Suriyeli'ye verilen otomobil plakası, gurbetçiye neden verilmiyor?

TÜRKİYE'Yİ DÖVİZE BOĞAN GURBETÇİYE GEÇİCİ PLAKA VERİLMEZKEN, SURİYELİ SIĞINMACIYA PLAKA VERİLİYOR

Suriyeli'ye verilen otomobil plakası, gurbetçiye neden verilmiyor?
Editör: Turkinfo.nl
12 Şubat 2019 - 07:32

1960'lı yılların başında çıkmıştı gurbet yoluna binlerce, onbinlerce Anadolulu...

Önceleri kendi rizikoları ile yola çıkmışlardı. Daha sonra 'Devlet Baba'nın kontrolu altında...

Yani 'Devlet Baba''nın ülkeler ile yaptığı görüşmeler sonunda hazırlanan mukaveleler, gurbeçiler için 'garanti' olmuştu...

Mukaveleler yürürlükteydi ama, mukavele kurallarını yerine getirmeyen Avrupalı işverenler, kural, mural dinlemiyorlardı.

O zamanlar Türk konsoloslukları bu iş anlaşmazlıklarına karışmıyorlar ve sadece pasaport işlemleri yapıyorlardı.

Gurbetçinin her türlü sorunu ile sadece biz gazeteciler ilgileniyorduk.

40 derece ateşli hastalıkla evinden işe gönderilen Türkler'in haklarını, sadece gazetemize yazarak değil, başta işverenin müdürü olmak üzere çeşitli mercilere telefon ederek ve yerel medyaya bildirerek  savunuyor ve ortalığı karıştırıyorduk.



8-10 kişiyi bir yatak odasına sığdıran işverenin, mukaveleyi ihlal ettiğni biz ortaya çıkarıyorduk. Yerli işçiye yüksek maaş, yabancı işçiye düşük maaş verenlerin foyasını biz çıkarıyorduk ortaya...



Sonra aile birleşimi başladı. İskan sorunu başladı. Çocukların eğitim sorunu çıktı ortaya. Bayramlarda bile namaz kılınacak yerleri yoktu. Camiler kurulana kadar mücadele ettik gurbetçi için.



Yıllar ilerledikçe, gurbetçiden memlekete döviz akmaya başladı.

Bu kez politikacılar çıktı meydana. Avrupa'ya gelmeye başlayan politikacılar, sözüm ona dert dinliyor ve not alıyorlardı. Notları nereye yazıyorlardı biliyor musunuz?  Mübalaasız, ceplerinden çıkardıkları sigara paketlerine yazıyorlardı. Yani sigara bitince paket de sorunlar da çöpe gidiyordu.



Daha sonraki yıllarda ataşelikler açılmaya başlandı. Çalışma Ataşesi, Eğitim Ataşesi, Din İşleri Ataşesi gibi...

Daha daha sonra da Müşavirler geldi. 



Yurttaşlar Müşavirliklere ve Ataşeliklere dertlerini anlatmaya çalışıyorlardı ama anlayan yoktu. Görev yine biz gazetecilere düşüyordu. Biz de yazıyorduk ve ortalığı karıştırarak çözüm bulmaya çalışıyorduk.



OTOMOBİL DERDİ



Yurttaşların binbir türlü derdi vardı. Bu dertlerden biri, yurda triptik ile otomobil girişi yapmaktı. Başta Turgut Torunoğulları olmak üzere, STK temsilcileri ile hep birlikte mücadele ettik ve sonunda yabancı plakayla iki yıl kalma hakkını elde ettik. Buna çok sevinmiştik.

Ne var ki, otomobillerini geride bırakan yurttaşlar her defasında mutlaka Gümrük Müdürlüğü'ne gitmek mecburiyetinde kalıyor ve bir taahhütname veriyor.Öncelikle bu işlemin kalkması gerekiyor. Taahhütnameyi bir defa verip, sürekli geçerli kalmasını sağlamak varken, neden her defasında Gümrük Müdürülüğü'ne gitme zahmeti veriliyor?



OTOMOBİLE PLAKA



Bize göre, yukarıdaki işlemler de artık tarihe karışmalı Suriyeliler'e geçici plaka verildiği gibi, yurtdışındaki biz yurttaşlara neden plaka verilmiyor? Suriyeliler'in ödedikleri 205.03 TL'yi biz de ödeyelim ve bize de geçici plaka verilsin ki, iki yıllık zahmetten ve her defasında taahhütname vermekten kurtulalım.



İnsanlara bazı haklar tanınınca, 'Onlara var da bize neden yok' derken, ırkçı bir tavır takınmıyoruz. Ama, onyıllardır anavatanı dövize boğan gurbetçiye, Türkiye'ye sokmak istedikleri otomobillere geçici Türk plakası verilmezken, ''Türkiye'ye hiçbir kazanç sağlamayan Suriyeli'ye neden böyle bir hak tanınıyor da bize tanınmıyor?'' diyenlere ne cevap verilir?



Gurbetçilerimizin bu makûs talihi ne zaman değişecek?

Bekleyeceğiz ve göreceğiz.





Reaksiyonlar:



Bu yazıyı Bülten'de yayınlamadan önce facebook'ta yayınladım.

Facebook'a gelen reaksiyonlardan bazıları şunlar oldu:



          



Ali Tiryaki:Siyasi Danışmanlık yapmakta olan Ali Tiryaki, konuyla ilgili olarak Ankara'ya bir dilekçe ile başvuracağını belirtti ve özet olarak şunları yazdı: Yurtdışında yaşamakta olan Türk toplumunun ihtıyaçlarının karşılanması ve sorunlarının çözülmesi, hükümetin başlıca görevlerinden biri olmalıdır. Araçlarımızın Türkiye'de sadece iki yıl kalabilmesi gülünçtür. Bu hak daha da geliştirilmelidir. Zira, şimdilerde sadece işçi olarak değil, akademisyen, bilim adamı, doktor, mühendis, avukat, gazeteci, sanatçı, politikacı, sporcu ve gazeteci olarak Türkiye'ye para yağdıran insanlara hak ettiklerini vermek lazımdır.



Arif Demir: Gurbetçilerin bir kısmı Türkiye'de araç aldı. Aracı bir kaç ay kullanıyorlar. Ama buna rağmen tüm yılın vergisini ödüyorlar. Bu da bir haksızlık değil mi?



Fahri Işık: Sevgili kardeşim Karaçay, harika bir konuya temas etmişsin.  Bırakın 2 yılı , 5 yılı, bize satmamak kaydıyla bir otomobil hakkı vermeliler. Bunun için hep birlikte imza kampanyası yapmamız lazım. Avrupa Türkler'inden yüzde 65 oy almış olan Hükümet bu hakkı acilen vermelidir.

Şarkıcı ve şair Fahri Işık bir de uzun şiir göndermiş.



Zafer Gültekin: Bu kardeşimizin bize bir itirazı var. ''Hepsi çok güzel, yanlız yurt dışından getirilen araçların iki yıl kalma olayını meclise taşıyıp onaylatan sayın Mustafa Yeneroğlu'dur'' diye itiraz etmiş Gültekin.

Ben de Gültekin kardeşimize şu yanıtı verdim: Emeği geçenler çok. Sonunda Yeneroğlu önergeyi verdi. Turgut Torunoğulları Bakan ile konuştu. Yeneroğlu’dan önce ben bir Mersin  milletvekiline önerge verdirmiştim. Bunlar hep yayınlandı.

Şimdi Yeneroğlu ikinci önergeyi vermeli.

Selamlar.



İbrahim Görmez: İlhan'cığım, bizim kaderimiz bu, ne yapalım?  Eline sağlık. Benzetme keşke Suriyeliler üzerinden olmasaydı. Biliyorum, Suriyeliler'e haksızlık yapacak son kişi olduğunu... Lakin, aportta yatan çok Suriyeli düşmanları var, onu hatırlatmak istedim.



Görmez'e şu yanıtı gönderdim:Sevgili İbrahim, sadece Suriyeliler hakkında değil,, tüm sığınmacılar hakkındaki düşüncelerimi biliyorsun. Hatta Suriyeliler hakkında olumlu yorum da yazdım.Ben insanların horlanmasına karşıyım. Ama, Suriyeliler'e verilen haktan  daha iyi bir örnek veremezdim.  Suriyeli'ye plaka veriliyor. Yurtdışındaki Türkler'e neden verilmiyor. Bunun izahı ne olabilir? Selamlar.



Aydın Bayka: Selam İlhan abi. Seni devamlı takip ediyorum. Birinci nesilden dördüncü nesile kadar, bütün gurbetçi sorunlarını yaşamış ve yazmış bir gazeteci olarak bir tek sen kaldın. Ha, bir de Yavu Nufel kardeşimiz var. Neler gördük, neler yaşadık ama maalesef istediğimiz yere gelemedik. Biz gelemedik ama devletimiz de bize el uzatmadı.



İlhan KARAÇAY 



FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Turkinfo Hollanda Haber'i:

Adreslerinden takip edin!