Avrupa'nın Güvenliği İçin Türkiye'ye İhtiyacı Var: "Artık Ciddi Bir Adım Atma Zamanı"

Donald Trump’ın Beyaz Saray’a adım atmasıyla birlikte, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin (AB) Avrupa’nın güvenliği ve dış politika konularında daha geniş bir iş birliği için ciddi bir diyalog başlatması gerektiği düşüncesi gündeme geldi. Bu, İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House’dan Galip Dalay tarafından dile getiriliyor. Dalay’a göre, Türkiye’nin Avrupa güvenlik düzenindeki yeri ve rolü hakkında net bir tanım yapılması gerekiyor.

Avrupa'nın Güvenliği İçin Türkiye'ye İhtiyacı Var: "Artık Ciddi Bir Adım Atma Zamanı"
Editör: Turkinfo.nl
20 Ocak 2025 - 19:41

Türkiye’nin stratejik konumu ve Avrupa güvenlik düzenindeki kritik rolü, iş birliğini zorunlu kılıyor. Doğu Akdeniz’den Karadeniz’e uzanan bu dinamik coğrafyada, ortak hareket için daha fazla diyalog zamanı!

Türkiye'nin Stratejik Önemi ve Avrupa Güvenliği

Türkiye’nin coğrafi konumu, özellikle Rusya ile ilgili her türlü Avrupa güvenlik meselesinde Ankara’nın dahil olmasını zorunlu kılıyor. Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu bölgeleri, Rusya ile Batı arasındaki çatışmada ayrı ayrı ele alınabilecek alanlar değil. Galip Dalay, bu bölgelerin tek bir güvenlik sahası oluşturduğunu ve Türkiye’nin bu bölgelerin tamamında stratejik bir konuma sahip olduğunu vurguluyor.

Son yıllarda Avrupa güvenlik düzeni, Ukrayna’daki savaşlar, Gazze’deki çatışmalar ve Suriye’de Esad rejiminin düşüşü gibi gelişmelerle önemli ölçüde değişti. Dalay, bu nedenle Türkiye, Birleşik Krallık, Norveç ve AB arasında dış politika ve güvenlik konularında yapılandırılmış bir diyalog çağrısında bulunuyor.

Pozitif Gelişmeler ve Zorluklar

Türkiye-Avrupa ilişkilerinde son dönemde stratejik anlamda bazı olumlu gelişmeler yaşandı. Örneğin, Almanya'nın Türkiye’ye modernizasyon amacıyla denizaltı ve fırkateynler için malzeme ihracatına onay vermesi, ayrıca Almanya'nın Eurofighter savaş uçaklarının Türkiye'ye satışına yönelik veto kararını kaldırması bu gelişmeler arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra Doğu Akdeniz'deki gerilim azalmış ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerde iyileşme görülmüştür.

Ancak hâlâ çözüm bekleyen sorunlar var. Özellikle AB ve Türkiye’nin büyük güçler arasındaki rekabette – başta Rusya ve Çin – nasıl bir yaklaşım sergileyeceği belirsiz. Türkiye’nin Rusya ile olan ilişkisi hem iş birliği hem de çatışma unsurlarını barındırıyor. Son yıllarda iki ülke arasında Suriye, Ukrayna, Libya ve Dağlık Karabağ gibi krizlerde çatışan pozisyonlar ortaya çıkmış olsa da, aynı zamanda ticaret ve enerji gibi alanlarda iş birliği devam ediyor.

Türkiye’nin Ukrayna’daki Rolü ve Rusya ile İlişkisi

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının başlarında, Avrupa’nın Ukrayna’ya destek sağlama konusundaki isteksizliğine karşın, Türkiye önemli adımlar attı. Türkiye, savaş gemilerine boğazları kapattı ve Ukrayna’ya silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Ayrıca Ukrayna donanmasına iki korvet teslim etti. Buna karşın, Türkiye Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımlara katılmadı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşın başından itibaren diplomatik bir çözüm için çağrıda bulundu. Dalay, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkinin rekabetçi, hatta yer yer düşmanca olduğunu, ancak iş birliğinin tamamen dışlanmadığını belirtiyor.

Türkiye’nin Bölgesel Rolü ve Gelecek Perspektifleri

Rusya’nın Suriye’deki Tartus deniz üssünün geleceği, Esad rejiminin düşüşüyle belirsizleşirken, Türkiye’nin Boğazlar üzerindeki kontrolü, Rusya’nın Doğu Akdeniz’deki pozisyonunu zayıflatıyor. Dalay’a göre, bu durum, Avrupa’nın Türkiye ile iş birliğini güçlendirmesi için bir fırsat sunuyor. Özellikle Avrupa’nın güneydoğu kanadındaki güvenliğin artırılması için Türkiye’nin desteği kritik önemde.

Bununla birlikte, Türkiye ve Avrupa’nın komşu olarak iş birliği mi yoksa rekabet mi edeceği sorusu hala geçerliliğini koruyor. Doğu Akdeniz’deki gaz rezervleri, Yunanistan ile Ege Denizi’ndeki gerilimler ve Kıbrıs meselesi gibi sorunlar, tarafları uzun yıllar boyunca rakip pozisyonuna sürükledi. Ancak ilişkilerin iyileşmesiyle birlikte, Suriye’deki siyasi geçiş süreci gibi ortak çıkarlar doğrultusunda daha fazla iş birliği için fırsatlar ortaya çıkıyor.

Geniş Perspektifli Bir Güvenlik Politikası

Dalay, Avrupa-Türkiye komşuluğunun yalnızca coğrafya üzerinden değil, büyük güçler arasındaki rekabetin mantığı temelinde ele alınması gerektiğini savunuyor. Güvenlik kavramının daha geniş bir coğrafi perspektifle değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu perspektif, Karadeniz ve Doğu Akdeniz’in ötesinde, Kafkasya, Orta Asya ve Afrika gibi bölgeleri de içermeli. Çünkü bu bölgelerde sadece Türkiye değil, aynı zamanda Rusya ve Çin gibi güçler de etkili bir varlık gösteriyor. Batı’nın, bu bölgesel dinamikleri dikkate alarak, yerel aktörlerle daha güçlü bir ilişki kurması gerektiğini vurguluyor.

Yapılandırılmış Diyalog Çağrısı

Son olarak Dalay, Avrupa Dışişleri Bakanları ile Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan arasında yapılandırılmış bir diyalog çağrısında bulunuyor. Türkiye’nin, dış politika kararlarının alındığı toplantılara davet edilmeden AB’nin bu kararlarına destek vermesinin olası olmadığını dile getiriyor. Dalay, Türkiye’nin AB Dışişleri Bakanlarının gayri resmi Gymnich toplantılarına katılımının, dış politika ve güvenlik alanında daha yapılandırılmış bir diyalog için ilk adım olacağını belirtiyor.

©TURKİNFO.NL

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Tüm gelişmelerden haberdar olmak için Turkinfo Hollanda Haber'i:

Adreslerinden takip edin!