Böyle geldi sessiz gitti

Frank Rijkaard, 5 Haziran 2009´da İstanbul´a ayak bastığında yer yerinden oynamıştı. Yöneticiler, “Rijkaard´ı 1 yıldan fazla burada tutamayız” diye endişeleniyor, taraftarlar başarılı olacağından emin konuşuyordu. Ancak Hollandalı´nın Türkiye macerası beklendiği gibi geçmedi ve dün sabah sözleşmesi feshedildi.

Türkiye’de son dönemde Vicente Del Bosque, Luis Aragones gibi isim yapmış teknik adamlar göreve geldi. Ancak hiçbirinin gelişi, Frank Rijkaard’ınki kadar heyecan yaratmadı. Yönetim, Hollandalı teknik adamla anlaştığını duyurduğunda site kilitlendi, Sarı-Kırmızılılar’ın sanal ortamdaki buluşma noktası olan forumlar karnaval yerine döndü. Ezeli rakip taraftarları bile bu transferi alkışladı. Yöneticiler, “Çok büyük bir ismi getirdik. 1 sene burada tutabilirsek büyük başarı” tarzında yorumlar yaptı.

Güzel başlamıştı
Aslında Hollandalı’nın macerası güzel başlamıştı. Avrupa’da ve ligde alınan peş peşe farklı galibiyetler, hem futbolcuları, hem de taraftarları iyiden iyiye havaya soktu. Ancak geçtiğimiz sezonun 7. haftasında Eskişehirspor karşısında alınan beraberlik, ardından Ankaragücü yenilgisi, düşüşü başlattı. Sonuç olarak Cim Bom ligi 3. sırada tamamladı. Yeni sezon öncesi yine herkes umutluydu. Misimoviç, Pino, Cana, İnsua gibi önemli transferler yapılmış, iddialı bir kadro kurulmuştu. Ancak yeniden hüsran yaşanması uzun sürmedi.

Siteden açıklandı
Önce Avrupa Ligi’nde Ukrayna’nın vasat takımlarından Karpaty Lviv’e elenen Aslan, ardından ligde beklentileri karşılayamadı. Sivas ve Bursa yenilgilerinin ardından peş peşe 4 galibiyet alınsa da ortaya konulan futbol kimseyi memnun etmedi. Karabükspor deplasmanında tel tel dökülen Cim Bom’da, Ali Sami Yen’de alınan Ankaragücü yenilgisi bardağı taşıran son nokta oldu. Maçın ardından herkes, Rijkaard’ın gönderilmesine kesin gözüyle bakıyordu. Ve beklenen açıklama dün resmi siteden geldi,  Hollandalı çalıştırıcı ve ekibinin görevine sopn verildi.

Mini yorum

Florya’ya bir el atın

Rijkaard’ın kariyerine söz söyleyen biri olmadım, söyleyeni de anlayamadım! Sadece hep aynı şeye vurgu yaptım, ‘kan uyuşmazlığı’ var dedim. Yolların ayrılma zamanı geldiğini de savundum son 1 aydır, ama bugün gelinen noktada artık atılacak her adım yanlış olacaktı, çünkü geç kalındı. Şu da bir gerçek, futbolla ilgili insanların ayrılık kararı karşısındaki duruşları, yüzde 50’ye 50! Bunun okuması da aynen şudur: “Başarısızlığın tek sorumlusu Rijkaard değil. Diğerleri yine mi bu işten sıyıracak?” Bence bir operasyon başlatıldıysa sonuna kadar gidilmeli. Florya da bundan nasibini almalı, hem de fazlasıyla!
Ayhan Yılmaz