Laleye dair her şey bu müzede
İstanbul, Türkiye genelinde lalenin yaygınlaştırılması, türlerinin araştırılarak çoğaltılması, tanıtılması, üretiminin geliştirilmesi gibi amaçlarla 2015'te kurulan dünyanın en büyük Lale Müzesi ve Araştırma Merkezi'ne ev sahipliği yapıyor Emirgan Korusu'ndaki müze, lalenin kültürel varlığının gelecek nesillere aktarılması noktasındaki misyonuyla çalışmalarını sürdürüyor İstanbul Lale Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Gülal: "Dünyanın en büyük lale müzesidir. Niçin laleye bu kadar kıymet veriyoruz, lale bizim kültürümüzde nasıl bir yer tutuyor? Bu müze bunu anlatıyor" "Lale, bizim için tarım objesi değil. Bir peyzaj objesi de değil sadece. Bizim için bir kültür. Her şeyimiz de var"
İstanbul, Türkiye genelinde lalenin yaygınlaştırılması, türlerinin araştırılarak çoğaltılması, tanıtılması, üretiminin geliştirilmesi gibi amaçlarla 2015'te kurulan dünyanın en büyük Lale Müzesi ve Araştırma Merkezi'ne ev sahipliği yapıyor.
Emirgan Korusu'ndaki müze, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Lale Vakfı (İLAV) tarafından lalenin kültürel varlığının gelecek nesillere aktarılması amacıyla kuruldu.
İçinde iki sergi salonu bulunan ve bin 500 metrekarelik alandan oluşan müzede, lale dikmeye yarayan saban, lale ayıklama eleği, el yazması tezhibin üzerindeki lale motifi, lale broşu, özel kurutulmuş lale çiçeği, lale motifli padişah kaftanı, savaş aletleri, oya, mendil gibi üzerinde lale motifi bulanan yüzlerce eşyayı görmek mümkün.
Müze ziyaretçileri, elektronik ortamda lale motifli ebru yapıp bunu basılı olarak alma imkanına sahip oluyor.
- "Müzenin amacı lale kültürünü anlatmak"
İLAV Bilim Kurulu Üyesi İsmail Hakkı Gülal, müzenin, lalenin Türk kültüründeki hak ettiği yeri bulması için kurulduğunu söyledi.
Müzenin amacının lale kültürünü anlatmak olduğunu dile getiren Gülal, "Dünyanın en büyük lale müzesidir. Orta Asya'dan beri taşıdığımız bir çiçek. Niçin laleye bu kadar kıymet veriyoruz, lale bizim kültürümüzde nasıl bir yer tutuyor? Bu müze bunu anlatıyor." diye konuştu.
Gülal, müzede ana temanın, sanıldığının aksine lalenin sadece saray kültürüne ait değil, aynı zamanda halk kültürüne ait olduğunu anlatmak olduğunu vurgulayarak, "Bununla ilgili ahşap, tekstil örnekleri var. El oyası yazmalar var. Anadolu'daki köylerimizden örnekler var. Serender (tahıl ambarları) alınlıkları üzerine işlenmiş lale motifleri var. Saraya dair örnekler var. Saraydaki her şey halk kültürünün yansımasıdır. Oradan da örnekler var. Çiniler, kaftan örnekleri var." ifadelerini kullandı.
Müzenin bulunduğu yerin, Emirgan Parkı'ndaki köşkler için lojistik merkez olarak kullanıldığını dile getiren Gülal, daha sonra buranın atıl hale geldiğini anlattı.
Buranın 2010 yılında restore edildiğini aktaran Gülal, şunları kaydetti:
"Emirgan'a bitişik olduğu için aklımızda olan lale kültürünü anlatma merkezi olarak burayı düşündük. Burada 2013 yılından beri Lale Vakfı olarak aktif. Lale Vakfı kendi içinde 2015 yılında bu müzeyi kurdu. Laleyle ilgi her şeyi bulabileceğiniz bir merkez haline getirmeye çalışıyoruz. Müze, 4 bölümden oluşuyor. Müze ve sergi salonu var. Kütüphane ve laleyle ilgili ufak hediyelerin satıldığı dükkanımız var. Bir de kafeterya bölümüz var."
- "Çocuklara lale kültürünü anlatıyoruz"
Müzenin kurulduğu günden bu yana yoğun ilgi gördüğünü ve bunun kendilerini memnun ettiğini belirten Gülal, şöyle devam etti:
"Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak bir çalışma yapıyoruz. Çocuklara lale kültürünü anlatıyoruz. Hedef kitlemiz aslında ilkokul ve ortaokul seviyesindeki çocuklar. Oradan başlıyoruz bu işin inşasına. Öncelikle ellerini toprağa değdiriyoruz. Kasım ve aralık aylarında çocukları buraya alıyoruz. Emirgan Parkı'nın içinde bize ayrılmış bir alan var. O alanda çocuklar lale soğanı dikiyor. Her çocuk diktiği soğanın yanına kendi adını yazan lale formunda bir tabela dikiyor. Baharda gelip kendi diktikleri laleyi görüyorlar. Annelerini ve babalarını getiriyorlar. Sonrasında çocukları müzeye alarak bunu niye yaptığımızı anlatıyoruz. Çocukların anlayabileceği, pedagoglar eşliğinde hazırladığımız bir filmimiz var."
Gülal, Hollanda'da bir lale müzesi bulunduğunu ifade ederek, "Orada çoğunlukla tarım objesi görüyorlar ve tarım aletleri var müzede. Lale, bizim için tarım objesi değil. Bir peyzaj objesi de değil sadece. Bizim için bir kültür. Her şeyimiz de var. Türkiye'nin turizm logosunda var, parada var, mahalle çeşmesinin süslemesinde var, camide var, mezar taşında var." diye konuştu.
Müzeye giriş ücretinin 5 lira olduğunu aktaran Gülal, vatandaşları hem Emrigan Parkı'nı hem de müzeyi ziyaret etmeye davet etti.
- "Müzede laleyle ilgili çok bilgi edindim"
Müzeyi eşiyle ziyaret eden Suudi Arabistanlı Faisal Abbas, laleyi anlatan bir müzenin kurulması fikrinin kendisini etkilediğini söyledi.
Lale müzesinde bu nadide çiçek hakkında çok bilgi edindiğini belirten Abbas, "Lale çiçeğinin motifinin elbise dahil bir çok yere işlendiğini gördüm. Lalenin birçok adı varmış. İlk kez burada öğrendim." dedi.
FACEBOOK YORUMLAR