"Çözüm yeri Birleşmiş Milletler'dir"

"Çözüm yeri Birleşmiş Milletler'dir"

"Çözüm yeri Birleşmiş Milletler'dir"
Editör: Turkinfo.nl
11 Haziran 2009 - 17:11
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs´ta, adil ve kalıcı bir çözümün kıstaslarının belli olduğunu belirterek, ´´Çözümün yeri bellidir. Kimse çözümün yerini, BM dışında aramasın´´ dedi.

Erdoğan, Türkiye´ye resmi ziyarette bulunan KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu ile yaptıkları görüşmenin ardından Başbakanlık Merkez Bina´da ortak basın toplantısı düzenledi.

Eroğlu´nun, başbakan olarak seçildikten sonra ilk resmi ziyaretini Anavatan´a gerçekleştirmesi sebebiyle duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, Eroğlu hükümetinin Cumhuriyet Meclisi´nden güven oyu almış olmasından dolayı da tebrik etti.

Eroğlu´nun, başbakanlık konusunda bir hayli deneyimli olduğunu belirten Erdoğan, ´´Kendilerini bu süreçte de başarı temennisiyle kutluyorum. Türkiye olarak bizler, Kıbrıs Türk halkının özgür iradesiyle oluşan hükümetle, her zaman olduğu gibi yakın işbirliği ve dayanışma içinde olacağımızı ifade etmek isterim´´ dedi.

Eroğlu ile Kıbrıs konusunda çok faydalı görüşmeler yaptığını anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

´´Zira, Kuzey, Güney arasındaki görüşmeleri değerlendirme fırsatımız oldu. Gündemimizin ana başlığını KKTC´nin kendisi teşkil etmektedir. şu anda dünyadaki sıkıntıları birlikte görüşme fırsatımız oldu. Bunların değerlendirmesini yaptık.

Özellikle de bölgemizde barış ve istikrarı hakim kılmak için kararlılıkla gösterilmekte olan çabanın, bundan sonra da devamı konusunda neler yapabileceğimizi müzakere ettik.

Kıbrıs´ta adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması, her şeyden önce Doğu Akdeniz´de, huzur, güven, istikrar ve özellikle de refaha önemli katkılar sağlayacaktır. Bundan sonra da Ada´da taraflar değil, tüm uluslararası toplum bundan yarar görecektir diye inanıyoruz. Bunu da dünyanın değişik ülkelerine yaptığımız ziyaretlerde, eğer önce kendi iç meselelerimizi uluslararası boyuta taşımak için bu görüşmeleri yapıyorsak, ikinci gündem maddemiz muhakkak Kuzey Kıbrıs´tır. Bunu görüşüyoruz, bunu oralarda gündeme taşıyoruz. Bunun da faydalarını hamdolsun, son 5-6 yıl içinde açık bir şekilde gördük.

Adil ve kalıcı bir çözümün kıstasları bellidir, çözümün yeri bellidir. Kimse çözümün yerini, BM dışında aramasın. Bizim düşüncemiz budur. BM Genel Sekreteri´nin iyi niyet misyonu çerçevesinde her zaman söylediğimiz gibi iki kesimlilik ve siyasi eşit ilkelerine dayalı, eşit statüye sahip, iki kurucu devleti içeren yeni bir ortaklık çerçevesinde gerçekleşecektir. bunun dışında bir şey düşünmedik, düşünmüyoruz.

Elbette garanti ve ittifak anlaşmaları, ulaşılacak çözüm kapsamında da devam edecek. Türkiye´nin etkin ve fiili garantisi devam edecektir.´´

-´´RUMLAR İLE EŞİT STATÜYE SAHİP OLMA KARARLILIĞI´´-

Türkiye´nin, Kıbrıs Türk halkının kendi kurucu devletinin toprakları üzerinde, kendini yönetme ve Ada´da kurulacak yeni ortaklıkta Rumlar ile eşit statüye sahip olma kararlılığını paylaştığını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

´´Varılacak anlaşmanın, AB içinde hukuki yollarla aşındırılmasının önüne geçilmesine büyük önem veriyoruz. AB Adalet Divanı´nın son Orams kararı, bu durumun arz ettiği hayati önemi, şüpheye yer bırakmayacak şekilde bir defa daha ortaya koymuştur.

Adil ve kalıcı bir çözüm sağlanması için ciddi fedakarlıklar yapmaktan çekinmemiş ve Kıbrıs Türklerine uygulanan haksız ve vicdan ölçülerine sığmayan kısıtlamalar ne yazık ki bugün hala devam etmektedir.

Dünyanın hiçbir yerinde, Kuzey Kıbrıs´a uygulanan, Kuzey Kıbrıs´a reva görülen, adil olmayan uygulamalar, hiçbir ülkeye reva görülmemiştir. Her gittiğimiz yerde bunu da dillendiriyoruz. Burası bir uyuşturucu merkezi mi, burası bir terör bölgesi mi? Neden bu adaletsiz yaklaşımı sürdürüyorsunuz. Bunu sürekli olarak hep istedik, hep anlattık. Er ya da geç buradaki adil ve kalıcı kapsama dayalı çözüm, bizim de şüphesiz ki olumlu yaklaşımımızı sağlayacaktır. Türkiye olarak bu çelişkinin, süratle giderilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Kıbrıs´ta çözümün, barışın da istikrar ve huzurun da anahtarı, KKTC´nin ekonomik ve sosyal bakımdan güçlenmesi ve halkın refah seviyesinin de artmasıdır. Hükümetimiz, önümüzdeki dönemde de hukukunun muhafazası, daha huzurlu ve müreffeh bir hayat sağlaması için her türlü katkıyı sağlamaya devam edecektir.´´

Başbakan Erdoğan, Eroğlu ve heyetini Türkiye´de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti tekrarlayarak, ´´Bundan sonraki süreçte KKTC´de yapacakları çalışmaların başarılarla dolu olmasını temenni ediyorum. Birlik ve beraberlik içinde aydınlık yarınlara Kuzey Kıbrısımızı taşımalarını kendilerinden özellikle rica ediyorum´´ dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ´´28 Mayıs 2004´teki Annan Raporu hala sümen altı. Bu rapor neleri içeriyor? Bunun açıklanması lazım. İnanıyorum ki bunun açıklanması birçok şeyi ortaya çıkaracaktır´´ dedi.

Başbakan Erdoğan, KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu ile birlikte düzenlediği ortak basın toplantısında soruları yanıtladı.

Erdoğan, KKTC´li bir gazetecinin, ´´Neler yanlış gidiyor ki KKTC başbakanları Türkiye´ye gelip para alıp dönüyor. Neler yanlış gidiyor ki hala Kıbrıs´lı Türkler balık tutmayı öğrenemedi, hep balık alıp geri dönüyorlar?´´ sorusuna, şu yanıtı verdi:

´´Zaten sorunun cevabını siz son cümlelerinizde verdiniz. Ne güzel değil mi? Balık almaya gelip balık tutmayı öğrenen bir anlayış... Bunu başarmak lazım, bunu halletmek lazım. KKTC´de bu yolda bazı gelişmeler olsun diye biliyorsunuz. Biz 6.5 yıllık iktidarımız döneminde KKTC´nin alt yapısına çok önem verdik. Altyapının gelişmesine çok önem verdik. Yani nakit yardım ya da nakit destek yanında biz ağırlıklı olarak altyapıyı güçlendirelim istedik. Bundan 7-8 yıl önce benim gezdiğim KKTC ile ondan sonra her gidişimde değişen bir Kuzey Kıbrıs´ı görmenin bahtiyarılığını yaşadım.

Bir taraftan turizmde ciddi yatırımların olduğu bir KKTC var artık. Sanayileşmede arıt yavaş yavaş en azından gıda sektöründe bazı gelişmeler var. Fakat bunlar yeterli mi? Değil´´

Türk iş adamlarını KKTC´de yatırıma teşvik ettiklerini kaydeden Erdoğan, ´´Yatırımlar olacak ki hem istihdam sağlansın hem de KKTC ekonomisi çok daha farklı bir gücü, çok daha farklı bir imkanı yakalasın´´ dedi.

Türk yetkililerin KKTC´li muhataplarıyla yaptığı görüşmeler neticesinde ihtiyacın tespit edilerek bu ülkeye gerekli yardımın yapıldığını belirten Erdoğan, ´´Bu desteğimizi bundan sonraki süreçte de vereceğiz ama bazı yanlışların olduğu da bir vakıa. Bu yanlışların da giderilmesi, düzeltilmesi lazım´´ diye konuştu.

KKTC´de eğitim gören öğrenci sayısının 47 binden 60 bine çıkartılması gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, bunun başarılması durumunda çok daha farklı hareketlilik meydana geleceğini dile getirdi.

KKTC´deki konut sıkıntısının toplu konut mantığıyla çözülebileceğini anlatan Erdoğan, buna benzer pek çok konuda KKTC ile dayanışma içinde olunacağını söyledi.

Su projesinin de başarılacağını kaydeden Başbakan Erdoğan, elektrikteki sıkıntıların da aşılacağını ifade etti. KKTC Havayolları sorununun çözülmesi gerektiğini belirten Erdoğan, bu kurumun ciddi bir kambur olduğunu, KKTC´nin bu kamburdan kurtulması gerektiğini kaydetti.



-´´BİZİM YAKLAŞIM TARZIMIZ; İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM´´-

Başbakan Erdoğan, ´´BM´nin Mayıs ayında yayımlanan bir raporu vardı. Özellikle bu sürecin çok uzun sürdüğü ve açık uçlu olmasının sonuç alınmasını engellediği yönünde. Sonuç alınabilmesi için ne yapılması gerekiyor?´´ sorusu üzerine, şöyle konuştu:

´´BM´nin bu konuda çok daha farklı bir hassasiyeti göstermesi gerekiyor. Biz tabii Türkiye olarak geçici üye durumundayız BM Güvenlik Konseyi´nde. Süreci bizler de biraz teşvik edeceğiz. Nereden teşvik edeceğiz? Özellikle şu referandum sürecinden sonra Sayın Annan´ın bir raporu var. 28 Mayıs 2004´teki Annan Raporu hala sümen altı. Bu rapor neleri içeriyor? Bunun açıklanması lazım. İnanıyorum ki bunun açıklanması birçok şeyi ortaya çıkaracaktır. Bunu da gerek diplomatlarımız, gerek Dışişleri Bakanımız, gerekse bizler takip edeceğiz. Bu sürece yönelik çalışmaları bizler sıkıştırmak suretiyle temenni ederiz ki bu müzakereleri de bir an önce olumlu istikamette neticelendirelim.

Sayın Talat´ın yıl sonuna kadar umudu var. Bizler de olaya umutlu bakıyoruz. Ama eğer Güney Kıbrıs Rum tarafı olumsuz yaklaşıyorsa o konuda bir şey diyemem. Şu ana kadar bazı olumsuz sinyaller alıyoruz. Bunlar tabii doğrusu bizi üzüyor. Bizler tabii bir adım önde olacağız dedik. Bir adım önde olmaya devam ediyoruz ama Rumlar bu noktada olumlu yaklaşım içinde değiller. Temenni ederiz ki onlar da olumlu yaklaşım içerisine girsinler ve süratle bunu yıl sonuna kadar bitirmiş olalım, çözmüş olalım. Kalkıp da eğer Kuzey Kıbrıs´taki bizim kardeşlerimizi, soydaşlarımızı bir azınlık hukukuna tabi tutacak mantığı egemen kılmak isterlerse o zaman da kusura bakmasınlar. Orada iki devletli diyoruz. Bu Annan Planı´nda zaten bu Kıbrıs Türk Devleti diye adını da bulmuştur. Güneyde de Kıbrıs Rum Devleti diye adı vardır. Budur bizim yaklaşım tarzımız; iki devletli çözüm.´´

Erdoğan, ´´KKTC´deki seçimden sonra sizin bir açıklamanız vardı. Yeni hükümetten beklentilerinizi dile getirmiştiniz. Bu sürece destek olunması yönünde. Bu yöndeki kaygılar bu görüşmeyle giderildi diyebilir miyiz?´´ sorusuna, ´´Zaten Sayın Başbakan´ın bu sürece ilişkin açıklamaları buraya gelmeden önce olmuştu. Yani bu süreci desteklediklerini zaten ifade etmişlerdi. Bu birlik, beraberlik görüntüsü olmazsa bu zaten çok çok yanlış olurdu. Sağolsun bu açıklamayı da yaptılar. Şu anda Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Başbakan arasında bir dayanışma bu süreç içerisinde devam etmektedir. Bundan sonra da bunun aynı şekilde, kararlı bir şekilde devam edeceğinden benim hiçbir şüphem yok. Böyle de olmalı´´ yanıtını verdi.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Turkinfo Hollanda Haber'i:

Adreslerinden takip edin!