Gül ile Sarkozy ve Merkel arasında tartışma

Gül ile Sarkozy ve Merkel arasında tartışma

Gül ile Sarkozy ve Merkel arasında tartışma
Editör: Turkinfo.nl
21 Kasım 2010 - 19:42
Burada bir kapasiteye karşı tedbir alınıyor, bir ülkeye değil. Yarın başka ülkeler çıkar mevcut ülkeler değişebilir. İran, Ortadoğu olur mu? Çıkarın siz bunları aklınızdan. Bu Türkiye’yi tatmin etmek için değil, olması gereken bir durumdur.

(‘Kıbrıs Rum kesimi AB’ye tam üye. Biz aileyiz, prensiplerimiz var’ sözü üzerine) 2002’de Rumlar üye değilken, ‘Sorunlarını çözmeden tam üye olunmaz’ kuralını çiğneyerek 2004’te Rumları niye tam üye yaptınız? Bu prensiplerinizi o zaman hatırlamadınız mı?

LİZBON’da dün sona eren NATO Zirvesi’nde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Fransız mevkidaşı Nicolas Sarkozy arasında füze kalkanı ile Kıbrıs bağlamında NATO-AB toplantılarıyla ilgili yaşanan tartışmalar damgasını vurdu. Zirvenin önceki günkü toplantısında ilk tartışma Fransa’nın “füze kalkanında tehdidin gelebileceği temel risk bölgelerinin İran ve Ortadoğu olması” ısrarı yüzünden yaşandı. Gül bu konuda Sarkozy’e şu sözlerle tepki gösterdi: “Siz neden bahsediyorsunuz. Böyle şey olur mu? Burada bir kapasiteye karşı tedbir alınıyor, bir ülkeye değil. Yarın başka ülkeler çıkar mevcut ülkeler değişebilir. Bu sistemler kimde olursa onu kapsaması lazım, geneli kapsaması lazım. İran, Ortadoğu olur mu? Çıkarın siz bunları aklınızdan. Bu Türkiye’yi tatmin etmek için değil, olması gereken bir durumdur.”

Merkel’e de ayar

Sarkozy ile ikinci gerginlik Kıbrıs konusunda yaşandı. Türkiye, Rumlar’ın üye olduğu AB’nin, NATO’nun güvenlik ve askeri kabiliyetlerinden faydalanmasına karşı çıkıyordu. Sarkozy, Türkiye’nin tutumundan NATO-AB toplantılarının yapılamadığını savunarak şunları söyledi: “Kusura bakmayın ama Kıbrıs (Rum kesimi) AB’ye tam üye. Biz 27 kişilik bir aileyiz. Değerlerimiz var. Ona göre hareket etmek durumundayız ve bunlar da hayatın gerçeği.”

Sarkozy’nin bu görüşüne Almanya Başbakanı Angela Merkel de destek verdi. Sarkozy ve Merkel’in bu çıkışına Gül’ün tepkisi şöyle oldu: “Doğrudur, Rumlar AB üyesi ve bu da hayatın gerçeği ama hayatın öbür gerçekleri de var. Mesela Rumlar adanın tamamını temsil etmiyor. Orada çözülmemiş bir sorun var. Tutulmayan sözler var. Bunlar da hayatın gerçeği. Çok doğru söylüyorsunuz, bu prensiplerinize saygı duyuyorum. Peki 2002’de Rumlar üye değilken, ‘Sorunlarını çözmeden tam üye olunmaz’ kuralını çiğneyerek 2004’te Rumları niye tam üye yaptınız? Bu prensiplerinizi o zaman hatırlamadınız mı?” Gül zirveyle ilgili de şöyle konuştu:

Latin ülkesi değiliz

- “Füze savunma sisteminde bazı kaygılarımız vardı. Eğer bizi rahatsız eden çıkışlarına devam etselerdi veto edebilirdik. Ama sonuç bölge politikalarımıza uyumlu, isteklerimizi karşılayan şekilde gerçekleşti. İtiraz edenler de gerçekleri gördüler. 1990’lardan beri Irak’la yaşadıklarımızı bir de İran’la mı yaşasaydık? Ben Latin Amerika ülkesi miyim ki bölgede yaşananlara laf söylemeyeyim. Olaylar bizim mahallemizde yaşanıyor. Tabii ki barış ve istikrar adına bölgem ve ülkem adına sesimi çıkaracağım. Kimse unutmasın bir şey olursa bunun siyasi, ekonomik göç ve güvenlik neticeleri ile biz karşılaşacağız. Bugün ABD ile ilişkilerimiz her yerde söylüyorum 20 sene öncesinden daha ileri bir durumdadır. Herkes bir şey söylüyor ama ilişkilerimiz çok farklı bir düzeydedir, çünkü bugün Türkiye’ye bakıldığında daha demokratik, girişimci, katılımcı, güçlü... Böyle bir ülke ile ilişkiler daha farklı olur. Kendileri gibi bir ülkeyle ilişkiler daha farklı olur.

Nükleer kaygılandırır

Bizim İran’ın füze çalışmalarıyla ilgili bir endişe algımız yok. Zaten sınır komşusuyuz, en kısa menzille bile bize zarar verir, top atışıyla bile zarar verir. Füze ayrı, nükleer mesele ayrı her ülke kendi tehdit algılamasına göre tedbir alır. O da ona göre bir şeyler yapıyor. İran’ın tehdit algılamasına bakmak lazım. Bizim farklı onun da farklı algılamaları olabilir ama nükleer konu olursa bizi kaygılandırır. Fakat bunu bugün İran yapıyor diyebiliyor muyuz, hayır. Uluslararası kuruluşlar da bunu böyle söylüyor. O zaman bekleyip görmek lazım.”

10 dakika görüştüler

Cumhurbaşkanı Gül, Afganistan konulu toplantının ardından ABD Başkanı Barack Obama ile 10 dakikalık bir görüşme yaptı. Gül, Obama ile yaptığı görüşmede “Terörü, zirvedeki konuları ve NATO-AB ilişkilerini” konuştuklarını söyledi. Gül’ün Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ile yapması öngörülen görüşme ise iki liderin program yoğunluğu nedeniyle gerçekleşmedi.

ABD’ye büyükelçi tepkisi

Gül, ABD’nin temmuzdan beri kongredeki bazı üyeler nedeniyle Ankara’ya büyükelçi atayamamasına tepki gösterdi. Gül, yakında Washington yönetiminin bu krizi çözeceğine inandığını da dile getirdi.

NATO dokunuşu

ABD Başkanı Barack Obama’nın, toplantının yapılacağı salona girerken, o anda başka bir şeyler ilgilenen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün omzuna dokunması, iki lider arasındaki sıcak ilişkinin bir göstergesi olarak yorumlandı. Abdullah Gül de karşılık olarak, salondan ayrıldığı sırada Obama’ya el salladı.

Olmasak 10 dakikada biterdi

Gül, beraberinde Lizbon’a götürdüğü gazetecilerle yaptığı sohbette de NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’in toplantılar boyunca Türkiye’ye yönelik olumlu tavrını beğendiğini söyledi. Gül, “Türkiye NATO zirvesine heyecan getirdi. Biz olmasak toplantı 10 dakikada biterdi. Bizi gören herkes güçlü ekonomimizden, büyümemizden, dinamizmimizden etkilenerek sorular sordu. İlgi odağı olduk” dedi.

---------------

İkinci Irak istemiyoruz

Fikret Bila

90’larda Irak’ta yaşadıklarımızı bir de İran ile mi yaşayacağız? Latin Amerika ülkeleriyle ilgili konuşmuyoruz. Kendi mahallemizi konuşuyoruz. İyi de olsa kötü de olsa İran beni ilgilendiriyor.

İran nükleer konudaki görüşmeler için bize açık çek verdi. Türkiye, görüşmelerin İstanbul’da yapılmasında ısrar ederse, Tahran, ‘İstanbul’a evet deriz, Cenevre’ye gitmeyiz’ diyecek

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katıldığı NATO Zirvesi’ne, İran konusunun damgasını vurduğu söylenebilir. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin İran’ın tehdit olarak yazılması konusundaki ısrarı karşısında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün hem Fransa Cumhurbaşkanı’nı hem de AB’yi ciddi biçimde uyaran sert bir konuşma yaptığı kulislere yansıdı.

“Sarkozy’nin, füze kalkanının hedefi olarak İran’ın isminin yazılması veya tehdit olarak Ortadoğu bölgesinin yazılması konusunda ısrar etmesi karşısında Cumhurbaşkanı Gül’ün şu itirazı yaptığı öğrenildi:

“İran’ı aklınızdan çıkarın”

“Bunu aklınızdan çıkarın. Savunma sistemi, balistik kapasiteye karşı kuruluyor. Bir ülkeye karşı değil. Bu kapasite hangi ülkede varsa veya nerede varsa ona karşı. Bugün bir ülkede olabilir yarın başka bir ülkede çıkabilir. Doğru olan herhangi bir ülkeyi hedef almadan bu kapasiteye karşı savunma sistemi oluşturulmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Gül’ün, NATO’nun bir ülkeyi hedef almaması, ülke veya bölge ismi zikretmemesi görüşüne ABD Başkanı Obama, İngiltere Başbakanı Cameron başta olmak üzere bütün ülke liderlerinin destek verdiği ve sonuçta Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin de isim yazılması konusundaki talebinden vazgeçtiği öğrenildi.

“İkinci Irak istemiyoruz”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile zirve sonrasında otelinde sohbet olanağı bulduk. Gül, sorularımızı yanıtlarken, İran ile ilgili olarak “Bölgemizde ikinci bir Irak olayı yaşamak istemiyoruz” dedi ve şu değerlendirmeyi yaptı:

“Biz bölgemizde ikinci bir Irak olayı yaşamak istemiyoruz. 90’larda Irak’ta yaşadıklarımızı bir de İran ile mi yaşayacağız? Bunu istemeyiz tabii ki. Elbette İran konusu bizim için önemli. Biz Latin Amerika ülkeleriyle ilgili konuşmuyoruz. Komşumuzu konuşuyoruz. Kendi mahallemizi konuşuyoruz. İyi de olsa kötü de olsa İran beni ilgilendiriyor. Irak ile ilgili yaşadıklarımızı hatırlayın. Göç olayı oldu. Güvenlik zaafı ortaya çıktı. Ekonomik sorunlar çıktı. Şimdi aynı şeylerin ikinci kez yaşanmasını istemiyoruz. Bu nedenle bu sorunun çözülmesi için bütün diplomatik yolları kullanıyoruz.”

“Füze başka, nükleer başka”

Cumhurbaşkanı Gül, İran’ın geliştirdiği füzeler konusu ile nükleer meselenin farklı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Şimdi füze ile nükleer mesele aynı değil. Füze konusu bizim ulusal çıkarımız açısından sorun değil. Biz İran ile komşuyuz. Eğer bize düşmanlık olacaksa füze gerekmez. 50 kilometreden bir topla da Türkiye hedef alınabilir. Balistik füze gerekmez. Füzenin başlığının ne olacağı da önemlidir. Her ülke kendine göre bir tehdit algılaması içinde. Bu algılamaya göre tedbir geliştiriyor. İran’ın da kendine göre bir tehdit algılaması var. Eğer Türkiye’ye bir düşmanlık olacaksa onun için füzeye ihtiyacı yok ama nükleer mesele daha başka. Şimdi ‘İran nükleer silah yapıyor’ diyemeyiz. Bunu Uluslararası Atom Enerjisi de söyleyemiyor. Sadece İran’a ‘daha açık olun’ diyor. Uranyumu barışçı amaçlarla geliştirmek ayrı, silah yapmak ayrıdır. Biz kategorik olarak bölgemizin ve dünyanın nükleer silahlardan arınmasını savunuyoruz ve istiyoruz.”

İran açık çek verdi

Cumhurbaşkanı Gül, İran’ın Türkiye’ye güvendiğini, nükleer konudaki görüşmeler için Türkiye’ye açık çek verdiğini de ifade etti. Türkiye, görüşmelerin İstanbul’da yapılmasında ısrar ederse, Tahran yönetiminin “Biz İstanbul’a evet deriz Cenevre’ye gitmeyiz” yanıtını verdiğini kaydetti; ancak Türkiye için önemli olanın görüşmenin nerede olacağı değil içeriği olduğunu vurguladı.

AB’ye ağır eleştiri

Cumhurbaşkanı Gül’ün zirve toplantısında ve akşamki yemekte Fransa Cumhurbaşkanı ve AB yönetimini uyardığı da öğrenildi. Cumhurbaşkanı’nın, “AB sözlerini tutmuyor. Aramızda size karşı bir güven bunalımı doğdu. Size güvenimiz kalmadı” biçiminde konuştuğu kulislere yansıdı.

Cumhurbaşkanı Gül’ün Sarkozy’yi yanıtlarken şu görüşleri dile getirdiği kaydedildi:

“2002 yılında alınan kararlar gereğince AB’nin Türkiye’ye sözleri vardı. Sorun, AB’nin sözlerini tutmamasıdır. Size karşı güven bunalımı var. Söz verdiniz, yerine getirmediniz. Sözünüzde durmuyorsunuz sonra da ‘NATO ile AB işbirliği yapamıyor’ diyorsunuz. AB, söz verdiği halde Türkiye, Avrupa Savunma Ajansı’na alınmadı, ayrıca Türkiye ile AB arasında güvenlik anlaşması da imzalanmadı. Bu da size karşı bizde güvensizlik yarattı. Önce sözlerinizi yerine getirmeniz gerekiyor. Güney Kıbrıs yönetimi sorun çıkarıyor size ise bunu savunurken AB ailesinden ve ilkelerden söz ediyorsunuz. Elbette ilkeler önemlidir ancak bu ilkeleri 2004’te Güney Kıbrıs’ı üye olarak alırken neden hatırlamadınız? AB’nin en önemli ilkesi sorunlu ülkenin AB’ye üye olamayacağıydı ama siz Güney Kıbrıs’ı aldınız. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde dosyası olan bir ülkeyi üye yaptınız. Güney Kıbrıs’ın, AB üyesi olmasını hayatın bir gerçeği olarak ifade ediyorsunuz ama hayatın bir gerçeği daha var ki o da Rum yönetiminin adanın bütününü temsil etmediğidir. Eğer 2004’te Kıbrıs Rum Kesimi, Türk kesimi gibi Annan Planı’na referandumda evet deseydi şimdi bu konuları konuşmuyor olacaktık.”

Rasmussen’den destek

Zirvede NATO Genel Sekreteri Rasmussen’in Cumhurbaşkanı Gül’ü destekleyen bir konuşma yaptığı ve AB yönetimini şu sözlerle eleştirdiği de öğrenildi:

“Türkiye, Avrupa Birliği’nin savunma işbirliği içinde değil. Bu büyük bir haksızlık. Türkiye, Batı Avrupa Savunma Sistemi’nin (BAB) üyesiydi. Biz BAB’ı kaldırdık yerine Avrupa Savunma ve İşbirliği Sistemi’ni getirdik ama şimdi Türkiye bu sistemin içinde değil. Türkiye dışarı çıkarıldı ama Norveç içeri girdi. Bu büyük haksızlıktır. Türkiye ile güvenlik anlaşmalarının yapılması gerekir. Bosna - Hersek’te en fazla Türk askeri var ama Türkiye karar mekanizmasında yok.”

“Üstünüze alınmayın ama...”

Cumhurbaşkanı Gül’ün de bu konuda şöyle konuştuğu kaydedildi: “Üstünüze alınmayın ama biz bu masada bulunanların yarısına karşı Avrupa’yı korumuştuk. Şimdi Türkiye’nin Avrupa Savunma ve Güvenlik Sistemi’nin dışında olması gülünç değil mi?”

“Kaygılarımız giderildi”

Cumhurbaşkanı Gül, zirveyi değerlendirirken Türkiye’nin kaygılarının giderildiğini de ifade etti. NATO’nun yeni stratejik savunma konseptinde Türkiye’nin görüşlerinin yer aldığını vurguladı. Türkiye’nin bundan sonra Avrupa ile güvenlik anlaşması imzalamayı bekleyeceğinin altını çizdi.

10 dakikada biterdi

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin eskiye göre daha iyi olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“20 sene önce ilişkilerimiz daha sağlıklı değildi. Bugün daha sağlıklı. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Türkiye artık daha demokratik, daha sivil, daha katılımcı bir ülke. 20 sene önce Türkiye farklıydı. Türkiye’nin ABD ve Avrupa gözünde değeri ve saygınlığı arktıyor. Lizbon Zirvesi’nde de bu görüldü. Türkiye olmasaydı bu zirve 10 dakikada biterdi. Lizbon Zirvesi, Türkiye açısından saygınlık kazandıran bir sonuç oldu.”

-----------------

Cumhurbaşkanı Gül´den Sarkozy´e TAŞ GİBİ CEVAP: ´İlkenizi çiğnediğinizi UNUTUYORSUNUZ... NATO’nun prestijini Türkiye korudu´

Cumhurbaşkanı Gül’ün, “AB üyesi olmayan ülkelerin karar mekanizmalarına alınmamasını” AB’nin ilkelerine bağlayan Sarkozy’ye cevabı sert oldu:

“Sınır sorunu olan ülkelerin sorun aşılmadan üye yapılmaması ilkesini çiğnediğinizi unutuyorsunuz.”

Portekiz’in başkenti Lizbon’da dün sona eren NATO Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy arasında ilke polemiği yaşandı.

Cumhurbaşkanı Gül, dün sabah yaptığı sohbet toplantısında, NATO’nun güncellenen stratejik konseptinin Türkiye’nin arzu ettiği şekilde çıkmasının sevindirici olduğunu belirterek, “Türkiye’nin füze savunma sistemi ve AB ile ilişkiler konusundaki ilkesel duruşunun takdir edildiğini” söyledi.

Öte yandan Gül’ün zirvede Sarkozy ile ilke tartışması yaşadığı öğrenildi.

Sarkozy, NATO-AB ilişkilerinin geliştirilmesi konusunda açıklama yaparken, AB üyesi olmayan ülkelerin karar mekanizmalarına alınmamasını AB’nin ilkelerine bağladı.

Cumhurbaşkanı Gül ise Kıbrıs Rum Kesimi’nin AB’ye alınmasını işaret ederek, “İlkelerinize bağlı olduğunuzu söylüyorsunuz, ama sınır sorunları bulunan ülkelerin sorun aşılmadan üye yapılmaması ilkesini çiğnediğinizi unutuyorsunuz” yanıtını verdi.

OBAMA LAFA GİRDİ

Cumhurbaşkanı Gül ile Yunanistan Başbakanı Papandreu Kıbrıs sohbeti yaparken yanlarına gelen Obama, “Biliyorum sizler aranızdaki sorunların çözülmesini istiyorsunuz. Stratejik konsept konusunda verdiğiniz destek için teşekkür ederim” dedi. Sohbete İngiltere Başbakanı Cameron da katıldı. Gül, Kıbrıs sorunu çözülmedikçe Türkiye’nin NATO-AB ilişkilerine dair tavrının süreceğini söyledi. Papandreu ise “Kıbrıs sorunu adada çözülmeli. Hristofyas elinden geleni yapıyor” dedi. Gül dün de Obama ile 10 dakika görüştü. Görüşmede, ataması aylardır yapılamayan ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin durumu gündeme geldi. Obama “Yeni büyükelçinizi göndermediniz, bekliyoruz” diyen Gül’e, son kararı kongrenin vereceğini söyledi.

Kaynak: Hürriyet-Milliyet-Habertürk

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Turkinfo Hollanda Haber'i:

Adreslerinden takip edin!