Hollandalı politikacıların hezeyan ispatıdır
Birkaç gündür gündemimizi meşgul eden, Hollanda Parlamentosu Araştırma Komisyonu’nun bazı dini kuruluşları hizaya çekme işlevi, bizim Diyanet Vakfı’mızı da kapsayınca çok üzülmüştük. Hollanda İstihbarat Örgütü AIVD’nin hükümete sunduğu bir rapor, Hollanda temsilciler Meclisi’ni ayağa kaldırmıştı.
Editör: Turkinfo.nl
24 Şubat 2020 - 19:45
Değerli facebook arakadaşlarım ve sevgili okurlarım,
Hollanda Temsilciler Meclisi bir karar aldı ve kurulacak olan bir komisyonun, bazı dini kuruluşları sorgulamasını istedi.
Rapora göre Hollanda, uzun zamandır, Kuveyt, Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan’dan gelen yardımlardan rahatsızlık duymaktaydı. Hollanda’nın endişesi, yardım yapan bu ülkelerin Hollanda’da İslam’ın yorumlanmasına olası etkileri ve Hollanda’da aşırılıǧın körüklenmesi ve terörizme zemin hazırlanmasıydı. İktidardaki hükümet bu olası tehlikenin önüne geçilmesi için ‘özgür olmayan ülkeler’den gelen para akışını kesmek ve istenmeyen etkilerden korunmak istiyordu.
Bu doǧrultuda Temsilciler Meclisinde kurulan Araştırma Komisyonu, yabancı ülkelerden gelen para yardımlarının Müslümanlar üzerinde etkisinin olup olmadıǧını araştırdı.
Üç hafta süren sorgulamada, Den Haag’daki As Soenne Camii, Utrecht’deki Fıtrat Camii ve ve ne yazık ki bizim Hollanda Diyanet Vakfı yer aldı.
Görünürde, Diyanet’in soruşturma sürecine dahil edilmesi, imamların maaşlarının Türkiye tarafından ödenmesi ve Türkiye’nin de merkezi Amerika’da olan düşünce kuruluşu Freedom House tarafından ‘özgür olmayan ülkeler’ listesinde yer almasından kaynaklanıyor.
Kaldı ki, Diyanet’in Hollanda’daki imamların maaşlarını ödemesi yeni bir gelişme deǧil, yıllardır uygulanan ve bilinen bir sistem. Hem de Hollanda’nın severek kabul ettiǧi, bir zamanlar teşvik ettiǧi bir uygulamaydı. Şimdi neler deǧişti de, bu konu Hollanda hükümeti tarafından mercek altına alınıyor, anlaşılması zor bir konu.
Soruşturma tamamlandıktan sonra biz de beğendiğimiz ve beğenmediğimiz tarafları yazdık.
Yurttaşlarımız da konuyu kendi aralarında halâ tartışıyorlar.
Ben şahsen, ‘Dağ fare doğuru’ demiştim. Nisan ayında yayınlanacağı belirtilen raporun sonucunu merakla bekliyoruz.
Ama, benim ‘Dağ fare doguracak’ iddiamın öncü bilgilerini şimdiden görmeye başladık.
Zira, komisyon araitırmasından sonra Hollanda medyası, Diyanet Vakfı’nın soruşturmasına çok az yer verdi.
Dün yayınlanan De Volkskrant gazetesinde bol fotoğraflı vei ki sayfa olarak yayınlanan bir analizde, ne kadar bilirkişi varsa konuşturuldu. Ama bui ki sayfalık yayında bir tek kelime bile Türk ve Türkiye yoktu.
Bu da gösteriyor ki, Hollanda İstihbarat Örgütü AIVD’nin vermiş olduğu raporda, Türkiye için korku verecek notlar yoktu. İşgüzar politikacılar işi büyütmüşler ve sırf ‘Erdoğan’ın uzun kolu’nu gündeme getirmek için Diyanet Vakfını da soruşturmaya çağırmışlardı.
Ne ilginç değil mi?
Batılılar, İslam teröründen endişe ederlerken, İslamlar’a karşı yapılan hunharce cinayetler Fransa, Yeni Zelanda gibi ülkelerden sonra şimdi de Almanya’da sürüyor.
'İlhan Karaçay'
Hollanda Temsilciler Meclisi bir karar aldı ve kurulacak olan bir komisyonun, bazı dini kuruluşları sorgulamasını istedi.
Rapora göre Hollanda, uzun zamandır, Kuveyt, Körfez ülkeleri ve Suudi Arabistan’dan gelen yardımlardan rahatsızlık duymaktaydı. Hollanda’nın endişesi, yardım yapan bu ülkelerin Hollanda’da İslam’ın yorumlanmasına olası etkileri ve Hollanda’da aşırılıǧın körüklenmesi ve terörizme zemin hazırlanmasıydı. İktidardaki hükümet bu olası tehlikenin önüne geçilmesi için ‘özgür olmayan ülkeler’den gelen para akışını kesmek ve istenmeyen etkilerden korunmak istiyordu.
Bu doǧrultuda Temsilciler Meclisinde kurulan Araştırma Komisyonu, yabancı ülkelerden gelen para yardımlarının Müslümanlar üzerinde etkisinin olup olmadıǧını araştırdı.
Üç hafta süren sorgulamada, Den Haag’daki As Soenne Camii, Utrecht’deki Fıtrat Camii ve ve ne yazık ki bizim Hollanda Diyanet Vakfı yer aldı.
Görünürde, Diyanet’in soruşturma sürecine dahil edilmesi, imamların maaşlarının Türkiye tarafından ödenmesi ve Türkiye’nin de merkezi Amerika’da olan düşünce kuruluşu Freedom House tarafından ‘özgür olmayan ülkeler’ listesinde yer almasından kaynaklanıyor.
Kaldı ki, Diyanet’in Hollanda’daki imamların maaşlarını ödemesi yeni bir gelişme deǧil, yıllardır uygulanan ve bilinen bir sistem. Hem de Hollanda’nın severek kabul ettiǧi, bir zamanlar teşvik ettiǧi bir uygulamaydı. Şimdi neler deǧişti de, bu konu Hollanda hükümeti tarafından mercek altına alınıyor, anlaşılması zor bir konu.
Soruşturma tamamlandıktan sonra biz de beğendiğimiz ve beğenmediğimiz tarafları yazdık.
Yurttaşlarımız da konuyu kendi aralarında halâ tartışıyorlar.
Ben şahsen, ‘Dağ fare doğuru’ demiştim. Nisan ayında yayınlanacağı belirtilen raporun sonucunu merakla bekliyoruz.
Ama, benim ‘Dağ fare doguracak’ iddiamın öncü bilgilerini şimdiden görmeye başladık.
Zira, komisyon araitırmasından sonra Hollanda medyası, Diyanet Vakfı’nın soruşturmasına çok az yer verdi.
Dün yayınlanan De Volkskrant gazetesinde bol fotoğraflı vei ki sayfa olarak yayınlanan bir analizde, ne kadar bilirkişi varsa konuşturuldu. Ama bui ki sayfalık yayında bir tek kelime bile Türk ve Türkiye yoktu.
Bu da gösteriyor ki, Hollanda İstihbarat Örgütü AIVD’nin vermiş olduğu raporda, Türkiye için korku verecek notlar yoktu. İşgüzar politikacılar işi büyütmüşler ve sırf ‘Erdoğan’ın uzun kolu’nu gündeme getirmek için Diyanet Vakfını da soruşturmaya çağırmışlardı.
Ne ilginç değil mi?
Batılılar, İslam teröründen endişe ederlerken, İslamlar’a karşı yapılan hunharce cinayetler Fransa, Yeni Zelanda gibi ülkelerden sonra şimdi de Almanya’da sürüyor.
'İlhan Karaçay'
FACEBOOK YORUMLAR