Euro'nun Geleceği Sorgulanıyor
Euro'nun Geleceği Sorgulanıyor
Editör: Turkinfo.nl
14 Aralık 2010 - 21:41
Avrupa para birimi Euro, Avrupa Birliğine üye ülkelerin para birimlerini tek ve güçlü bir çatı altında birleştirmek amacıyla oluşturulmuştu. Ancak Euro bölgesinin giderek zayıflaması, 2010 yılı sonra ererken göz ardı edilemeyecek bir gerçek haline geldi. Mali kriz, Avrupayı bir arada tutan bağın gücünü sınıyor. Euronun geleceği, soru işaretleriyle dolu.
İrlandadaki son protesto gösterileri, 2010da Avrupada alışılageldik görüntülerden biri oldu. Devlet borçları, harcamaların kısılması ve sosyal çalkantılar Avrupa Birliği ülkelerinin ortak sorunu haline geldi. 2010da Avrupa para birimi Euro, büyük bir sınava girdi.
Aşırı borçlanma nedeniyle piyasaların güvensizlik içine girdiği Yunanistan, ekonomik çalkantıların başgösterdiği ilk ülkeydi. Avrupalı liderler Yunan ekonomisini kurtarmak için 100 milyar dolarlık mali yardım yaptı ve olası krizler için önlem olarak bir fon oluşturdu. Bundan altı ay sonra İrlandada ekonomik kriz patlak verdiğinde gereken para hazırdı.
Londra Ekonomi Üniversitesinden (London School of Economics) Iain Begge göre, bu durum Euronun dayanıklı olduğunu kanıtlıyor: "Avrupanın işleyiş tarzı budur. Bir sorun çıkınca çözüm bulma sürecine girilir, üye ülkelerin haklarına saygı gösterilerek daha ileri adımlar atılır ve gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlar için önlem alınır.
Fransa gibi ekonomiler de büyük borç içinde. Hükümetin kamu harcamalarında kesintiye gitmesi grev ve protestoları beraberinde getirdi. Liderlerse kendi ülkelerinin ihtiyaçlarıyla Avrupanın ihtiyaçlarını dengelemekte zorlandı. Avrupa Birliğinin kilit ülkesi Almanya bile diğer Avrupa ülkelerini kurtarmak için vergi gelirini kullanmada kararsız kaldı.
Begg, ulusal ihtiyaçların öncelikli olduğunu söylüyor: "Avrupa hiçbir zaman Avrupa Birleşik Devletleri olmadı. Devletlerin biraraya gelmesiyle birleşik Avrupa oluştu. Bugün bunu görüyoruz.
Birçokları için amaç, iki Dünya Savaşı geçiren Avrupanın hem siyasi hem de ekonomik açıdan birleştiğini görmekti. Ancak bu hayal tam olarak gerçekleşmedi.
Avrupa Reform Merkezi adlı kuruluştan iktisatçı Simon Tilforda göre, mali kriz bu öngörüyü yıktı: "Ne yazık ki mali kriz; dayanışma, birlik ve beraberliği erozyona uğrattı. Ekonomik krizin vurduğu üyelere yardım etmek zorunda kalan ülkelerin halkları bu durumdan son derece rahatsız oldu. Başka ülkelerin yaptığı savurganlığın bedelini ödemek zorunda kaldıklarını düşündüler. Bu durum da Avrupada sürdürülebilir bir birlik oluşturma çabalarını zora soktu. Hükümetlerin böyle bir birliği savunacak dayanak bulmaları zorlaştı.
Bu durum 2011de de büyük bir sorun olabilir. Portekiz, İtalya ve İspanya da mali yardıma ihtiyaç duyabilir. Bu da Avrupalı liderlerin kriz yaşayan ülkelere yardım etmek için kendi halklarını ikna etmesini zorlaştırabilir.
Araştırma kuruluşu Chatham Housedan Vanessa Rossiye göre, 2011de, Avrupayı bir arada tutan bağın gücüyle ilgili bir karara varılması gerekecek: "Avrupa Birliğine üye ülkelerin, hangi şartlar altında ve bedeli ne olursa olsun, yardıma muhtaç her üye ülkeye yardım eli uzatıp uzatmama konusunda bir karar vermesi gerekecek. Ya da bazı üye ülkelerin zaman zaman zorluk çekeceği gerçeğinin kabullenilmesi, bu ülkelerdeki yatırımcıların yeniden yapılanmanın yükünü sırtlamaya hazır olması ve üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği yönünde karar alınacak.
Rossiye göre bir başka seçenek de üye ülkelerin borçlarını aksatmasına izin vermek. Bu durumsa Avrupa Birliğinin çözülmesi ve gerçekleştirilmesi yıllar süren bir hayalin yıkılmasına yolaçabilir.
İrlandadaki son protesto gösterileri, 2010da Avrupada alışılageldik görüntülerden biri oldu. Devlet borçları, harcamaların kısılması ve sosyal çalkantılar Avrupa Birliği ülkelerinin ortak sorunu haline geldi. 2010da Avrupa para birimi Euro, büyük bir sınava girdi.
Aşırı borçlanma nedeniyle piyasaların güvensizlik içine girdiği Yunanistan, ekonomik çalkantıların başgösterdiği ilk ülkeydi. Avrupalı liderler Yunan ekonomisini kurtarmak için 100 milyar dolarlık mali yardım yaptı ve olası krizler için önlem olarak bir fon oluşturdu. Bundan altı ay sonra İrlandada ekonomik kriz patlak verdiğinde gereken para hazırdı.
Londra Ekonomi Üniversitesinden (London School of Economics) Iain Begge göre, bu durum Euronun dayanıklı olduğunu kanıtlıyor: "Avrupanın işleyiş tarzı budur. Bir sorun çıkınca çözüm bulma sürecine girilir, üye ülkelerin haklarına saygı gösterilerek daha ileri adımlar atılır ve gelecekte ortaya çıkabilecek sorunlar için önlem alınır.
Fransa gibi ekonomiler de büyük borç içinde. Hükümetin kamu harcamalarında kesintiye gitmesi grev ve protestoları beraberinde getirdi. Liderlerse kendi ülkelerinin ihtiyaçlarıyla Avrupanın ihtiyaçlarını dengelemekte zorlandı. Avrupa Birliğinin kilit ülkesi Almanya bile diğer Avrupa ülkelerini kurtarmak için vergi gelirini kullanmada kararsız kaldı.
Begg, ulusal ihtiyaçların öncelikli olduğunu söylüyor: "Avrupa hiçbir zaman Avrupa Birleşik Devletleri olmadı. Devletlerin biraraya gelmesiyle birleşik Avrupa oluştu. Bugün bunu görüyoruz.
Birçokları için amaç, iki Dünya Savaşı geçiren Avrupanın hem siyasi hem de ekonomik açıdan birleştiğini görmekti. Ancak bu hayal tam olarak gerçekleşmedi.
Avrupa Reform Merkezi adlı kuruluştan iktisatçı Simon Tilforda göre, mali kriz bu öngörüyü yıktı: "Ne yazık ki mali kriz; dayanışma, birlik ve beraberliği erozyona uğrattı. Ekonomik krizin vurduğu üyelere yardım etmek zorunda kalan ülkelerin halkları bu durumdan son derece rahatsız oldu. Başka ülkelerin yaptığı savurganlığın bedelini ödemek zorunda kaldıklarını düşündüler. Bu durum da Avrupada sürdürülebilir bir birlik oluşturma çabalarını zora soktu. Hükümetlerin böyle bir birliği savunacak dayanak bulmaları zorlaştı.
Bu durum 2011de de büyük bir sorun olabilir. Portekiz, İtalya ve İspanya da mali yardıma ihtiyaç duyabilir. Bu da Avrupalı liderlerin kriz yaşayan ülkelere yardım etmek için kendi halklarını ikna etmesini zorlaştırabilir.
Araştırma kuruluşu Chatham Housedan Vanessa Rossiye göre, 2011de, Avrupayı bir arada tutan bağın gücüyle ilgili bir karara varılması gerekecek: "Avrupa Birliğine üye ülkelerin, hangi şartlar altında ve bedeli ne olursa olsun, yardıma muhtaç her üye ülkeye yardım eli uzatıp uzatmama konusunda bir karar vermesi gerekecek. Ya da bazı üye ülkelerin zaman zaman zorluk çekeceği gerçeğinin kabullenilmesi, bu ülkelerdeki yatırımcıların yeniden yapılanmanın yükünü sırtlamaya hazır olması ve üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği yönünde karar alınacak.
Rossiye göre bir başka seçenek de üye ülkelerin borçlarını aksatmasına izin vermek. Bu durumsa Avrupa Birliğinin çözülmesi ve gerçekleştirilmesi yıllar süren bir hayalin yıkılmasına yolaçabilir.
FACEBOOK YORUMLAR