Giethoorn cehenneminden kaçarak Rotterdam'daki eve taşınan Hatice Yılmaz`a Türkler sahip çıktı
Rotterdam’daki yeni evlerine yerleşen Hatice Yılmaz için Türkler seferber oldu. Giethoorn kâbusundan sonra, Yılmaz ailesi için devreye giren hayırsever yurttaşlar, evi dayayıp döşediler ve eşya yardımı da yaptılar. Yeni mobilyalar, yatak takımları ve mutfak eşyalarından başka boya ve badana işleri de cabası…
Editör: Turkinfo.nl
07 Nisan 2022 - 08:56
İlhan KARAÇAY yazdı: Düyanın dört bir yanından gelen turistleri ile ünlü olan Hollanda’nın Giethoorn köyünde yaşanan bir ırkçılık olayı, aynı dünyada hayretle izlenmişti.
Türk medyası tarafından geçtiğimiz eylül ayında duyurulmuş olan bu ırkçı eylemler, resmi merciler tarafından gözardı edilmişti. Taaaaa ki, Zembla isimli televizyon programının geçtiğimiz şubat ayı başındaki yayınına kadar…
Neydi Türk medyasının ve Zembla programının duyurduğu olay?
Bu yazının sonunda o günlerdeki haberi sizlere yeniden sunacağız.
Ama önce kısa bir özet sunalım:
Hollanda’nın Overijsel bölgesindeki tanınmış turistik köyü Giethoorn‘da bir skandal yaşanmıştı.
10 yıl önce güzel hayallerle bu köye taşınan Hatice Yılmaz, hayatına yeni bir sayfa açacaktı. Hesapta başka güzel şeyler vardı. Ama karşılaştığı çirkin olaylar karşısında şaşkına dönmüştü. Hatice hanımın biricik oğlu Yusuf 15 yaşındaydı. Köyün gençleri, Hatice Yılmaz’ın oğulunu da hedef alarak gece yarısı evin penceresine gelerek ve taş atarak ‘Defolun buradan Kanser Türkler’ diye bağırıp yıldırmaya çalışıyorlardı. Bu olaylar karşısında kâbusu yaşayan Hatice Yılmaz, sonunda evinin penceresine ‘Biz bu köyde ayrımcılığa uğruyoruz’ yazılı pankart astı.
Tam 180 km. uzakta olan Rotterdam belediyesi, Türkler’in gayreti ile, aileye bir ev vermeyi kabul etti. Yapmış olduğumuz kısa bir duyuru ile harekete geçen Türk toplumu, Yılmaz ailesi için seferber oldu. İşadamlarımız evin ihtiyacı olan tüm eşyaları hibe ederlerken, evin bakımı, boya ve badana işlerini de komşular üstlendi.
Hatice Yılmaz ve 15 yaşındaki oğlu Yusuf’un yeni hayatta güzel başlayabilmeleri için, başta Amsterdam Esnaflar Birliği, Hollanda Türk Federasyon, Hollanda BMW Club üyeleri, Selçuk Dağ, Meltem Dağ-Kuru, Ergüneş Başkan, Fatih Karaağaç, Rotterdam Mevlana Camii yönetim kurulu ve cemaati adına Ceylan Kürk büyük gayret gösterdiler.
Den Haag’da bulunan Decor Wonen firması sahibi Hacı Mehmet Ekinci, Selçuk Dağ ve Hatice Yılmaz.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir yardımsever ile birlikte, Yılmaz ailesine yardımda bulunan isimler şöyle:
Decor wonen Den Haag: Yıldırım Ekinci, Cihat Ekinci, Hacı Mert Ekinci,
Öz Selam Woonpaleis Amsterdam: Ramazan Şahin,
Nazarım Kadoshop Rotterdam:Mehmet Tan,
Selin Market Zaandam: Bilal Özçelik,
Ensar Yufka Ermelo, Osman Avcı, Tarık Avcı,
Vision Telecommunicatie & TV Dordrecht, Alp Hasan,
Kaan Express Den Haag, Fırat Özgen ve Furkan
Rotterdam’daki evine taşındıktan sonra ziyaretine gittiğimiz Hatice Yılmaz’ın hiç de yalnız olmadığını gördük. Türk aileleri, cehennemden kaçan Hatice Yılmaz’ı cennette yaşatmak için sıraya girmişlerdi.
Hollanda BMW Club üyeleri, Selçuk Dağ ve Ergüneş Başkan’dan başka, Fatih Karaağaç, Meltem Dağ-Kuru ve diğer kulüp üyeleri, Rotterdam Mevlana Camii yönetim kurulu ve cemaati adına Ceylan Kürk, Yılmaz ailelesine “hoşgeldiniz” ziyaretinde bulunarak bu güzel dostluğu daha da pekiştirdiler.
“Ne varsa bizim insanımızda varmış.
Hatice Yılmaz’a, taşınma sonrasındaki ziyaretimizde, “Kendinizi şimdi nasıl hissediyorsunuz?” diye sorduk ve şu cevabı aldık:
“Ne varsa bizim insanımızda varmış. İnsanlarımıza, hayırsever iş sahiplerine şükranlarını sunuyorum. Yeni evimizin hemen hemen bütün eşyalarını yenilediler. Bu samimi dostane ziyaretten son derece mutlu ve onore oldum. Daha düne kadar evimizde uyuyamaz iken, can güvenliğimizden endişe edip bir başımıza o kâbus dolu köyde devamlılık arz eden toplu bir ırkçı saldırı ile izole edilerek çaresiz ve kimsesiz kaldığımızı hissediyorduk. Yaşantımız alt üst edilmiş, cehennem gibi gelen zorlu günler ve gecelere maruz kalmıştık 1,5 yıl boyunca…
Hollanda yerel yönetim ve kurumları da bu ırkçı ayırımcılığa eşlik etmiş, görevlerini kötüye kullanmış ve bize gereken insani, hukuki yardımı yapmamışlardı. Bu da içinde bulunduğumuz durumu haddinden fazla zor ve endişe verici hâle getirmişti.
İlhan KARAÇAY
Türk medyası tarafından geçtiğimiz eylül ayında duyurulmuş olan bu ırkçı eylemler, resmi merciler tarafından gözardı edilmişti. Taaaaa ki, Zembla isimli televizyon programının geçtiğimiz şubat ayı başındaki yayınına kadar…
Neydi Türk medyasının ve Zembla programının duyurduğu olay?
Bu yazının sonunda o günlerdeki haberi sizlere yeniden sunacağız.
Ama önce kısa bir özet sunalım:
Hollanda’nın Overijsel bölgesindeki tanınmış turistik köyü Giethoorn‘da bir skandal yaşanmıştı.
10 yıl önce güzel hayallerle bu köye taşınan Hatice Yılmaz, hayatına yeni bir sayfa açacaktı. Hesapta başka güzel şeyler vardı. Ama karşılaştığı çirkin olaylar karşısında şaşkına dönmüştü. Hatice hanımın biricik oğlu Yusuf 15 yaşındaydı. Köyün gençleri, Hatice Yılmaz’ın oğulunu da hedef alarak gece yarısı evin penceresine gelerek ve taş atarak ‘Defolun buradan Kanser Türkler’ diye bağırıp yıldırmaya çalışıyorlardı. Bu olaylar karşısında kâbusu yaşayan Hatice Yılmaz, sonunda evinin penceresine ‘Biz bu köyde ayrımcılığa uğruyoruz’ yazılı pankart astı.
Tam 180 km. uzakta olan Rotterdam belediyesi, Türkler’in gayreti ile, aileye bir ev vermeyi kabul etti. Yapmış olduğumuz kısa bir duyuru ile harekete geçen Türk toplumu, Yılmaz ailesi için seferber oldu. İşadamlarımız evin ihtiyacı olan tüm eşyaları hibe ederlerken, evin bakımı, boya ve badana işlerini de komşular üstlendi.
Hatice Yılmaz ve 15 yaşındaki oğlu Yusuf’un yeni hayatta güzel başlayabilmeleri için, başta Amsterdam Esnaflar Birliği, Hollanda Türk Federasyon, Hollanda BMW Club üyeleri, Selçuk Dağ, Meltem Dağ-Kuru, Ergüneş Başkan, Fatih Karaağaç, Rotterdam Mevlana Camii yönetim kurulu ve cemaati adına Ceylan Kürk büyük gayret gösterdiler.
Den Haag’da bulunan Decor Wonen firması sahibi Hacı Mehmet Ekinci, Selçuk Dağ ve Hatice Yılmaz.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir yardımsever ile birlikte, Yılmaz ailesine yardımda bulunan isimler şöyle:
Decor wonen Den Haag: Yıldırım Ekinci, Cihat Ekinci, Hacı Mert Ekinci,
Öz Selam Woonpaleis Amsterdam: Ramazan Şahin,
Nazarım Kadoshop Rotterdam:Mehmet Tan,
Selin Market Zaandam: Bilal Özçelik,
Ensar Yufka Ermelo, Osman Avcı, Tarık Avcı,
Vision Telecommunicatie & TV Dordrecht, Alp Hasan,
Kaan Express Den Haag, Fırat Özgen ve Furkan
Rotterdam’daki evine taşındıktan sonra ziyaretine gittiğimiz Hatice Yılmaz’ın hiç de yalnız olmadığını gördük. Türk aileleri, cehennemden kaçan Hatice Yılmaz’ı cennette yaşatmak için sıraya girmişlerdi.
Hollanda BMW Club üyeleri, Selçuk Dağ ve Ergüneş Başkan’dan başka, Fatih Karaağaç, Meltem Dağ-Kuru ve diğer kulüp üyeleri, Rotterdam Mevlana Camii yönetim kurulu ve cemaati adına Ceylan Kürk, Yılmaz ailelesine “hoşgeldiniz” ziyaretinde bulunarak bu güzel dostluğu daha da pekiştirdiler.
“Ne varsa bizim insanımızda varmış.
Hatice Yılmaz’a, taşınma sonrasındaki ziyaretimizde, “Kendinizi şimdi nasıl hissediyorsunuz?” diye sorduk ve şu cevabı aldık:
“Ne varsa bizim insanımızda varmış. İnsanlarımıza, hayırsever iş sahiplerine şükranlarını sunuyorum. Yeni evimizin hemen hemen bütün eşyalarını yenilediler. Bu samimi dostane ziyaretten son derece mutlu ve onore oldum. Daha düne kadar evimizde uyuyamaz iken, can güvenliğimizden endişe edip bir başımıza o kâbus dolu köyde devamlılık arz eden toplu bir ırkçı saldırı ile izole edilerek çaresiz ve kimsesiz kaldığımızı hissediyorduk. Yaşantımız alt üst edilmiş, cehennem gibi gelen zorlu günler ve gecelere maruz kalmıştık 1,5 yıl boyunca…
Hollanda yerel yönetim ve kurumları da bu ırkçı ayırımcılığa eşlik etmiş, görevlerini kötüye kullanmış ve bize gereken insani, hukuki yardımı yapmamışlardı. Bu da içinde bulunduğumuz durumu haddinden fazla zor ve endişe verici hâle getirmişti.
İlhan KARAÇAY
FACEBOOK YORUMLAR