Türkiye AB üyesi olsun ama
Türkiye AB üyesi olsun ama
Türkiye AB üyesi olsun ama...
Financial Times yazarı Gideon Rachman, AByi iyi yüzlüğe son verip samimi olmaya çağırırken Türkiyenin ABye alınması ancak bunun için kurallar değiştirilerek tam dolaşım hakkı içermeyen bir formül benimsenmesi gereğini savundu
Rachman, yazısında ABD Başkanı Barack Obama hem de İngiltere Başbakanı David Cameronun göreve başladıktan birkaç ay sonra TBMMye hitap etmelerinin, Türkiyenin Batı dünyası için taşıdığı önemi net bir biçimde ortaya koyduğunu kaydetti.
Buna karşın Türkiye bugünlerde Batı için giderek artan bir endişe kaynağıdır, Batı ile ilişkileri hızla bozulan önemli bir ülkedir savına yer veren yazar, bu çerçevede Türkiyenin BMGKnde İrana yaptırımlara karşı oy kullanması ve İsrail ile ilişkilerde tehlikeli husumete dikkat çektikten sonra Batı ile belirsiz ilişkisini esasen simgeleyenin, Türkiyenin ABye katılma yönündeki sonuçsuz çabaları olduğu görüşünü de dile getirdi.
Samimi olma zamanı
İngilizcede Talking Turkey ifadesinin, samimi konuşup konunun özüne inmek anlamına geldiğini belirten Rachman, Ancak ABde talking Turkey, hileli ve kaçamak sözleri eş anlamlı hale geldi ifadesini kullandı. FT yazarı, Merkel ve Sarkozynin Türkiyenin AB üyeliğine karşı olduklarını açık bir biçimde ortaya koyduklarını belirtirken Türk hükümeti, hala Avrupaya katılmak istediğini söylüyor ancak dış politikasının anlaşılabilir bir sabırsızlığı yansıtıyor dedikten sonra şöyle devam etti:
Gerçekten talk Turkey ve samimi olmak zamanı geldi. Türkiye, ABye katılırsa eğer, harika bir şey olur. Ancak bu, Türkiye ile ABnin geri kalan bölümü arasında tam serbest dolaşımı içermemelidir.
Rachman, Bulgaristan ve Romanya gibi bazı yeni üyeler için tam dolaşım hakkını yedi yıl erteleyen geçici ayarlamaların yapıldığını anımsattığı yazısında şu ifadeler yer verdi:
Çalışma yok, seyahat var
Ancak kurallar bellidir. Sonunda tüm AB vatandaşları, eşit haklardan yararlanacak. Bu kuralların, Türkiyenin AB katılımının gerçekleşebilmesi için değişmesi gerekecek. Türk üyeliği ABye kitlesel göç olasılığı anlamına geldiği sürece Avrupalı seçmenleri kabul ettirmek imkânsız olacak.
İngiltereye göç eden yarım milyonu aşkın Polonyalı ile Fransanın Romaları sınır dışı etme kararına dikkat çekildiği yazıda Hollandadaki seçimlerde göç karşıtı radikal sağın yükselişinin, özellikle Türkiye gibi Müslüman ülkelerinden kitlesel göçün bazı Batı Avrupa ülkelerinde iç siyasetindeki dengeleri değiştirebileceğini kanıtladığı öne sürüldü.
Serbest dolaşım hakkı olmadan da AB üyeliğinin, Türkiye için birçok avantajı olacağını öne süren Rachman, Avrupa Parlamentosundaki ağırlık, mali ve yapısal yardım, tek pazara tam erişim, ABnin dış politikasında tam söz hakkı gibi unsurları sıralarken, Türk vatandaşlarının ABnin her yerinde çalışma hakkı olmaz ancak seyahat önemli ölçüde kolaylaşır diye yazdı
FACEBOOK YORUMLAR