Düşünce Masası Aile sorunlarını ele aldı
Düşünce Masası Aile sorunlarını ele aldı
Hollanda Türk Federasyon Düşünce Masası
“Aile sorunları...”
Tarih: Mayıs 2013 - Hollanda Türk Federasyon, Amsterdam
Tarihe baktığımız vakit aile Türk toplumunun en güçlü yapılarından olmuştur. Hollanda’da yaşayan Türk toplumu için de bu geçerlidir. Ailede değişim ve gelişim süreci geleneksel Türk ailesini eski gücünden uzaklaştırmıştır. Bu konu üzerinde farklı yorumlar yapılabilir, fakat geleneksel Türk ailesi bireylerin birbirlerine sırtını dayadıkları, kan bağı ile oluşan sosyal güvencedir. Örf, adet ve dinimizin çizdiği kurallar çerçevesinde şekillenmiştir aile yapımız. Ailede değişim bireylere farklı güvencelerin
ortaya çıkması ile, aileden daha bağımsız yaşama imkanları ile hızlanmaktadır.
Hollanda Türk toplumunun gelecek nesillere en azından bırakması gereken temel değer bizim açımızdan <aile merkeziyetçiliğidir>. Aile merkeziyetini temel alan bir toplumda aileye güven en üst düzeydedir. Herşey ailede paylaşılır, orada sorunlar çözülür. Herkes aile içerisinde birbiri ile arkadaştır, orası birlik olma ve bunu öğrenebilme merkezidir. Aile içerisinde her bireyin kendi uzmanlıkları vardır, bilhassa anne ve babanın. Aile bireyleri bu uzmanlıklardan faydalanır. Anne ve babadan alınan hayat bilgisi ve tecrübeler çocuklara aktarılır. Böylece yararlı işlerde devamlılık sağlanır. Büyüklere (anne/baba) gösterilen, ilahi bir emir de olan, saygı ile bahsettiğimiz
faydalar çıkar.
Aile merkeziyetçiliği etrafında birleşemeyen Hollanda Türk toplumunun sorunları, daha da derinleşecek ve genişleyecektir . Sorunlardan en büyüğü ise ailede güven sorunudur. İnsanlar ilgilendikleri konuları, karşılaştıkları sorunları artık aile içerisinde konuşmamaktadır. Aile ikinci tercih olma eğiliminde ve aile bağı giderek zayıflamakta. Üzülerek belirtmek gerekir ki bu sonuç toplum tarafından kabullenilmiş gibi. Kabullenme tespitini, toplumun bu sonuca razı olmamasına rağmen, bu konu üzerine yeterince karşı çıkmama halinden çıkarıyoruz. Ortada bir sorun var ise, bu sorunun sebebini dillendirmemiz lazım. Bulunduğumuz asır ve yaşadığımız sistem, <bencilleşen> insana hayatını sadece kendi görüşü ve çıkarlarına göre yapılandırmasını diretiyor. Oysa Hollanda Türk toplumu neden gelişime açık bir merkezci aileden vazgeçsin? Sadece düğün veya cenazede bir araya gelen insanları mı görmek istiyoruz?
Biz diyoruz ki, aile toplumsal kaynaşmanın temelidir. Ailedeki rollerin bilinmesi çok önem arz ediyor. Tarihimizdeki Türk aile yapısı, günümüz şartlarına uygun olarak, aile fertlerinin kişisel gelişimini destekleyen merkezci bir aile yapısına sahiptir. Bundan dolayı da değişen şartlara rağmen günümüzdeki aile yapımızın çok farklı olmaması lazım. Bugün ataerkil olmayan “demokratik” bir aileden bahsederken neden eski dönemlerde uygulanan aile istişarelerin-
den bahsetmiyoruz?
Aile yetiştiğimiz ortamdır. Hayata göz açtığımız andan itibaren ailede buluruz kendimizi. İnsanın gelişiminde aile zorunluktur. Hayatı değerli geçirebilmek için bir zorunluluktur ve her ailede ortak mekan kültürü olmalı ki, aile hayatımızı yeterince geliştirebilelim.
Duygu hakimdir bizim aileye bakışımızda ve o yüzden aile içerisinde saygı ve uslup önemlidir. Bunun yanında ailenin geleneksel işlevleri vardır. Psikolojik destek, üreme, koruyuculuk, kültürel ve dini eğitim, eğlenme, dinlenme ve saygınlık işlevi. Batı topluluklarına nazaran Türk aile yapısında ekonomik işlevin çok önemi yoktur.
Evlilikte amaç yuva kurmaktır. Konuştuğumuz gençler de amaçlarının aile kurmak olduğunu söylüyorlar. Madem amaçta değişiklik yok, o zaman fedakarlıkta da değişim (azalma) olmamalı. Yeni nesillere ailenin Allah’ın emri ile kurulduğu ve onun emri ile devam etmesi gerektiği mesajı verilmelidir. Anneler ve babalar yeni evlenen çiftlere davranış ve uyumda örnek olacaklar ki , aile içerisinde sorumlulukların bilinmemesinden dolayı ortaya çıkan sorunların çözümü kolaylaşsın.
Hollanda’daki genç nesiller (seksenli ve doksanlı yıllarda doğanlar) günümüze kıyasla fazla ekonomik sıkıntı çekmedi. Günümüzde ise bu nesil ekonomik sorunlar ile karşı karşıya. Günümüzde yapılan masraflı düğünler dolayısıyla yeni evlenen çiftler ciddi borçlar altına girmektedir. Bu da aile içinde çekişme ve huzursuzluklara sebep olmakta.
Önemli bir başka sorun ailedeki rollerin bilinmemesi. Çiftler geleneksel Türk aile yapısını yeterince tanımadıklarından dolayı, ailede yeni rolmodelleri arayışına sürükleniyorlar. Tarihimizden şu alıntı herşeyi özetlemektedir:
Söylenir ki, bir gün; Cengiz Han, tüm hanlarını toplamış, sağ yanına da eşini oturtmuş; Cengiz Han hanlarına, -- "Ben Hanlar Han´ı Cengiz Han, hepinizin hanıyım", eşini göstererek; -- "Bu da benim HAN´IM" demiş. İşte erkeklerin "eşim" anlamında söyledikleri "hanım" kelimesi oradan geliyormuş... Ne kadar insanca değil mi? Kadının adı da var, yeri de, saygınlığı da, işte özlediğimiz Türk aile tablosu .
Hollanda Türk Federasyon, Amsterdam
FACEBOOK YORUMLAR