Reklam

Bunu çözecek babayiğit aranıyor

Bunu çözecek babayiğit aranıyor

Bunu çözecek babayiğit aranıyor
Editör: Turkinfo.nl
07 Ocak 2010 - 08:27
Reklam
Reklam
Burada babayiğitten kastım, iri, güçlü, kuvvetlinden ziyada, asimetrik bilgisi olan, psikolojik savaş bilgisi, deneyim ve birikimi olan, zikzaklı düşünebilen, komplo teorilerine hakim, bildiğini kıvırmadan söyleyecek bir babayiğit.

Çözümlenecek konu ise,
Nuri Bilge Ceylan, tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkem, Grup Manga, güzel ve yalnız ülkemiz dediği, benim de 3500 km uzakta yaşıyor olmama rağmen, tarifsiz tutku, özlem ve hasret ile sevdiğim ülkemde neler oluyor?

Konu: Ergenekon ile başlayan ve bugüne kadar süre gelen,  ardı arkası kesilmeyen yeni gündem ve yeni iddiaların ortaya atıldığı ve kimsenin ne olup bittiğini anlamadığı bir süreç. Kim kime operasyon yapıyor, niye, neden? Bunlar yetmezmiş gibi her güne bir yayın organına servis edilen sözde belgeler ile başlıyoruz. 
Bir grup medya tarafından Ergenekon Terör Örgütü olarak gösterilirken, diğer bir grup tarafından ulusalcı bir oluşum olduğu savunulmakta. 

Bu oluşuma yönelik ilk suçlama, hükümeti, daha doğrusu AKP hükümetini yıkma, devirme planları yaptıkları yönündeydi.


Adına kontrgerilla, gladio  ve derin devlette denildi.


Böyle bir oluşum vardı ve bu oluşum devletin ve halkın birlik bütünlüğüne zarar verdiyse, bugüne kadar neden operasyon yapılmadı?  Neden AKP hükümeti ilk hükümet döneminde çok daha güçlü olmalarına rağmen böyle bir operasyonu 2. dönemlerine sakladı? Bu yaşananları, gerçekten hükümet ve güzel ülkenim akli selim insanları mı yapıyor? Yoksa dış güçlerin, içerideki bazı kişi, cemaat, oluşum veya grubu yönlendirmesiyle yapılan bir operasyon mu?
İçeri alınanların birçoğu belli bir süre sonra delil yetersizliğinden serbest bırakıldı, 2 tanesi öldü, yine suçlamalara maruz kalan muhtemel sanıklardan ikisi, suçlamayı kaldıramadı ve intihar etti.


Ama bu süreç devam ederken, servis edilen ve varlığı ile doğruluğu tartışılan, sözde belgeler, imzalar, ifade metinleri ortalıkla uçuşmaya devam ediyor.
Sonra bir imza krizi, ancak ıslak imzalı kâğıdın orijinali askeri mahkemece onlarca defa istenmesine rağmen verilmiyor ve sanık olan ve suçlanan Albay Çiçek derhal serbest bırakılıyor…  Islak kâğıt olayı havada kalıyor.


Son gelişme ise, Sayın Büent Arinc’a suikast iddiası ile başlayan operasyon üstüne operasyon.
Yakalanalar asker, ancak tüm savaş, kontrgerilla ve uzman askerlere göre bu kesinlikle bir suikast girişimi değil. Bunu yapacak kişi alenen ortalıkta dolaşmaz, hele hele silahsız asla.. 
Ceplerinde çıkan kroki neydi? Askere göre, bu krokini polis tarafından cebine konulmuştu.


Suikast iddiasından sonra, askerlere operasyonlar yapılıyor, her gün birkaç asker içeri alınıyor, sonra serbest bırakılıyor…  Olayı daha da ileri götürüp Askerin yatak odasına giriliyor. Ancak yatak odasıyla birlikte, ne özel, ne gizli, nede ciddi devlet ve askeriye anlayışından eser kalmıyor…
Özel Harekât gibi ülkenin can damarı olması gereken ve devlet ve askeriye sırlarının saklandığı yer alenen 24 saat canlı yayın ile dosta, düşmana gösteriliyor. İçeriksiz haberler ile neyin nerde olduğu bir güzel şekilde tarif ediliyor. Anlatacakları haber olmadığından Özel Harekât dairesine nasıl ulaşılacağını tarif ediyorlar ve içeri gireni çıkanı görüntüleyip milyonlara deşifre ediyorlar.


Kozmik oda gibi yeni kelimeler gündemimize giriyor ancak neyin ne olduğunu kimse bilmiyor.
Ardından, her ben takip ediliyorum diyenin arkasından mutlak bir sivil araç yakalanılıyor, ya içinden asker çıkıyor, ya da son teknolojik donanımlı dinleme cihazı.
Tüm ulusal yayın yapan kanallar ise canlı yayın ekipleriyle 24 saat operasyonların yapıldığı yerlere bağlanıyor, ekranın 3’ de 1’ini kapatan son dakika haberin ardı arkası kesilmiyor. Haber diye verilen şey ise, şu an içeri girdiler, 10 saattir içerideler, sigara içmeye dışarı çıktılar, yemek molası verdiler ve muhtemelen şunu, bunu inceliyorlar dan öteye giden bir haber yok..
Ülkenin liderleri özel gündemle toplanıyor, ancak toplantı yaptıkları yerin etrafına, dinlemeyi engelleyecek teknolojik donanımlı araçlar ve jammer’ler yerleştiriliyor…
Kimsenin kimseye güveninin olmadığı,insanımız her tarafın kendi medyası tarafından, taraflıca bilgi kirliliğine maruz bırakıldığı, hele hele kurumların ve kurumlar arasındaki bu denli güvensizliğin olduğu bir yerde, halk ne yapsın? 


Benim tarifsiz tutku ve özlemle sevdiğim ülkemde neler oluyor, var mı anlatacak bir babayiğit?


Mustafa Demir - Hollanda - Turkinfo.nl

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Turkinfo Hollanda Haber'i:

Adreslerinden takip edin!