Karbon emisyonları yer altında depolanıyor

Karbon yakalama teknolojileri sayesinde emisyonların büyük kısmı atmosfere ulaşmadan yakalanıyor ve bu karbon emisyonu boru hattı ya da tankerlerle yer altında depolamaya uygun alanlara götürülüyor.

Söz konusu alanlar, terk edilmiş petrol ve gaz sahaları, kömür yatakları ile geçirimli jeolojik yapılardan oluşuyor.

AA muhabirinin Küresel Karbon Yakalama ve Depolama Enstitüsünün durum raporundan yaptığı derlemeye göre, son yıllarda daha da gelişen karbon yakalama teknolojileriyle küresel emisyonların azaltılması ve Paris Anlaşması doğrultusunda hava sıcaklığının 2 derecenin altında tutulması hedefleniyor.

Rapora göre, dünyada 18 büyük ölçekli karbon yakalama tesisi faaliyet gösteriyor. ABD, 10 tesis ile bu alanda başı çekerken, onu ikişer tesisle Kanada ve Norveç takip ediyor. Geri kalan 4 karbon yakalama ve depolama tesisi de Brezilya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Çin'de faaliyet gösteriyor.

Söz konusu tesisler sayesinde yıllık yaklaşık 40 milyon ton karbon emisyonunun atmosfere ulaşması engellenirken, şimdiye kadar 230 milyon tonun üzerinde karbon yer altına enjekte edildi.

Dünyada 29 küçük ölçekli karbon yakalama ve depolama tesisi bulunuyor. Bunların 9'u ABD'de 2'si Kanada'da yer alıyor. Avrupa'da 6 tesis, Asya'da ise 11 tesis faaliyet gösteriyor. Avustralya'da da 1 küçük ölçekli karbon yakalama ve depolama tesisi işletmede bulunuyor. Dünyada 44 küçük ölçekli tesis ise işletmeye alınmayı bekliyor.

Dünyada 2021'e kadar tamamlanması öngörülen 5 büyük ölçekli tesisin inşası sürüyor. Yapım aşamasındaki bu projelerin 2'si Çin'de, 2'si Kanada'da ve 1'i de Avustralya'da yer alıyor.

Termik santraller ve fabrika bacalarından çıkan karbon emisyonlarının yakalanması ve yer altında depolanmasını öngören 20 proje de dünyanın çeşitli bölgelerinde geliştirme aşamasında bulunuyor.

Çin 6 proje ile önde gelirken, onu 5 proje planlaması ile İngiltere izliyor. Bu alanda Hollanda, Güney Kore ve Avustralya 2'şer proje geliştiriyor. Geri kalan projelerin Norveç, İrlanda ve ABD'de hayata geçirilmesi planlanıyor.