Bakanlar Kurulu toplantısı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş: (3) "Türkiye'deki 16 Nisan referandumundan Blick gazetesine ne Bild gazetesine ne? Niye İsviçre'yi, Almanya'yı ilgilendirir? Niye Almanya'daki, Hollanda'daki, İsviçre'deki bazı siyasetçileri ilgilendirir? Türkiye'de 'hayır' da verecek olan bizim vatandaşımızdır, 'evet' de verecek olan bizim vatandaşımızdır. İsviçre'de bir halk oylaması yapmıyoruz ya da Almanya'da bir halk oylaması için gazetelerinizin manşetlerini o halk oylamasında şu ya da bu tarafa tahsis etmiyorsunuz. Bu, açık bir şekilde Türkiye'nin iç işlerine karışmaktır, Türkiye'deki siyasi gelişmelere burun sokmaktır. Bunları kabul etmediğimizi, anlayışla karşılamadığımızı bir kez daha ifade etmek isterim" "Yakın komşumuz, dostumuz, müttefikimiz hemen yanı başımızda olan Avrupa kıtasını çok kötü bir gelecek bekliyor. Tedbirleri alalım, bu tedbirleri almanın yolu yabancılarla dostluk içerisinde yaşamaktır. Avrupa, bu anlamda fikir ve gönül coğrafyasını genişletebilmek potansiyeline sahip olmalıdır. Bunu yapmazlar faşist, ırkçı, aşırı sağcı söylemlere teslim olurlarsa zarar görürler, söylediğimiz budur. Rencide etmek için söylemiyoruz. Akıllarını başlarına alsınlar, tedbirlerini alsınlar. Çok yakın tarihindeki Avrupa'nın o kanlı günlerini hatırlasınlar"
Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
İsviçre'nin Blick ve Almanya'nın Bild gazeteleri başta olmak üzere Avrupa'da bazı basın yayın organlarının 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına taraf olmaya çalıştığına işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"İsviçre'nin Blick gazetesi, arkasından Almanya'nın Bild gazetesi birinci sayfadan Sayın Cumhurbaşkanımızın resmini koyarak, hatta Türkçe ifadelerle 'Erdoğan'ın diktatörlüğüne son vermek için kocaman 'hayır' manşetleri atmış ya da 'Erdoğan ve Türk siyasetçileri Avrupa'da görmek istemiyoruz' manşetleri atmıştır. Bunlar kabul edilebilir şeyler değildir. Allah aşkına Türkiye'deki 16 Nisan referandumundan Blick gazetesine ne, Bild gazetesine ne? Niye İsviçre'yi ilgilendirir, niye Almanya'yı ilgilendirir? Niye Almanya'daki bazı siyasetçileri, niye Hollanda'daki bazı siyasetçileri, niye İsviçre'deki bazı siyasetçileri ilgilendirir? Türkiye'de 'hayır' da verecek olan bizim vatandaşımızdır, 'evet' de verecek olan bizim vatandaşımızdır. İsviçre'de bir halk oylaması yapmıyoruz ya da Almanya'da bir halk oylaması için gazeteleriniz manşetlerini o halk oylamasında şu ya da bu taraf tahsis etmiyorsunuz. Bu, açık bir şekilde Türkiye'nin iç işlerine karışmaktır, Türkiye'deki siyasi gelişmelere burun sokmaktır. Bunları kabul etmediğimizi, bunları anlayışla karşılamadığımız bir kez daha ifade etmek isterim."
- "Türkiye karşıtı çevrelerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değil"
Kurtulmuş, atılan manşetlerin 16 Nisan'da vatandaşların fikrini değiştirmeyeceğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu manşetlerle, bu tavırlarla, ortaya bazı siyasetçiler tarafından konulan bu keskin Türkiye karşıtlıklarıyla olsa olsa Türkiye'de vatandaşlarımızın ferasetle oy kullanmasına neden olurlar, vatandaşlarımızın meseleyi bir kere daha değerlendirerek, 'Bu adamlar niye böyle manşet atıyor, niye böyle davranıyor' diyerek, vatandaşlarımızın çok daha güçlü bir şekilde Türkiye'nin istiklaline ve istikbaline sahip çıkmasına vesile olurlar. Bunları anlamadığımızı, bu davranışları doğru bulmadığımızı, hiçbir ölçü bakımından demokrasiye, insan haklarına, fikir özgürlüklüklerine uygun bulmadığımızı ifade etmek isterim. Bütün bunlar aslında Türkiye karşıtı çevrelerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değil. Geçen hafta ifade ettiğim gibi, bu, aslında Avrupa'da yükselen ırkçılığın, İslam karşıtlığının, yabancı düşmanlığının ve Türkiye düşmanlığının tezahür etmiş halleridir. Bundan Türkiye'ye hiçbir şekilde zarar gelmez ama bunları yapanlar da hiçbir şekilde bundan fayda elde edemez."
- "Hem ülkemizin hem halkımızın hakkını, hukukunu koruruz"
Türkiye'ye yönelik olumsuz tavırların sürdürülmesi halinde Avrupa'da artan aşırı milliyetçi, ırkçı, faşist partilerin daha da yükseleceğine, makul ve mutedil siyasetçilerin de bunun altında kalabileceğine dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bunlar Avrupa için tehlike çanlarıdır. Avrupa siyaseti için maalesef hiç de iyi olmayan adımlardır. Türkiye olarak bunların hepsinden ülkemizi korur, bu meselelerin altında kalmayız. Hem ülkemizin hem halkımızın hakkını, hukukunu koruruz. Şunu da bir kez daha ifade etmek isterim ki bir kısmı hem Türkiye Cumhuriyeti hem oranın vatandaşıdır yani çifte vatandaştır. Bir kısmının oturma izni vardır. Birinci nesil değil, ikinci nesil değil, üçüncü nesil insanlar oradadır. Oradaki vatandaşlarımız Avrupa toplumunun kalıcı bir parçasıdır. Avrupa'nın çok kültürlülüğünü, çok dilliliğini sağlayabilecek mutedil unsurlarından birisi Avrupa'daki Türk varlığıdır. Oradaki varlığımızın hem emniyetini koruyacak hem onların toplumlarıyla daha iyi entegre olmalarını sağlayacağız hem de onların Türk kültürünü kaybetmemeleri için de üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getireceğiz."
- "Herhangi bir ülkede oturan hariçten gazel okumasın"
Bir basın mensubunun, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in "Nazi söylemlerinden vazgeçilmeli" açıklamasının ve Alman Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonudan yapılan "Türkiye başkanlık sistemine geçerse AB ile müzakereler sona erer" yönündeki değerlendirmenin anımsatılması üzerine Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin hangi sistemle yönetileceğine falanca ülkede oturan bir kişi karar vermez. Türkiye'nin hangi sistemle yönetileceğine aziz Türk milleti karar verir. 16 Nisan'da sandık ordadır, millet ne karar verirse başımızın üstündedir. Hem 'demokrasi' diyeceksiniz hem 'halkın iradesi' diyeceksiniz hem de oturduğunuz yerden böyle ahkam keseceksiniz. Böyle bir şey olmaz, bunu kabul etmeyiz.
Türkiye'de bu referandum, Türkiye Büyük Millet Meclisinden 339 milletvekilinin 'evet' oyuyla çıkmış ve milletin önüne gitmektedir. Kararı millet verecek. Herhangi bir ülkede oturan, hariçten gazel okumasın. Türk halkının tercihlerine herkes saygı duysun. Biz şimdiden peşinen söylüyoruz, baş göz üstüne, ne çıkarsa bunu kabul ederiz. Kusura bakmasınlar bu faşizm ve Nazizm benzetmelerini gerçekten Avrupalı dostlarımızın geleceğinden endişe duyduğumuz için söylüyoruz. Evet, bunların hele hele Almanya'da ne manaya geldiğini çok iyi biliyorum ama bunların korunmak için önce davranışlarını gözden geçirmeleri gereken, demokratik katılıma izin vermeleri gereken, Türkiye'nin seçilmiş bakanlarına ve milletvekillerine karşı böylesine bir tavrı bu şekilde ortaya koymaması gereken herhalde biz değiliz. Bu tavrı ortaya koyanlar bu faşizm ve Nazizm söylemlerinden rahatsızlık duyanlardır. Biz endişe ettiğimiz için bunları söylüyoruz. Wilders bir adam çıkacak ya da Almanya'da neonaziler ortaya çıkacak, bu kadar cami yakılacak, bu kadar çok NSU cinayetleri bir şekilde ortada olacak, Türklere, yabancılara karşı derin devlet bir sürü operasyonlar yapacak, yeri geldiği zaman 'Türkler dışarı, Müslümanlar dışarı' diye mitingler yapılacak, siz de döneceksiniz hem Avrupa'da çok kültürlülükten bahsedeceksiniz hem de bu artan ırkçılığa 'Tamam artıyor, demokratik bir tepki' diyeceksiniz. Buna karşı bir tedbir alsınlar diye bunları söylüyoruz. Akıllarını başlarına toplasınlar diye söylüyoruz."
Kurtulmuş, "Avrupalı bazı siyasetçilerin kendilerine laf yetiştirmesi"ne tepki göstererek, "Avrupa'nın makul, mutedil, demokrat, liberal siyasetçileri Avrupa'nın geleceğine ilişkin bir tedbir alsın. Tedbir çok kültürlülükten, tedbir çok dinlilikten geçiyor. Farklı dinlere, farklı kültürlere, farklı etnik yapılara ortak Avrupa evinden yer açabilmekten geçiyor. Yoksa birisi 'Türkler dışarı' diye oradan bağırır ve o Alman siyasetini esir alırsa burada en büyük zararı Almanlar görür." dedi.
- "Faşizm ve Nazizmin ayak sesleri rap rap rap geliyor"
Hollanda'da "Camileri kapatalım, Kur'an-ı yasaklayalım" diyen Geert Wilders'e karşı tedbiri Hollanda'nın makul ve mutedil siyasetçilerinin alması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Biz bunu söylüyoruz. Birinci Dünya Savaşı sonu ile İkinci Dünya Savaşı arasında faşizmden ve Nazizmden en çok çekmiş ülkeler Avrupa ülkeleridir. Faşizm ve Nazizmin ayak sesleri rap rap rap geliyor. Buna tedbir almak lazım. Buna tedbir almak yabancıya kapısını kapatmak değildir. Buna tedbir almak yabancıya gönlünü ve zihnini kapatmak değildir. Orada üç nesildir oturan insanları hem de kendi vatandaşı olmuş insanları yabancı telakki etmek değildir. Bunları biz dostça söylüyoruz. Yüreğimiz yanıyor, yani büyük bir vakarla bunları söylüyoruz. O akşam yaşadıklarımız sabaha kadar bütün milletimizi öfkelendirdi. Ama biz öfkeyle değil siyasi akılla ve devlet aklıyla hareket ediyoruz.
Yakın komşumuz, dostumuz, müttefikimiz hemen yanı başımızda olan Avrupa kıtasını çok kötü bir gelecek bekliyor, tedbirleri alalım. Bu tedbirleri almanın yolu yabancılarla dostluk ve barış içerisinde yaşamaktır. Avrupa, bu anlamda fikir ve gönül coğrafyasını genişletebilmek potansiyeline sahip olmalıdır. Bunu yapmazlar ve faşist, ırkçı, aşırı sağcı söylemlere teslim olursa zarar görürler, söylediğimiz budur. Rencide etmek için söylemiyoruz, akıllarını başlarına alsınlar, tedbirlerini alsınlar. Çok yakın tarihindeki Avrupa'nın o kanlı günlerini hatırlasınlar."
(Bitti)
FACEBOOK YORUMLAR