çılgın olmalısınız
çılgın olmalısınız
Editör: Turkinfo.nl
28 Şubat 2012 - 23:10
İstanbulda geçen hafta yapılan uluslararası bir toplantının, çok tartışmalı bir konuğu vardı: Hollandalı milletvekili Barry Madlener.
Madlener, Geert Wilders liderliğindeki İslam karşıtı Özgürlük Partisinin AP temsilcisi.
Ama Türkiyede adı anılınca akıllara, üç ay önce AB Bakanı Egemen Bağış ile yaşadığı karikatür krizi geliyor.
Brükselde yapılan toplantıdaki tartışmada, Bağışın söylediği, Put it in an appropriate place sözleri günlerce tartışıldı.
Ben de daha toplantıya giderken bu medyatik kişilikle konuşmayı aklıma koydum. Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamentolar Komisyonu Toplantısının ikinci gününde öğle yemeği arasında bir araya geldik.
BENİM DE TÜRK ARKADAŞLARIM VAR
Madlener beni çok şaşırttı. Uzaktan bakıldığında çok daha aksi görünüyordu ama beni çok sıcak karşıladı. Açılışı, merhaba, nasılsınız ve iyiden oluşan üç kelimelik Türkçesiyle yaptı. Rotterdamda benim de Türk arkadaşlarım var dedi. Bütün Türklerin ya da Müslümanların kötü olduğunu söylemiyorum ama işte genele bakarsak dedi. Hollandadaki Türk gruplar için söz konusu olan mahalle baskısından bahsetti.
Bunun dışında Madlener bende çalışmış gelmiş izlenimi yarattı. Türkiyedeki son durumu öğrenebileceği oturumlara katılmak yerine, sabah danışmanıyla toplantı yaparak oylamada hangi maddelere hayır diyeceğini belirledi, öğleden sonra da uçağına atlayıp ülkesine döndü. Sorduğum sorulara da ezberden yanıtlar verdi.
KLİŞELER LİSTESİ
Neden Türkiyenin AB üyeliğine bu kadar karşınız? diye sorduğumda, başta Wilders olmak üzere Avrupadaki Türkiye karşıtı politikacıların sık sık dile getirdikleri, klişe itirazları saydı. Hatta basın danışmanının elinde bu soruya verilecek cevapların bir listesi bile vardı.
Listenin başında, tahmin edilebileceği gibi, Türkiye, Müslüman bir ülke, Müslüman ülkelerden gelen göçmenler bizim ülkemizi değiştirmek istiyor maddesi yer alıyordu. Tabii Türkiyenin Müslüman değil de Hıristiyan bir ülke olması durumunda neler olacağını sorduğumda iş değişti.
Maldener, Biz Avrupa Birliğinin genişlemesine her şekilde karşıyız. Ama özellikle Müslüman ülkelere deyip asıl mevzunun Hollandaya gelen yüz binlerce yoksul göçmen olduğunu, gelenlerin Hollandalıların işlerini çaldığını, suç oranını yükselttiğini yine ezberden anlatmaya başladı.
HANGİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ?
Maldenere göre, Hollandada İslam arttığı için eşcinseller sokaklarda rahat yürüyemez olmuştu. Bunun üzerine Avrupa ülkelerine birer birer yayılan burka yasağını sordum ben de. Burka giyen kadınlar bırakın rahat yürümeyi, sokağa bile çıkamıyor. Sizce bu ifade özgürlüğüne aykırı değil mi? deyince Maldenerin ezberi biraz şaştı; Bazı durumlarda ifade özgürlüğünün de bir sınırı olmalı noktasına geldi.
Türkiyede İslam dinini eleştirme özgürlüğü olmadığından dolayısıyla ifade özgürlüğü olmadığından şikayet etti Madlener. Bu yüzden de Türkiye modern bir ülke olamazdı. Bunun üzerine kafama takıldı: Örneğin anayasasında laiklik prensibi olmayan komşumuz Yunanistanda yeni hükümet göreve geleceği zaman, başbakan patriğin huzuruna çıkıp yemin ediyor. O zaman Yunanistan modern sayılır mı?
Madlenere göre evet, En azından Türkiyeden daha modern çünkü orada Türkiyede olduğu gibi gazeteciler tutuklanmıyor, Ortodoks Kilisesini eleştirmek de yasak değil.
KISMEN KEMALİST
İslamcılar özgürlük istemiyor. Atatürk akıllıca bir iş yaparak İslamcıları siyasetin dışına çıkardı dedi Madlener. Bu durumda size Kemalist diyebilir miyiz? dedim, Bu bağlamda evet dedi.
Atatürkün Türkiyede laik bir devlet kurup bunun koruyuculuğunu orduya vermiş olmasının yaptığı en akıllıca iş olduğunu belirterek, Bir Batılı ülkede ordunun böyle bir gücü olması düşünülemez. Ama Müslüman bir ülkede yapılacak en akıllıca şey budur çünkü er ya da geç İslamcılar siyaseti ele geçirir dedi ve ekledi: Atatürkün laik devleti korumak için kurduğu bu mekanizma bugün Avrupa tarafından Türkiyenin elinden alınıyor.
TÜRKLER BİLE BİZE OY VERİYOR
Türkiyede hep söylenen bir şey var: Avrupalı politikacılar İslam karşıtı söylemleri oy toplamak için kullanıyor. Madlener de bu görüşte. Kendisi gibi düşünenlerin sayısının da günden güne arttığını söyledi. Seçmen tabanınız kim peki? deyince biraz şaşırdı. Çok geniş, toplumun her kesiminden insan var dedi. Hatta Madlenere göre partisinin seçmeni arasında Türkler bile var.
Madlener, Özgürlükler Partisine destek verenlerin bir ortak noktasının da AB karşıtlığı olduğunu söyledi. Brükselin çıkardığı yasalarla işimize karışmasını istemiyoruz. Salonda yanında oturduğum Türk vekil bir milliyetçiydi. Ona dedim ki Türkiyenin ABye girmesini istediğiniz için çılgın olmalısınız diye bitirdi sözlerini.
Teşekkür edip kendisinden ayrıldıktan sonra ben de şunu düşündüm: Madlener, Hollandada değil de Türkiyede siyaset yapsaydı, aynı söylemlerle ne kadar başarılı olabilirdi?
Kaynak: Hürriyet
Madlener, Geert Wilders liderliğindeki İslam karşıtı Özgürlük Partisinin AP temsilcisi.
Ama Türkiyede adı anılınca akıllara, üç ay önce AB Bakanı Egemen Bağış ile yaşadığı karikatür krizi geliyor.
Brükselde yapılan toplantıdaki tartışmada, Bağışın söylediği, Put it in an appropriate place sözleri günlerce tartışıldı.
Ben de daha toplantıya giderken bu medyatik kişilikle konuşmayı aklıma koydum. Türkiye-Avrupa Birliği Karma Parlamentolar Komisyonu Toplantısının ikinci gününde öğle yemeği arasında bir araya geldik.
BENİM DE TÜRK ARKADAŞLARIM VAR
Madlener beni çok şaşırttı. Uzaktan bakıldığında çok daha aksi görünüyordu ama beni çok sıcak karşıladı. Açılışı, merhaba, nasılsınız ve iyiden oluşan üç kelimelik Türkçesiyle yaptı. Rotterdamda benim de Türk arkadaşlarım var dedi. Bütün Türklerin ya da Müslümanların kötü olduğunu söylemiyorum ama işte genele bakarsak dedi. Hollandadaki Türk gruplar için söz konusu olan mahalle baskısından bahsetti.
Bunun dışında Madlener bende çalışmış gelmiş izlenimi yarattı. Türkiyedeki son durumu öğrenebileceği oturumlara katılmak yerine, sabah danışmanıyla toplantı yaparak oylamada hangi maddelere hayır diyeceğini belirledi, öğleden sonra da uçağına atlayıp ülkesine döndü. Sorduğum sorulara da ezberden yanıtlar verdi.
KLİŞELER LİSTESİ
Neden Türkiyenin AB üyeliğine bu kadar karşınız? diye sorduğumda, başta Wilders olmak üzere Avrupadaki Türkiye karşıtı politikacıların sık sık dile getirdikleri, klişe itirazları saydı. Hatta basın danışmanının elinde bu soruya verilecek cevapların bir listesi bile vardı.
Listenin başında, tahmin edilebileceği gibi, Türkiye, Müslüman bir ülke, Müslüman ülkelerden gelen göçmenler bizim ülkemizi değiştirmek istiyor maddesi yer alıyordu. Tabii Türkiyenin Müslüman değil de Hıristiyan bir ülke olması durumunda neler olacağını sorduğumda iş değişti.
Maldener, Biz Avrupa Birliğinin genişlemesine her şekilde karşıyız. Ama özellikle Müslüman ülkelere deyip asıl mevzunun Hollandaya gelen yüz binlerce yoksul göçmen olduğunu, gelenlerin Hollandalıların işlerini çaldığını, suç oranını yükselttiğini yine ezberden anlatmaya başladı.
HANGİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ?
Maldenere göre, Hollandada İslam arttığı için eşcinseller sokaklarda rahat yürüyemez olmuştu. Bunun üzerine Avrupa ülkelerine birer birer yayılan burka yasağını sordum ben de. Burka giyen kadınlar bırakın rahat yürümeyi, sokağa bile çıkamıyor. Sizce bu ifade özgürlüğüne aykırı değil mi? deyince Maldenerin ezberi biraz şaştı; Bazı durumlarda ifade özgürlüğünün de bir sınırı olmalı noktasına geldi.
Türkiyede İslam dinini eleştirme özgürlüğü olmadığından dolayısıyla ifade özgürlüğü olmadığından şikayet etti Madlener. Bu yüzden de Türkiye modern bir ülke olamazdı. Bunun üzerine kafama takıldı: Örneğin anayasasında laiklik prensibi olmayan komşumuz Yunanistanda yeni hükümet göreve geleceği zaman, başbakan patriğin huzuruna çıkıp yemin ediyor. O zaman Yunanistan modern sayılır mı?
Madlenere göre evet, En azından Türkiyeden daha modern çünkü orada Türkiyede olduğu gibi gazeteciler tutuklanmıyor, Ortodoks Kilisesini eleştirmek de yasak değil.
KISMEN KEMALİST
İslamcılar özgürlük istemiyor. Atatürk akıllıca bir iş yaparak İslamcıları siyasetin dışına çıkardı dedi Madlener. Bu durumda size Kemalist diyebilir miyiz? dedim, Bu bağlamda evet dedi.
Atatürkün Türkiyede laik bir devlet kurup bunun koruyuculuğunu orduya vermiş olmasının yaptığı en akıllıca iş olduğunu belirterek, Bir Batılı ülkede ordunun böyle bir gücü olması düşünülemez. Ama Müslüman bir ülkede yapılacak en akıllıca şey budur çünkü er ya da geç İslamcılar siyaseti ele geçirir dedi ve ekledi: Atatürkün laik devleti korumak için kurduğu bu mekanizma bugün Avrupa tarafından Türkiyenin elinden alınıyor.
TÜRKLER BİLE BİZE OY VERİYOR
Türkiyede hep söylenen bir şey var: Avrupalı politikacılar İslam karşıtı söylemleri oy toplamak için kullanıyor. Madlener de bu görüşte. Kendisi gibi düşünenlerin sayısının da günden güne arttığını söyledi. Seçmen tabanınız kim peki? deyince biraz şaşırdı. Çok geniş, toplumun her kesiminden insan var dedi. Hatta Madlenere göre partisinin seçmeni arasında Türkler bile var.
Madlener, Özgürlükler Partisine destek verenlerin bir ortak noktasının da AB karşıtlığı olduğunu söyledi. Brükselin çıkardığı yasalarla işimize karışmasını istemiyoruz. Salonda yanında oturduğum Türk vekil bir milliyetçiydi. Ona dedim ki Türkiyenin ABye girmesini istediğiniz için çılgın olmalısınız diye bitirdi sözlerini.
Teşekkür edip kendisinden ayrıldıktan sonra ben de şunu düşündüm: Madlener, Hollandada değil de Türkiyede siyaset yapsaydı, aynı söylemlerle ne kadar başarılı olabilirdi?
Kaynak: Hürriyet
FACEBOOK YORUMLAR