Türkiye, AB üyeliğine 2014'de hazır
Türkiye, AB üyeliğine 2014'de hazır
Editör: Turkinfo.nl
07 Aralık 2010 - 22:11
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, uygulanan çifte standartlara rağmen Türkiye´nin AB üyeliği için sabırlı olmaya sürdüreceğini belirterek, Türkiye´nin kendi iç çalışmalarını tamamlayarak 2014 yılında AB´ye üyeliğe hazır olacağını kaydetti.
Bağış, Kopenhag´daki temasları çerçevesinde Danimarka Avrupa Hareketi tarafından düzenlenen konferansa katılarak, ağırlıklı olarak Türkiye´nin AB üyelik sürecini anlattı ve soruları yanıtladı.
AB ile süreçte gelinen nokta ile bilgi veren Bağış, bazı AB ülkelerinin Türkiye´ye karşı hala önyargılı olduğunu belirterek, ´´bilim adamı Einstein´in dediği gibi, bazen önyargıları yok etmenin atomu parçalamaktan daha zor olduğunu" kaydetti. Bağış, Türkiye´nin AB için bir yük değil, katkı getirici olduğunu söyleyerek, bunun AB ilerleme raporlarıyla da saptandığını kaydetti. Bağış, Türkiye´nin kendi iç çalışmalarını yaparak ve mevzuatlarını uyumlaştırarak, 2014 yılında AB´ye üye olmaya hazır hale geleceğini de bildirdi.
Türkiye´nin açması gereken fasılların bazılarının bloke edilmesine karşın yapılan bütün bu çalışmalarla Türkiye´nin kendi standartlarının yükseldiğini belirten Bağış, bunun da sürecin fasıl açmaktan daha önemli olduğunu gösterdiğini bildirdi. Bakan Bağış, Türk halkının daha iyi yaşam standartlarını hak ettiğini ve yapılmakta olan reformlar için en önemli itici güçlerden birinin AB süreci olduğunu söyleyerek, yapılan ve yapılmakta olan reformlar hakkında bilgi verdi.
Bakan Bağış, Danimarka´nın Türkiye´yi üyelik sürecinde desteklediğini hatırlatarak, bunun için teşekkür etti. Terörle mücadele konusuna da değinen Bağış, "Herkes güvende olana kadar, hiç kimse güvende olmayacak" diyerek, bu mücadelesinde Türkiye´ye destek olunması gerektiğini bildirdi.
Bazı fasılların bloke olmasının adil olmadığını, bazı kurucu ülkelerin Kıbrıs Rum kesiminin arkasına saklamasını görmenin gülünç olduğunu belirterek, Kıbrıs sorununun Rum kesiminin AB´ye girmesi için bir sorun yaratmadığını, ancak Türkiye´nin önüne bir engel olarak çıkartıldığını, bunun da hiç adil olmadığını belirtti.
Bağış, Kıbrıs sorununun çözümü için en iyisini yapmaya çalıştıklarını, süren görüşmelere destek verdiklerini anlatarak, iki tarafça kararlaştırılan ve halklar tarafından kabul gören bir çözümü Türkiye´nin de destekleyeceğini belirtti ve Rum kesiminin çözüm konusundaki isteksizliğine işaret etti.
Türk ekonomisinin gücüne ilişkin rakamlar veren Bağış, enerji kaynaklarına ulaşım açısından da Türkiye´nin kritik bir konumda bulunduğunu anımsatarak, ancak buna rağmen enerji faslının Rumların itirazı nedeniyle hala açılamadığını kaydetti.
Bakan Bağış, Türkiye´nin İslam ile demokrasiyi iyi bütünleştiren bir ülke olarak diğer İslam ülkeleri için de iyi bir model olduğunu belirterek, Avrupa ülkelerinin Müslüman vatandaşlara sahip olduğunu, bu ülkelerdeki terör olaylarının da genelde kendi içindeki vatandaşlardan geldiğini, bunun için bu kişilere yanlış değil doğru mesajlar verilmesinin çok önemli olduğunu kaydetti. Bağış, bu nedenle Türkiye´nin İslamiyet ile demokrasinin aynı anda olabileceğinin en önemli kanıtlarından biri olarak doğru mesajlar verdiğini belirtti.
Türk halkının AB üyeliğine desteğinin düştüğü yönündeki görüşlerin hatırlatılmasına karşılık Bağış, bunun sorulan sorunun şekline göre değiştiğini belirterek, halka "Türkiye AB´ye kabul edilecek mi" diye sorulduğu zaman buna inanan oranın yüzde 35 olduğunu, ancak "AB´ye üye olmak istiyor musunuz?" diye sorulması durumunda ise bu oranın yüzde 60´a yükseldiğini kaydetti. AB sürecinin Türkiye´yi pek çok açıdan güçlendirdiğine inanan kesimin yüzde 75 olduğunu söyleyen Bağış, ancak Türk halkının büyük kısmının uygulanan çifte standartlar nedeniyle AB´ye güvenini kaybettiğini de anlattı.
Bir katılımcının Kıbrıs´taki Türk askerlerinin çekilmesinin gündemde olup olmadığını sormasına karşılık Bağış, Annan planı kabul edilseydi öngörüldüğü üzere 5 yıl sonunda, yani bu yıl askerlerin büyük bir bölümünün çekilmiş olacağını, ancak bilindiği üzere bu planın Rumların kendileri tarafından reddedildiğini kaydetti.
Bağış, AB ile ilgili bir başka soruya karşılık da, zaman zaman hayal kırıklığına uğransa da AB´ye üyelik konusunda sabırlı olmaya devam edeceklerini söyleyerek, "çünkü bunun sadece bir birlik değil, aynı zamanda bir barış projesi olduğunu" bildirdi.
BM´de İran´a yaptırımlarla ilgili tasarının Türkiye tarafından reddedilmesine ilişkin soru üzerine de Bağış, nükleer silaha sahip bir İran görmeyi Türkiye´nin de istemediğini, ancak yaptırımların faydalı olacağına da inanmadığını kaydetti.
Yaptırımların işe yaramadığına işaret eden Bağış, "Eğer İran da takımın bir üyesi olsun istiyorsanız, mesela McDonalds açmaya çalışın, filmlerle, müzik yoluyla bu ülkeyi kazanmaya çalışın´´ tavsiyesinde bulundu. Bağış, yaptırım uygulamanın İran´ı daha çok izole edeceğini, araya duvarlar öreceğini ifade ederek, buna karşılık diyalog yoluna gidilirse sorunun çözümlenebileceğini bildirdi.
Bakan Bağış, İran´ın zengin doğalgaz yataklarına sahip olduğunu ve bu gazı da satmak zorunda olduğunu, AB´nin de bu gaza ihtiyacı olduğunu hatırlatarak, iki taraf arasında bu alanda işbirliği için büyük bir potansiyel bulunduğunu, yaptırımların hiçbir zaman başarılı olmadığını, geçmişte Libya´ya da uygulandığını, ancak sonuç alınamadığını bildirdi.
Bağış, diyalog için imkan bulunduğunu söyleyerek, Türkiye´nin de buna inandığı için yaptırım tasarısına hayır dediğini kaydetti
Bağış, Kopenhag´daki temasları çerçevesinde Danimarka Avrupa Hareketi tarafından düzenlenen konferansa katılarak, ağırlıklı olarak Türkiye´nin AB üyelik sürecini anlattı ve soruları yanıtladı.
AB ile süreçte gelinen nokta ile bilgi veren Bağış, bazı AB ülkelerinin Türkiye´ye karşı hala önyargılı olduğunu belirterek, ´´bilim adamı Einstein´in dediği gibi, bazen önyargıları yok etmenin atomu parçalamaktan daha zor olduğunu" kaydetti. Bağış, Türkiye´nin AB için bir yük değil, katkı getirici olduğunu söyleyerek, bunun AB ilerleme raporlarıyla da saptandığını kaydetti. Bağış, Türkiye´nin kendi iç çalışmalarını yaparak ve mevzuatlarını uyumlaştırarak, 2014 yılında AB´ye üye olmaya hazır hale geleceğini de bildirdi.
Türkiye´nin açması gereken fasılların bazılarının bloke edilmesine karşın yapılan bütün bu çalışmalarla Türkiye´nin kendi standartlarının yükseldiğini belirten Bağış, bunun da sürecin fasıl açmaktan daha önemli olduğunu gösterdiğini bildirdi. Bakan Bağış, Türk halkının daha iyi yaşam standartlarını hak ettiğini ve yapılmakta olan reformlar için en önemli itici güçlerden birinin AB süreci olduğunu söyleyerek, yapılan ve yapılmakta olan reformlar hakkında bilgi verdi.
Bakan Bağış, Danimarka´nın Türkiye´yi üyelik sürecinde desteklediğini hatırlatarak, bunun için teşekkür etti. Terörle mücadele konusuna da değinen Bağış, "Herkes güvende olana kadar, hiç kimse güvende olmayacak" diyerek, bu mücadelesinde Türkiye´ye destek olunması gerektiğini bildirdi.
Bazı fasılların bloke olmasının adil olmadığını, bazı kurucu ülkelerin Kıbrıs Rum kesiminin arkasına saklamasını görmenin gülünç olduğunu belirterek, Kıbrıs sorununun Rum kesiminin AB´ye girmesi için bir sorun yaratmadığını, ancak Türkiye´nin önüne bir engel olarak çıkartıldığını, bunun da hiç adil olmadığını belirtti.
Bağış, Kıbrıs sorununun çözümü için en iyisini yapmaya çalıştıklarını, süren görüşmelere destek verdiklerini anlatarak, iki tarafça kararlaştırılan ve halklar tarafından kabul gören bir çözümü Türkiye´nin de destekleyeceğini belirtti ve Rum kesiminin çözüm konusundaki isteksizliğine işaret etti.
Türk ekonomisinin gücüne ilişkin rakamlar veren Bağış, enerji kaynaklarına ulaşım açısından da Türkiye´nin kritik bir konumda bulunduğunu anımsatarak, ancak buna rağmen enerji faslının Rumların itirazı nedeniyle hala açılamadığını kaydetti.
Bakan Bağış, Türkiye´nin İslam ile demokrasiyi iyi bütünleştiren bir ülke olarak diğer İslam ülkeleri için de iyi bir model olduğunu belirterek, Avrupa ülkelerinin Müslüman vatandaşlara sahip olduğunu, bu ülkelerdeki terör olaylarının da genelde kendi içindeki vatandaşlardan geldiğini, bunun için bu kişilere yanlış değil doğru mesajlar verilmesinin çok önemli olduğunu kaydetti. Bağış, bu nedenle Türkiye´nin İslamiyet ile demokrasinin aynı anda olabileceğinin en önemli kanıtlarından biri olarak doğru mesajlar verdiğini belirtti.
Türk halkının AB üyeliğine desteğinin düştüğü yönündeki görüşlerin hatırlatılmasına karşılık Bağış, bunun sorulan sorunun şekline göre değiştiğini belirterek, halka "Türkiye AB´ye kabul edilecek mi" diye sorulduğu zaman buna inanan oranın yüzde 35 olduğunu, ancak "AB´ye üye olmak istiyor musunuz?" diye sorulması durumunda ise bu oranın yüzde 60´a yükseldiğini kaydetti. AB sürecinin Türkiye´yi pek çok açıdan güçlendirdiğine inanan kesimin yüzde 75 olduğunu söyleyen Bağış, ancak Türk halkının büyük kısmının uygulanan çifte standartlar nedeniyle AB´ye güvenini kaybettiğini de anlattı.
Bir katılımcının Kıbrıs´taki Türk askerlerinin çekilmesinin gündemde olup olmadığını sormasına karşılık Bağış, Annan planı kabul edilseydi öngörüldüğü üzere 5 yıl sonunda, yani bu yıl askerlerin büyük bir bölümünün çekilmiş olacağını, ancak bilindiği üzere bu planın Rumların kendileri tarafından reddedildiğini kaydetti.
Bağış, AB ile ilgili bir başka soruya karşılık da, zaman zaman hayal kırıklığına uğransa da AB´ye üyelik konusunda sabırlı olmaya devam edeceklerini söyleyerek, "çünkü bunun sadece bir birlik değil, aynı zamanda bir barış projesi olduğunu" bildirdi.
BM´de İran´a yaptırımlarla ilgili tasarının Türkiye tarafından reddedilmesine ilişkin soru üzerine de Bağış, nükleer silaha sahip bir İran görmeyi Türkiye´nin de istemediğini, ancak yaptırımların faydalı olacağına da inanmadığını kaydetti.
Yaptırımların işe yaramadığına işaret eden Bağış, "Eğer İran da takımın bir üyesi olsun istiyorsanız, mesela McDonalds açmaya çalışın, filmlerle, müzik yoluyla bu ülkeyi kazanmaya çalışın´´ tavsiyesinde bulundu. Bağış, yaptırım uygulamanın İran´ı daha çok izole edeceğini, araya duvarlar öreceğini ifade ederek, buna karşılık diyalog yoluna gidilirse sorunun çözümlenebileceğini bildirdi.
Bakan Bağış, İran´ın zengin doğalgaz yataklarına sahip olduğunu ve bu gazı da satmak zorunda olduğunu, AB´nin de bu gaza ihtiyacı olduğunu hatırlatarak, iki taraf arasında bu alanda işbirliği için büyük bir potansiyel bulunduğunu, yaptırımların hiçbir zaman başarılı olmadığını, geçmişte Libya´ya da uygulandığını, ancak sonuç alınamadığını bildirdi.
Bağış, diyalog için imkan bulunduğunu söyleyerek, Türkiye´nin de buna inandığı için yaptırım tasarısına hayır dediğini kaydetti
FACEBOOK YORUMLAR