Türkiye AB'den uzaklaşmasın
Türkiye AB'den uzaklaşmasın
Editör: Turkinfo.nl
12 Ekim 2010 - 14:42
AB, dünyanın diğer büyük aktörleri karşısında azalan ağırlığını artırmak ve kıta topraklarındaki İslamın istikrarı için Türkiye´ye ihtiyaç duyuyor. Kaçırılmaması gereken ülke olarak Türkiye´nin çekici vizyonu, Sofya´da Mihail Gorbaçov yönetiminde 7-8 Ekim´de yapılan uluslararası bir konferans "Avrupa Doğu´ya Bakıyor"da geniş olarak yer aldı. Konferans, eski SSCB Başkanının yönettiği New Policy Forum ve Bulgaristan Slavyani Vakfı tarafından organize edildi.
Eski Türk Başbakan Mesut Yılmaz konferansta, AB´nin Türkiye´ye zamanla daha fazla ihtiyaç duyacağını belirtti. Yılmaz´a göre Brüksel, geçmişte Ankara´ya sunabileceği kozları kaybetti ve kaynakları da Türk gelişimi için yetersiz. Türkiye; Rusya, Çin ve Suudi Arabistan´ı içine alan pazar çeşitliliği sayesinde güçlü bir ekonomik büyüme yaşıyor.
IMF´nin öngörülerine göre Türkiye´nin gayri safi millî hasılası, 2010´da 7,8 olarak büyüyecek ve bu da kriz karşısında sağlam bir toparlanmayı vurguluyor. Diğer Türkler gibi Yılmaz da, Alman Şansölye Angela Merkel tarafından ortaya atılan "imtiyazlı ortaklık" formülünü reddetti ve AB´yi sözlerini yerine getirmemekle suçladı. 1963´te ortaklık anlaşması imzalayan Türkiye, 1987´de AB´ye girmek istedi ve 2005´te bunu müzakere etmeye başladı.
Gorbaçov´un yirmi yıldan fazla bir süredir "Soğuk Savaş"a son vermeyi kanalize etmek için "Avrupa güvenlik mimarlığı" ve "Vancouver´den Vladisvostok´a ortak ev" gibi ortaya attığı kavramlar; Çin, Hindistan, Brezilya veya Türkiye gibi diğer güç merkezlerinin teyit edildiği bir dünyada AB´ye ağırlığını koruma fırsatı veren ittifaklar ve takımlar arama konusunda şimdi önem kazanıyorlar. Türkiye ile Avrupa bağlarını güçlendirme argümanları, Rusya ile bağları güçlendirmenin lehinde olan argümanlardan ayrılıyor. Rus yanlısı iddia, bugün özellikle güvenlik ve hammadde konusunda yoğunlaşıyor. Türk yanlısı iddia ise İran ve Orta Doğu´daki sorunların çözümüne yönelik Ankara´nın yaratıcı dış politikasında ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın İslami tutumuyla demokratikleşme politikasında yoğunlaşıyor.
Türkiye, mükemmel bir elite sahip ve 2015´te Türkiye´nin Avrupa´nın ikinci ekonomisi olacağının altını çizen Münih Dış Politika Toplumu Başkanı Horst Mahr´ın söylediğine göre, Irak´a saldırmak için ABD´ye topraklarını kullanma izni vermeyi reddettiği zaman Arap dünyasındaki prestijini teyit etti. Horst Mahr´a göre AB ve Türkiye, iki tarafın birleşmesinden daha fazlası olacaklar ancak Avrupa, önyargılar ve vizyon eksikliği nedeniyle Türk yanlısı siyaset geliştirme kapasitesindeki cesur devletlerden yoksun.
Karadeniz Ekonomik İş Birliği Örgütü Genel Sekreteri Leonidas Chrysanthopoulos konuşmasında, AB´nin Türkiye´yi kazanmayı çok isteğini belirtti. Bu örgütün büyük projelerinden biri olan Karadeniz Ring Otoyolu, bu denizin 210 kilometrelik kıyısının bulunduğu Abhazya´nın çözümlenmemiş anlaşmazlığından etkilenmiş görünüyor. 2014 Kış Olimpiyat Oyunları´nın yapılacağı Rus Soçi kenti, katılımcı bir proje için yolun sonunda, çıkışı olmayan bir sokağa dönüşüyor böylece. Türkiye, Gürcistan´ın kendi toprağı olarak addettiği ve Rusya´nın da devlet olarak tanıdığı Abhazya ile var olan tarihî bağlardan dolayı bu bölge için çözüm arayışına katkıda bulunabilir.
Fransız siyasetçi George Freche, Türkiye´den, radikal El Kaide´nin yayılmasını engelleyen, Avrupa´daki İslam toplumu için istikrar faktörü şeklinde bahsetti. Türkiye yanlısı iddiaya, UNESCO Genel Sekreteri Federico Mayor Zaragoza´nınki de eklendi. Zaragoza´ya göre bu ülke, bir an önce AB´nin bir parçası olmalı. "Russia in Global Affairs" dergisinin yönetmeni Fedor Lukianos´a göre, Brüksel genişleme karşısında "yorgunluktan" "paniğe" geçti. Avrupa´da kökleri Jean Marie Le Pen´nin aşırı muhafazakârlığında bulunmayıp da İslam tarafından tehdit edilen liberal ideolojilerde bulunan yeni bir yabancı düşmanlığı mevcut.
Eski SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov için, Avrupa´nın yabancı düşmanlığının iç tehditleri dış tehditlerden daha güçlü. Gorbaçov´a göre Rusya, totaliterlikten özgürlük ve demokrasiye zor bir geçiş döneminde bulunuyor. İşsizlik, duraksama ve patlamalar olan bir süreç, fakat "işliyor". Ona göre, "Rusya´yı korkudan kurtarmanın" ve aynı zamanda AB ve ABD ile güçlerimizi birleştirmenin zamanıdır. Gorbaçov, "Bu, yekpare bir şey yaratılacağı anlamına değil bir yol seçmek ve bunun için ilerlemek anlamına geliyor." diye açıklıyor.
Diğer yandan, Kiev Uluslararası Göreceli Çalışmalar Merkezi Başkanı Anatoli Orel´e göre bu yıl Ukrayna Devlet Başkanlığına Victor Yanukovich´in gelmesiyle başlayan yeni Ukrayna-Rus ilişkileri, Avrupa´da başka bir istikrar faktörüne işaret ediyor. Orel, geçenlerde Yanukovich ve Rus Cumhurbaşkanı Medvedev tarafından kararlaştırılan (Azov Denizi çıkışındaki) Kerch Boğazı üzerindeki köprünün inşaatının bunun sembolik göstergesi olduğundan bahsetti.
FACEBOOK YORUMLAR