Belçika'da yeni hükümet arayışı
Belçika'da yeni hükümet arayışı
Editör: Turkinfo.nl
27 Nisan 2010 - 20:15
AB dönem başkanlığını devralmaya hazırlanan Belçika´da hükümet krizi yaşanıyor. Belçika şu günlerde, AB dönem başkanlığını devralacağı 1 Temmuz öncesinde ülkede siyasi istikrarı sağlamaya çalışıyor.
Belçika´da anadili Flamanca olan Flamanlar ile Fransızca konuşan Valonlar arasındaki siyasi etkinlik mücadelesi yeniden tansiyonu yükseltti. Flaman liberallerin, beş partiden oluşan koalisyondan çekilmesi üzerine Başbakan Yves Leterme geçtiğimiz hafta istifasını sunmuş, Kral II. Albert de pazartesi günü başbakanın istifasını kabul ettiğini açıklamıştı.
Belçika şimdi AB dönem başkanlığını devralacağı 1 Temmuz tarihi öncesinde ülkede siyasi istikrarı sağlayacak çözüm üzerinde tartışıyor. Belçika meclisi perşembe günü yeni bir hükümet oluşturmaya çalışacak. Bunun gerçekleşmemesi halinde 13 Haziran´da ülkede erken seçime gidileceği tahmin ediliyor.
Siyasi etkinlik mücadelesi
Hükümet içindeki anlaşmazlığın merkezinde ise Brüksel´in Halle-Vilvoorde seçim bölgesiyle ilgili uygulama yer alıyor. Flamanlar bu bölgede seçim düzenlemesinin değiştirilmesini istiyor.
Aslında resmi iki dili bulunan başkent Brüksel´de Fransızca´nın etkisi giderek daha fazla hissediliyor. Geçtiğimiz yıllarda Flaman bölgelerinde yerleşen çok sayıda Valon´un dil hakları konusunda ısrarcı davranması yüzünden de bu bölgelerin Flaman kültürünü kaybetmesinden endişe ediliyor. İşte bu nedenle Flaman politikacıların isteği, bu bölgelerde Fransızca konuşulmamasının yasaklanması.
Anlaşma sağlanamadı
Ancak dil hakları konusunda uzlaşma sağlanamaması sonucunda Flaman liberalleri koalisyondan çekildi. Flaman liberallerinin lideri Alexander de Croo, "kendilerine verilen sözlerin tutulmadığını, bu nedenle koalisyonun bir parçası olmaya devam etmelerinin de mümkün olmadığını" söyledi.
De Croo gibi liberal olan Valon politikacı Olivier Maingain ise bu talebin aşırı milliyetçi olduğu görüşünde. Maingain, "Bu aşırı milliyetçilik. Hatta bu durumu ünlü New York Times gazetesi şiddet içermeyen bir faşizm olarak nitelendirdi" diye konuştu.
Çekişme eskilere dayanıyor
Belçika´daki Flaman-Valon tartışmasının tarihi neredeyse bundan 180 yıl önce kurulan Belçika devleti kadar eski. Belçika´da siyasetin ileri gelenleri de öteden beri geleneksel olarak Fransızca konuşmayı tercih ediyor.
Bu nedenle Flamanca yıllar boyu hor görüldü. Ekonomik ve çoğunluktaki nüfusu ile demografik açıdan daha güçlü durumda olan Flamanlar, federalizmden sonra daha fazla hakka sahip olabildi. Ancak Flamanların konumunu iyileştirmek için yapılan birçok düzenlemeye rağmen eski anlaşmazlıklar hala tam olarak çözülebilmiş değil.
Yakında çözüm bulunması gerekiyor
Hükümetin dağılmasına neden olan anlaşmazlığın ise kısa sürede çözülmesi ve yeni bir hükümetin kurulması gerekiyor. Zira Belçika iki ay sonra AB dönem başkanlığını İspanya´dan devralacak. Devam eden siyasi belirsizliğe rağmen AB Komisyonu Sözcüsü Pia Ahrenkilde, Belçika´nın dönem başkanlığı görevini başarıyla üstleneceği konusunda hiçbir endişeleri olmadığını kaydetti.
Ahrenkilde, "Belçika´nın AB dönem başkanlığı sorumluluğunu en iyi şekilde üstleneceğinden en küçük bir şüphemiz yok" dedi.
Siyaset uzmanları ise Belçika´da erken genel seçime gidilmesi halinde, AB Dönem Başkanlığının devralınacağı 1 Temmuz´a kadar olan kısa süre zarfında yeni bir hükümet kurulmasının kolay olmadığı görüşünde.
Belçika´da anadili Flamanca olan Flamanlar ile Fransızca konuşan Valonlar arasındaki siyasi etkinlik mücadelesi yeniden tansiyonu yükseltti. Flaman liberallerin, beş partiden oluşan koalisyondan çekilmesi üzerine Başbakan Yves Leterme geçtiğimiz hafta istifasını sunmuş, Kral II. Albert de pazartesi günü başbakanın istifasını kabul ettiğini açıklamıştı.
Belçika şimdi AB dönem başkanlığını devralacağı 1 Temmuz tarihi öncesinde ülkede siyasi istikrarı sağlayacak çözüm üzerinde tartışıyor. Belçika meclisi perşembe günü yeni bir hükümet oluşturmaya çalışacak. Bunun gerçekleşmemesi halinde 13 Haziran´da ülkede erken seçime gidileceği tahmin ediliyor.
Siyasi etkinlik mücadelesi
Hükümet içindeki anlaşmazlığın merkezinde ise Brüksel´in Halle-Vilvoorde seçim bölgesiyle ilgili uygulama yer alıyor. Flamanlar bu bölgede seçim düzenlemesinin değiştirilmesini istiyor.
Aslında resmi iki dili bulunan başkent Brüksel´de Fransızca´nın etkisi giderek daha fazla hissediliyor. Geçtiğimiz yıllarda Flaman bölgelerinde yerleşen çok sayıda Valon´un dil hakları konusunda ısrarcı davranması yüzünden de bu bölgelerin Flaman kültürünü kaybetmesinden endişe ediliyor. İşte bu nedenle Flaman politikacıların isteği, bu bölgelerde Fransızca konuşulmamasının yasaklanması.
Anlaşma sağlanamadı
Ancak dil hakları konusunda uzlaşma sağlanamaması sonucunda Flaman liberalleri koalisyondan çekildi. Flaman liberallerinin lideri Alexander de Croo, "kendilerine verilen sözlerin tutulmadığını, bu nedenle koalisyonun bir parçası olmaya devam etmelerinin de mümkün olmadığını" söyledi.
De Croo gibi liberal olan Valon politikacı Olivier Maingain ise bu talebin aşırı milliyetçi olduğu görüşünde. Maingain, "Bu aşırı milliyetçilik. Hatta bu durumu ünlü New York Times gazetesi şiddet içermeyen bir faşizm olarak nitelendirdi" diye konuştu.
Çekişme eskilere dayanıyor
Belçika´daki Flaman-Valon tartışmasının tarihi neredeyse bundan 180 yıl önce kurulan Belçika devleti kadar eski. Belçika´da siyasetin ileri gelenleri de öteden beri geleneksel olarak Fransızca konuşmayı tercih ediyor.
Bu nedenle Flamanca yıllar boyu hor görüldü. Ekonomik ve çoğunluktaki nüfusu ile demografik açıdan daha güçlü durumda olan Flamanlar, federalizmden sonra daha fazla hakka sahip olabildi. Ancak Flamanların konumunu iyileştirmek için yapılan birçok düzenlemeye rağmen eski anlaşmazlıklar hala tam olarak çözülebilmiş değil.
Yakında çözüm bulunması gerekiyor
Hükümetin dağılmasına neden olan anlaşmazlığın ise kısa sürede çözülmesi ve yeni bir hükümetin kurulması gerekiyor. Zira Belçika iki ay sonra AB dönem başkanlığını İspanya´dan devralacak. Devam eden siyasi belirsizliğe rağmen AB Komisyonu Sözcüsü Pia Ahrenkilde, Belçika´nın dönem başkanlığı görevini başarıyla üstleneceği konusunda hiçbir endişeleri olmadığını kaydetti.
Ahrenkilde, "Belçika´nın AB dönem başkanlığı sorumluluğunu en iyi şekilde üstleneceğinden en küçük bir şüphemiz yok" dedi.
Siyaset uzmanları ise Belçika´da erken genel seçime gidilmesi halinde, AB Dönem Başkanlığının devralınacağı 1 Temmuz´a kadar olan kısa süre zarfında yeni bir hükümet kurulmasının kolay olmadığı görüşünde.
FACEBOOK YORUMLAR