PVV'ci Madlener'in görüşleri yeni değil
PVV'ci Madlener'in görüşleri yeni değil
Editör: Turkinfo.nl
27 Mayıs 2010 - 19:01
Hollanda´daki Geert Wildersin Özgürlükler Partisinden Avrupa Parlamentosu üyesi seçilen Barry Madlener, 26-27 Mayıs tarihlerinde İstanbulda yapılan 64.Türkiye AB Karma parlamento Komisyonu toplantısında sarfettiği sözler ve başmüzakereci Egemen Bağışa yönelttiği sorularla gündeme gelmek istiyor.Aslında Madlener AP üyeliğine seçildiği ilk günden beri AB platformlarında bu görüşlerini dile getiriyor.Madlener,Türkiye-AB sürecini hedef alarak oy toplamayı hedefliyor.
Maldenerin Türkiye ile ilgili daha önce yaptığı açıklamalar:
13 Nisan 2010
Madlener ABHaber´e konuştu:Türkiye´nin AB´ye kültürel ve dini nedenlerden dolayı girmesi mümkün değil
Hollanda´daki Geert Wildersin Özgürlükler Partisinden Avrupa Parlamentosu üyesi seçilen Barry Madlener ABHaber´e Türkiye AB ilişkileriyle ilgili bir mülakat verdi. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi de olan Madlener, Türkiye´nin AB´ye kültürel ve dini nedenlerden dolayı girmesi mümkün değil dedi.Madlener ayrıca Türkiye´nin Avrupa ile Müslüman dünyası arasında köprü değil tampon bölge olmasını istediklerini de kaydetti. Barry Maldener´in ABHaber´e verdiği mülakat şöyle:
Soru: Merhaba. İlk olarak şu soruyu yöneltmek istiyoruz.Sarkozy ve Merkelin Türkiye ile ilgili politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Madlener: her iki tarafta Türkiyenin Avrupa Birliğine tam üyeliğe karşı olduklarını belirtti ve bunun yerine ayrıcalıklı ortaklık teklif ettiler, Norveç örneğinde olduğu gibi. Bana göre en iyi çözüm de bu. Türkiyeden nefret etmiyoruz, aksine Türkiyeyi seviyoruz ve iyi bir komşumuz olarak görmek istiyoruz. Türkiyenin NATOnun bir parçası olmasını istiyoruz. Fakat bir İslami ülke olarak Türkiye ile Hıristiyan bir yapı olan Avrupa arasındaki kültürel farklılıklar ileride çok büyük sorunlara yol açacağına inanıyoruz. Bu yüzden birliğe kabul edilmesine karşıyız. Ama aynı zamanda Türkiyeye büyük saygı duyuyoruz. Özellikle ekonomik alanda iyi ilişkiler sürdürmek istiyoruz. Örneğin birlikte ticaret yapabiliriz. Bunun için Türkiye AB ailesinin bir parçası olmak zorunda değil. Ayrıca Türkiyede ordunun çok önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Atatürk Türkiyeyi aşırı İslamcılara karşı korumak için orduyu çok güçlendirmişti ve ordunun ilerde de çok önemli bir birim olacağına inanıyoruz. Ancak bizim kendi kültürümüze göre bu oldukça yanlış bir davranış ama İslami bölgelerinde düzeni koruyabilmek için güçlü bir orduya sahip olmak oldukça gerekli. Fakat şunun altını çizmek istiyorum: biz Türkiyeye karşı değiliz, biz sadece Türkiyenin tam üyeliğine karşı çıkıyoruz.
Soru: Birlik içersinde bir çok ülke Türkiyenin birliğine karşı çıkıyor.Fakat kamuoyu önünde bunu açıkça söylemiyorlar.Sadece kapalı kapılar ardında gerçek fikirlerini ortaya koyuyorlar.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Madlener:Benim ülkemde vatandaşların önemli bir kısmı Türkiyenin üyeliğine karşılar.Siyasetçiler ise Türkiyenin adaylığını istiyormuş gibi bir politika yürütüyorlar.Fakat seçimler sırasında vatandaşların düşünceleri politikacıların davranışları üzerinde büyük etkiye yol açıyor.Dolayısıyla politika Türkiyeyi kabul etmeme, fakat özellikle iyi ticari ilişkiler sürdürmeye yöneliyor.Türkiyenin modernleşmesini,eğer yeteri kadar çalışırsa zenginleşmesini biz de istiyoruz.Bu konuda elimizden geldiğince yardımcı olmak isteriz. Lakin lütfen ABye girmeyi beklemeyin! Kültürel ve dini farklılıklardan dolayı bu mümkün değil.
Soru: Avrupa içersinde çok sayıda Müslüman olduğunu biliyoruz. Peki Hıristiyan ya da Yahudi bir yapı olarak görülen AB,neden Müslümanlara bu kadar kapalı?
Madlener: Evet Avrupada çok sayıda Müslüman göçmen yaşıyor ve özellikle de bu göçmenler konusunda büyük sorunlarımız var. Benim ülkemde yani Hollandadaki Müslüman göçmenler batı hayat tarzını benimsemek istemiyorlar. Bir batılı olmak yerine, Müslüman kimliklerini korumak, eşlerinin başını örtmek ve nihayetinde Hollandayı bir Müslüman ülke olarak görmek istediklerini söylüyorlar.İslam dinini yaymaya çalışıyorlar ve batı hayat tarzını benimsemiyorlar.Giderek daha çok insan batıdan nefret ettiğini ve Müslümanlığını korumak istediğini söylüyor.Ülkemdeki Müslüman kişilerin yaklaşık yarısı ikiz kulelere uçak çarpmasını sokaklara çıkıp kutladılar ve bunun İslam cihat anlayışı olduğuna inanıyorlar. Dolayısıyla biz bu davranışlardan dolayı daha çok korkuya kapılıyoruz.
Soru:Türklerin entegrasyonu konusunda ne düşünüyorusunuz?
Madlener: Benim ülkemde aralarında Türklerinde olduğu göçmenler örneğin ülkemin dilini öğrenmeyi reddediyorlar. Topluma entegre olmaları için aslında her türlü şansa sahipler; okula gidebilirler, şirketlerde çalışabilirler, hastane hizmetlerinden yararlanabilirler. Fakat bunun için istekleri yok. Hatta dil öğrenmeleri için ücretsiz kurslarımız var ama gitmiyorlar. Ben mesela Türkiyeye gidip Türk olmaya karar verseydim ilk yapacağım iş Türkçe öğrenmek olurdu. Orada bir iş bulup aileme bakmaya çalışırdım. Çocuklarım olsaydı onlara belki Türk isimleri koyardım. Şu an ülkemde bebeklere en çok konulan isim Muhammed, inanabiliyor musunuz!
Soru: Fakat biliyorsunuz,Avrupa´ya gelen insanların çoğu Türkiye´nin belli bölgelerinden gelen insanlar. Genellikle Anadolu bölgesinden Türkler Avrupa ülkelerine göç ediyorlar. Fakat Avrupa özellikle gelişmiş STKları ile bu sorunu zamanla çözebilir. Ayrıca Türkiyenin tarihine baktığınız zaman, soğuk savaş döneminde ülke parasını eğitim yerine daha çok güvenliğe harcadı,eğitime ve sağlık gibi alanlara yeterince kaynak ayırmadı dolayısıyla bu politikanın sonuçlarını bugün hala yaşıyoruz. Fakat şimdiki politikaya baktığımız zaman şu anki hükümet ülkenin ve vatandaşların gelişimleri için özellikle eğitime daha çok para ayırmaktadır. Dolayısıyla bunun etkilerini ileriki zamanlarda görmeye başlayacağız.Sizce entegrasyonu sadece tek taraflı olarak algılamalıyız?
Madlener: Evet. Ben aynı zamanda şunu belirtmek istiyorum. Hollandada Türk erkekleri, daha doğrusu genel olarak Müslüman erkekler benim dinimden insanlarla evlenmek istemiyorlar, serbest olmasına rağmen. Tabi ülkemdeki bütün Türkleri ülke dışına atmayacağız. Böyle bir düşüncemiz yok. Fakat ülkemde bu tür durumları görmenin beni zorladığını kabul etmem gerek.
Soru: Bu sorunun sebebi bu insanların fakir oluşları, yeteri kadar eğitim görmemiş olmaları. Fakat örneğin Amerikada yaşayan Türklere baktığımız zaman, buradaki Türkler tam aksine oldukça yüksek eğitim görmüş, yüksek gelirli insanlar olduğunu görüyoruz.Entegrasyon konusunda sorun olmadığını görüyoruz Avrupaya göç eden kesimlere baktığımız zaman görüyoruz ki, bu insanlar Türkiyenin genellikle hep geri kalmış bölgelerinden geliyorlar. Fakat geleceği daha olumlu bakıyoruz. Yaklaşık on beş yıl sonra farklı bir Türkiye göreceksiniz.Niçin AB´de Türkiye´ye karşı bir tolerans eksiliği bulunuyor?
Madlener: Ben de Türkiyenin modernleşmesini istiyorum elbette ki. Türkiyenin bir İslami cumhuriyete dönüşmesini istemiyorum. Şu an böyle bir tehlike seziliyor.İran,Türkiyenin dost ülkesi olarak gösteriliyor. Bu açıdan Başbakan Erdoğanın yaptıklarını anlamakta güçlük çekiyorum.
ABHaber Türkiyenin bir İslami kurallarla yönetilecek devlet yapısına dönüşmesi mümkün değil.
Madlener:Biz de böyle bir şey olmasını istemiyoruz.Türkiyenin modernleşmesini,zenginleşmesini biz de arzu ediyoruz.Fakat bunun için ABye girmesi gerekmiyor.Ayrıca ben şahsen Türkiyenin hiçbir zaman birliğe girebileceğine inanmıyorum.Örneğin Sarkozy kesinlikle buna karşı.Doğrudan söylemeye korkuyor,fakat gerçek düşüncesi bu.
Soru: Fakat Avrupalı liderler öyle düşünüyorlarsa eğer, Türkiyeyi üye ülke olarak kabul etmek istemiyorlarsa o zaman niye aday olarak kabul ettiler?
Madlener: İşte bu güzel bir soru, ancak cevabını kimse bilmiyor! Ama eğer o tarihte Avrupa halkına Türkiyeyi üye devlet olarak isteyip istemediklerini sorsalardı, halkın çoğunlukla istemediğini görürlerdi.Belki politikacılar istiyorlar ama halk istemiyor.Aslında Türkiye çok güzel bir ülke insanlarıyla, doğal güzelliğiyle. Türkiyede iki kez bulundum, doğusunu da batısını da gezdim. Ayrıca biz Türkiyenin Avrupa ile İslam arasında bir köprü olmasını istemiyoruz, aksine bir tampon bölge olmasını istiyoruz.
Akşit´den Madlener´e:Türkiye´deki kadın haklarına düz mantıkla yaklaşma
Brüksel´de Kagider inisiyatifiyle Türkiye AB Karma Parlamento Komisyonu KPK´da düzenlenen (12 Nisan)toplantıya katılan TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldan Akşit ile Avrupa Parlamentosu üyesi (Hollanda Özgürlük Partisi Welders) Barry Madlener arasında Türkiye tartışması çıktı. Toplantıya TBMM üyeleri Ayşe Jale Ağırbaş ve Sebahat Tuncer´de katıldı.
Akşit Madlener´i,Türkiye´deki kadın hakları konusunda yaptığı çıkış konusunda düz mantıkla konuşmak ve kadın hakları sorununa tipik erkek bakışı ile yaklaştığı eleştirisinde bulundu.Akşit Madlener´e Türkiye´ye önyargılı yaklaşmakla itham etti.Madlener Akşit´in konuşması sonrası alkışlaması dikkat çekti.ABHaber´in yakından izlediği toplantıda Akşit´in KPK´da Türkiye´de kadın hakları ile ilgili yaptıkları çalışmaları ile ilgili sunumu sonrası söz alan KPK üyesi Madlener,´´ ilk önce Akşit´in sunumu ve Komisyonun çalışmalarını başarılı bulduğu söyledi. Madlener özetle şunları söyledi:
Hollanda´da kadınlara yönelik baskı şiddet konusunda birçok sığınma evleri bulunuyor. Bunlarda birçok Türk kadınları var. Türk kadınları aile içinde şiddete maruz kalıyor. Çoğu Anadolu´dan kırsal kesimden geliyor. Türkiye´de küçük kızlar okula gitme özgürlüğüne sahip mi? Namus cinayeti konusunda AB ve Türkiye´den rapor istedim Böyle bir rapor yok. Bu konuda veri elde etmek zor. Acaba namus cinayetleri Türkiye´de artıyor mu azalıyor mu bunu bilmiyoruz.Benim partim Avrupalıların parasının Türkiye´ye verilmesine karşı. Türkiye kendi imkanları ile bu kadın hakları sorunlarını çözmeli. Hollanda´da sığınma evlerinde çok Türk kadını bulunuyor. Türkiye´de kız çocukların odaları kapatıp intihara teşebbüs etmeye zorlanıyor Türkiye İslam örgütü üyesi burada bir çelişki yok. Erdoğan Ahmadinejad´ın yakın dostu. Bu durumda kadın hakları nasıl savunulur. Kadına şiddet İslam kültüründen kaynaklanıyor.
Bunun üzerine söz alan Akşit Madlener´e şu cevabı verdi:
´´Kadına şiddet büyün dünyanın başa çıkmaya çalıştığı mücadele verdiği bir alan. Sadece belli ülke ve bölge ile sınırlayamazsınız.AB tarafından yardım yapılmasın demek samimi bir yaklaşım değil.İspanya´da daha önce yaptığımız temaslarda AB üyesi olmadan kadın hakları alanında bu ülkenin çok geride olduğu veAB yardımlarıyla sorunların üstesinden gelindiği söylendi.İspanyol yetkililer bizlere AB süreci sayesinde bunları başardık dediler.AB´nin Türkiye konusunda samimi olması gerekiyor.Kız çocuklarının odalara kapatılması konusunu genelleme yapmamak lazım. Bunlar münferit olaylar.Hollanda´da sığınma evlerinde Türk kadınları var demek düz mantıktır.Sadece Türkiye´de kadınlara şiddet var demek düz mantıktır.Tipik erkek bakışıdır.´´
Akşit´in konuşması sonrası Barry Madlener´in alkışlaması dikkat çekti.
4 Nisan 2010
Madlener Türkiye´nin AB´ye kültürel ve dini nedenlerden dolayı girmesi mümkün değil
Hollanda´daki Geert Wildersin Özgürlükler Partisinden Avrupa Parlamentosu üyesi seçilen Barry Madlener ABHaber´e Türkiye AB ilişkileriyle ilgili bir mülakat verdi. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi de olan Madlener, Türkiye´nin AB´ye kültürel ve dini nedenlerden dolayı girmesi mümkün değil dedi.Madlener ayrıca Türkiye´nin Avrupa ile Müslüman dünyası arasında köprü değil tampon bölge olmasını istediklerini de kaydetti. Barry Maldener´in ABHaber´e verdiği mülakat şöyle:
Soru: Merhaba. İlk olarak şu soruyu yöneltmek istiyoruz.Sarkozy ve Merkelin Türkiye ile ilgili politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Madlener: her iki tarafta Türkiyenin Avrupa Birliğine tam üyeliğe karşı olduklarını belirtti ve bunun yerine ayrıcalıklı ortaklık teklif ettiler, Norveç örneğinde olduğu gibi. Bana göre en iyi çözüm de bu. Türkiyeden nefret etmiyoruz, aksine Türkiyeyi seviyoruz ve iyi bir komşumuz olarak görmek istiyoruz. Türkiyenin NATOnun bir parçası olmasını istiyoruz. Fakat bir İslami ülke olarak Türkiye ile Hıristiyan bir yapı olan Avrupa arasındaki kültürel farklılıklar ileride çok büyük sorunlara yol açacağına inanıyoruz. Bu yüzden birliğe kabul edilmesine karşıyız. Ama aynı zamanda Türkiyeye büyük saygı duyuyoruz. Özellikle ekonomik alanda iyi ilişkiler sürdürmek istiyoruz. Örneğin birlikte ticaret yapabiliriz. Bunun için Türkiye AB ailesinin bir parçası olmak zorunda değil. Ayrıca Türkiyede ordunun çok önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Atatürk Türkiyeyi aşırı İslamcılara karşı korumak için orduyu çok güçlendirmişti ve ordunun ilerde de çok önemli bir birim olacağına inanıyoruz. Ancak bizim kendi kültürümüze göre bu oldukça yanlış bir davranış ama İslami bölgelerinde düzeni koruyabilmek için güçlü bir orduya sahip olmak oldukça gerekli. Fakat şunun altını çizmek istiyorum: biz Türkiyeye karşı değiliz, biz sadece Türkiyenin tam üyeliğine karşı çıkıyoruz.
Soru: Birlik içersinde bir çok ülke Türkiyenin birliğine karşı çıkıyor.Fakat kamuoyu önünde bunu açıkça söylemiyorlar.Sadece kapalı kapılar ardında gerçek fikirlerini ortaya koyuyorlar.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Madlener:Benim ülkemde vatandaşların önemli bir kısmı Türkiyenin üyeliğine karşılar.Siyasetçiler ise Türkiyenin adaylığını istiyormuş gibi bir politika yürütüyorlar.Fakat seçimler sırasında vatandaşların düşünceleri politikacıların davranışları üzerinde büyük etkiye yol açıyor.Dolayısıyla politika Türkiyeyi kabul etmeme, fakat özellikle iyi ticari ilişkiler sürdürmeye yöneliyor.Türkiyenin modernleşmesini,eğer yeteri kadar çalışırsa zenginleşmesini biz de istiyoruz.Bu konuda elimizden geldiğince yardımcı olmak isteriz. Lakin lütfen ABye girmeyi beklemeyin! Kültürel ve dini farklılıklardan dolayı bu mümkün değil.
Soru: Avrupa içersinde çok sayıda Müslüman olduğunu biliyoruz. Peki Hıristiyan ya da Yahudi bir yapı olarak görülen AB,neden Müslümanlara bu kadar kapalı?
Madlener: Evet Avrupada çok sayıda Müslüman göçmen yaşıyor ve özellikle de bu göçmenler konusunda büyük sorunlarımız var. Benim ülkemde yani Hollandadaki Müslüman göçmenler batı hayat tarzını benimsemek istemiyorlar. Bir batılı olmak yerine, Müslüman kimliklerini korumak, eşlerinin başını örtmek ve nihayetinde Hollandayı bir Müslüman ülke olarak görmek istediklerini söylüyorlar.İslam dinini yaymaya çalışıyorlar ve batı hayat tarzını benimsemiyorlar.Giderek daha çok insan batıdan nefret ettiğini ve Müslümanlığını korumak istediğini söylüyor.Ülkemdeki Müslüman kişilerin yaklaşık yarısı ikiz kulelere uçak çarpmasını sokaklara çıkıp kutladılar ve bunun İslam cihat anlayışı olduğuna inanıyorlar. Dolayısıyla biz bu davranışlardan dolayı daha çok korkuya kapılıyoruz.
Soru:Türklerin entegrasyonu konusunda ne düşünüyorusunuz?
Madlener: Benim ülkemde aralarında Türklerinde olduğu göçmenler örneğin ülkemin dilini öğrenmeyi reddediyorlar. Topluma entegre olmaları için aslında her türlü şansa sahipler; okula gidebilirler, şirketlerde çalışabilirler, hastane hizmetlerinden yararlanabilirler. Fakat bunun için istekleri yok. Hatta dil öğrenmeleri için ücretsiz kurslarımız var ama gitmiyorlar. Ben mesela Türkiyeye gidip Türk olmaya karar verseydim ilk yapacağım iş Türkçe öğrenmek olurdu. Orada bir iş bulup aileme bakmaya çalışırdım. Çocuklarım olsaydı onlara belki Türk isimleri koyardım. Şu an ülkemde bebeklere en çok konulan isim Muhammed, inanabiliyor musunuz!
Soru: Fakat biliyorsunuz,Avrupa´ya gelen insanların çoğu Türkiye´nin belli bölgelerinden gelen insanlar. Genellikle Anadolu bölgesinden Türkler Avrupa ülkelerine göç ediyorlar. Fakat Avrupa özellikle gelişmiş STKları ile bu sorunu zamanla çözebilir. Ayrıca Türkiyenin tarihine baktığınız zaman, soğuk savaş döneminde ülke parasını eğitim yerine daha çok güvenliğe harcadı,eğitime ve sağlık gibi alanlara yeterince kaynak ayırmadı dolayısıyla bu politikanın sonuçlarını bugün hala yaşıyoruz. Fakat şimdiki politikaya baktığımız zaman şu anki hükümet ülkenin ve vatandaşların gelişimleri için özellikle eğitime daha çok para ayırmaktadır. Dolayısıyla bunun etkilerini ileriki zamanlarda görmeye başlayacağız.Sizce entegrasyonu sadece tek taraflı olarak algılamalıyız?
Madlener: Evet. Ben aynı zamanda şunu belirtmek istiyorum. Hollandada Türk erkekleri, daha doğrusu genel olarak Müslüman erkekler benim dinimden insanlarla evlenmek istemiyorlar, serbest olmasına rağmen. Tabi ülkemdeki bütün Türkleri ülke dışına atmayacağız. Böyle bir düşüncemiz yok. Fakat ülkemde bu tür durumları görmenin beni zorladığını kabul etmem gerek.
Soru: Bu sorunun sebebi bu insanların fakir oluşları, yeteri kadar eğitim görmemiş olmaları. Fakat örneğin Amerikada yaşayan Türklere baktığımız zaman, buradaki Türkler tam aksine oldukça yüksek eğitim görmüş, yüksek gelirli insanlar olduğunu görüyoruz.Entegrasyon konusunda sorun olmadığını görüyoruz Avrupaya göç eden kesimlere baktığımız zaman görüyoruz ki, bu insanlar Türkiyenin genellikle hep geri kalmış bölgelerinden geliyorlar. Fakat geleceği daha olumlu bakıyoruz. Yaklaşık on beş yıl sonra farklı bir Türkiye göreceksiniz.Niçin AB´de Türkiye´ye karşı bir tolerans eksiliği bulunuyor?
Madlener: Ben de Türkiyenin modernleşmesini istiyorum elbette ki. Türkiyenin bir İslami cumhuriyete dönüşmesini istemiyorum. Şu an böyle bir tehlike seziliyor.İran,Türkiyenin dost ülkesi olarak gösteriliyor. Bu açıdan Başbakan Erdoğanın yaptıklarını anlamakta güçlük çekiyorum.
ABHaber Türkiyenin bir İslami kurallarla yönetilecek devlet yapısına dönüşmesi mümkün değil.
Madlener:Biz de böyle bir şey olmasını istemiyoruz.Türkiyenin modernleşmesini,zenginleşmesini biz de arzu ediyoruz.Fakat bunun için ABye girmesi gerekmiyor.Ayrıca ben şahsen Türkiyenin hiçbir zaman birliğe girebileceğine inanmıyorum.Örneğin Sarkozy kesinlikle buna karşı.Doğrudan söylemeye korkuyor,fakat gerçek düşüncesi bu.
Soru: Fakat Avrupalı liderler öyle düşünüyorlarsa eğer, Türkiyeyi üye ülke olarak kabul etmek istemiyorlarsa o zaman niye aday olarak kabul ettiler?
Madlener: İşte bu güzel bir soru, ancak cevabını kimse bilmiyor! Ama eğer o tarihte Avrupa halkına Türkiyeyi üye devlet olarak isteyip istemediklerini sorsalardı, halkın çoğunlukla istemediğini görürlerdi.Belki politikacılar istiyorlar ama halk istemiyor.Aslında Türkiye çok güzel bir ülke insanlarıyla, doğal güzelliğiyle. Türkiyede iki kez bulundum, doğusunu da batısını da gezdim. Ayrıca biz Türkiyenin Avrupa ile İslam arasında bir köprü olmasını istemiyoruz, aksine bir tampon bölge olmasını istiyoruz.
Kaynak: AB haber
Maldenerin Türkiye ile ilgili daha önce yaptığı açıklamalar:
13 Nisan 2010
Madlener ABHaber´e konuştu:Türkiye´nin AB´ye kültürel ve dini nedenlerden dolayı girmesi mümkün değil
Hollanda´daki Geert Wildersin Özgürlükler Partisinden Avrupa Parlamentosu üyesi seçilen Barry Madlener ABHaber´e Türkiye AB ilişkileriyle ilgili bir mülakat verdi. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi de olan Madlener, Türkiye´nin AB´ye kültürel ve dini nedenlerden dolayı girmesi mümkün değil dedi.Madlener ayrıca Türkiye´nin Avrupa ile Müslüman dünyası arasında köprü değil tampon bölge olmasını istediklerini de kaydetti. Barry Maldener´in ABHaber´e verdiği mülakat şöyle:
Soru: Merhaba. İlk olarak şu soruyu yöneltmek istiyoruz.Sarkozy ve Merkelin Türkiye ile ilgili politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Madlener: her iki tarafta Türkiyenin Avrupa Birliğine tam üyeliğe karşı olduklarını belirtti ve bunun yerine ayrıcalıklı ortaklık teklif ettiler, Norveç örneğinde olduğu gibi. Bana göre en iyi çözüm de bu. Türkiyeden nefret etmiyoruz, aksine Türkiyeyi seviyoruz ve iyi bir komşumuz olarak görmek istiyoruz. Türkiyenin NATOnun bir parçası olmasını istiyoruz. Fakat bir İslami ülke olarak Türkiye ile Hıristiyan bir yapı olan Avrupa arasındaki kültürel farklılıklar ileride çok büyük sorunlara yol açacağına inanıyoruz. Bu yüzden birliğe kabul edilmesine karşıyız. Ama aynı zamanda Türkiyeye büyük saygı duyuyoruz. Özellikle ekonomik alanda iyi ilişkiler sürdürmek istiyoruz. Örneğin birlikte ticaret yapabiliriz. Bunun için Türkiye AB ailesinin bir parçası olmak zorunda değil. Ayrıca Türkiyede ordunun çok önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Atatürk Türkiyeyi aşırı İslamcılara karşı korumak için orduyu çok güçlendirmişti ve ordunun ilerde de çok önemli bir birim olacağına inanıyoruz. Ancak bizim kendi kültürümüze göre bu oldukça yanlış bir davranış ama İslami bölgelerinde düzeni koruyabilmek için güçlü bir orduya sahip olmak oldukça gerekli. Fakat şunun altını çizmek istiyorum: biz Türkiyeye karşı değiliz, biz sadece Türkiyenin tam üyeliğine karşı çıkıyoruz.
Soru: Birlik içersinde bir çok ülke Türkiyenin birliğine karşı çıkıyor.Fakat kamuoyu önünde bunu açıkça söylemiyorlar.Sadece kapalı kapılar ardında gerçek fikirlerini ortaya koyuyorlar.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Madlener:Benim ülkemde vatandaşların önemli bir kısmı Türkiyenin üyeliğine karşılar.Siyasetçiler ise Türkiyenin adaylığını istiyormuş gibi bir politika yürütüyorlar.Fakat seçimler sırasında vatandaşların düşünceleri politikacıların davranışları üzerinde büyük etkiye yol açıyor.Dolayısıyla politika Türkiyeyi kabul etmeme, fakat özellikle iyi ticari ilişkiler sürdürmeye yöneliyor.Türkiyenin modernleşmesini,eğer yeteri kadar çalışırsa zenginleşmesini biz de istiyoruz.Bu konuda elimizden geldiğince yardımcı olmak isteriz. Lakin lütfen ABye girmeyi beklemeyin! Kültürel ve dini farklılıklardan dolayı bu mümkün değil.
Soru: Avrupa içersinde çok sayıda Müslüman olduğunu biliyoruz. Peki Hıristiyan ya da Yahudi bir yapı olarak görülen AB,neden Müslümanlara bu kadar kapalı?
Madlener: Evet Avrupada çok sayıda Müslüman göçmen yaşıyor ve özellikle de bu göçmenler konusunda büyük sorunlarımız var. Benim ülkemde yani Hollandadaki Müslüman göçmenler batı hayat tarzını benimsemek istemiyorlar. Bir batılı olmak yerine, Müslüman kimliklerini korumak, eşlerinin başını örtmek ve nihayetinde Hollandayı bir Müslüman ülke olarak görmek istediklerini söylüyorlar.İslam dinini yaymaya çalışıyorlar ve batı hayat tarzını benimsemiyorlar.Giderek daha çok insan batıdan nefret ettiğini ve Müslümanlığını korumak istediğini söylüyor.Ülkemdeki Müslüman kişilerin yaklaşık yarısı ikiz kulelere uçak çarpmasını sokaklara çıkıp kutladılar ve bunun İslam cihat anlayışı olduğuna inanıyorlar. Dolayısıyla biz bu davranışlardan dolayı daha çok korkuya kapılıyoruz.
Soru:Türklerin entegrasyonu konusunda ne düşünüyorusunuz?
Madlener: Benim ülkemde aralarında Türklerinde olduğu göçmenler örneğin ülkemin dilini öğrenmeyi reddediyorlar. Topluma entegre olmaları için aslında her türlü şansa sahipler; okula gidebilirler, şirketlerde çalışabilirler, hastane hizmetlerinden yararlanabilirler. Fakat bunun için istekleri yok. Hatta dil öğrenmeleri için ücretsiz kurslarımız var ama gitmiyorlar. Ben mesela Türkiyeye gidip Türk olmaya karar verseydim ilk yapacağım iş Türkçe öğrenmek olurdu. Orada bir iş bulup aileme bakmaya çalışırdım. Çocuklarım olsaydı onlara belki Türk isimleri koyardım. Şu an ülkemde bebeklere en çok konulan isim Muhammed, inanabiliyor musunuz!
Soru: Fakat biliyorsunuz,Avrupa´ya gelen insanların çoğu Türkiye´nin belli bölgelerinden gelen insanlar. Genellikle Anadolu bölgesinden Türkler Avrupa ülkelerine göç ediyorlar. Fakat Avrupa özellikle gelişmiş STKları ile bu sorunu zamanla çözebilir. Ayrıca Türkiyenin tarihine baktığınız zaman, soğuk savaş döneminde ülke parasını eğitim yerine daha çok güvenliğe harcadı,eğitime ve sağlık gibi alanlara yeterince kaynak ayırmadı dolayısıyla bu politikanın sonuçlarını bugün hala yaşıyoruz. Fakat şimdiki politikaya baktığımız zaman şu anki hükümet ülkenin ve vatandaşların gelişimleri için özellikle eğitime daha çok para ayırmaktadır. Dolayısıyla bunun etkilerini ileriki zamanlarda görmeye başlayacağız.Sizce entegrasyonu sadece tek taraflı olarak algılamalıyız?
Madlener: Evet. Ben aynı zamanda şunu belirtmek istiyorum. Hollandada Türk erkekleri, daha doğrusu genel olarak Müslüman erkekler benim dinimden insanlarla evlenmek istemiyorlar, serbest olmasına rağmen. Tabi ülkemdeki bütün Türkleri ülke dışına atmayacağız. Böyle bir düşüncemiz yok. Fakat ülkemde bu tür durumları görmenin beni zorladığını kabul etmem gerek.
Soru: Bu sorunun sebebi bu insanların fakir oluşları, yeteri kadar eğitim görmemiş olmaları. Fakat örneğin Amerikada yaşayan Türklere baktığımız zaman, buradaki Türkler tam aksine oldukça yüksek eğitim görmüş, yüksek gelirli insanlar olduğunu görüyoruz.Entegrasyon konusunda sorun olmadığını görüyoruz Avrupaya göç eden kesimlere baktığımız zaman görüyoruz ki, bu insanlar Türkiyenin genellikle hep geri kalmış bölgelerinden geliyorlar. Fakat geleceği daha olumlu bakıyoruz. Yaklaşık on beş yıl sonra farklı bir Türkiye göreceksiniz.Niçin AB´de Türkiye´ye karşı bir tolerans eksiliği bulunuyor?
Madlener: Ben de Türkiyenin modernleşmesini istiyorum elbette ki. Türkiyenin bir İslami cumhuriyete dönüşmesini istemiyorum. Şu an böyle bir tehlike seziliyor.İran,Türkiyenin dost ülkesi olarak gösteriliyor. Bu açıdan Başbakan Erdoğanın yaptıklarını anlamakta güçlük çekiyorum.
ABHaber Türkiyenin bir İslami kurallarla yönetilecek devlet yapısına dönüşmesi mümkün değil.
Madlener:Biz de böyle bir şey olmasını istemiyoruz.Türkiyenin modernleşmesini,zenginleşmesini biz de arzu ediyoruz.Fakat bunun için ABye girmesi gerekmiyor.Ayrıca ben şahsen Türkiyenin hiçbir zaman birliğe girebileceğine inanmıyorum.Örneğin Sarkozy kesinlikle buna karşı.Doğrudan söylemeye korkuyor,fakat gerçek düşüncesi bu.
Soru: Fakat Avrupalı liderler öyle düşünüyorlarsa eğer, Türkiyeyi üye ülke olarak kabul etmek istemiyorlarsa o zaman niye aday olarak kabul ettiler?
Madlener: İşte bu güzel bir soru, ancak cevabını kimse bilmiyor! Ama eğer o tarihte Avrupa halkına Türkiyeyi üye devlet olarak isteyip istemediklerini sorsalardı, halkın çoğunlukla istemediğini görürlerdi.Belki politikacılar istiyorlar ama halk istemiyor.Aslında Türkiye çok güzel bir ülke insanlarıyla, doğal güzelliğiyle. Türkiyede iki kez bulundum, doğusunu da batısını da gezdim. Ayrıca biz Türkiyenin Avrupa ile İslam arasında bir köprü olmasını istemiyoruz, aksine bir tampon bölge olmasını istiyoruz.
Akşit´den Madlener´e:Türkiye´deki kadın haklarına düz mantıkla yaklaşma
Brüksel´de Kagider inisiyatifiyle Türkiye AB Karma Parlamento Komisyonu KPK´da düzenlenen (12 Nisan)toplantıya katılan TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldan Akşit ile Avrupa Parlamentosu üyesi (Hollanda Özgürlük Partisi Welders) Barry Madlener arasında Türkiye tartışması çıktı. Toplantıya TBMM üyeleri Ayşe Jale Ağırbaş ve Sebahat Tuncer´de katıldı.
Akşit Madlener´i,Türkiye´deki kadın hakları konusunda yaptığı çıkış konusunda düz mantıkla konuşmak ve kadın hakları sorununa tipik erkek bakışı ile yaklaştığı eleştirisinde bulundu.Akşit Madlener´e Türkiye´ye önyargılı yaklaşmakla itham etti.Madlener Akşit´in konuşması sonrası alkışlaması dikkat çekti.ABHaber´in yakından izlediği toplantıda Akşit´in KPK´da Türkiye´de kadın hakları ile ilgili yaptıkları çalışmaları ile ilgili sunumu sonrası söz alan KPK üyesi Madlener,´´ ilk önce Akşit´in sunumu ve Komisyonun çalışmalarını başarılı bulduğu söyledi. Madlener özetle şunları söyledi:
Hollanda´da kadınlara yönelik baskı şiddet konusunda birçok sığınma evleri bulunuyor. Bunlarda birçok Türk kadınları var. Türk kadınları aile içinde şiddete maruz kalıyor. Çoğu Anadolu´dan kırsal kesimden geliyor. Türkiye´de küçük kızlar okula gitme özgürlüğüne sahip mi? Namus cinayeti konusunda AB ve Türkiye´den rapor istedim Böyle bir rapor yok. Bu konuda veri elde etmek zor. Acaba namus cinayetleri Türkiye´de artıyor mu azalıyor mu bunu bilmiyoruz.Benim partim Avrupalıların parasının Türkiye´ye verilmesine karşı. Türkiye kendi imkanları ile bu kadın hakları sorunlarını çözmeli. Hollanda´da sığınma evlerinde çok Türk kadını bulunuyor. Türkiye´de kız çocukların odaları kapatıp intihara teşebbüs etmeye zorlanıyor Türkiye İslam örgütü üyesi burada bir çelişki yok. Erdoğan Ahmadinejad´ın yakın dostu. Bu durumda kadın hakları nasıl savunulur. Kadına şiddet İslam kültüründen kaynaklanıyor.
Bunun üzerine söz alan Akşit Madlener´e şu cevabı verdi:
´´Kadına şiddet büyün dünyanın başa çıkmaya çalıştığı mücadele verdiği bir alan. Sadece belli ülke ve bölge ile sınırlayamazsınız.AB tarafından yardım yapılmasın demek samimi bir yaklaşım değil.İspanya´da daha önce yaptığımız temaslarda AB üyesi olmadan kadın hakları alanında bu ülkenin çok geride olduğu veAB yardımlarıyla sorunların üstesinden gelindiği söylendi.İspanyol yetkililer bizlere AB süreci sayesinde bunları başardık dediler.AB´nin Türkiye konusunda samimi olması gerekiyor.Kız çocuklarının odalara kapatılması konusunu genelleme yapmamak lazım. Bunlar münferit olaylar.Hollanda´da sığınma evlerinde Türk kadınları var demek düz mantıktır.Sadece Türkiye´de kadınlara şiddet var demek düz mantıktır.Tipik erkek bakışıdır.´´
Akşit´in konuşması sonrası Barry Madlener´in alkışlaması dikkat çekti.
4 Nisan 2010
Madlener Türkiye´nin AB´ye kültürel ve dini nedenlerden dolayı girmesi mümkün değil
Hollanda´daki Geert Wildersin Özgürlükler Partisinden Avrupa Parlamentosu üyesi seçilen Barry Madlener ABHaber´e Türkiye AB ilişkileriyle ilgili bir mülakat verdi. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu üyesi de olan Madlener, Türkiye´nin AB´ye kültürel ve dini nedenlerden dolayı girmesi mümkün değil dedi.Madlener ayrıca Türkiye´nin Avrupa ile Müslüman dünyası arasında köprü değil tampon bölge olmasını istediklerini de kaydetti. Barry Maldener´in ABHaber´e verdiği mülakat şöyle:
Soru: Merhaba. İlk olarak şu soruyu yöneltmek istiyoruz.Sarkozy ve Merkelin Türkiye ile ilgili politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Madlener: her iki tarafta Türkiyenin Avrupa Birliğine tam üyeliğe karşı olduklarını belirtti ve bunun yerine ayrıcalıklı ortaklık teklif ettiler, Norveç örneğinde olduğu gibi. Bana göre en iyi çözüm de bu. Türkiyeden nefret etmiyoruz, aksine Türkiyeyi seviyoruz ve iyi bir komşumuz olarak görmek istiyoruz. Türkiyenin NATOnun bir parçası olmasını istiyoruz. Fakat bir İslami ülke olarak Türkiye ile Hıristiyan bir yapı olan Avrupa arasındaki kültürel farklılıklar ileride çok büyük sorunlara yol açacağına inanıyoruz. Bu yüzden birliğe kabul edilmesine karşıyız. Ama aynı zamanda Türkiyeye büyük saygı duyuyoruz. Özellikle ekonomik alanda iyi ilişkiler sürdürmek istiyoruz. Örneğin birlikte ticaret yapabiliriz. Bunun için Türkiye AB ailesinin bir parçası olmak zorunda değil. Ayrıca Türkiyede ordunun çok önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Atatürk Türkiyeyi aşırı İslamcılara karşı korumak için orduyu çok güçlendirmişti ve ordunun ilerde de çok önemli bir birim olacağına inanıyoruz. Ancak bizim kendi kültürümüze göre bu oldukça yanlış bir davranış ama İslami bölgelerinde düzeni koruyabilmek için güçlü bir orduya sahip olmak oldukça gerekli. Fakat şunun altını çizmek istiyorum: biz Türkiyeye karşı değiliz, biz sadece Türkiyenin tam üyeliğine karşı çıkıyoruz.
Soru: Birlik içersinde bir çok ülke Türkiyenin birliğine karşı çıkıyor.Fakat kamuoyu önünde bunu açıkça söylemiyorlar.Sadece kapalı kapılar ardında gerçek fikirlerini ortaya koyuyorlar.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Madlener:Benim ülkemde vatandaşların önemli bir kısmı Türkiyenin üyeliğine karşılar.Siyasetçiler ise Türkiyenin adaylığını istiyormuş gibi bir politika yürütüyorlar.Fakat seçimler sırasında vatandaşların düşünceleri politikacıların davranışları üzerinde büyük etkiye yol açıyor.Dolayısıyla politika Türkiyeyi kabul etmeme, fakat özellikle iyi ticari ilişkiler sürdürmeye yöneliyor.Türkiyenin modernleşmesini,eğer yeteri kadar çalışırsa zenginleşmesini biz de istiyoruz.Bu konuda elimizden geldiğince yardımcı olmak isteriz. Lakin lütfen ABye girmeyi beklemeyin! Kültürel ve dini farklılıklardan dolayı bu mümkün değil.
Soru: Avrupa içersinde çok sayıda Müslüman olduğunu biliyoruz. Peki Hıristiyan ya da Yahudi bir yapı olarak görülen AB,neden Müslümanlara bu kadar kapalı?
Madlener: Evet Avrupada çok sayıda Müslüman göçmen yaşıyor ve özellikle de bu göçmenler konusunda büyük sorunlarımız var. Benim ülkemde yani Hollandadaki Müslüman göçmenler batı hayat tarzını benimsemek istemiyorlar. Bir batılı olmak yerine, Müslüman kimliklerini korumak, eşlerinin başını örtmek ve nihayetinde Hollandayı bir Müslüman ülke olarak görmek istediklerini söylüyorlar.İslam dinini yaymaya çalışıyorlar ve batı hayat tarzını benimsemiyorlar.Giderek daha çok insan batıdan nefret ettiğini ve Müslümanlığını korumak istediğini söylüyor.Ülkemdeki Müslüman kişilerin yaklaşık yarısı ikiz kulelere uçak çarpmasını sokaklara çıkıp kutladılar ve bunun İslam cihat anlayışı olduğuna inanıyorlar. Dolayısıyla biz bu davranışlardan dolayı daha çok korkuya kapılıyoruz.
Soru:Türklerin entegrasyonu konusunda ne düşünüyorusunuz?
Madlener: Benim ülkemde aralarında Türklerinde olduğu göçmenler örneğin ülkemin dilini öğrenmeyi reddediyorlar. Topluma entegre olmaları için aslında her türlü şansa sahipler; okula gidebilirler, şirketlerde çalışabilirler, hastane hizmetlerinden yararlanabilirler. Fakat bunun için istekleri yok. Hatta dil öğrenmeleri için ücretsiz kurslarımız var ama gitmiyorlar. Ben mesela Türkiyeye gidip Türk olmaya karar verseydim ilk yapacağım iş Türkçe öğrenmek olurdu. Orada bir iş bulup aileme bakmaya çalışırdım. Çocuklarım olsaydı onlara belki Türk isimleri koyardım. Şu an ülkemde bebeklere en çok konulan isim Muhammed, inanabiliyor musunuz!
Soru: Fakat biliyorsunuz,Avrupa´ya gelen insanların çoğu Türkiye´nin belli bölgelerinden gelen insanlar. Genellikle Anadolu bölgesinden Türkler Avrupa ülkelerine göç ediyorlar. Fakat Avrupa özellikle gelişmiş STKları ile bu sorunu zamanla çözebilir. Ayrıca Türkiyenin tarihine baktığınız zaman, soğuk savaş döneminde ülke parasını eğitim yerine daha çok güvenliğe harcadı,eğitime ve sağlık gibi alanlara yeterince kaynak ayırmadı dolayısıyla bu politikanın sonuçlarını bugün hala yaşıyoruz. Fakat şimdiki politikaya baktığımız zaman şu anki hükümet ülkenin ve vatandaşların gelişimleri için özellikle eğitime daha çok para ayırmaktadır. Dolayısıyla bunun etkilerini ileriki zamanlarda görmeye başlayacağız.Sizce entegrasyonu sadece tek taraflı olarak algılamalıyız?
Madlener: Evet. Ben aynı zamanda şunu belirtmek istiyorum. Hollandada Türk erkekleri, daha doğrusu genel olarak Müslüman erkekler benim dinimden insanlarla evlenmek istemiyorlar, serbest olmasına rağmen. Tabi ülkemdeki bütün Türkleri ülke dışına atmayacağız. Böyle bir düşüncemiz yok. Fakat ülkemde bu tür durumları görmenin beni zorladığını kabul etmem gerek.
Soru: Bu sorunun sebebi bu insanların fakir oluşları, yeteri kadar eğitim görmemiş olmaları. Fakat örneğin Amerikada yaşayan Türklere baktığımız zaman, buradaki Türkler tam aksine oldukça yüksek eğitim görmüş, yüksek gelirli insanlar olduğunu görüyoruz.Entegrasyon konusunda sorun olmadığını görüyoruz Avrupaya göç eden kesimlere baktığımız zaman görüyoruz ki, bu insanlar Türkiyenin genellikle hep geri kalmış bölgelerinden geliyorlar. Fakat geleceği daha olumlu bakıyoruz. Yaklaşık on beş yıl sonra farklı bir Türkiye göreceksiniz.Niçin AB´de Türkiye´ye karşı bir tolerans eksiliği bulunuyor?
Madlener: Ben de Türkiyenin modernleşmesini istiyorum elbette ki. Türkiyenin bir İslami cumhuriyete dönüşmesini istemiyorum. Şu an böyle bir tehlike seziliyor.İran,Türkiyenin dost ülkesi olarak gösteriliyor. Bu açıdan Başbakan Erdoğanın yaptıklarını anlamakta güçlük çekiyorum.
ABHaber Türkiyenin bir İslami kurallarla yönetilecek devlet yapısına dönüşmesi mümkün değil.
Madlener:Biz de böyle bir şey olmasını istemiyoruz.Türkiyenin modernleşmesini,zenginleşmesini biz de arzu ediyoruz.Fakat bunun için ABye girmesi gerekmiyor.Ayrıca ben şahsen Türkiyenin hiçbir zaman birliğe girebileceğine inanmıyorum.Örneğin Sarkozy kesinlikle buna karşı.Doğrudan söylemeye korkuyor,fakat gerçek düşüncesi bu.
Soru: Fakat Avrupalı liderler öyle düşünüyorlarsa eğer, Türkiyeyi üye ülke olarak kabul etmek istemiyorlarsa o zaman niye aday olarak kabul ettiler?
Madlener: İşte bu güzel bir soru, ancak cevabını kimse bilmiyor! Ama eğer o tarihte Avrupa halkına Türkiyeyi üye devlet olarak isteyip istemediklerini sorsalardı, halkın çoğunlukla istemediğini görürlerdi.Belki politikacılar istiyorlar ama halk istemiyor.Aslında Türkiye çok güzel bir ülke insanlarıyla, doğal güzelliğiyle. Türkiyede iki kez bulundum, doğusunu da batısını da gezdim. Ayrıca biz Türkiyenin Avrupa ile İslam arasında bir köprü olmasını istemiyoruz, aksine bir tampon bölge olmasını istiyoruz.
Kaynak: AB haber
FACEBOOK YORUMLAR