Dişeti hastalığı deyip geçmeyin
Dişeti hastalığı deyip geçmeyin
Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Periodontoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Varol Çanakçı, Türkiye´de 35 yaş üstündeki insanların yüzde 65-75´inde dişeti hastalığı bulunduğu ve bunun, kalp krizi, romatizma, böbrek yetmezliği ve şeker hastalığı gibi birçok hastalığa yol açabildiğini söyledi.
Türkiye´de dişeti hastalığının oldukça yaygın olduğunu ve birçok hastalığın ana nedeni olmasına rağmen, toplum tarafından fazla önemsenmediğini söyleyen Çanakçı, "Dişeti hastalığı görülen bir kişide kalp yetmezliği oranı artabilir. Yapılan çalışmalarda dişeti hastalığı bulunan bireylerde, sağlıklı dişetine sahip olanlara oranla kalp hastalığı olma oranı en az 2-3 kat daha fazladır. Bu hastalığa yakalananlarda kalp krizi geçirme riski de oldukça yüksek" dedi.
Dişeti hastalığının, diyabet, solunumsal hastalıklar, romatizmal hastalıklar, böbrek yetmezliği, komplikasyonlu doğumlar gibi birçok rahatsızlığın oluşmasının nedenleri arasında da yer aldığını açıklayan Prof. Dr. Çanakçı, 35 yaş üstündeki insanların yüzde 70´inde dişeti hastalığı görüldüğünü ve birçok hastalığa neden olabilen dişeti hastalığının, insanların sağlıklı yaşam kalitesini düşürdüğünü belirtti.
Dişeti hastalığının en büyük belirtisinin dişeti kanamaları olduğunu vurgulayan Çanakçı, ağızdaki kötü tat, ağız kokuları ve diş çürümelerinin dişeti hastalığının belirtileri olduğunu söyledi.
"Dişeti sorunu çözülmeden hamile kalınmamalı"
Diş eti sorunu çözülmeden hamile kalınmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Çanakçı, şunları kaydetti: "Hamilelik dönemi ve öncesinde anne adaylarında oluşabilecek diş eti hastalıkları, erken doğum, düşük, sağlıksız doğum gibi hastalıklara neden olur."
Özellikle hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde diş eti hastalıklarının önemine değinen Çanakçı, anne adaylarının hamile kalmadan önce mutlaka tedavi görmeleri gerektiğini, planlı hamilelikten önce ağız ve diş sağlığı konusunda dikkatli olmaları gerektiğini ve hamilelik öncesinde dişeti hastalığı tespit edilen anne adaylarının tedavi görerek bu hastalıktan kurtulmaları gerektiğini söyledi.
Hamilelik dönemindeki hormonal değişim nedeniyle vücut direncinin azalması sonucu dişeti hastalıklarına yakalanma riskinin arttığına söyleyen Çanakçı, hamilelik öncesinde dişeti hastalığı bulunmayan anne adayının da hamilelik döneminde bu hastalığa yakalanabileceğini açıkladı.
Çanakçı, hamilelikten önce dişeti hastalığının giderilmemesi halinde, hamilelik döneminde hastaya ancak sınırlı cerrahi müdahalede bulunabildiklerini söyledi.
Hamile hastalarda ilaç, anestezi ve cerrahi müdahale gibi tedavi imkanlarının istenildiği ölçüde kullanılamadığını belirten Çanakçı, şunları ifade etti:
"Dişeti hastalığı bulunan anne adaylarının hamilelikten önce mutlaka tedavi görmeleri gerekir. Bu tedavileri tamamlandıktan sonra hamile kalınması, hamilelik esnasında gelişebilecek komplikasyonları ortadan kaldıracaktır. Hamilelikten önce tedavi görülmediği taktirde, dişeti hastalığı şiddetini artırıp zaten savunma sistemi zayıflamış olan anne adayı için bir çok sistemik rahatsızlıklara neden olur. Böyle durumlarda hem annenin hem de bebeğin yaşamı tehlikeye girmiş olur. Çok basit bir hastalık olarak
görülen dişeti hastalıkları, erken doğum, düşük, sağlıksız doğuma yol açabilir ve doğacak bebeklerin yaşamını tehlikeye sokabilir."
Hamilelikten önce yapılacak ağız ve diş bakımında mevcut hastalıkların tedavisinin yapılması gerektiğine değinen Çanakçı, hamilelik döneminde tedavi için geç kalınabilineceğini veya sınırlı yapılacak cerrahi müdahalenin yetersiz olabileceğini kaydetti.
FACEBOOK YORUMLAR