"Bataklık Operasyonu" davasına devam edildi
Hollanda'da doğup büyüdüğünü, evlenmek için Türkiye'ye geldiğini, burada kendi işini kurduğunu anlatan Onur, "İşlerimi yasalara uygun yaptım.
Kamuoyunda "Bataklık" adı verilen operasyonda yakalanan ve "suçtan kaynaklanan mal varlığını aklama ve uyuşturucu ticareti" suçlarından haklarında dava açılan 73 kişinin yargılandığı davada, sanık savunmaları alındı.
Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğleden sonra görülen celsesinde, örgüt adına yöneticisi olduğu döviz bürosu üzerinden kara para aklamakla suçlanan Handan Kaymaz hakim karşısına çıktı.
"Organize suç örgüt lideri olmak" ve "kara para aklamakla" suçlandığını hatırlatan Kaymaz, isnat edilen suçlamaların somut delillere dayanmadığını iddia etti.
Kaymaz, suç örgütü kurucusu olmakla suçlanan Nejat Daş'ın eniştesi olduğunu, onun İstanbul'da işlettiği döviz bürosunda yöneticilik yaptığını, bu süreçte yaptığı bütün işlemlerin yasal mevzuata uygun olduğunu savundu.
İddianamede yer verildiği gibi döviz bürosu üzerinden örgüt adına kara aklamadığını öne süren Kaymaz, şöyle konuştu:
"Döviz bürosunda her işlem kayıt altına alınmaz. Bunu ben değil, yasal mevzuat söylüyor, bundan dolayı kayıt altına alınmayan işlemlerden dolayı sorumlu tutulamam. İddianamede benimle ilişkilendirilmek istenen eniştemin kardeşlerinin eylemleri beni bağlamaz. Zaten ben onları, onlar da beni sevmez. Ancak eniştemin kardeşlerinden Recep'in bana gönderdiği 645 bin lira ev parasıdır. Örgütsel bir durum olsaydı, döviz bürosunu kendi adıma değil başka birinin adına yaptırırdım. Bilirkişi raporların birçoğunda gerçeği yansıtmayan bilgilere yer verilmiştir. Gelen paraların suçta kazanıldığı kesinlikle doğru değildir."
Yaklaşık 15 aydır tutuklu olduğunu belirten Kaymaz, beraatını istedi.
Suç örgütü yöneticiliğiyle suçlanan sanık Uğur Bülent Göçer de tutuklanmadan önce Gaziantep'te otopark işletmeciliği yaptığını söyledi.
Çetin Gören ile geçmişe dayalı bir dostluklarının olduğunu aktaran Göçer, talebi üzerine 2015'te Gören'e ait daireleri komisyon karşılığında satışa çıkardığını ifade etti.
Satıştan elde ettiği parayı, banka hesabı üzerinden "daire bedeli" açıklamasıyla Gören'e gönderdiğini belirten Göçer, "16 aydır tutukluyum, perişan oldum. Örgüt kurmadım ve yönetmedim. Benim, hanıma sözümü geçmiyor, örgütü nasıl yöneteyim?" dedi.
Çetin Gören'in oğlu tutuklu sanık Baran Onur da çocuk yaştayken anne ve babasının ayrıldığını, bu nedenle babasıyla yeteri kadar iletişimlerinin olmadığını söyledi.
Hollanda'da doğup büyüdüğünü, evlenmek için Türkiye'ye geldiğini, burada kendi işini kurduğunu anlatan Onur, "İşlerimi yasalara uygun yaptım. Kimseden örgütsel bir talimat almadım, iddia edilen suç örgütüne de üye değilim." diye konuştu.
Duruşmada diğer tutuklu sanıklar Cemal Deniz Şahan, Halil Aslantaş, Ahmet Korkmaz, Ali Sunar, Arzu Erişkin ve Faruk İşcan da savunma yaptı.
Sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştıran mahkeme duruşmayı 22 Ekim'e erteledi.
Davanın öğlenden önceki celsesinde ise "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamak" suçlarından 1482'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilen Çetin Gören ve Nejat Daş savunma yapmıştı.
FACEBOOK YORUMLAR