Türkiye-AB Suriyeli Sığınmacılara Yardım Programı
Başbakan Davutoğlu (3): "Kilis'te hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, şehitlerimize rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak ülkeye yönelik her türlü tehdide karşı en kararlı tutumu sergilemeye devam edeceğiz. Gerek Suriye rejiminin baskıları, zulmü, gerekse DEAŞ, PKK, YPG diye terör örgütlerinin Türkiye'ye dönük yaptığı her faaliyet mutlaka mütekabiliyet esasları çerçevesinde karşılığını bulacak" "Birinci hedefimiz Aylan bebeklerin bir daha cansız bedeninin Ege sahillerine vurmamasıydı. Çok önemli mesafeleri birlikte aldık. İnşallah önümüzdeki günlerde bunun daha da azalacağını ümit ediyoruz" "İkinci hedefimiz illegal göçü, legal bir mülteci hareketine dönüştürmekti yani birlikte insan kaçakçılarının gayri insani tutumları elinde esir olmuş insanların trajedilerine son verip, insan kaçakçılarına darbe vurup, normal düzenli yoldan Avrupa'ya gidişini sağlamaktı. Bu konuda da önemli mesafe aldık. Bire bir uygulamasıyla şu ana kadar 105 mülteci Avrupa'ya gönderildi"
Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile Gaziantep Üniversitesi Kongre ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen Türkiye-AB Suriyeli Sığınmacılara Yardım Programı'na katıldı.
Merkel, Tusk ve Timmermans ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Davutoğlu, Gaziantep'in Suriyeliler konusunda en başından itibaren çok büyük fedakarlık üstlendiğini söyledi.
Kilislilerin özellikle son günlerde terör örgütü DAEŞ'in saldırıları karşısında gösterdiği direnç ve Suriyelileri ağırlama konusundaki tavırlarının her türlü takdirin üzerinde olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Kilis'te hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, şehitlerimize rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak ülkeye yönelik her türlü tehdide karşı en kararlı tutumu sergilemeye devam edeceğiz. Gerek Suriye rejiminin baskıları, zulmü, gerekse DEAŞ, PKK, YPG diye terör örgütlerinin Türkiye'ye dönük yaptığı her faaliyet mutlaka mütekabiliyet esasları çerçevesinde karşılığını bulacak, Türkiye'nin güvenliği, huzuru sağlanacak. Sağlanıncaya kadar da bu çabalar sürdürülecektir." ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, Merkel, Tusk ve Timmermans ile yaptıkları çalışmaları gözden geçirdiklerini ve bu insani meseleye doğrudan nasıl katkı sağlanacağını ele aldıklarını belirtti.
Konuya ilişkin 29 Kasım'dan bu yana yapılan görüşmeleri anımsatan Davutoğlu, 5 aylık çalışmalar sonucunda çok önemli mesafeler aldıklarını anlattı.
Ege'den illegal yollarla geçenlerin sayısının kasımda yaklaşık 6 binken kademeli olarak ocakta 3 bin, martta 870 ve 4 Nisan'dan bugüne ise yaklaşık 130'a düştüğüne işaret eden Davutoğlu, bazı günler hiç illegal geçiş olmadığını, bazı günlerde de 10 ila 20 arasında sınırlı kaldığını bildirdi.
Davutoğlu, düşüşün, birlikte oluşturulan mekanizmanın etkisini gösterdiğine dikkati çekti.
- "Şu ana kadar 105 mülteci Avrupa'ya gönderildi"
İş birlikleri dolayısıyla Avrupa Birliği, Almanya, Yunanistan ve birlikte çalıştıkları bütün paydaşlara teşekkür eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Birinci hedefimiz Aylan bebeklerin bir daha cansız bedeninin Ege sahillerine vurmamasıydı. Çok önemli mesafeleri birlikte aldık. İnşallah önümüzdeki günlerde bunun daha da azalacağını ümit ediyoruz. İkinci hedefimiz illegal göçü, legal bir mülteci hareketine dönüştürmekti yani birlikte insan kaçakçılarının gayri insani tutumları elinde esir olmuş insanların trajedilerine son verip, insan kaçakçılarına darbe vurup, normal düzenli yoldan Avrupa'ya gidişini sağlamaktı. Bu konuda da önemli mesafe aldık. Bire bir uygulamasıyla şu ana kadar 105 mülteci Avrupa'ya gönderildi. İki Suriyeli mülteci de Türkiye tarafından Ege adalarından geri alındı. Suriyeli olmayan mültecilerle ilgili de gerekli adımlar atıldı. Türkiye mülteciler konusunda sınanacak bir ülke değildir. Tek başına ağır yükümlülükler üstlenmiştir ve gereğini yapmıştır."
Türkiye'den kimi Suriyelilerin geri gönderildiğine dair bazı raporlar yayınlandığını dile getiren Davutoğlu, "Türkiye'den tek bir Suriyeli, iradesi dışında Suriye'ye geri gönderilmemiştir. Biz bağrımızı, gönlümüzü açtığımız kardeşlerimizi kendi iradeleri dışında hiçbir yere göndermeyiz. Bu konuda tutumumuz açık ve nettir." değerlendirmesinde bulundu.
Spekülasyonlara rağmen insani tutum sergilediklerini anlatan Davutoğlu, göçmen kaçakçılarının gayri insani tutumlarına son verecek her türlü tedbiri almaya devam edeceklerini söyledi.
Bütün bu mülteci politikalarını uluslararası ve ulusal hukuk çerçevesinde el ele yürüttüklerini de vurgulayan Davutoğlu, ekiplerin ortak çalıştığını, mekanizmaları beraber yönettiklerini ve hiçbir şekilde gayri hukuki tutumun olmaması için bütün ülkelerin birlikte emek harcadığını bildirdi.
Davutoğlu, 29 Kasım'da alınan kararlardan birinin de mültecilerle ilgili külfet paylaşımı olduğunu hatırlatarak, "3 milyar avroluk Türkiye'deki Suriyelilere yönelik bir destek vaadi söz konusu olmuştu. Bu Avrupa Birliği içindeki mekanizmalardan geçtikten sonra 18 Mart'ta bu kez 3 yıllığına 6 milyar avroya çıkartıldı. Bugün burada bulunmamızın ana vesilelerinden bir tanesi bu insani desteği görünür kılmak ve ilk uygulamasını başlatmak." şeklindeki görüşlerini paylaştı.
- "İlk adım atıldı"
Toplantıyı, Gaziantep'te kampları gördükten ve mültecilerle konuştuktan sonra yaptıklarına işaret eden Davutoğlu, "Bugünden itibaren Avrupa Birliği taahhüt ettiği bu fonları harekete geçirmek üzere ilk adımları attı. Bugünden itibaren, bugünkü projeler bağlamında 187 milyon avroya varan projeler başlatıldı." şeklinde konuştu.
Herkesin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesinin önemine dikkati çeken Davutoğlu, Türkiye'nin 29 Kasım'dan 18 Mart'a kadar bütün zirvelerde verdiği her sözü yerine getirdiğini vurguladı.
Türkiye'nin vize uygulamalarını düzenlediğini, çalışma izni çıkardığını, üstlendiği sorumlulukların gereği yaptığını aktaran Davutoğlu, "Avrupa Birliğinin de bu çerçevede gerekli adımları atacağına dair inancımı, güvenimi de ifade etmek isterim." değerlendirmesini dile getirdi.
- "Türkiye için bu hayati bir konudur"
Bir taraftan insani krizi çözerken, diğer taraftan da Türkiye AB ilişkilerini sağlam şekilde ve birlikte yol alacakları yeni bir stratejik eksene oturma hedeflerini de gerçekleştirdiklerini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bu noktada da en önemli husus Geri Kabul Anlaşması'nın devreye girmesiyle Vize Muafiyet Anlaşması'nın da haziran içerisinde devreye girmesi. Türkiye için bu hayati bir konudur. Türkiye halkına bizim taahhüdümüzdür ve önümüzdeki günlerde inşallah Meclisimizden gerekli bütün düzenlemeleri geçireceğiz ve Avrupa Birliği tarafından Avrupa Komisyonunun mayıs içindeki raporu sonrasında gerekli adımların atılmasını da bekliyoruz. Bu bağlamda yine önemli bir husus olarak haziran ayında 33'üncü faslın açılması konusunda çalışmalarımız hızlandı ve pazartesi günü Türkiye ve Avrupa Birliği yetkilileri, bakanları, komiserleri arasında da Gümrük Birliğinin modern şartlara uyumlaştırılması, güncellenmesi de içinde olmak üzere ekonomik görüşmelerle de büyük bir ivme kazanıldı."
Türkiye ve Avrupa Birliğinin çok önemli bir krizden omuz omuza çıkma çabası yanında ilişkilerin de yeni bir stratejik zemine oturtulduğunu ifade eden Davutoğlu, Tusk'un AB Konseyi Başkanı olarak süreci dirayetle yönettiğini bildirdi. Davutoğlu, "Her aşamada devreye girerek bütün tıkanıklıkların aşılmasına büyük katkı sağlamıştır. Sık sık telefonda ve bir araya gelerek arada bir Brüksel'de görüştük, her tıkanıklığı birlikte aşma çabası içerisinde olduk" diye konuştu.
- "Her tıkanıklığı birlikte aştık"
Merkel'in de gösterdiği liderlikle en başından itibaren mülteciler sorununa karşı insani tavır sergilediğini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Çok eleştirildi Almanya'da, Avrupa'da bizim Türkiye'de eleştirildiğimiz gibi ama kendisine de daha önce ifade etmiştim, belli dönemlerde insani tutum alanlar muhalefet tarafından eleştirilseler de tarih tarafından takdir edilirler. Tarihin altın sayfalarına yazılırlar. Bize de 'Suriyelileri geri göndermemiz gerekir' diyen muhalefet liderleri çıktı. Suriyeliler üzerinden siyasi polemik yapanlar çıktı, dün Konya'daydım, Hazreti Mevlana'nın sözünü bir kez daha hatırlattım. Biz bu topraklara sadece sevgi tohumları ekmeye geldik. Ortadoğu'ya, Balkanlar'a bütün topraklara sevgi tohumları ekeceğiz. Mevlana'nın kendisi de Konya'ya mülteci gibi gelmişti. Biz bu tavrımızı sürdüreceğiz. Sayın Merkel de bu insani tavrı dolayısıyla bugün Suriyeli mülteciler de takdirlerini ifade ettiler, Avrupa'da insani tutumun öncülüğünü üstlendi, her hafta neredeyse sürekli görüşmeler yaptık telefonda, bazen doğrudan SMS mesajlarıyla haberleştik. Her tıkanıklığı birlikte aştık, bugün 5 ay sonra çok açık şekilde ifade ederim ki 5 ay boyunca planladığımız hususların çoğunu hayata geçirmenin onurunu da birlikte yaşıyoruz."
Davutoğlu, Timmermans'ın da gerek Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı gerek Hollanda Dışişleri Bakanı olduğu dönemde sürece önemli katkıları bulunduğunu sözlerine ekledi.
(Bitti)
FACEBOOK YORUMLAR