MÜSİAD Genel Başkanı Olpak:

İSTANBUL (AA) - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, "Muhtemeldir ki biz bu yılı 9 bin dolarlı seviyelerde bir kişi başı gelirle kapatacağız. Halbuki 10 bin 500 doları, 11 bin doları zorlamaya başladığımız bir süreç vardı. O yüzden 2. kalkınma hamlesine ihtiyacımız var" dedi.

Olpak, basın mensuplarıyla sohbet toplantısında bir araya gelerek, MÜSİAD ve TÜRKSAT işbirliğiyle düzenlenecek "Uydu, Uzay ve Teknoloji Günleri powered by TÜRKSAT" etkinliği hakkında bilgiler verdi.

Etkinliğin MÜSİAD stratejik ortaklığında 11-12 aralıkta İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirileceğini söyleyen Olpak, bir milyar doları aşan Türkiye uydu piyasasına yerli çözüm ortaklarının aranacağı etkinlikte, dünya devi şirketlerin Türkiye'de know-how paylaşımı yapacağını anlattı. 

Olpak, "Küresel şirketler Türkiye'deki start-up firmalara yatırımcı olacak. TÜRKSAT'ı ve ekosistemini büyütmek ve global PR değerini yükseltmeyi amaçlayan etkinlikte uydu, kablo, tv teknolojileri, e-devlet, TÜRKSAT bilişim gibi Türkiye'nin önemli gündemleri bir araya gelecek" bilgilerini verdi.

Uydu ve uzay teknolojileri alanında tüm paydaşları bir araya getiren Türkiye'deki ilk ve tek etkinlik olacak "Uydu, Uzay ve Teknoloji Günleri powered  by TÜRKSAT"a  65 firmanın katılımını beklediklerini aktaran Olpak, "Etkinliğe Japonya, Amerika, İngiltere, Afganistan, Polonya, İsveç ve Hollanda gibi ülkelerden de firma veya konuşmacılar katılacak" ifadelerini kullandı.

- "Kamu bankalarının piyasa düzenleyici rol üstlenmesi lazım"

Türkiye ekonomisinin gelinen noktada orta gelir tuzağına takıldığını anlatan Olpak, "Uzunca bir süre 3 bin dolar seyreden kişi başına milli gelir 10 bin dolara çıkıyorsa bu 1. zıplamadır, ilk evredir. Şimdi bizim 2. evreye ihtiyacımız var. Muhtemeldir ki biz bu yılı 9 bin dolarlı seviyelerde bir kişi başı gelirle kapatacağız. Halbuki 10 bin 500 doları, 11 bin doları zorlamaya başladığımız bir süreç vardı. Farklı gerekçlerle bu noktada sıkıntımız var. O yüzden 2. kalkınma hamlesine ihtiyacımız var. Yerli uydu gibi projeler bunun işaret fişekleridir" değerlendirmesini yaptı.

Orta gelir tuzağından kurtulmak için çok acil yüksek teknolojiye odaklanılması gerektiğini yineleyen Olpak, girişimciliğin finansmanına ilişkin finans sisteminin teminat anlayışına eleştiriler getirdi.

Olpak, "Türkiye gibi özel sektörün yüzde 10 tasarruf açığının olduğu bir yerde kredi edinmek zorlayıcı. Girişimcilik ekosistemi yeşertmeyen en temel unsurlardan bir tanesi bugünkü bizim finansal alt yapımızdır" ifadelerini kullandı.

Kredilerdeki zimmet maddesinin tüm paydaşlarla uzlaşıp güncellenmesini isteyen Olpak, "Kamu bankaları piyasa düzenleyici rol oynamalı. Onların karlılığa oynamaktan ziyade piyasa düzenleyici rol üstlenerek bu konuda önden gitmeleri lazım. Bunları yapamazsak, finansmanı çözemeyiz, dev projeleri hayata geçiremeyiz. 'Niye top atmıyorsun? Barutum yok' hikayesine döner" değerlendirmesini yaptı.

- "4-B uydusunun ağırlıklı olarak internet hizmetlerinde kullanılması hedefleniyor"

Türksat AŞ Genel Müdürü Ensar Gül ise dünyada kendi uydusunu yapan sadece 7 ülke bulunduğunu belirterek, Türkiye'nin de yerli uydusunu üreterek bu alanda ilk 10'a gireceğini söyledi. 

Türkiye'nin halihazırda 6 uydusu bulunduğunu anlatan Gül, "Şu anda 4 haberleşme uydumuz 2 de Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın işlettiği gözetleme uydusu var" bilgilerini verdi.

Türkiye'nin uydu operatörü TÜRKSAT'ın 17 Ekim'de fırlattığı 4-B uydusu başarıyla yörüngeye oturarak test çalışmalarına başladığını belirten Gül, "4-B uydusunun ağırlıklı olarak internet hizmetlerinde kullanılması hedefleniyor. Üzerinde yer alan Ku, Ka ve C frekans bantlarında transponderlar bulunuyor. Ku frekans bandı Avrupa, Asya ve Türkiye kapsama alanlarında hizmet vermenin yanı sıra canlı yayın geçişleri için de kullanılacak. KA band ile ekonomik ve yüksek hızlı internet erişim imkânı sağlanabilecek" diye konuştu.

- 4-A ve 4-B uydularımızı Japonlar üretti

Uydu sistemlerinin, uydunun yapılması, fırlatılması, regülasyon mekanizmaları ve uydu uzayda frekansına oturduktan sonra opere edilmesi gibi 3 ana başlıktan oluştuğunu ifade eden Gül, "Uydunun yapılması ve fırlatılması ekosisteminde Türkiye, TÜRKSAT 5-A ve 5-B uydularında devreye girecek ve yüzde 25 yerlilik katkısı sağlayacak. Aynı şekilde milli imkan ve kabiliyetlerle Göktürk 2 uydusunun kritik teknolojilerine katkı verilmiş ve şu an bu gözetleme uydusu Türkiye'ye stratejik bilgiler sağlayan konuma oturmuştur" bilgilerini verdi.

Uydu yapma piyasasında Fransa ve Japonya'nın Türkiye'de hizmet verdiğini anlatan Gül, TÜRKSAT'ın 4-A ve 4-B uydularına kadar tüm haberleşme uydularını Fransızların, 4-A ve 4-B uydularını ise Japonların ürettiğini hatırlattı. 

TÜRKSAT 5-A ve 5-B uydularının yaklaşık 500 milyon doları aşan bir maliyetle üretileceğini anımsatan Gül, Türk mühendislerin üretim aşamasında uydu teknolojisiyle ilgili know-how edinmeyi sürdüreceğini anımsattı.

Gül şunları söyledi:

"6-A uydusu 300 milyon doları aşan bir ekosistem oluşturacak. Bu vesileyle her iki operasyonun toplamında 500 milyon dolarlık yerlileştirme öngörüldüğü gibi 500 milyon dolarlık ithalatın da önüne geçilmiş olacak. Bir milyar dolara yakın bir paranın bu ekosistem sebebi ile içeride kalacağı ve yerlileşeceği öngörülüyor. 6A uydusunun ihraç edilmesi durumunda kilogram başı ihracat değeri 100 bin dolar tutarında."

- "TÜRKSAT, 2023'te 10 uydudan oluşan bir filoya sahip olmayı hedefliyor"

TÜRKSAT'ın fırlattığı 4-B uydusunun ardından, yüzde 25 yerlilik oranı ile 5-A ve 5-B uydularını, yüzde 100 yerlilik oranı ile de 6-A uydusunu fırlatacağını aktaran Gül, şöyle devam etti:

"Önümüzdeki 5 yıl içerisinde gerçekleştirilecek bu fırlatmalar 1 milyar doların üzerinde bir ekosistem oluşturacak. Özellikle 6-A uydusunun yüzde 100 yerli katkısı Türkiye'nin iktisadi ve stratejik alanlarındaki çıktılarını yükseltecek.

Uydu yapabilen sayılı ülkeler arasına girecek Türkiye, bu anlamda diğer birçok ülkeden pozitif anlamda ayrışacak. Türkiye'nin atmosferin üzerinde uzayda yer alması ve bunu milli imkanlarla geliştirmesi oldukça önemli ve stratejik bir öneme sahip.  TÜRKSAT, 2023'te 10 uydudan oluşan bir filoya sahip olmayı hedefliyor."

- "6A ile uzay çalışmalarımızla ilgili kritik bir eşiği atlayacağız"

TÜRKSAT 6A uydusunun 2014'ün aralık ayında Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, TÜBİTAK ve TÜRKSAT arasında protokolü imzalanarak yapımına başlanmış olan ilk milli uydu projesi olduğunu anımsatan Gül, şunları kaydetti:

"Normal şartlarda 3 yıl süren uydu yapımı, TÜRKSAT 6A'nın araştırma ve geliştirme süreçleri hesaba katıldığında 5 sene olarak planlanıyor. TÜRKSAT 5A ve 5B uydularında yüzde 25 yerli katkı oranı, TÜRKSAT 6A uydusunun da tamamının yerli imkanlarla imal edilmesi öngörülüyor. ASELSAN, TÜBİTAK Uzay, TAI ve CTech tarafından yüklenilen 6A projesi bu etkinliğin ortaya çıkmasında temel fikri oluşturuyor. 

TÜRKSAT 6A başarılı bir şekilde uzaya gönderilip faaliyetlerine başladığında uydu üreten ve testlerini yapabilen ülkeler arasına gireceğiz. Aynı zamanda uydunun bir uzay aracı olduğunu düşünürsek, uzay çalışmalarımızla ilgili kritik bir eşiği de atlamış olacağız." 

- "Uzayda kapitalizm var"

MÜSİAD High Tech Port Genel Koordinatörü Hakan Kurt da uzaydaki rekabete dikkati çekerek, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Uzayda inanılmaz bir kapitalizm var. Amerika'nın 400 tane uydusu var şu an uzayda. TÜRKSAT uyduları yüzde 90'lara yaklaşan kapasitelerle çalışıyor, Amerikan uyduları yüzde 1,5-2 ile çalışıyor. Fırlatmak için uydu fırlatıyor. Orada uzay kapitalizmi dediğimiz bir savaş var.

Bizim ilk adımımız TÜRKSAT 5-A ve 5-B ile ama en önemli adımımız 6-A uydusu ile gelecek. Yani Türkiye uzayda atmosferin üzerinde bir ürün geliştirmiş olacak."