Türkiye 10.800 kişinin Daeş'e (IŞID) katılmalarını engelledi
ICSR’ye göre bu yabancı savaşcıların beşde biri Avrupadan gelme. Belçika’dan terör gurubu Daeş’e 440 savaşçı katıldı.
ICSR (Uluslararası Radikalleşme ve Siyasi Şiddet Araştırma merkezi), Soufan Group ve CIA son raporlarında ekim 2014 sonrası Daeş’e (Işıd) 20.000 den fazla cihad savaşcısı katıldığını bildiriyor. ICSR’ye göre bu yabancı savaşcıların beşde biri Avrupadan gelme. Belçika’dan terör gurubu Daeş’e 440 savaşçı katıldı.
Yakın zamana kadar bu Avrupa’lı gönüllülerin hepsi Türkiye’yi transit ülke olarak kullanıyorlardı. Bu şekil illegal yollardan kaçakçılar sayesinde Suryiye veya İrak’ geçiyorlardı. Bir Fransız televizyon ekibi Daeş’e insan toplayan şebekeye sızmayı başardı. Bir Fransız haberci Türkiye’ye otele kadar gidip, onu Suriye’ye geçirecek kaçakçıyı bekleyen genç kıza rastladı. Daeş’e bir Mucahiddin ile evlenebilmek için katılmak istiyordu genç kız.
Zaman gazetesi Hollanda baskısı 30 haziran 2014’de Edwin Bakker kalemiyle “Türkiye Suriye’ye gidenleri engellemek için çaba göstermiyor” yazmıştı. “Istanbul veya Ankara’ya ucuz bir uçak bileti alıyorsun, daha sonra Güneye Adana’ya uçuyorsun, oradan sınıra Hataya otobüsle geçiyorsun, indiğinde seni Suriye’ye geçirmek isteyen insanların orada beklediğini göreceksin” diyor doçent Edwin Bakker, Hollanda Leiden Üniversitesi Terör ve Kotrterörozm Merkezi Müdürü.
Bakker’a göre bunun ardında birde siyasi oyun vardı, Avrupa’ya şöyle diyebiliyorlardı: “Neden bizim rahatsız olduğumuz Kürtlere karşı birşey yapmıyorsunuz?” “Türkiye’nin tüm gücünü kullanmak istememesi için çok neden var. Türkiye çok fazla birşey yapmıyor, bu durumu böyle bıraktıkları kabul edilir değil.” diye yazmıştı Bakker Zaman gazetesinde. Bu gazete Pensylvania ABD devletinden yönettilen hareketin İslami dini liderinle ilişkili.
ICSR’ye eklenen yeni rakamlar Üniversite doçenti Edwin Bakker gibi Türkiye eleştiricilerini artık yalanlıyor. Türkiye Suriye’ye gitmek isteyen tam 10.800 kişiyi engelledi. Türk güvenlik güçleri dış güvenlik hizmetleri tarafından bildirilen ve Daeş’e katılmalarına yüksek ihtimal verilen tam 10.000 kişiyi sınırlardan geri çevirdi.
Türkiye Suriye’ye giden terör gruplarını engellemek için çaba sarf ettiği açıktır. Türk güvenlik güçleri kendi imkanlarıyla Suryiye’ye gideceklerini tespit ettiği 300 yabancıyı sınırlarda tutup geri çevirmiştir. Bunun üzerine Türkiye sınırları içinde yine 500 kişi yakalanarak sınır dışı edilmiştir. Bu insanlar yabancı istihbaratları tarafından bildirilmemiş fakat Daeş savaşçılarına katılacakları üzere yeterince veri toplanmıştı. Bunlar arasında Daeş savaşcısıyla evlenmek için giden genç kızlarda vardı. Bu Türkiye’de yakalanan 500 kişi kendi ülkelerinde güvenlik güçleri tarafından tanılıp tanılmadıkları bilinmemekte. Büyük ihtimal güvenlik güçleri kendi ülkelerinde bu insanları gözden kaçırmış yada ihtimalen bilinçli şekilde bırakıldıkları da olabilir.
Kürt Peşmerge gruplarını Daeş’le mücadeleye karşı Türkiye’den geçirilmeleri ve eğitilmeleri ABD Savunma Bakanlığının çok beğenisini kazandı. Bu ‘çok önemli bir an oldu” denildi. ABD Savunma Bakanlığı basın sözcüsü amiral Kirby bir de “Güvenilir partnerlerin aşırıcı gruplarla mücadelede birlikte çalışmaları kaçınılmaz, Daeş’in şu an Kobani’den nasıl geri püskürtüldüğü gibi” dedi. Ankara ozaman Peşmergeleri Suryiye Serbest Ordu’su 100 askeri ile güçlendirmeyi başarmıştı. Türkiye’nin Suriye Serbest Ordu’suyla güven bağı olduğu bilinmekte.
Kürdistan Bölge Hükümeti Suriye’nin Kuzeyinden Daeş’in geri püskürtülmesinde önemli rölü için Türkiye’ye teşekkürlerini bildirdi. ‘Cumhur Başkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’na çabalarından dolayı teşekkür ediyorum. Onlar cesur olmasalardı Peşmerge orduları Kobani’yi kurtarma imkanına sahip değillerdi. Türkiye Kobani mültecilerine önemli barınma katkısı vermekte.” dedi Başbakan Neçirvan Barzani geçen Pazartesi. Türkiye şu an Suriye ve İrak’tan gelen 1,6 milyon mülteciyi barındırmakta ve mülteci yardımı için ülke 5 milyar dolar harcadı
Daeş’le mücadeleye tüm dünya katılmak istiyor ama büyüyen krizde bölgedeki istikrarsızlıktan Türkiye kadar zarar gören ülke yok. Türkiye’nin bölgede terör ve radikalleşmeye net mücadelesine rağmen bazı eleştiriciler ülkenin Nato’ya bağlılığını samimi bulmuyorlar.
Kaos, savaş ve belirsizliğin hakim olduğu yerde adalet, barış, demokrasi ve istikrar için yer yoktur. Orta doğu nerdeyse bir asırdır savaş halinde. Birinci dünya savaşı sonrası bölge yeterli barışçıl durum ve asayişini kayıp etmiştir. Zengin doğal kaynakları, İsrail – Filistin sorunu, şii – sunni bölünme, bu tür temel sorunlar bölgeyi çıkmaza sürükledi. Bunun üstüne Arap baharı ve artı şokları İrak ve Suriye’yi derinden yaraladı. Bu iki ülkenin komşusu olarak Türkiye her seferinde krizlerin başından beri sorunlara çözüm aramak için imkanları araştırdı. Ve tüm bunlar ve bölgedeki istikrarsızlık Türkiye’yi olumsuz etkiledi. Son üç dört yılda Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden unsurlar ülkeye büyük ekonomik zarar vermiştir. Demografik hareketler tüm bölgede kaos oluşturmuştur. Bu nedenle Türkiye’nin bölgede kalıcı istikrar inşa etme çabaları görmemezlikten gelinmemeli.
FACEBOOK YORUMLAR