Antalya Körfezi'ndeki çalışmalar endişe yarattı
Antalya Körfezi'ndeki çalışmalar endişe yarattı
Editör: Turkinfo.nl
24 Nisan 2011 - 21:24
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, Türkiyenin Baf açıklarında (Antalya körfezi) oldubittiler yaratma çabasında olduğunu iddia ederek, Türkiyenin bu hareketlerini yakından izlediklerini söyledi.
Politis; Türkiye İçin Münhasır Ekonomik Bölgeler Gri Kıbrıs Türkiyenin Hidrokarbon Yataklarıyla İlgili Hareketlerini Yakından İzliyor başlığıyla yansıttığı haberinde, Hristofyasın, Türk Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) petrol şirketlerine yönelik yaptığı imtiyaz hakkı dağıtma ilanının Deniz Hukukuna dayanmadığını ve TPAOnun imtiyaz dağıtma hakkına sahip olmadığını ileri sürdüğünü yazdı.
Habere göre, Türkiyenin denizdeki hidrokarbon yataklarına yönelik hareketlerini yakından izlediklerini açıklayan Hristofyas, Türkiyenin bu konudaki niyetleri konusunda gerek AB gerekse -Yunanistanı kastederek - konuya taraf ortak ile temas halinde olduklarını belirterek şunları söyledi:
Kıbrıs ile Yunanistan, Türkiyenin Münhasır Ekonomik Bölgemiz içerisindeki tehditlerini göğüslemek maksadıyla eşgüdüm içerisindedir.
Gazete, Hristofyasın, TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun Berlinde düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları toplantısında söylediklerine Rum tarafından gelen tepkilerinin yayınlanması fırsatını kullanarak, Türkiyeyi kendini beğenmişlik ve kincilikle suçladığını yazdı.
TPAOnun Kıbrıs Adasının kuzeyindeki deniz bölgesindeki faaliyetlerinin Kıbrıs sorununun çözüm çabalarıyla da alakalı olduğu savunulan haberde, Kıbrıs Türk tarafının kendi münhasır ekonomik bölge haklarının tanınmasını talep ettiği, TPAOnun hareketlerinin de Kıbrıslı Türklerin bölgedeki hidrokarbon yataklarına yönelik taleplerini güvence altına aldığı yorumunda bulunuldu, şöyle bir izah yapıldı:
Yani müzakerelerden sonra Kıbrıslı Rumlar için en kötü senaryo ortaya çıkarsa Kıbrıslı Türkler; Meisin güneyindeki münhasır ekonomik bölge konusunda halen ifade edilen Türk itirazını ciro edebilecek durumda olacaklar.
Türkler çabuk davrandı
Fileleftheros; Yunanistan ve Kıbrıs İçin Test Bafın Batısındaki Yataklar Konusunda Türk El Çabukluğu başlığıyla manşete çektiği haberinde, Türkiyenin bölgedeki hidrokarbon yatakları konusunda Güney Kıbrısın, Yunanistanın ve ABnin sabrını denemekte olduğunu savundu.
Türkiyenin, açıkladığı parsel haritalarını baskı görüp görmemesine göre değiştirdiğini öne süren gazete, Bafın batısına kadar uzanan 11 parseli için uluslararası petrol piyasasında imtiyaz hakkı, iki ve üç boyutlu araştırma ihaleleri ilan ettiğini, ihalelerin yaz döneminde yapılmasının hedeflendiğini yazdı.
Gazete, Türkiyenin 2008 yılında yayınladığı, Yunanistan ile Kıbrıs adası arasındaki bölgeyle ilgili haritayı ABnin baskısı üzerine 2009da değiştirdiğini, ancak Bafın batısında yer alan bir parselle ilgili haritayı değiştirmediğini öne sürdü.
Bafın güneybatısındaki bir parselinin; sözde Rum münhasır ekonomik bölgesindeki 6ncı ve 7nci parsellerin bir bölümünü de kapsadığını iddia eden gazete, Türkiye Bafın batısı ve güneybatısında parsellerle oyun oynayarak tepkileri ölçüyor ifadesini kullandı.
Alithia; Türkiye Gri Bölgede Oynuyor Türkiye Bafın Kuzeybatısında Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesini Enternasyonalize Etmeye Çalışıyor Lefkoşa Tepki Gösteriyor başlıklı haberinde, TPAOnun Meis Adasından Bafın batısına kadar uzanan bölgede 11 parselinde imtiyaz hakkı ihalesine Güney Kıbrıstan izin veya imtiyaz hakkı almadan çıktığını yazdı.
Güney Kıbrısın, Türkiyenin bu hareketinin yasadışı olduğu iddiasıyla uluslararası petrol şirketlerini de uyardığını hatırlatan gazete, Güney Kıbrıs ve Yunanistandaki diplomatik çevrelerin; Türkiyenin bu hareketinin BMnin Deniz Hukukunu görmezden geldiğinin göstergesi olarak yorumladıklarını yazdı.
Güney Kıbrısın uluslararası petrol piyasasına yönelik uyarısının; UBSnin Kıbrısı; İsrail açıklarındaki doğalgaz konusunda sıvılaştırılmış doğalgaz kabul terminali oluşturulması için muhtemel bölge olarak nitelemesinin hemen ardından yapıldığına dikkat çeken gazete, Hristofyasın konuyla ilgili açıklamasına da yer verdi.
Haberde; Güney Kıbrısın Mısır, İsrail ve Lübnanla münhasır ekonomik bölge sınırlarını belirleme anlaşmaları yaptığı, Yunanistan ile de böyle bir anlaşma yapması halinde; TPAOnun 4321 numaralı parselinde egemenlik haklarını kullanacağı da savunuldu.
Gazete, diplomatik kaynakların bu gazeteye yaptığı açıklamaya özetle şöyle yer verdi:
Unutmayınız ki Yunanistan ile Kıbrıs arasında muhtemel münhasır ekonomik bölge sınırları belirlemesi; orta çizgi ilkesiyle yapılacak ki bu; uluslararası hukukta genellikle Infra Legem olarak adlandırılıyor.
Bu olasılık 4321 bölgesindeki Türk araştırmalarının yasadışı olduğunu net şekilde söyleyebilir, ancak Yunan kayalıkları ve hatta Kastellorizonun (Meis) Yunan karasularından istisna olmamasını garanti etmez.
Türk dış politikası, Egede gri bölgeler yaratma çabasında veya Kıbrıs Cumhuriyetinin Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisindeki Kıbrıs egemenlik haklarını reddetmesinde bu olasılığı her zaman dikkate alıyor.
Politis; Türkiye İçin Münhasır Ekonomik Bölgeler Gri Kıbrıs Türkiyenin Hidrokarbon Yataklarıyla İlgili Hareketlerini Yakından İzliyor başlığıyla yansıttığı haberinde, Hristofyasın, Türk Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) petrol şirketlerine yönelik yaptığı imtiyaz hakkı dağıtma ilanının Deniz Hukukuna dayanmadığını ve TPAOnun imtiyaz dağıtma hakkına sahip olmadığını ileri sürdüğünü yazdı.
Habere göre, Türkiyenin denizdeki hidrokarbon yataklarına yönelik hareketlerini yakından izlediklerini açıklayan Hristofyas, Türkiyenin bu konudaki niyetleri konusunda gerek AB gerekse -Yunanistanı kastederek - konuya taraf ortak ile temas halinde olduklarını belirterek şunları söyledi:
Kıbrıs ile Yunanistan, Türkiyenin Münhasır Ekonomik Bölgemiz içerisindeki tehditlerini göğüslemek maksadıyla eşgüdüm içerisindedir.
Gazete, Hristofyasın, TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun Berlinde düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları toplantısında söylediklerine Rum tarafından gelen tepkilerinin yayınlanması fırsatını kullanarak, Türkiyeyi kendini beğenmişlik ve kincilikle suçladığını yazdı.
TPAOnun Kıbrıs Adasının kuzeyindeki deniz bölgesindeki faaliyetlerinin Kıbrıs sorununun çözüm çabalarıyla da alakalı olduğu savunulan haberde, Kıbrıs Türk tarafının kendi münhasır ekonomik bölge haklarının tanınmasını talep ettiği, TPAOnun hareketlerinin de Kıbrıslı Türklerin bölgedeki hidrokarbon yataklarına yönelik taleplerini güvence altına aldığı yorumunda bulunuldu, şöyle bir izah yapıldı:
Yani müzakerelerden sonra Kıbrıslı Rumlar için en kötü senaryo ortaya çıkarsa Kıbrıslı Türkler; Meisin güneyindeki münhasır ekonomik bölge konusunda halen ifade edilen Türk itirazını ciro edebilecek durumda olacaklar.
Türkler çabuk davrandı
Fileleftheros; Yunanistan ve Kıbrıs İçin Test Bafın Batısındaki Yataklar Konusunda Türk El Çabukluğu başlığıyla manşete çektiği haberinde, Türkiyenin bölgedeki hidrokarbon yatakları konusunda Güney Kıbrısın, Yunanistanın ve ABnin sabrını denemekte olduğunu savundu.
Türkiyenin, açıkladığı parsel haritalarını baskı görüp görmemesine göre değiştirdiğini öne süren gazete, Bafın batısına kadar uzanan 11 parseli için uluslararası petrol piyasasında imtiyaz hakkı, iki ve üç boyutlu araştırma ihaleleri ilan ettiğini, ihalelerin yaz döneminde yapılmasının hedeflendiğini yazdı.
Gazete, Türkiyenin 2008 yılında yayınladığı, Yunanistan ile Kıbrıs adası arasındaki bölgeyle ilgili haritayı ABnin baskısı üzerine 2009da değiştirdiğini, ancak Bafın batısında yer alan bir parselle ilgili haritayı değiştirmediğini öne sürdü.
Bafın güneybatısındaki bir parselinin; sözde Rum münhasır ekonomik bölgesindeki 6ncı ve 7nci parsellerin bir bölümünü de kapsadığını iddia eden gazete, Türkiye Bafın batısı ve güneybatısında parsellerle oyun oynayarak tepkileri ölçüyor ifadesini kullandı.
Alithia; Türkiye Gri Bölgede Oynuyor Türkiye Bafın Kuzeybatısında Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesini Enternasyonalize Etmeye Çalışıyor Lefkoşa Tepki Gösteriyor başlıklı haberinde, TPAOnun Meis Adasından Bafın batısına kadar uzanan bölgede 11 parselinde imtiyaz hakkı ihalesine Güney Kıbrıstan izin veya imtiyaz hakkı almadan çıktığını yazdı.
Güney Kıbrısın, Türkiyenin bu hareketinin yasadışı olduğu iddiasıyla uluslararası petrol şirketlerini de uyardığını hatırlatan gazete, Güney Kıbrıs ve Yunanistandaki diplomatik çevrelerin; Türkiyenin bu hareketinin BMnin Deniz Hukukunu görmezden geldiğinin göstergesi olarak yorumladıklarını yazdı.
Güney Kıbrısın uluslararası petrol piyasasına yönelik uyarısının; UBSnin Kıbrısı; İsrail açıklarındaki doğalgaz konusunda sıvılaştırılmış doğalgaz kabul terminali oluşturulması için muhtemel bölge olarak nitelemesinin hemen ardından yapıldığına dikkat çeken gazete, Hristofyasın konuyla ilgili açıklamasına da yer verdi.
Haberde; Güney Kıbrısın Mısır, İsrail ve Lübnanla münhasır ekonomik bölge sınırlarını belirleme anlaşmaları yaptığı, Yunanistan ile de böyle bir anlaşma yapması halinde; TPAOnun 4321 numaralı parselinde egemenlik haklarını kullanacağı da savunuldu.
Gazete, diplomatik kaynakların bu gazeteye yaptığı açıklamaya özetle şöyle yer verdi:
Unutmayınız ki Yunanistan ile Kıbrıs arasında muhtemel münhasır ekonomik bölge sınırları belirlemesi; orta çizgi ilkesiyle yapılacak ki bu; uluslararası hukukta genellikle Infra Legem olarak adlandırılıyor.
Bu olasılık 4321 bölgesindeki Türk araştırmalarının yasadışı olduğunu net şekilde söyleyebilir, ancak Yunan kayalıkları ve hatta Kastellorizonun (Meis) Yunan karasularından istisna olmamasını garanti etmez.
Türk dış politikası, Egede gri bölgeler yaratma çabasında veya Kıbrıs Cumhuriyetinin Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisindeki Kıbrıs egemenlik haklarını reddetmesinde bu olasılığı her zaman dikkate alıyor.
FACEBOOK YORUMLAR