Evet. Türkiye örnek olabilir
Evet. Türkiye örnek olabilir
Editör: Turkinfo.nl
20 Temmuz 2011 - 08:54
Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, Mısır´daki isyanlar sonrasında başlayan forumlara dikkat çekerek "Evet. Türkiye örnek olabilir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan´la görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısının ardından konuşan Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, görüşmenin en önemli gündem maddelerinin Türkiye´nin bölgedeki ülkelerin kalkınmasına katkıları ve yeni rolleri olduğunu açıkladı.
Toplantının ardından ilk açıklama babacan´dan geldi. Babacan, "Şu an itibariyle Dünya Bankası´yla yürüttüğümüz 21 ayrı proje söz konusu. Ayrıca 2012-2015 mali yıllarını kapsayan yeni bir ülke işbirliği stratejisi üzerinde de çalışıyoruz. Bu strateji de hem bizin yeni Orta Vadeli Planı´mızla uyumlu olacak hem de daha önce yayınlamış olduğumuz hükümet programımız, seçim beyannamemiz ve kalkınma planlarımızla uyumlu olacak.
Türkiye´yi 2023 hedeflerine ulaştırabilmek için bu ´ustalık´ dönemimizde eğitimden yargıya kadar ekonominin pek çok alanında reformlara ihtiyacımız var. Türkiye dünyanın 16. büyük ekonomisi. Ancak 10 büyük ekonomi içerisine girmeyi hedeflemiş bir ülkeyiz. Tüm bu yapacağımız reform çalışmalarında ve somut projelerde Dünya Bankası´nın desteği bizim için önemli olacaktır. Bu vesileyle sayın Zoellick´e tekrar teşekkür ediyorum" dedi.
"TÜRKİYE´NİN BAŞARISININ FARKINDA OLAN SADECE TÜRKLER DEĞİL"
Zoellick ise "Toplantımıza başlarken Türk halkına başsağlığı dileyerek başladım, korkunç terörist saldırı sonucu hayatını kaybeden askerlerinizden dolayı. Daha sonrasında ise hem kendisini hem de ekibini kutladım ekonomik büyüme anlamında ülkenizin kaydettiği başarıdan ötürü" dedi.
Bu başarının sadece Türk insanının farkında olduğu bir durum olmadığını, gerek bölgede gerekse dünyada Türkiye´nin başarısının bir ilgi odağı olduğuna dikkat çeken Zoellick, "Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, gerek bölgede gerekse içeride reformlara odaklanmış durumda. İstihdam, enerji, eğitim alanlarında... Dünya Bankası da bu alanlarda yardımcı olabilmeyi umuyor. Türkiye giderek önemi artan bir aktör konumunda, diğer ülkelerin kalkınmalarını destekleyen. İşte bu yüzden bizler G-20 üyesi Türkiye ile aynı zamanda bu alanda da çalışmak ve Türkiye´nin bölgesel ekonomide taşıyacağı rolle ilgili de işbirliğimizi geliştirmek aruzsundayız. Türkiye aynı zamanda bizim kullandırdığımız krediler açısında ikinci sırada ve Dünya Bankası´nın Türkiye´de çok önemli yatırımları var: Son dönemde Türkiye´ye 7.6 milyar dolar aktarıldı. Büyüme stratejisinin bir parçasıydı bu. Ayrıca özel sektörü destekleyen IFC de 2.6 milyar dolarlık proje gerçekleştirdi. IFC´nin İstanbul ofisi bölgesel bir merkez konumunda. 150´den fazla kişi bu ofiste çalışıyor. Özel sektöre bütün bölgede finansman hizmetleri sağlıyor. Kuzey Afrika, Orta Asya ve bu bölgeler dahil. Aynı zamanda sayın Başbakan ve sayın Başbakan Yardımcısı´nın İstanbul´u finans merkezi haline getirme hedefine de destek oluyor IFC" diyerek kurumun Türkiye´deki faaliyetlerinin büyüklüğüne işaret etti.
"İHRACAT AZALABİLİR FAKAT PROGRAMINIZ GÜÇLÜ"
Küresel kriz ve bu konuda alınacak önlemler konusundaki bir soruya ise Zoellick, "Bugün konuşmamıza başlarken Türkiye´nin kriz başladığında hayata geçirdiği eylemleri konuştuk: türikye ve bazı önemli yükselen piyasalarda gördüğümüz son derece hızlı bir toparlanma süreci. Yüksek büyüme hızları var. Avrupa, ABD, Japonya ise devlet borcu ve işsizlik konusunda ciddi sorunlar yaşıyorlar. Emtia fiyatları, ihracat fiyatları gibi başka faktörler de var. Ama bu kısa görüşmede ve daha önce paylaştığımız raporlarda biliyoruz ki Türkiye çok önemli bir ülke. AB´de talep azalıyor. Bu ihracatı yavaşlatabilir. Ama bence ekonomik program çok güçlü. Türkiye 2002´den bu yana çok yapısal reformları hayata geçirdi. Zaten bugünkü ziyaretin amaçlarından biri de Türkiye´nin bundan sonra nereye gitmek istediğini görüşmekti" yanıtını verdi.
Bir gazetecinin "Beraberinizde iki başkan yardımcısıyla geldiniz. İkisi de hem Ortadoğu´dan hem de Avrupa´dan sorumlu. Ve bu özel bir ziyaret. Bölgede başka bir ülkeye gitmiyorsunuz. Bu üst düzey özel vurguyu bize biraz daha açabilir misiniz" sorusu üzerine" Zoellick, Türkiye´nin bir örnek olabileceğini söyledi.
Özellikle Mısır´da başlayan Arap Baharı sonrasında yeni seslerin duyulabilmesi için bir forum başlattıklarını hatırlatan Zoellick, "Yapılan çalışmalarda bazılarının Türkiye´ye ilgi duyduğunu gördük. Elbette karbon kağıdıyla kopyalayamazsınız. Uluslararası kuruluşların öğrendiği şeyller var. ülkelerin özel durumlarına uygun bir şekilde uygulanabilir. Türkiye´nin amaçlarına ulaşma noktasında neler yapabileceğini konuşmak. İkincisi ise diğer büyümeye çalışan ülkeler için destekleyici bir rol üstenirken nasıl bir rol oynayacağımızı bulmak. Türkiye küresel ve bölgesel bir önem taşıyor" dedi.
"ENFLASYON SORUNU YAŞANABİLİR, TÜRKİYE DİKKATLİ OLMALI"
Zoellick sözlerine şöyle devam etti: Küresel büyümenin yaklaşık yarısı gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanıyor. Bu 1990´larda sadece yüzde 20´deydi. Ama çok süratli bir büyüme dediğimde kastettiğim, bazı ülkeler çok hızlı bazı ülkeler çok yavaş büyürse bu da sorun yaratabilir. Dolayısıyla yükselen ülkeler bu durumda enflasyon sorunu yaşayabilir. Türkiye´nin de bunlara dikkat etmesi gerekiyor. Ayrıca Avrupa ve AB´ye yardım konusunda Türkiye önemli çalışmalar yaptı. Ama her ülkenin kendi sorununu kendi çözmesi gerekir.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan´la görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısının ardından konuşan Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick, görüşmenin en önemli gündem maddelerinin Türkiye´nin bölgedeki ülkelerin kalkınmasına katkıları ve yeni rolleri olduğunu açıkladı.
Toplantının ardından ilk açıklama babacan´dan geldi. Babacan, "Şu an itibariyle Dünya Bankası´yla yürüttüğümüz 21 ayrı proje söz konusu. Ayrıca 2012-2015 mali yıllarını kapsayan yeni bir ülke işbirliği stratejisi üzerinde de çalışıyoruz. Bu strateji de hem bizin yeni Orta Vadeli Planı´mızla uyumlu olacak hem de daha önce yayınlamış olduğumuz hükümet programımız, seçim beyannamemiz ve kalkınma planlarımızla uyumlu olacak.
Türkiye´yi 2023 hedeflerine ulaştırabilmek için bu ´ustalık´ dönemimizde eğitimden yargıya kadar ekonominin pek çok alanında reformlara ihtiyacımız var. Türkiye dünyanın 16. büyük ekonomisi. Ancak 10 büyük ekonomi içerisine girmeyi hedeflemiş bir ülkeyiz. Tüm bu yapacağımız reform çalışmalarında ve somut projelerde Dünya Bankası´nın desteği bizim için önemli olacaktır. Bu vesileyle sayın Zoellick´e tekrar teşekkür ediyorum" dedi.
"TÜRKİYE´NİN BAŞARISININ FARKINDA OLAN SADECE TÜRKLER DEĞİL"
Zoellick ise "Toplantımıza başlarken Türk halkına başsağlığı dileyerek başladım, korkunç terörist saldırı sonucu hayatını kaybeden askerlerinizden dolayı. Daha sonrasında ise hem kendisini hem de ekibini kutladım ekonomik büyüme anlamında ülkenizin kaydettiği başarıdan ötürü" dedi.
Bu başarının sadece Türk insanının farkında olduğu bir durum olmadığını, gerek bölgede gerekse dünyada Türkiye´nin başarısının bir ilgi odağı olduğuna dikkat çeken Zoellick, "Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, gerek bölgede gerekse içeride reformlara odaklanmış durumda. İstihdam, enerji, eğitim alanlarında... Dünya Bankası da bu alanlarda yardımcı olabilmeyi umuyor. Türkiye giderek önemi artan bir aktör konumunda, diğer ülkelerin kalkınmalarını destekleyen. İşte bu yüzden bizler G-20 üyesi Türkiye ile aynı zamanda bu alanda da çalışmak ve Türkiye´nin bölgesel ekonomide taşıyacağı rolle ilgili de işbirliğimizi geliştirmek aruzsundayız. Türkiye aynı zamanda bizim kullandırdığımız krediler açısında ikinci sırada ve Dünya Bankası´nın Türkiye´de çok önemli yatırımları var: Son dönemde Türkiye´ye 7.6 milyar dolar aktarıldı. Büyüme stratejisinin bir parçasıydı bu. Ayrıca özel sektörü destekleyen IFC de 2.6 milyar dolarlık proje gerçekleştirdi. IFC´nin İstanbul ofisi bölgesel bir merkez konumunda. 150´den fazla kişi bu ofiste çalışıyor. Özel sektöre bütün bölgede finansman hizmetleri sağlıyor. Kuzey Afrika, Orta Asya ve bu bölgeler dahil. Aynı zamanda sayın Başbakan ve sayın Başbakan Yardımcısı´nın İstanbul´u finans merkezi haline getirme hedefine de destek oluyor IFC" diyerek kurumun Türkiye´deki faaliyetlerinin büyüklüğüne işaret etti.
"İHRACAT AZALABİLİR FAKAT PROGRAMINIZ GÜÇLÜ"
Küresel kriz ve bu konuda alınacak önlemler konusundaki bir soruya ise Zoellick, "Bugün konuşmamıza başlarken Türkiye´nin kriz başladığında hayata geçirdiği eylemleri konuştuk: türikye ve bazı önemli yükselen piyasalarda gördüğümüz son derece hızlı bir toparlanma süreci. Yüksek büyüme hızları var. Avrupa, ABD, Japonya ise devlet borcu ve işsizlik konusunda ciddi sorunlar yaşıyorlar. Emtia fiyatları, ihracat fiyatları gibi başka faktörler de var. Ama bu kısa görüşmede ve daha önce paylaştığımız raporlarda biliyoruz ki Türkiye çok önemli bir ülke. AB´de talep azalıyor. Bu ihracatı yavaşlatabilir. Ama bence ekonomik program çok güçlü. Türkiye 2002´den bu yana çok yapısal reformları hayata geçirdi. Zaten bugünkü ziyaretin amaçlarından biri de Türkiye´nin bundan sonra nereye gitmek istediğini görüşmekti" yanıtını verdi.
Bir gazetecinin "Beraberinizde iki başkan yardımcısıyla geldiniz. İkisi de hem Ortadoğu´dan hem de Avrupa´dan sorumlu. Ve bu özel bir ziyaret. Bölgede başka bir ülkeye gitmiyorsunuz. Bu üst düzey özel vurguyu bize biraz daha açabilir misiniz" sorusu üzerine" Zoellick, Türkiye´nin bir örnek olabileceğini söyledi.
Özellikle Mısır´da başlayan Arap Baharı sonrasında yeni seslerin duyulabilmesi için bir forum başlattıklarını hatırlatan Zoellick, "Yapılan çalışmalarda bazılarının Türkiye´ye ilgi duyduğunu gördük. Elbette karbon kağıdıyla kopyalayamazsınız. Uluslararası kuruluşların öğrendiği şeyller var. ülkelerin özel durumlarına uygun bir şekilde uygulanabilir. Türkiye´nin amaçlarına ulaşma noktasında neler yapabileceğini konuşmak. İkincisi ise diğer büyümeye çalışan ülkeler için destekleyici bir rol üstenirken nasıl bir rol oynayacağımızı bulmak. Türkiye küresel ve bölgesel bir önem taşıyor" dedi.
"ENFLASYON SORUNU YAŞANABİLİR, TÜRKİYE DİKKATLİ OLMALI"
Zoellick sözlerine şöyle devam etti: Küresel büyümenin yaklaşık yarısı gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanıyor. Bu 1990´larda sadece yüzde 20´deydi. Ama çok süratli bir büyüme dediğimde kastettiğim, bazı ülkeler çok hızlı bazı ülkeler çok yavaş büyürse bu da sorun yaratabilir. Dolayısıyla yükselen ülkeler bu durumda enflasyon sorunu yaşayabilir. Türkiye´nin de bunlara dikkat etmesi gerekiyor. Ayrıca Avrupa ve AB´ye yardım konusunda Türkiye önemli çalışmalar yaptı. Ama her ülkenin kendi sorununu kendi çözmesi gerekir.
FACEBOOK YORUMLAR