Avrupa'dan gelenleri ilk Selimiye karşılıyor
Osmanlı mimarisinin en önemli simgelerinden, Türk-İslam mimarisinin zirve eseri Selimiye, 4,5 asırdır heybetiyle serhat kenti Edirne'den dünyayı selamlıyor Kubbesinden minaresine, akustiğinden süslemelerine kadar ziyaret edenleri kendisine hayran bırakan Selimiye, ihtişamıyla Avrupa'dan Türkiye'ye gelişte ilk seçilebilen eser olması dolayısıyla da dikkati çekiyor
İhtişamıyla Avrupa topraklarından Türkiye’ye gelenleri karşılayan Selimiye Camisi mimarisiyle ziyaretçileri adeta büyülüyor.
Osmanlı mimarisinin en önemli simgelerinden, Türk-İslam mimarisinin zirve eseri Selimiye, 4,5 asırdır heybetiyle serhat kenti Edirne’den dünyayı selamlıyor.
Mimar Sinan tarafından inşa edilen ve 1575 yılında ibadete açılan Selimiye Camisi, yapıldığı dönemde Osmanlı Devleti’nin gücünü ve büyüklüğünü de simgeliyor.
Kubbesinden minaresine, akustiğinden süslemelerine kadar ziyaret edenleri kendisine hayran bırakan Selimiye, ihtişamıyla Avrupa’dan Türkiye’ye gelişte ilk seçilebilen eser olması dolayısıyla da dikkati çekiyor. Şehrin her tarafından görülen, hem İstanbul hem de Avrupa yönünden girişlerde misafirlerini karşılayan Selimiye, UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’nde yer almasıyla da önemi her geçen gün artıyor.
Edirne’ye girişte heybetiyle konuklarını karşılayan Selimiye’yi görmek en çok gurbetçilerin ruhunu okşuyor.
Uzun yıllar yurt dışında geçimlerini sağlamak amacıyla sıla özlemiyle yaşayan gurbetin hasret dolu insanları, yıllık izinleri için vatana doğru yoluna koyulduklarında, onları daha yabancı topraklardayken önce Selimiye'nin minaresi sonra da kubbeleri selamlıyor.
Almanya'nın Frankfurt kentinde İzmir’e baba ocağını ziyarete giden Bahar İlhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, daha Türkiye’ye giriş yapmadan görülebilen Selimiye’nin kendilerini çok mutlu ettiğini söyledi.
Hollanda’dan gelen Dilek Bağcı da Türkiye’de kendilerini karşılayan Türk bayrağı ve Selimiye’nin anlatılmayacak şekilde manevi duygular yaşattığını dile getirdi.
Selimiye’yi gördüğünde gözyaşlarını çoğu zaman tutamadığını anlatan Almanya’da yaşayan Kırşehirli Sevim Kara ise "Mimarına da, yaptıranına da Allah gani gani rahmet eylesin. Vatanımıza girer girmez heybetiyle bizi karşılıyor, vatanımıza geldiğimizi hatırlatıyor. Sınır kapımızdaki bayrağımız ve Selimiye Camisini görünce ruhen ‘evet burası vatan’ diyoruz" şeklinde konuştu.
- En çok ters lale efsanesi dikkat çekiyor
Kıbrıs'ı fethinin anısına 2. Selim'in, eski payitaht Edirne'de kente hakim bölgede heybetli cami yapılması emrini vermesinin ardından 80 yaşındaki Mimar Sinan, daha sonra "ustalık eserim" diyeceği camiyi yapmak için uygun alan aramaya başladı.
Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesinde Kavak Meydanı olarak andığı Edirne'ye hakim alan, Mimar Sinan'ın "4 minareli ve kubbesi Ayasofya'yı dahi geçecek" diyerek, tasarladığı cami için çok uygun bulundu.
Ancak lale bahçesi olan yerin sahibi yaşlı kadın, arsasını önce vermek istemedi. Daha sonra yetkililerin de araya girmesiyle zor da olsa, araziyi vermeyi kabul etti.
Yaşlı kadının camide lale figürünün bulunması şartı kabul edilerek, Selimiye Camisinin yapılacağı arsa alındı. Söylencelere göre, bu nedenle Mimar Sinan da söz verildiği gibi laleyi ustalık eserinde işledi ancak bir farkla. Yaşlı kadının inatlaşmasının simgesi olan lale, ters olarak müezzin mahfilinin sütununda yer aldı.
Söz konusu ters lale figürü, 441 yıldır adeta "yaşlı kadının inadını" simgelercesine sütunda duruyor.
FACEBOOK YORUMLAR