Reklam

Aynı masaya oturmamızı kimse beklemesin

Aynı masaya oturmamızı kimse beklemesin

Aynı masaya oturmamızı kimse beklemesin
Editör: Turkinfo.nl
20 Temmuz 2011 - 08:52
Reklam
Reklam
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kıbrıs sorunu çözülmeden Rum tarafının 2012´de AB Dönem Başkanlığını üstlenmesi halinde, açık net söylüyorum; Türkiye´nin AB ile ilişkileri tamamen donacaktır. 6 aylık Güney Kıbrıs Rum yönetiminin dönem başkanlığında bizim AB ile herhangi bir görüşme yapmamız söz konusu olmayacaktır. AB Dönem Başkanı da olsa Rum tarafıyla aynı masaya oturmamızı hiç kimse bizden beklemesin” dedi.

Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 37. yıl dönümünde, “Barış ve Özgürlük Bayramı” kutlamaları kapsamında Lefkoşa’da halka seslendi. “Sizlere, Kıbrıs Türkünün sevincini her zaman yürekten paylaşan Anavatandaki kardeşlerinizin selam ve sevgilerini getirdim” diyen Erdoğan, “Bu topraklarda şehit düşen ve gazi olan kardeşlerimizin aziz hatıralarını da bu vesileyle saygıyla ve minnetle yad ediyoruz. Şehitlerimizin ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun. Bize kanlarıyla, canlarıyla emanet bıraktıkları bu vatan toprağını sonuna kadar korumak, burada sadece Kıbrıs Türklerinin değil aynı zamanda insanlığın onurunu ve izzetini sonuna kadar savunmak boynumuza borç olsun. Bir kez daha bütün dünya bilsin ki, Kıbrıs Türkleriyle ebedi kardeşliğimiz ve dayanışma ruhumuz ilk günkü kadar taze ve diridir. Sonsuza kadar da böyle devam edecektir” diye konuştu. Barış ve Özgürlük Bayramı olan bugünde yaşanan acıları ve ödenen bedelleri unutmadan Adanın eşit ortağı olarak Kıbrıs Türk halkının hakkını, hukukunu korumaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, siyasi ve ekonomik alanlarda bugüne kadar kat ettiği mesafeyi misliyle aşabilecek birikimi ve donanımıyla bizim için de iftihar kaynağıdır. Kıbrıs Türk halkı bu günlere, birlik ve beraberlik içinde milli değerlerine sahip çıkarak gelmiştir. Herkes emin olsun ki, gönül birliğimizi, dayanışma ruhumuzu ve bu asil milli davaya olan inancımızı muhafaza ettiğimiz sürece aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Türkiye nasıl ki gücünü birleştirerek, omuz omuza vererek yüzyılın en büyük refah ve kalkınma hamlesini, başardıysa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin vatandaşları da tarih sahnesindeki izzetli yerini alacaktır. Yeter ki, arızi sorunlara takılıp kalmayalım, yeter ki dönemsel sorunları aşabilmek için büyük fotoğraftan, milli davamızdan gözümüzü bir an ayırmayalım” diye konuştu. Erdoğan, her zaman Türkiye Cumhuriyeti´nin temel ilkeleri istikametinde bölgede güvenlik ve refahı hedeflediklerini, barış için, adalet için ellerini herkese uzattıklarını ifade ederek, bu hedefe ancak hukuk, adalet ve eşitlik çerçevesinde ulaşacaklarına inandıklarını ifade etti.

-“BIÇAK KEMİĞE DAYANDI“-

Kıbrıs Türk tarafıyla, ortak milli dava etrafında tam bir fikir ve gönül birliği içinde ve samimiyetle çözüm için çaba sarf ettiklerini vurgulayan Erdoğan, bu dayanışmadan kuvvet alarak, tüm ezberleri bozduklarını belirtti. Erdoğan, artık ortada tüm dünya kamuoyunun gördüğü bir gerçek olduğunu belirterek şöyle devam etti:

“Kıbrıs meselesi, tam yarım asırdır BM Teşkilatının gündemindedir. Bu süreçte sorunun çözümüne ilişkin parametreler ortaya çıkmış ve yerleşmiştir. Kıbrıs sorununda geçmişte de günümüzde de güçlü çözüm iradesi gösteren taraf, Kıbrıs Türk halkı ve garantör Türkiye´dir. Nitekim, Kıbrıs Türk halkı, tüm güçlükleri göze alarak ve fedakarlıkla 2004 yılında yapılması istenen referandumda barış ve uzlaşmaya yüzde 65’le ‘evet’ demiştir. Güney Kıbrıs yüzde 75’le ‘hayır’ demiştir. Uzlaşmaya ve barışa yüzde 75 ile ‘hayır’ diyen Güney Kıbrıs ödüllendirilmiş, ‘evet’ diyen Türk halkı cezalandırılmıştır ve hala bu süreç devam etmektedir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Onun için bugün biz daha güçlüyüz. Kıbrıs Türküne hiçbir meşru temeli olmadan maruz kaldığı kısıtlamaların ortadan kaldırılacağı sözü verilmiş, ancak bu sözler tutulmamıştır. Bütün bu haksızlıklara, adaletsizliklere rağmen Kıbrıs Türkü barış ve çözüm için çaba göstermeye devam etmiştir. Biz, çözüm hedefine samimiyetle inanıyoruz. Fakat şunu da unutmayalım, artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Bu yolda üzerimize düşeni yaptık, yapmaya da hazırız. Diğer tüm ilgili tarafları da barışa destek vermeye ve bu yolda adım atmaya davet ediyoruz.”

-“TAHAMMÜL SINIRLARI ZORLANIYOR”

Hazırlık dönemiyle beraber üç yılı aşan mevcut görüşme sürecinde nihai aşamaya gelindiğini belirten Başbakan Erdoğan, görüşmelerden netice alınması beklentisi içinde olduklarını ifade ederek, çözüm yolunda tüm tarafların sorumluluğu bulunduğuna işaret etti. BM parametreleri çerçevesindeki çözümün, mevcut müzakere sürecinde liderlerin ortak açıklamalarındaki mutabakatlarına uygun biçimde bulunacağını ifade eden Erdoğan, “Bu çerçevede yeni ortaklık, iki kesimli, iki toplumlu ve ilgili Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekliyle siyasi eşitlik temelinde bir federasyon olacak, bu ortaklığın, tek uluslararası kimliğe sahip bir Federal Hükümetinin yanı sıra, eşit statüye sahip bir Kıbrıs Türk Kurucu Devleti ve bir Kıbrıs Rum Kurucu Devleti bulunacaktır. Bu çözüm çerçevesi ve Kıbrıs Türk tarafının yeni nesillere huzurlu ve güvenli bir geleceğin miras bırakılmasına yönelik içten ve yapıcı çabaları tam desteğimizi vermeye hazırız. Aksi istikamette zorlamalar içine girmek ise çözüm iradesini sabote etmekten başka bir işe yaramayacaktır” dedi.

Mevcut fırsat penceresinin sonsuza kadar açık kalamayacağının herkes tarafından artık idrak edilmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, “Arzumuz, bugüne kadar sarf edilen çabaların heba edilmemesi, zamanın boşa harcanmamasıdır. Zira, yarım asırlık Kıbrıs sorununa çözüm bulunması için daima yapıcı ve dinamik açılımlar ortaya koyan Kıbrıs Türk tarafının maruz kaldığı haksızlık artık tahammül sınırlarını zorlamakta, vicdanları sızlatmaktadır. Böylelikle, AB açısından da mevcut çarpık durumun giderilmesi ve kapsamlı çözümle Kıbrıs´ta kurulacak yeni ortaklığın 2012´nin ikinci yarısında dönem başkanlığını deruhte etmesi de mümkün olabilecektir” diye konuştu. Bu hedefe ulaşılabilmesi için kapsamlı çözüm anlaşmasının referandumlara sunulması ve onay süreçlerinin de tamamlanarak, yeni ortaklık devletinin dönem başkanlığı sırasında hayata geçirilmiş olması gerektiğini belirten Erdoğan şöyle devam etti:

“Bu ise ancak yılsonuna kadar mevcut süreçte anlaşmanın sağlanmasıyla mümkün olabilecektir. 2012´nin ikinci yarısında Kıbrıs Türklerinin de yer alacağı ve bunun sonucunda Türkiye´nin de muhatap kabul edeceği bir dönem başkanlığı sadece Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir olumlu ivme yakalanmasına değil, Avrupa´nın siyasi ve stratejik açılardan daha etkin bir konuma yükselmesine de katkıda bulunabilir. Aksi takdirde, buradan bir kez daha seslenmek istiyorum; Kıbrıs sorunu çözülmeden Rum tarafının 2012´de AB Dönem Başkanlığını üstlenmesi halinde, açık net söylüyorum; Türkiye´nin AB ile ilişkileri tamamen donacaktır. 6 aylık Güney Kıbrıs Rum yönetiminin dönem başkanlığında bizim AB ile herhangi bir görüşme yapmamız söz konusu olmayacaktır. AB Dönem Başkanı da olsa Rum tarafıyla aynı masaya oturmamızı hiç kimse bizden beklemesin.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Rum halkına bir çağrıda bulanacağım; mesnetsiz kaygılarını bırakmaları gerekir. Ben Güney Kıbrıs’taki Rumlara şunu söylüyorum; sizin sorunuzu içinizdedir bunu halledin, Türklerden insanlara hiçbir zaman zarar gelmez bunu böyle bilin” dedi.

Başbakan Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 37. yıl dönümünde, “Barış ve Özgürlük Bayramı” kutlamaları kapsamında Lefkoşa’da halka seslendi. Hukukun özellikle, adaletin savunuculuğunu yapan AB’nin, 2004’te yapmış olduğu hatta vermiş olduğu sözün arkasında durmadığı için bu defa bu yanlışlarının bedelini de ödeyeceğini ifade eden Erdoğan, “Birliğin Kıbrıs’ta hukuki olmayan bu durumuna son verme sorumluluğu vardır. Zira şu anda Kıbrıs diye bir devleri biz tanımıyoruz. Böyle bir devlet yoktur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi vardır, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır. Bu itibarla AB’den beklentimiz üzerine düşeni yapmasıdır” dedi. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’dan da beklentilerinin sadece Kıbrıs Özel Temsilcisi Alexander Downer’ı buraya göndermek olmadığını, Kofi Annan’ın Mayıs 2004’teki raporunu açıklaması olduğunu kaydeden Erdoğan, “Bu raporda neler var? Bunu açıklamasıdır. Artık oyalanmak istemiyoruz. Bunu yapmaları gerekir. BM ekibinin yoğun çabalarını desteklemesi, müzakere sürecine gereken desteği Sayın Ban Ki Moon’un vermesidir” dedi.

-RUMLARA “ÖNYARGILARINIZDAN SIYRILIN” ÇAĞRISI-

Konuşmasında Rum halkına seslenen Erdoğan şunları dedi:

“Rum halkına bir çağrıda bulanacağım; mesnetsiz kaygılarını bırakmaları gerekir. Şu anda Güney Kıbrıs bir olay yaşıyor, Kuzey Kıbrıs hemen onların sıkıntılarını gidermeye yönelik adım attı mı? Attı. Ama enteresandır, Güney Kıbrıs’ta kilise açıklama yapıyor; o elektriği kullanmak adeta haramdır, gerekirse mum yakın, gaz lambası yakın, diyor. Bunlar daha önce de Kuzey Kıbrıs’ın peyniri almanın caiz olmadığına hükmediyorlardı. İşte bunlar çağların çok gerisinde yaşıyorlar. Tabi ki böyle bir anlayışla bu süreci işletmek kolay değil. Ben Güney Kıbrıs’taki Rumlara şunu söylüyorum; sizin sorunuzu içinizdedir bunu halledin, Türklerden insanlara hiçbir zaman zarar gelmez bunu böyle bilin. Zira bizim amacımız barıştır, özgürlüktür. Biz barışa, özgürlüğe çağrı yapıyoruz. Bunun dışında bir başka çağrımız yoktur. Rum halkının makul olması gerektiğini ifade etmek istiyorum, ön yargılardan sıyrılmalarının gereğini hatırlatmak istiyorum.”

Yunanistan’a da aynı çağrıyı yapan Erdoğan, “Garantör ülke olarak siz de üzerinize düşeni yapın, Türkiye olarak biz zaten hazırız. Önyargılardan lütfen sıyrılın. Bu yol aklın yoludur, bu yol barışın, çözümün yoludur. Büyüyen ve gelişen Türkiye, nasıl olsa Kıbrıslı Türk kardeşlerinin yanında durmaya devam edecek ve sizlerin hukukunu daima koruyacaktır” diye konuştu. Bu konudaki tavırlarının değişmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, “Artık Rum tarafının da üzerine düşeni yapması gerektiğini yineledi. Erdoğan, “Bir kez daha açık ve net söylüyorum, Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüm günlük siyaset kaygılarına ve ya zihinlerde yer etmiş zehirli önyargılara feda edilmemelidir. Biz feda etmeyeceğiz, Güney Kıbrıs da feda etmemelidir” dedi.

-KKTC’LİLERE: “SİZE BÜYÜK DÜŞÜNMEK YAKIŞIR”-

Erdoğan, Anamur’dan Kuzey Kıbrıs’a su getirme projesini hatırlatarak, Anamur´daki barajın temelinin Mart ayında Cumhurbaşkanı ile birlikte atıldığını, bu projeyle denizin altından geçirilecek hatla yılda 15 milyar metreküp nitelikli su geleceğini belirtti. Projenin üç yıl içinde bitirileceği sözünü veren Erdoğan, enerji konusunda Kuzey Kıbrıs´ın bir sıkıntısının bulunmadığını, aynı hatta paralel olmak üzere Türkiye´den Kuzey Kıbrıs´a elektrik enerjisi verebilecek noktada olduklarını vurguladı. Fakat şu andaki maliyetler daha düşük olduğu için bu konuda bir adım atamadıklarını ifade eden Erdoğan, “Fakat bu adımı atmamız bizim için an meselesidir. Yoksa bu konuda da herhangi bir sıkıntı söz konusu değildir” dedi.

KKTC’lilere seslenerek, ricada bulunan Erdoğan şöyle devam etti:

“Marjinal düşünmek tabii hiçbir zaman benim Kıbrıslı Türk kardeşlerime zaten uygun düşmez, bunu biliyoruz. Ama marjinal düşünenlere de benim Kıbrıslı Türk kardeşlerim inanıyorum ki prim vermeyecek. Çünkü size büyük düşünmek yakışır. Siz büyük bir milletin varislerisiniz. O bakımdan inanıyorum ki yarınların Kuzey Kıbrıs´ı Güney Kıbrıs´tan çok daha güçlü olacaktır.”

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Turkinfo Hollanda Haber'i:

Adreslerinden takip edin!