemi ayrı olarak inşa edilmiş yani bir felaket anında soğutma sistemi çalışmaya devam eder. Ancak reaktörün etrafında koruyucu bir kalkan yok. Örneğin Fukuşimada korucu kalkan depreme dayanabildi. Yani Japonyadaki felaketin boyutu ciddi ama çok daha ciddi bir felaketle karşı karşıya kalabilirdik. Metsamor açısından baktığımızda ise soğutma sistemi iyi ancak koruyucu kalkanın olmaması sorun oluşturuyor. Yani patlama veya radyasyon riski ciddi. Çernobil çağrışımları yapmak istemiyorum, ama Metsamorun inşası konusunda ciddi kaygılar var.
Petersen, Japonyadaki depremin yol açtığı radyasyon tehdidi nükleer enerjiden bir uzaklaşmaya yol açabileceğini düşünüyor en azından siyasi nedenlerle: Siyasi olarak bir kaçış olacağını düşünüyorum. Bazı önlemler de alınacaktır yani fay hatları üzerine nükleer enerji tesisleri inşa etmemeliyiz. Ancak yine de bu felaket nükleer enerji teknolojisi konusunda bir şey kanıtlamıyor. Aynı bölgede çok büyük bir rafineri kurulsaydı yine de büyük bir felaket olurdu. Şunu demek istiyorum bu olay nükleer enerjiyle diğer enerji türleri arasındaki kıyaslama bakımından belirleyici bir şey yok. Ama olayın siyasi etkilerini göz önünde bulundurmamız gerekecek. Yani 70li ve 80li yıllarda gördüğümüz nükleer enerji karşıtı hareket canlanabilir.
Geçen hafta Zaman gazetesine konuşan Enerji Bakanı Taner Yıldız, Ermenistan´ın Metsamor nükleer reaktörünün kapatılması amacıyla uluslararası girişimlerini arttıracaklarını, söyledi.
FACEBOOK YORUMLAR