Dünya ekonomisinde kritik dönem
Dünya ekonomisinde kritik dönem
Editör: Turkinfo.nl
15 Eylül 2010 - 20:42
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı, Cenevrede yayınladığı yıllık raporunda, iyi ve kötü haberlerin yanı sıra önemli uyarılara da yer veriliyor.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı´nın (UNCTAD) en önemli müjdesi, dünya ekonomik büyüme hızının ivme kazanarak bu yıl %3,5u bulacak olması. Kötü haber ise, ekonomik düzelmenin sırtını, en ufak sarsıntıda yıkılacak kadar kırılgan faktörlere dayaması.
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı baş iktisatçısı Heiner Flassbeck, Alman Radyolar Birliği temsilcisi Hans-Jürgen Maurusun sorularını yanıtlarken, ilk bakışta çelişkili gibi gelen iyi ve kötü saptamaların aslında örtüştüğünü şöyle izah etti:
Resesyon çok şiddetli olmuştu. Bu bakımdan iki ifade birbirine uyuyor. Hükümetlerin yoğun teşvik programları sayesinde ekonomi yeniden canlandırılabildi. Şimdi izlenen çıkış stratejilerinin yerini neyin alacağı belli değil. Özel yatırım ve özel tüketim harcamaları artacak mı? Talep yatırımları tetikleyecek düzeyde olmadığı için durgunluk tehlikesinin savuşturulabildiği söylenemez.
Yatırım ve tüketim yetersiz
UNCTAD baş iktisatçısı, durgunluk ve hatta yeni bir resesyon tehlikesi yüzünden teşvik programlarının aniden kesilmemesi gerektiği görüşünde:
Büyüme rakamları yanıltıcı olabilir. Almanyada olduğu gibi,tahmini büyüme oranları sürekli yukarı çekilirken, tamam, toparlandık, teşvikler artık kalksın, denmesine karşıyım. Önce büyümenin bileşenlerine bakmalıyız. Büyüme nereden kaynaklanıyor? Özel sermaye yatırımlarıyla ve tüketim artışıyla besleniyorsa, o zaman mesele yok, teşvik kalksın, derim. Ama Almanya o aşamada değil. Büyüme gücünü ihracattan alıyor. Ama ihracat yere sağlam basmıyor. Çünkü Çindeki genişlemenin ne kadar süreceğini ve Pekin yönetiminin ithalat patlamasına daha ne kadar göz yumacağını bilmiyoruz. Bu bakımdan Almanya şimdilik çıkış stratejisinden söz etmemelidir.
Çin tek başına sırtlayamaz
Yapısal reformların küresel çapta koordine edilmemesi UNCTAD tarafından eleştiriliyor. 20ler Grubunun kriz sırasında attığı koordineli adımlar giderek azalıyor. Stratejik farklar da var. Euro Bölgesi kemerleri sıkarken ABDde ek teşviklerden medet umuluyor. UNCTAD baş iktisatçısı Flassbeck Çinin dünya ekonomisinin itici gücü olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
Çin büyük cari açığa izin vermeyecek ve dışarıya borçlanma tehlikesi baş gösterdiğinde konjonktür frenine asılacak. Avrupa ile ABD arasındaki dengesizlik de küçümsenmemeli. ABD maalesef ihracatını, konjonktürü teşvik edecek oranda arttıramıyor. Avrupa ise öncelikle Amerikaya olmak üzere çok fazla ihracat yapıyor ki, bu uzun vadede zararlı olabilir.
Para politikası bankaları zengin etti
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı baş iktisatçısı Heiner Flassbeck küresel finans krizine kök tedavisi yapılmamış olmasını kaygıyla karşılıyor:
Küçük düzenlemeler yapılıyor ama bence bunlar yeterli değil. Halâ genişleyici para politikası izleniyor. Ticari bankalar, Merkez Bankasının adeta bedava dağıttığı parayı finans piyasasına yatırıp yüksek paralar kazanıyor. Bu problemlerimize çözüm olmaz. Bankalar yeniden finans piyasasını suni şekilde şişirmek yerine reel ekonomiye yönelip yatırımcıyı kredilendirmeli.
Spekülatörün umrunda değil
Heiner Flassbeck dünya sanki son derece ağır bir kriz geçirmemişçesine, finans piyasasında spekülasyonun yeniden başını alıp gitmesinin tehlikeli sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuyor:
Kumarhaneler açıldı, kumarbazlar masaları doldurdu, aynı hamam, aynı tas. Dünya ekonomisiyle ilgili beklentiler tam iyimser olmadığı için sesleri şimdilik kısık çıkıyor. Ama 2009 Martından bu yana şişen balonlar, büyümenin hız kaybetmesi durumunda patlayabilir, piyasalar çökebilir ve bankalar yine devlete avuç açmak zorunda kalabilir.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı´nın (UNCTAD) en önemli müjdesi, dünya ekonomik büyüme hızının ivme kazanarak bu yıl %3,5u bulacak olması. Kötü haber ise, ekonomik düzelmenin sırtını, en ufak sarsıntıda yıkılacak kadar kırılgan faktörlere dayaması.
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı baş iktisatçısı Heiner Flassbeck, Alman Radyolar Birliği temsilcisi Hans-Jürgen Maurusun sorularını yanıtlarken, ilk bakışta çelişkili gibi gelen iyi ve kötü saptamaların aslında örtüştüğünü şöyle izah etti:
Resesyon çok şiddetli olmuştu. Bu bakımdan iki ifade birbirine uyuyor. Hükümetlerin yoğun teşvik programları sayesinde ekonomi yeniden canlandırılabildi. Şimdi izlenen çıkış stratejilerinin yerini neyin alacağı belli değil. Özel yatırım ve özel tüketim harcamaları artacak mı? Talep yatırımları tetikleyecek düzeyde olmadığı için durgunluk tehlikesinin savuşturulabildiği söylenemez.
Yatırım ve tüketim yetersiz
UNCTAD baş iktisatçısı, durgunluk ve hatta yeni bir resesyon tehlikesi yüzünden teşvik programlarının aniden kesilmemesi gerektiği görüşünde:
Büyüme rakamları yanıltıcı olabilir. Almanyada olduğu gibi,tahmini büyüme oranları sürekli yukarı çekilirken, tamam, toparlandık, teşvikler artık kalksın, denmesine karşıyım. Önce büyümenin bileşenlerine bakmalıyız. Büyüme nereden kaynaklanıyor? Özel sermaye yatırımlarıyla ve tüketim artışıyla besleniyorsa, o zaman mesele yok, teşvik kalksın, derim. Ama Almanya o aşamada değil. Büyüme gücünü ihracattan alıyor. Ama ihracat yere sağlam basmıyor. Çünkü Çindeki genişlemenin ne kadar süreceğini ve Pekin yönetiminin ithalat patlamasına daha ne kadar göz yumacağını bilmiyoruz. Bu bakımdan Almanya şimdilik çıkış stratejisinden söz etmemelidir.
Çin tek başına sırtlayamaz
Yapısal reformların küresel çapta koordine edilmemesi UNCTAD tarafından eleştiriliyor. 20ler Grubunun kriz sırasında attığı koordineli adımlar giderek azalıyor. Stratejik farklar da var. Euro Bölgesi kemerleri sıkarken ABDde ek teşviklerden medet umuluyor. UNCTAD baş iktisatçısı Flassbeck Çinin dünya ekonomisinin itici gücü olduğunu belirtiyor ve ekliyor:
Çin büyük cari açığa izin vermeyecek ve dışarıya borçlanma tehlikesi baş gösterdiğinde konjonktür frenine asılacak. Avrupa ile ABD arasındaki dengesizlik de küçümsenmemeli. ABD maalesef ihracatını, konjonktürü teşvik edecek oranda arttıramıyor. Avrupa ise öncelikle Amerikaya olmak üzere çok fazla ihracat yapıyor ki, bu uzun vadede zararlı olabilir.
Para politikası bankaları zengin etti
BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı baş iktisatçısı Heiner Flassbeck küresel finans krizine kök tedavisi yapılmamış olmasını kaygıyla karşılıyor:
Küçük düzenlemeler yapılıyor ama bence bunlar yeterli değil. Halâ genişleyici para politikası izleniyor. Ticari bankalar, Merkez Bankasının adeta bedava dağıttığı parayı finans piyasasına yatırıp yüksek paralar kazanıyor. Bu problemlerimize çözüm olmaz. Bankalar yeniden finans piyasasını suni şekilde şişirmek yerine reel ekonomiye yönelip yatırımcıyı kredilendirmeli.
Spekülatörün umrunda değil
Heiner Flassbeck dünya sanki son derece ağır bir kriz geçirmemişçesine, finans piyasasında spekülasyonun yeniden başını alıp gitmesinin tehlikeli sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunuyor:
Kumarhaneler açıldı, kumarbazlar masaları doldurdu, aynı hamam, aynı tas. Dünya ekonomisiyle ilgili beklentiler tam iyimser olmadığı için sesleri şimdilik kısık çıkıyor. Ama 2009 Martından bu yana şişen balonlar, büyümenin hız kaybetmesi durumunda patlayabilir, piyasalar çökebilir ve bankalar yine devlete avuç açmak zorunda kalabilir.
FACEBOOK YORUMLAR