Kuran Arabi'dir, yani apaçıktır, şifresizdir
Kuran Arabi'dir, yani apaçıktır, şifresizdir
Kuran Arabidir, yani apaçıktır, şifresizdir 2010u Kuran Yılı ilan eden Diyanet İşleri Başkanlığının en tepesindeki isim Ali Bardakoğluyla Hürriyet okurları için özel ramazan söyleşisi yaptık.
Bardakoğlu, Kuran-ı Kerimin şifreler kitabı olmadığını; Allah, peygamber, ahiret, Müslümanlık hakkında sapasağlam bilgiler sunduğunu anlattı.
2010 YILI, İslamın temel kaynağı Kuran-ı Kerimin, Hz. Muhammede vahy edilmeye başlanmasının 1400üncü yılı. Ramazan ayının bu açıdan da farklı bir önemi var. Kuran-ı Kerimin ramazan ayında indirilmeye başlanması, Hicretin 2nci yılından bu yana Müslümanların ramazan ayında oruç tutma farzları birlikte düşünüldüğünde, vahyin 1400üncü yıldönümünün önemi daha da artıyor.
Kuran çağlar üstü bir hayat rehberi
Bu bağlamda, 2010u Kuran Yılı ilan eden Diyanet İşleri Başkanlığının en tepesindeki isim, dünyanın en saygın din adamları arasında ismi ilk sıralarda yer alan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Hürriyet okurları için Kuran-ı Kerimi Anlama ve Ramazanın Gerçek Anlamı olarak adlandırılabilecek iki ayrı başlık altında, değerli düşüncelerini bizlerle paylaştı. Bardakoğlunun Hürriyete özel söyleşisiyle sizleri baş başa bırakıyoruz:
Kuran-ı Kerimi nasıl tanımlarsınız?
Toplum Kuran-ı Kerimden ve onun mesajından çok uzaklaştı. Kuranı Kerimi yeteri kadar tanımıyoruz; Kurana saygı boyutu daha çok okuma, dinleme, dinlerken duygulanma şeklinde oluyor. Halbuki Kuranın şifa, rehber oluşu anlamamızla alakalı. Anlamak, düşünmek, tefekkür etmek, tanımak, dediklerini yapmaya çalışmaktır önemli olan. Kuranın gönderiliş amacı insanlara rehberlik etmesidir. Kuran çağlar üstü bir hayat rehberi ve Rabbimizden bize özel bir hitap. Kuran-ı Kerim din adamlarına ya da belli bir sınıfa gelmiş değil, tersine her bir insana ayrı ayrı gelmiş Rabbimizin özel mektubu. Kuran-ı Kerim her bir insanı ayrı ayrı muhatap alır. Ve onlara akılla, deneyle, tecrübeyle ulaşamayacakları hakikat bilgilerini sunar.
Bizim görevimiz Kuranı anlamak
Müslümanların Kuran-ı Kerime karşı görevleri anlama ve düşünme noktasında mı öne çıkıyor?
Allah daha önce pek çok peygamber ve bu peygamberlerin de bazılarına kitaplar gönderdi. Fakat insanlar, özellikle de din adamları hem peygamberlerin getirdiği kitapları hem de getirdiği dini korumada gereken özeni göstermedi. Zamanla dinlerin büyüsü bozuldu. Ve Allah son olarak Kuran-ı gönderdi ve Onu biz koruyacağız dedi. Bize ise koruma görevini değil, Kuran-ı anlama ve anladıklarımızı yapma görevi verdi. Ve Kuran-ı Kerim indiği ilk günden günümüze değişmeden geldi. Ancak tek bir harfinin dahi değişmemesi yetmez, onun iyi de anlaşılması lazım.
Kuran-ı Kerimin koruyuculuğunu nasıl anlamalı?
Allah Kuran-ı korudu ama Kuran da bizi korudu. Çünkü din o kadar dinamik bir olgu ki toplumun örf, adet ve töresiyle ya da çeşitli çıkar ilişkileriyle, siyasi mekanizmalarla, ekonomik yapıyla iç içe geçip, onların dümen suyuna girmemesi lazım. Din din olarak kalmalı, tazeliğini koruması gerekir. Bunun için de kuvvetli ve açık bir bilgiye ihtiyaç var. İşte onun için Kuran dinin açık bilgisidir. Kuran asırlardır Müslümanları din konusunda aşırılıktan, hurafeden, Allaha yanlış bilgi ve inanışları isnat etmekten, yalan yanlış dini bilgiler üretmekten korudu. Dinin ana bilgisini verdi. Bir bakıma hakem oldu, doğru apaçık bilginin kaynağı oldu.
Rumuzlar kitabı yapmak istismardır
Yani Kuran-ı Kerimin sıradan insanlar için anlaşılması imkansız ayetleri vardır iddiası kabul edilemez...
Allah, söylemek istediğini anlatmaktan, haşa hiçbir zaman aciz olmamıştır. Allah ne istiyorsa bizden, apaçık söylemiştir. Ki Allah hak ve hakikatı söylemekten asla çekinmez. Çünkü zaten önemli olan Allahın hak ve hakikatı söylemesidir bizim için önemli olan. Kuran-ı Kerimin bir başka adı da Kitab-ı Mübindir; yani apaçık bir kitap anlamını taşır. Kuranı Kerim şifreler kitabı değildir. Kuranı Kerimin söyledikleri ve anlaşılan metni önemlidir. Apaçık ayetleri, apaçık sözleri dururken Kuran-ı Kerimi şifreler, rumuzlar kitabı haline getirip, onun üzerinden insanların Kurana saygılarını istismar etmek ve ondan temeli olmayan manalar çıkarmak Kurana haksızlık olur.
Sizce Haksızlık yaygın bir kabulleniş mi?
Kuranın bazı ayetleri, ifadeleri zaman içinde daha iyi anlaşılıyor. İnsan aklı, tecrübesi fen bilimlerindeki gelişmeler gerçekleştikçe. Örneğin, dünyanın yuvarlak olduğunu görünce, Kuran-ı Kerimdeki bu konuyla ilgili ayetleri daha rahat anlıyoruz. Yoksa Hiç anlaşılmayacak ayetler ya da Ancak, bazı kişiler tarafından anlaşılabilecek ayetler diye bir şey yoktur. Allah Kuranı anlaşılması için göndermiştir. Apaçık bir kitaptır.
Ramazan hanımefendiliğe beyefendiliğe götürmeli
DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, ramazan ayı ile ilgili sorularımızı da şöyle yanıtladı:
Ramazan ayını nasıl değerlendirmeliyiz?
Ramazan ve üç aylar aslında sadece oruç ibadeti zamanı değil. Allah belli gün ve geceleri biraz daha özel zaman dilimleri olarak ilan etmiş. Aslında üç aylar, ramazan kendimizi sorgulama, öze dönme fırsatıdır. Modern hayat, bizim bir dakika olsun kendimize vakit ayırmaya fırsat bırakmıyor, adeta ipotek altına alıyor. Allah da bize örneğin ramazanda dış dünyayla ilişkilerimizi en aza indirme, fırsatı veriyor. Yoksa, oruç simgesel bir şeydir; yemeden içmeden ya da cinsel hayattan uzak kalma aslında dünya ile ilişkilerimizi azaltmanın başlangıcıdır.
Bu ay kapsamında okurlarımıza tavsiyeleriniz neler?
Üç tavsiyem var. Biri çıkıp bana Ne yapmalıyım diye sorarsa, Oruç tutmaktan öte, orucu neden tuttuğunu düşün derim. İkincisi de devir bilgi devridir; din hakkında sağlıklı doğru bilgimizin olmalı. Bunun için Kuranı Kerimi anlamaya, kavramaya; Peygamber efendimizin sünnetini anlamaya ihtiyacımız var. Kuran herkesin öz kitabıdır, Kuran hocaların kitabı değildir. Din hiç kimsenin malı değildir, hiç kimsenin de tekelinde değildir. Cami hiç kimsenin tekelinde değildir. Bunlar ortak paydalarımızdır.
Üçüncü tavsiyeniz...
Üçüncüsü paylaşımdır. İmkanların ve imkansızlıkların paylaşımı. Orucun içinde yokluk içinde olanın halini anlama var. İftar sofları tuttuğumuz orucun acısını çıkartırcasına dünya nimetlerine hücum zamanı olmamalı. İftar sofralarında yokluk içinde olanlara her zaman yer olmalı.
Ramazanın bize manevi katkıları nelerdir?
Biz din ve Müslümanlık deyince insani ve ahlaki bütün meziyetleri, erdemleri de bir arada düşünmeliyiz. Fakire yardım ibadettir, ancak fakire yaptığın yardımı, fakiri minnet altına alacak şekilde yapıyorsan, yapmamak daha hayırlıdır. Nezaket ile paylaşma birada olmalıdır. Aksi taktirde yaptığın yardım boşa çıkar. Ramazan bizi biraz inceltmeli. Tıpkı oruç nedeniyle nasıl ki akşam üzeri iyice ezilir, süzülürüz ya... Ramazan da bizi manevi hayatımızda incelmeye, şehir beyefendiliğine, hanımefendiliğine götürmeli.
Meallerle yetinmek doğru değil
KURAN-I Kerimin meallerinin Kuranın bütün anlamlarını ihtiva eden bir çeviri olduğunu söylemek zor. Mealler Kuran-ı Kerimin o satırlarından anladığımızı en iyi şekilde aktarma çabasıdır. Kuran-ı Kerim mealleriyle yetinmeyi doğru bulmuyorum bir defa. Hele hele meallerden hareketle hüküm çıkarmaya, din hakkında hüküm vermeye kalkışmak son derece yanlıştır. İki üç ciltlik açıklamalı meallere ihtiyaç var. Böylece, ayetlerin ne dediğini daha iyi anlarız. Böyle bir yayın hazırlığı içindeyiz.
Arapça Müslümanlık için şart değil
HERKESİN Arapça bilmesi şart değil, üstelik Arapça bilmek Müslümanlığın da şartı değil. Ama Kuran-ı anlamak ve hayatımıza indirmek önemli bir vecibedir. Onun için Arapça bilmeyenlerin Kuran-ı Kerimi Türkçe açıklamalarından anlaması mümkündür, doğrudur, yerindedir. Ve dinin hedeflerine de uygundur. Çünkü, biz Kuranı sadece okumak ya da dinlemek değil, anlamak ve kendi hayatımızı bir sorgulama kılavuzu olarak görmeliyiz.
Sapasağlam bilgi sunar
KURAN-I Kerimin Arabi olduğuna dair ayetler, Arapça olduğu anlamında değildir. Meramını zor ifade edene Acemi denir. Kuran-ı Kerim de Acemi değil, Arabidir. Söylediğini apaçık söyleyen bir metin demektir. Arabi demek, Arapça Net, anlaşılır bir dil demektir. Kuran-ı Kerimin Arapça olduğu, Arabi olduğu söylenir, birçok ayette. Zaten Arapça olduğu herkes tarafından malumdur; Kuran-ı Kerim malumu neden ilan etsin. Yani, Kuran-ı Kerim apaçık ve bizi koruyan bir kitaptır. Din konusunda yanlış düşünmekten, yanlış bilgi üretmekten hem İslam alemini hem de bütün insanlığı korumuştur. Allah, peygamber, ahiret, Müslümanlık hakkında sapasağlam bir bilgi sunar.
FACEBOOK YORUMLAR