NRC AB Türkiye'siz yapamaz
NRC Handelsblad: AB Türkiye'siz yapamaz
Geçtiğimiz on yıl, büyük ekonomilerin yükselişine sahne oldu: Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin (BRIC ülkeleri). Fakat dikkat edilmesi gereken başka büyüyen ekonomiler de var. Önümüzdeki günlerde bir makaleler dizisiyle Türkiye, Endonezya, Meksika, Polonya ve Güney Korenin yükselişine dikkatleri çekeceğiz.
Uzun yıllardır Türk ekonomisi Avrupaya nazaran daha iyi gidiyor. Türkiye, uzunca bir süredir ABnin peşinden koşmayı bıraktı ve iki taraf arasındaki ilişkiler değişti.
Türkiyenin liman kenti İzmirdeki İtalyan Eldora ait otomobil parçaları fabrikasının işletme müdürü olan Andrea Delellis, kadın ve erkekler arasındaki farkları iyi biliyor. Fabrikanın 1.300 çalışanından yüzde 92si bayan. Delellis gülerek, Biz, burada cinsiyet ayrımcılığı yapıyoruz. Kadınlar çok daha disiplinli oluyor ve fazla şikâyet etmiyor. diyor.
Eldorun merkezi, Milanın kuzeyindeki Orsenigoda, ancak ana fabrikaları İzmirde. İzmir 4 milyonluk nüfusuyla Türkiyenin en büyük üçüncü şehri. Eldorun buradaki fabrikası iki sene önce genişletilmiş. Artık bobin ve ABS sistemlerinin yanı sıra plastik parçalar da burada üretiliyor.
Fabrikanın Türkiyedeki yeri, şirketin çok işine geliyor. Delellis, Burada kişi başına ortalama 400 avro maaş ödüyoruz. Aynı iş gücünün fiyatı İtalyada dört-beş kat daha fazla olurdu. Çinde belki aynı masraf 100 avro olabilirdi. Ancak o zaman da Çine gitmemiz gerekirdi. diyor.
Çin, Avrupa Birliğinin Avrupalı basın mensuplarına Türkiyede düzenlediği iki günlük gezide sıkça duyulan bir isimdi. Gezinin amacı ekonomik ilişkiler hakkında bir izlenim edinmekti. Türkiyenin ABye üyeliği konusundaki müzakereler, uzunca bir süredir durakladı. Ama insanlar hâlâ yatırım yapmaya devam ediyor.
Avrupa açısından Türkiyenin ABye üye olması her zaman karmaşık bir soru olagelmiştir. Ülkenin hemen hemen tamamı Müslüman Eğer Türkiye, ABye üye olursa ABdeki en büyük nüfuslu ülkelerden birisi olacak.
Fakat bu arada dengeler değişti. Avrupa, büyük bir ekonomik krizdeyken Türkiye ekonomisi yıllardır büyümeye devam ediyor. Ülkenin ucuz ve genç iş gücünün cazibesine kapılan sayısız uluslararası ufak şirket, burada şubeler açıyor. Türklerin yaş ortalaması 29 ve Eldorun fabrikası gibi örneklere rağmen Türkiyedeki kadınların sadece yüzde 30u çalışıyor. Bu da hâlâ çok büyük bir iş gücü potansiyeli olduğunu gösteriyor.
Türkiye, kendisini Çine bir alternatif olarak göstermeyi seviyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ankarada yaptığı bir konuşmada, Çalışan nüfusumuz önümüzdeki 20 yıl boyunca büyümeye devam edecek. Artan iş gücü verimliliğiyle beraber Türkiyenin önümüzdeki 30 yıl boyunca ciddi bir avantajı olacak. Biz, Asya ile aynı şekilde rekabet ediyoruz. diyor.
Sözlerine devam eden Şimşek, Son on yılda ekonomimizin hacmi dört katına çıkmıştır. Önümüzdeki on yılda da bir kez daha bunu ikiye katlamak istiyoruz. Büyük bir Türkiye, Avrupa için de faydalıdır. Kuvvetli bir komşu hâline geliyoruz. Avrupanın bizim üyeliğimizle kaybedeceği hiçbir şey yoktur. Korkular, güvensizlikten kaynaklanıyor. diyor.
Fakat Şimşekin ABye üyeliğin önemini anlatırken ortaya koyduğu verilerden Türkiyenin son yıllarda dikkatini Doğu ve Güney´e yönlendirdiği ortaya çıkıyor. Şimşek bununla ilgili, Duruma pragmatik bir şekilde yaklaşıyoruz. Ekonomik açıdan böyle bir yaklaşım mantıklıdır. Önceleri tamamen Batılılaşma peşindeydik ve bu yüzden komşularımıza sırt çeviriyorduk. Ancak bu, mantıklı bir tutum değildi. Artık olaylara daha geniş bir perspektiften bakmak istiyoruz. Hem ABye üye olmanın peşinde koşuyoruz hem de yakın çevremizi keşfediyoruz. ifadelerini kullandı.
Bazı iş adamları için AB üyeliği artık acil bir konu değil. İzmir Yatırımcılar Derneğinden Nihat Gündüz, Üye olmak, Türkiyenin demokratik bir hedefi olarak kalabilir. Fakat ekonomik açıdan durum tamamıyla farklıdır. ABnin ticari kıstasları çok sıkı Eğer üye olursak ikili ticaret anlaşmalarına girmek mümkün olmayacak. Brükselin İran ve Suriye gibi ülkelere uyguladığı yaptırımlar, bizi de bağlayacak. Ama ben, bu ülkelerle ticarete devam etmek istiyorum. diyor.
Türk girişimci ve yöneticiler, güven dolu bir tutum sergileseler de bazı endişeleri var. Türkiyenin yüksek ithalat hacmi nedeniyle büyük bir açığı var. 2011 yılında bu açık GSYİHnin yüzde 10u, 2012de ise yüzde 7,5i idi. Ekonomistler, bu oranın en fazla yüzde 5 olmasını tavsiye ediyor.
Kendilerine ait enerji kaynakları olmaması, bu açıkta önemli bir rol oynuyor. Büyüyen bir ekonomi, daha fazla mal talep ediyor. Ama bu durum Türkiye için pahalıya mal oluyor. Petrol ve gaz ithalatı, geçen sene ülkenin GSYİHsinin yüzde 7sine eşitti.
Açık, ülkeyi yatırımcıların kaprislerine karşı savunmasız bırakan kısa vadeli dış kredilerle finanse ediliyor. Örneğin, başka bir ülke yatırımcıların dikkatini çekerse bu kredilerin sonu gelebilir.
Bir diğer problem de ülkedeki büyük hacimli kayıt dışı ekonomidir. Bakan Şimşeke göre ülkenin ekonomisinin yüzde 27si kayıt dışı. Bu kayıt dışı ekonominin çoğunluğunu kırsal kesimlerde vergi ödemeyen küçük esnaf oluşturuyor. Şimşek, Eğer bunu Avrupa şartlarına tercüme edersek yıllık 20 milyar avro vergi gelirine eşittir. diyor.
Böyle bir gelir kaybı nedeniyle hükûmet, kontrol ettiği ekonomi üzerine ağır vergiler koyuyor. Mesela petrol, Hollanda kadar pahalı Fakat Şimşeke göre kayıt dışı ekonomiden kaynaklanan esas sorun bu değil: Kendi kendine yetebilir bir ekonominin önünü tıkıyor. Girişimciler, zorlukla sermaye elde edebiliyor. Bu yüzden de yenilikçilik ve üretimde artış sağlanamıyor.
Türkiyenin mali durumu yine de sağlıklı olarak değerlendiriliyor. Ülkenin ulusal borcu (GSMHnin yüzde 35i) ve bütçe açığı (geçen sene yüzde 1,6) düşük seyrediyor.
Avrupanın bu ülkeyi kucaklaması akıllıca olur mu? İzmirli Avrupa ekonomik göç profesörü Canan Balkır, Avrupanın bize ihtiyacı var. diyor.
Türkiyenin insan hakları düzenlemeleri hakkında elini çabuk tutmadığı iddialarına katılmayan Balkır, Türkiyeye üyelik için bir tarih verilmesi gerektiğini belirtip Somut bir hedef verilmeyen bir ülkenin bütün bu düzenlemeleri yapmasını nasıl beklersiniz? diyor.
Balkırın öğrencileri arasında ayaküstü yapılan bir oylama da Türklerin arasında ABye üyelik konusunun pek popüler olmadığını gösteriyor. 38 öğrenciden sadece 6sı, ABye üye olmak için el kaldırdı.
FACEBOOK YORUMLAR