Türkiye geçiş yolu
Türkiye geçiş yolu
Editör: Turkinfo.nl
09 Mayıs 2012 - 21:03
Tarafların üç yıl önce görkemli bir törenle imzaladığı Nabucco doğal gaz boru hattı anlaşması, önemli bir işbirliğinin başlangıcı olarak görüldü. Avrupa son 20 yıldır artan doğal gaz ihtiyacını karşılamak ve Rusyaya olan bağımlılığını azaltmak için, farklı kaynaklardan, farklı güzergahlardan enerji arayışlarına girdi.
Bunlardan biri özellikle Türkiye üzerinden geçmesi planlanan Güney Enerji Koridoruydu. Mevcut projelere yönelik iyimserlik azalmadı ama zamanla alternatif arayışları genişledi. Siyasi dinamikler değişse de, Avrupanın enerji pazarını çeşitlendirme arayışları devam etti. Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkilerinin enerji boyutunu değerlendiren Finlandiyadaki Tampere Üniversitesi araştırmacısı Dicle Korkmaz-Temel Amerika´nın Sesi´ne şöyle konuştu:
Haritaya baktığınızda ABnin doğal gaz ithalatı yapmadığı, Ortadoğu ve Kafkas bölgesini görüyorsunuz. Hepimiz biliyoruz ki Türkiyenin güneyinde ve güneydoğusunda tüm dünya rezervlerinin yüzde 70e yakını yatıyor. Tabi ki bu çok büyük bir kaynak ve AB de bu kaynaklara ulaşmak istiyor. Bu kaynaklara ulaşmak istemesi bence çok doğal ve sürdürülebilir bir amaç. Sürdürülmesi gereken de bir amaç AB perspektifinden. Bu anlamda samimi olduğunu düşünüyorum ben. Yeterli kaynak aktarıyor mu? Nabucconun sponsorlarından biri Avrupa Birliği. Fakat politik bazı sorunlar var. Her şey ABye kalmış değil. Gazın nereden geleceği, ne kadar gaz geleceği, bütün bunlar ABnin dışında belirlenen dinamikler. Temel sorun ABnin desteğinden ziyade, hangi gazın ne zaman, ne kadar miktarda ABye geleceği. Bence temel mesele bu.
Dicle Korkmaz-Temele göre Avrupa Birliği, Türkiyenin geçiş yolu üzerinde olduğu Güney Enerji Koridoruna destek verme konusunda samimi:
Türkiyeden geçebilecek iki boru hattı projesi var. Nabucco ve TANAP denilen Trans-Anatolian Gas Pipeline var. Görülen o ki TANAP, Nabuccoyla arasındaki rekabeti kazanabilir. Azerbaycanla Türkiyenin yaptığı anlaşmaya göre 2017 itibarıyla, 10 milyar metreküplük gaz Türkiye üzerinden Avrupaya gidecek. Ama Avrupaya ulaştıktan sonra hangi koridoru takip edecek, gaz Orta Avrupaya mı gidecek, güney Avrupaya mı gidecek, bu henüz müzakere aşamasında. Kim karar veriyor? Azerbaycandaki Şahdeniz 2 konsorsiyumu karar veriyor ve bu konsorsiyumun toplantısı ya bu Haziranda, ya da bir görüşe göre de 2013 Haziranını bulabileceği söyleniyor. ABnin dışında dinamikler var, gaz ABnin değil, Türkiyenin de değil, gaza sahip ülkeler bazı dinamikleri belirliyorlar, AB bu süreçte kendine en olası seçenekleri desteklemeye çalışıyor.
Uzmana göre tüm bu beklentiler, doğal gazının yüzde 40ını Rusyadan alan Avrupanın bağımlılığını daha uzun bir süre azaltmayacak.
Bütün dünyada ispatlanmış doğal gaz rezervlerinin yüzde 24ü Rusyada. Azerbaycanın, Türkmenistanın çok daha az rezervi var. Dolayısıyla zaten Rusyadan belli miktarda gaz gelecek. ABnin yapmak istediği, bu gazın belki miktarını azaltmak ya da alternatif yollar aramak. Bu alternatif yollardan biri sadece gaz değil, LNG formatından da gaz almak istiyor Avrupa Birliği, ya da Akdeniz ülkeleriyle işbirliğine geçerek yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak istiyor. Dolayısıyla farklı kollardan hem kaynak ülke, hem rota, ama aynı zamanda hem enerji cinsi olarak farklılaşmaya gitmek istiyor. Sadece rota olarak düşünülmemesi gerekir.
Avrupa Birliği içinde Türkiyenin üyeliğine yönelik değişik sesler çıkması, enerji alanındaki ilişkileri olumsuz etkileyen unsurlardan biri. Birlik, 2005 yılında enerji piyasalarını güneydoğu Avrupa ve ötesine yaymak amacıyla, üçüncü ülkelerle birlikte Avrupa Enerji Topluluğunu kurdu. Avrupa Birliği Türkiyenin Enerji Topluluğuna dahil olmasını istiyor, ama Ankara buna karşı. Dicle Korkmaz-Temel Türkiye tam üye olmak ve o mevzuatın karar merciinde olmak istiyor. Enerji Topluluğunun kararları bağlayıcı hükümler, bundan dolayı da Türkiye gözlemci statüsünü korumak istiyor, diyor.
Bununla birlikte Güney Enerji Koridorunun kapsamı da genişliyor. Yani Türkiye bu enerji yolunun dışında da kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Dicle Korkmaz-Temel Güney Kıbrıs´ın İsrail´le Akdeniz´de doğal gaz arama çalışmalarına dikkati çekiyor:
Yakın zamanda Kıbrıs açıklarında, İsraille birlikte bulunan gaz rezervleri var. Bunlar önemli miktarda görünüyor. Bu uzun vadede Türkiyeden de geçebilir, Kıbrıs sorunu çözülebilirse. Ama bir taraftan da, Akdenizin altına kurulacak bir boru hattından yararlanarak, Yunanistan üzerinden Avrupaya dağılması söz konusu olabilir. Ya da LNG olarak gidebilir. Tüm bunlar Güney Koridorunun bir parçası, Türkiyeden geçmese bile ABnin bir parçası. Güney Koridoru geniş bir anlam. Türkiyeden geçebilecek boru hatlarını kapsamıyor Bu çok ciddi bir gelişme bence. Şu an için AB sessiz kalmış durumda. Temmuz itibarıyla dengeler değişecekmiş gibi görünüyor. 1 Temmuzda Kıbrıs AB dönem başkanlığını devralacak, bu konu sık sık gündeme gelecek ve biz Kıbrıs sorununu da epey sık duyacağız, hem ABde, hem de Türkiyede.
Kıbrıs sorunu, Türkiyenin Avrupa Birliği üyeliğinin önündeki en büyük engellerden biri. Birlik, Türkiyeyle müzakerelerde enerji başlığını da açmayı reddediyor. Güney Kıbrısın bu yılın ortasında Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralmasıysa, Ankara-Brüksel ilişkilerini yalnızca siyasi olarak değil, aynı zamanda enerji işbirliği alanında da gereceğe benziyor.
Bunlardan biri özellikle Türkiye üzerinden geçmesi planlanan Güney Enerji Koridoruydu. Mevcut projelere yönelik iyimserlik azalmadı ama zamanla alternatif arayışları genişledi. Siyasi dinamikler değişse de, Avrupanın enerji pazarını çeşitlendirme arayışları devam etti. Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkilerinin enerji boyutunu değerlendiren Finlandiyadaki Tampere Üniversitesi araştırmacısı Dicle Korkmaz-Temel Amerika´nın Sesi´ne şöyle konuştu:
Haritaya baktığınızda ABnin doğal gaz ithalatı yapmadığı, Ortadoğu ve Kafkas bölgesini görüyorsunuz. Hepimiz biliyoruz ki Türkiyenin güneyinde ve güneydoğusunda tüm dünya rezervlerinin yüzde 70e yakını yatıyor. Tabi ki bu çok büyük bir kaynak ve AB de bu kaynaklara ulaşmak istiyor. Bu kaynaklara ulaşmak istemesi bence çok doğal ve sürdürülebilir bir amaç. Sürdürülmesi gereken de bir amaç AB perspektifinden. Bu anlamda samimi olduğunu düşünüyorum ben. Yeterli kaynak aktarıyor mu? Nabucconun sponsorlarından biri Avrupa Birliği. Fakat politik bazı sorunlar var. Her şey ABye kalmış değil. Gazın nereden geleceği, ne kadar gaz geleceği, bütün bunlar ABnin dışında belirlenen dinamikler. Temel sorun ABnin desteğinden ziyade, hangi gazın ne zaman, ne kadar miktarda ABye geleceği. Bence temel mesele bu.
Dicle Korkmaz-Temele göre Avrupa Birliği, Türkiyenin geçiş yolu üzerinde olduğu Güney Enerji Koridoruna destek verme konusunda samimi:
Türkiyeden geçebilecek iki boru hattı projesi var. Nabucco ve TANAP denilen Trans-Anatolian Gas Pipeline var. Görülen o ki TANAP, Nabuccoyla arasındaki rekabeti kazanabilir. Azerbaycanla Türkiyenin yaptığı anlaşmaya göre 2017 itibarıyla, 10 milyar metreküplük gaz Türkiye üzerinden Avrupaya gidecek. Ama Avrupaya ulaştıktan sonra hangi koridoru takip edecek, gaz Orta Avrupaya mı gidecek, güney Avrupaya mı gidecek, bu henüz müzakere aşamasında. Kim karar veriyor? Azerbaycandaki Şahdeniz 2 konsorsiyumu karar veriyor ve bu konsorsiyumun toplantısı ya bu Haziranda, ya da bir görüşe göre de 2013 Haziranını bulabileceği söyleniyor. ABnin dışında dinamikler var, gaz ABnin değil, Türkiyenin de değil, gaza sahip ülkeler bazı dinamikleri belirliyorlar, AB bu süreçte kendine en olası seçenekleri desteklemeye çalışıyor.
Uzmana göre tüm bu beklentiler, doğal gazının yüzde 40ını Rusyadan alan Avrupanın bağımlılığını daha uzun bir süre azaltmayacak.
Bütün dünyada ispatlanmış doğal gaz rezervlerinin yüzde 24ü Rusyada. Azerbaycanın, Türkmenistanın çok daha az rezervi var. Dolayısıyla zaten Rusyadan belli miktarda gaz gelecek. ABnin yapmak istediği, bu gazın belki miktarını azaltmak ya da alternatif yollar aramak. Bu alternatif yollardan biri sadece gaz değil, LNG formatından da gaz almak istiyor Avrupa Birliği, ya da Akdeniz ülkeleriyle işbirliğine geçerek yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak istiyor. Dolayısıyla farklı kollardan hem kaynak ülke, hem rota, ama aynı zamanda hem enerji cinsi olarak farklılaşmaya gitmek istiyor. Sadece rota olarak düşünülmemesi gerekir.
Avrupa Birliği içinde Türkiyenin üyeliğine yönelik değişik sesler çıkması, enerji alanındaki ilişkileri olumsuz etkileyen unsurlardan biri. Birlik, 2005 yılında enerji piyasalarını güneydoğu Avrupa ve ötesine yaymak amacıyla, üçüncü ülkelerle birlikte Avrupa Enerji Topluluğunu kurdu. Avrupa Birliği Türkiyenin Enerji Topluluğuna dahil olmasını istiyor, ama Ankara buna karşı. Dicle Korkmaz-Temel Türkiye tam üye olmak ve o mevzuatın karar merciinde olmak istiyor. Enerji Topluluğunun kararları bağlayıcı hükümler, bundan dolayı da Türkiye gözlemci statüsünü korumak istiyor, diyor.
Bununla birlikte Güney Enerji Koridorunun kapsamı da genişliyor. Yani Türkiye bu enerji yolunun dışında da kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Dicle Korkmaz-Temel Güney Kıbrıs´ın İsrail´le Akdeniz´de doğal gaz arama çalışmalarına dikkati çekiyor:
Yakın zamanda Kıbrıs açıklarında, İsraille birlikte bulunan gaz rezervleri var. Bunlar önemli miktarda görünüyor. Bu uzun vadede Türkiyeden de geçebilir, Kıbrıs sorunu çözülebilirse. Ama bir taraftan da, Akdenizin altına kurulacak bir boru hattından yararlanarak, Yunanistan üzerinden Avrupaya dağılması söz konusu olabilir. Ya da LNG olarak gidebilir. Tüm bunlar Güney Koridorunun bir parçası, Türkiyeden geçmese bile ABnin bir parçası. Güney Koridoru geniş bir anlam. Türkiyeden geçebilecek boru hatlarını kapsamıyor Bu çok ciddi bir gelişme bence. Şu an için AB sessiz kalmış durumda. Temmuz itibarıyla dengeler değişecekmiş gibi görünüyor. 1 Temmuzda Kıbrıs AB dönem başkanlığını devralacak, bu konu sık sık gündeme gelecek ve biz Kıbrıs sorununu da epey sık duyacağız, hem ABde, hem de Türkiyede.
Kıbrıs sorunu, Türkiyenin Avrupa Birliği üyeliğinin önündeki en büyük engellerden biri. Birlik, Türkiyeyle müzakerelerde enerji başlığını da açmayı reddediyor. Güney Kıbrısın bu yılın ortasında Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralmasıysa, Ankara-Brüksel ilişkilerini yalnızca siyasi olarak değil, aynı zamanda enerji işbirliği alanında da gereceğe benziyor.
FACEBOOK YORUMLAR