Salgında kanser tedavisinin ötelenmesi endişesi "depresyon ve anksiyeteye" yol açıyor
YEŞİM SERT KARAASLAN - Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 16 ülkede gerçekleştirilen anket, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde...
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Kadın Doğum Jinekolojik Onkoloji Kliniği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Gültekin, Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sertaç Ak, Medikal Onkoloji Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zafer Arık yürütücülüğünde, Başkent Üniversitesinden Prof. Dr. Ali Ayhan, Kanserle Dans Derneği Başkanı Sevil Gürkan, Avrupa Kadın Kanserleri Hasta Dernekleri Birliği Eş Başkanlığının destekleriyle, "Kovid-19 pandemisinde jinekolojik onkoloji hastaları ne hissetti, korkuları, kaygıları ve Kovid-19'a bakış açıları neler?" başlıklı Avrupa'nın en büyük anket çalışması, Türkiye merkezli olarak gerçekleştirildi.
Anket mayıs ayında Türkiye, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Yunanistan, Çekya, Almanya, Hollanda, Danimarka, Polonya, Sırbistan, Macaristan, Belarus, İrlanda ve Finlandiya'da yapıldı.
Çalışmada, 18 yaş üzerinde toplam 1480 jinekolojik kanser hastası yer aldı. Ankette, katılımcılara hastanın yaş, kanserin türü, seviyesi gibi demografik soruların yanı sıra Kovid-19'a ilişkin düşünceleri, anksiyete ve depresyon seviyelerine ilişkin sorular soruldu.
- "Avrupa ülkeleri içinde en büyük katılımcı ile yapılan anket Türkiye'nin"
Anket çalışmasının sonuçları hakkında AA muhabirine açıklama yapan Doç. Dr. Gültekin, anketi Avrupa ülkeleri içinde en büyük katılımcıyla Türkiye'nin yaptığını söyledi.
Gültekin, salgın sürecinde özellikle kanser hastalarının nasıl etkilendiğinin ortaya konmasını, gelecekte yaşanabilecek salgınlarda kanser hastaları için yol haritasının belirlenmesini istediklerini ifade eden Gültekin, "Çalışma ile gelecek pandemi dalgalarında politika geliştirilmesinde hasta temsilcilerinin de yer alması açısından önemli sonuçlar elde edildi." dedi.
- "Hastaların yüzde 80'nin rutin takip ve tedavisinin devam ettiği belirlendi"
Avrupa genelinde anksiyete ve depresyon skorlarının yüksek çıkmasının, çalışmanın en önemli bulgularından olduğuna işaret eden Gültekin, "Açık uçlu sorulara yanıtlar değerlendirildiğinde bunun sebebi medyanın etkisi olarak görüldü. Bu dönemde özellikle 65 yaş üzeri ve kanserli hastaların evden çıkmamaları yönündeki haberlerin özellikle yaşlı hasta psikolojisini olumsuz etkilediği düşünüldü." diye konuştu.
Gültekin, "Avrupa'da pandemi döneminde katılımcıların yüzde 40'nın kemoterapi ve cerrahi planlamasının ötelendiği tespit edildi. Türkiye'de ise yüzde 80'in üzerindeki katılımcının rutin takip ve tedavisinin devam ettiği belirlendi." açıklamasında bulundu.
Hastalara, "Kanserli olmak Kovid için risk faktörü mü" sorusuna katılımcıların yüzde 70'inin "Evet, risk faktörüdür" yanıtını verdiğini anlatan Gültekin, "Hastaneye gitmen gerektiğinde Kovid-19 virüsü kapma korkusu yaşıyor musun" sorusuna ise katılımcıların yüzde 17,5'inin "Evet korkuyorum", yüzde 82,5'inin ise "Korkmuyorum" cevabını verdiğini söyledi. Gültekin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kalıtımcıların büyük oranı, hastaneye gidememekten dolayı hekimine ulaşamamaktan, tedavisinin devam edememesinden, hastalığının nüksetmesinden ya da ilerlemesinden de korktuğunu belirtti. Oransal olarak kalıtımcılardan yüzde 71'i bu dönemde tedavisinin aksamasından ve hastalığının ilerlemesinden endişe ettiğini dile getirdi.
Kovid-19'dan korktuğu için hastaneye gitmekten kaçındığını dile getiren katılımcılara baktığımızda özellikle yaşı ileri olanların bunu durumu yoğun yaşadığı tespit edildi. Avrupa genelinde sadece 70 yaş üstündekiler Kovid'den korkuyor, diğer hastalar kendi hastalığının ilerlemesinden ve tedavisinin gecikmesinden korkuyor. Avrupa genelinde katılımcıların yüzde 64'ü normal tedavisini aldığını, yüzde 7,5'i kendi istediğiyle tedavisini almadığını belirtti."
Türkiye'de ise ankete katılanların yüzde 80,5'inin rutin tedavisini yaptırdığını söylediğini aktaran Gültekin, "Türkiye, Avrupa genelinde pandemi sürecinde kanser hastalarında tedavisi değiştirilmeden devam eden en yüksek orana sahip ülke olarak öne çıktı. Türkiye'de katılımcıların sadece yüzde 3,8'i Kovid-19'dan korktuğu için kendi isteğiyle hastaneye gitmediğini ve yüzde 7,6'sı da hekim ya da hastane tarafından tedavi ya da takibinin ötelendiğini belirtti." diye konuştu.
- "Tedavinin ertelenme düşüncesi depresyon ve anksiyete nedeni"
Doç. Dr. Gültekin, katılımcılardaki depresyon ve anksiyete seviyelerine ilişkin de inceleme yapıldığını, skorlamada 8 ve 8'in altının normal, 8'in üstünün anormal olarak görüldüğünü belirterek "Avrupa'nın anksiyete skoru 8,1, depresyon seviyesi ise 8,8. Türkiye'de de bu skorlar Avrupa gibi hafif yüksek. Pandeminin yoğun etkisinin görüldüğü İspanya, İtalya gibi ülkelerde de skorlar yüksek." dedi.
Ankette, tedavilerinin ertelenme düşüncesinin depresyon ve anksiyete nedeni olarak belirlendiğini vurgulayan Gültekin, "Çalışma, pandemi sürecinde kanser hastalarınının korku ve endişesinin tedavilerini alamamak, kontrollerini yaptıramamak, değişen ya da geciken tedavilere bağlı kanserlerinin ilerlemesinden korktuklarını ve endişe ettiklerini ortaya koydu. Katılımcılar, bu dönemde sağlık çalışanlarının daha şeffaf bilgi verilmesini istiyor." diye konuştu.
- "Kanser tanısı bulunan gençler, Kovid-19'dan değil, kanserden korkuyor"
Medikal Onkoloji Öğretim Üyesi ve Onkoloji Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Zafer Arık da salgında tedavinin aksamamasının önemine işaret ederek "Çünkü kanserin kendisi Kovid-19'dan daha tehlikeli bir hastalıktır. Hastalarımız da bunun bilincinde olmalı. Şu ana kadar Türkiye'de, önerilen kılavuzlara uyulduğunda ölüm riski çok düşüktür. Hastalar pandemi sürecinde, maske, mesafe, hijyen kuralına uyarak tedbirlerini almalı ve Kovid olacağım endişesiyle tedavilerini aksatmamalı." ifadelerini kullandı.
Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sertaç Ak ise Kovid-19'un bir nevi toplumsal travma oluşturduğunu dile getirerek şunları kaydetti:
"Politikacılar, bilim insanları ve medya tarafından travmaya karşı ilk cevap 'Korkmayın, genelde yaşlıları etkiliyor' oldu ama yaşlıların bu cümleyi nasıl algılayacakları düşünülemedi. Bu çalışmada, hem yaşlı hem de kanseri olan vakaların diğer hastalardan nasıl ayrıştığını gördük. Çalışmada da anksiyete ve kaygıları en çok olan grup, yaşlılar olarak saptandı. Kanser tanısı bulunan gençler Kovid-19'dan değil kanserden korkarken; yaşlı grup mevcut, tanısı konulmuş ve halihazırda en sabit gerçek olan kanserlerinden daha çok, kapmaları bir olasılık olan Kovid-19'dan korkuyorlardı."
AA
FACEBOOK YORUMLAR