Azınlıklara müjde AB'ye rest
Azınlıklara müjde AB'ye rest
Editör: Turkinfo.nl
29 Ağustos 2011 - 06:07
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, azınlık cemaat liderleriyle buluştuğu iftarda, "İftar sofrası sadece birlikte bir yemek değil, birlikte köklü bir hatırayı ve bir manevi iklimi paylaşmaktır. Öteden beri bu sofrada herkese yer var değerli dostlar" diye seslendi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: "Bizim ülkemizde vatandaşımızın inancından, etnik kökeninden, giyiminden, farklı hayat tarzından dolayı baskı gördüğü dönemler, evet, geride kaldı. Bu ülkenin hiçbir vatandaşı,anayasa ve yasalar karşısında diğer bir vatandaşa üstün değildir"
"Maalesef şu anda Türkiye´ye karşı çifte standarttan da öte AB´nin akıl tutulması yaşadığı bir dönemdeyiz"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cemaat vakıfları tarafından İstanbul Arkeoloji Müzeleri´nde verilen iftara katıldı. 162 farklı azınlık cemaat temsilcisinin yer aldığı yemekte Başbakan´a eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan eşlik ederken, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Milli Eğitim Bakanı Ömer Çelik de hazır bulundu.
BİZİMLE OTURAN HERKESLE PAYLAŞACAK EKMEĞİMİZ VAR
Konuşmasına, Türkiye´de cemaat vakıflarının temsilcileriyle bir iftar sofrasını paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek başlayan Erdoğan, "Farklı inanç gruplarına mensup kardeşlerimizin bu müstesna ev sahipliğinden dolayı sizlere en kalbi şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan şunları söyledi: "İşte, burası İstanbul. Burada yüzyıllar boyu ezan, hazan ve çan birarada olmuştur. Burada camiler, kiliseler, sinagoglar yüzyıllarca aynı caddede, aynı sokakta yan yana yaşamıştır. Millet olarak, ülke olarak bu noktada eşsiz bir tecrübeye sahibiz. Bugün bizi diğer ülkelerden farklı kılan en önemli özelliğimizde budur. O tarihi kökler üzerinden bugün, burada, sizlerle birlikteyiz, biraradayız. İnşallah daima barış ve huzur içinde buradaki gibi bir arada, birlikte olacağız. Zira buradaki beraberliğimizin sembolik anlamı çok büyük. İftar sofrası sadece birlikte bir yemek değil, birlikte köklü bir hatırayı ve bir manevi iklimi paylaşmaktır. Öteden beri bu sofrada herkese yer var değerli dostlar. Bizimle oturan herkesle paylaşacak ekmeğimiz, aşımız, muhabbetimiz var. Zira, bizim değerlerimizde biliyorsunuz, muhabbetten Muhammet oldu hasıl, Muhammetsiz muhabbetten ne hasıl, bu çerçeve var. Zira bütün yaratılanları yaratan adına sevecek bir gönlümüz var. Burada herhangi bir ayrım, ötekileştirme söz konusu değil. Bu noktada kişisel tarihimizin şahidi de millet olarak da şahidimizİstanbul´dur."
GEÇMİŞ ZAMAN İÇİNDE VE BUGÜN DE, PROVOKATÖRLER ÇIKMIŞTIR
Erdoğan, İstanbul´un birarada yaşamanın eşsiz ilham kaynağı olduğunu dile getirerek, "İstanbullu yazar Berberyan demiş ki, ´İstanbul, görmesini bilen göz için, orkidelerle güllerin, leylaklarla mimozaların, papatyalarla kırçiçeklerinin ve yabani otların bir arada derlendiği, koca bir çiçek demetidir.´ Öyledir. Bu çiçek demetini inşallah soldurmayacağız. Yassıada´da merhum Menderes ile aynı makus talihi paylaşan, Yassıada´yı bizim için Yaslı Ada haline getiren ve orada hayatını kaybeden değerlerimizden biri de milletvekili Doktor Zakar Tarver idi" dedi.
Huzur ve kardeşlik iklimini bozmaya çalışan provokasyonların olduğunu söyleyerek, "Geçmiş zaman içinde ve hala bugün de var, provokatörler çıkmıştır. Hükümet olarak son 9 yılda demokratikleşme noktasında attığımız kararlı adımlar, hukuk dışı yapılanmalara karşı verdiğimiz kararlı mücadele ile bizatihi bu provokasyonları boşa çıkarttık. Kimsenin hatasını sahiplenmeyeceğiz ki, o hataları tekrarlamaya çalışanlar bir daha asla huzurumuza kastedecek cüret ve cesareti bulmasınlar. Allah şahidimiz olsun ki, hiçbir zaman hiçbir yerde, hiçbir vatandaşımızın, ayırt etmeksizin, hiçbir insanın, sorumluluğu bizde, ruh tedirginliği içinde yaşamasına gönlümüz, vicdanımız asla el vermez" diye konuştu. Erdoğan, Türkiye´de toplumun her kesiminden insanların özgürlüklerini yaşayamadığı dönemler olduğunu herkes gibi farklı inanç gruplarının da farklılıklarından dolayı maruz kaldıkları haksızlıkları bildiklerini kaydederek, ancak bunalrın artık geride kaldığını ifade etti.
Erdoğan, "Bizim ülkemizde vatandaşımızın inancından, etnik kökeninden, giyiminden, farklı hayat tarzından dolayı baskı gördüğü dönemler, evet, geride kaldı. Bu ülkenin hiçbir vatandaşı,anayasa ve yasalar karşısında diğer bir vatandaşa üstün değildir. 74 milyon vatandaşımızın her biri bu ülkenin asli unsurudur, birinci sınıf vatandaşıdır" diye konuştu.
Bu topraklarda yaşayan hiçbir vatandaşın ruhunun incinmesine, ayırımcılığa maruz kalmasına müsade etmeyeceklerini söyleyen Erdoğan, "Birileri çıkar değişik değişik şeyler söyleyebilir. O bizi ilgilendirmez. Çünkü bulunduğumuz makam asla buna müsade etmez. Bu makam sorumluluk makamıdır. Bu sorumluluk makakımında bulunduğumuz süre içerisinde bu ülkede yaşayan vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu, can, mal güvenliğini korumak bizim görevimizdir. Bunu yüzde yüz başarabilir miyiz? Yüzde yüz başarmaya gayret etmek zorundayız" dedi.
AB´NİN AKIL TUTULMASI YAŞADIĞI BİR DÖNEMDEYİZ
AB müktesebatına uyum çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Erdoğan, "Maalesef şu anda Türkiye´ye karşı çifte standarttan da öte AB´nin akıl tutulması yaşadığı bir dönemdeyiz. Bizim gösterdiğimiz samimiyeti, AB üyesi ülkeler gösteriyor mu? Hayır, böyle birşey yok. Biz diyoruz ki, bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Oldu, olmadı. Olmaması halinde, Kopenhag Siyasi Kriterleri´nin yerine biz Ankara siyasi kriterlerini koyar yolumuza devam ederiz. Maastricht Ekonomi Kriterleri´nin yerine İstanbul´un ekonomi kriterlerini koyar yolumuza devam ederiz. Temennimiz, zaman içinde sağduyunun bağnazlığa galip gelmesi ve AB´nin zamanın ruhuna uygun şekilde hareket ederek, Türkiye´ye verdiği sözleri yerine getirmesi. Biz kararlıyız, ülkemizin ileri demokrasi standartlarını yakalaması için ne gerekiyorsa, bu adımları bugün atıyoruz, yarın da atmaya devam edeceğiz" dedi.
AZINLIK MALLARININ İADESİ
Azınlıkların mallarının iadesine ilişkin kararnameye de değinen Erdoğan, "Dün itibariyle 5737 sayılı Vakıflar Kanunu´na eklediğimiz geçici madde ile cemaat vakıflarının 1936 yılında beyan ettikleri bütün taşınmazları artık vakıflarımızın kendi adlarına tescil ediyoruz. Tapu kayıtlarındaki hak ve mükellefiyetleriyle birlikte 12 ay içinde müracaat edilmesi halinde ilgili tapu sicil müdürlükleri tarafından cemaat vakıfları adına tescil edilecektir" diye konuştu
FACEBOOK YORUMLAR