Almanya'da Türklere vize tartışması
Almanya'da Türklere vize tartışması
Editör: Turkinfo.nl
18 Nisan 2012 - 21:10
Hıristiyan Birlik partilerinin Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Günter Krings, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Almanya için vize zorunluluğunu savundu.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Almanya için vize zorunluluğu gündemde kalmaya devam ediyor. Yeşiller Partisi, iktidara geldiği takdirde Türk vatandaşlarının vize sorununa köklü çözüm getireceğini vaat ediyor.
Muhafazakar Hıristiyan Birlik partileri ise vize yükümlülüğünün korunmasından yana. Hıristiyan Birlik partilerinin Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Günter Krings, Deutschlandradio´ya verdiği mülâkatta, bazı Türk gruplarının oluşturduğu organize suç şebekelerinin ve Almanyaya kaçak göç sorununun vize yükümlülüğünü bir zorunluluk haline getirdiği görüşünü savunuyor.
Sayın Krings, Almanya neden Türkiye ile Avrupa arasında var olan Ankara Ortaklık Antlaşmasından doğan hakları uygulamaya koymuyor?
KRINGS: Almanya şu an yürürlükteki yasaya riayet ediyor; ama bu, Türkiye için bir vize özgürlüğü doğacağı anlamına gelmiyor. Bunun bazı haklı gerekçeleri de var, örneğin Türk gruplarının dahil olduğu organize şuç şebekelerinin sayısına bakılacak olursa, bu durumun önemli bir sorun oluşturduğu görülür. Ayrıca Türkiyeden Almanyaya hâlâ çok fazla yasadışı göçün olduğunu saptıyoruz. Bu sorunlar mevcut oldukça ve özellikle Türkiye; Pakistan, Libya, Suriye gibi son derece sorunlu ülkelere vize özgürlüğü tanıdığı sürece inanıyorum ki Türkiyeye vize yükümlülüğünü muhâfaza etmek gerekiyor.
- Söylediğiniz ilk noktada kalacak olursak; Federal Meclise bağlı Bilim Hizmetleri Dairesi, bu ortaklık antlaşması hükümlerinin Türkler için AB ülkelerinde oturum hakkını içerdiğini tespit ediyor.
KRINGS: Evet ama, oturum hakkı demek, illa ki vize özgürlüğü anlamına gelmiyor. Bu tabii tartışma konusu. Birçok hukuki konuda olduğu gibi bu konuda da farklı görüşte olunabilir. Ancak konuyla ilgili bakanlıklarda, örneğin Federal İçişleri Bakanlığında görevli hukukçular, bu durumun mutlaka vize özgürlüğü anlamına gelmediğini saptıyorlar, bunu da açıkça ifade ediyorlar. Bu soruna tamamen hukuki açıdan yaklaşmamak lazım; siyasi olarak ve ülkemizin güvenliği açısından neyin doğru olduğunu söylememiz gerekiyor. Bu durumun nasıl yönetileceği, yani insanlara nasıl kolaylık sağlanacağı ise başka bir soru. Birkaç ay önce Ankarada bulunduğum sırada kendim de tanık oldum, bu konuda birçok kolaylık sağlanmış durumda. Vize almanın daha kolay hale geldiğini pekçok Türk de bana bizzat anlattı. Yani burada söz konusu olan, son derece modern ve gayet etkili bir sınır güvenlik mekanizması yaratmaktır.
- Alman Dışişleri Bakanının vize kolaylığı konusundaki açıklamasının birçok Türk vatandaşını sevindirdiğini söylüyorsunuz. Ama buna rağmen şu soru akla geliyor: Almanya gibi Türkiyenin en büyük ticaret ortağı bir ülke neden bu kadar sert bir tavır alıyor?
KRINGS: Yani biz sert tepki mi veriyoruz, bilmiyorum. Biz başka ülkelere de vize yükümlülüğü uyguluyoruz. Öte yandan yurt dışındaki birçok ülkeye seyahat etmek isteyen Almanların da vize alma zorunluluğu bulunuyor.
- Konunun geneline bakalım yeniden Sayın Krings! Geçen yıl Türkiyeden iş göçünün yıldönümü büyük etkinliklerle kutlandı. Almanyadaki Türklerin ülkeye katkısından sık sık övgüyle söz edildi. Ayrıca Türkiye dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri ve Almanyada Türkiye kökenli, iyi eğitimli üçüncü nesil, hâlâ burada kabul görmedikleri hissiyle Türkiyeye dönmek istiyor. Siz tavrınızla bu insanlara nasıl bir sinyal veriyorsunuz?
KRINGS: Yani tabii ki Türkiye sadece büyük bir ekonomiye değil, aynı zamanda çok güçlü bir şekilde gelişen bir ekonomiye sahip. Almanya´ya misafir işçi olarak gelen çok sayıda kişi nedeniyle de Türkiye ile kültürel bağlantılara da büyük önem veriyoruz. Ama Türkiyeye giden, sonradan yeniden Almanyaya dönenler de var; belki bunlar burada yaşamanın bazı farklı avantajları olduğunu fark ediyor. Bizim bu vize meselesini sembol bir konu olmaktan çıkartıp, pratik, uygulanabilir bir konu haline getirmemiz, bunun bir iç siyasi ve güvenlik sorunu olduğunu ve örneğin Türkiyenin sınır geçiş belgelerinde iyileştirmeler yapılmadığı sürece vize yükümlülüğünü korumamız gerektiğini söylememiz gerekiyor. ..Bazı kolaylıklar sağlamış durumdayız. Ticaretle uğraşanlar için yıllık vize sayısını artırdık, dış ticaret odalarını devreye soktuk, çok sık seyahat edenler için bireysel mülakat zorunluluğunu kaldırdık. Şimdi hatta tüm Türkiyede Schengen merkezleri açma niyetindeyiz. Yani Almanyaya giriş yaparken ciddi engeller çıkmaması için tüm mekanizma kolay uygulanabilir olacak.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına Almanya için vize zorunluluğu gündemde kalmaya devam ediyor. Yeşiller Partisi, iktidara geldiği takdirde Türk vatandaşlarının vize sorununa köklü çözüm getireceğini vaat ediyor.
Muhafazakar Hıristiyan Birlik partileri ise vize yükümlülüğünün korunmasından yana. Hıristiyan Birlik partilerinin Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Günter Krings, Deutschlandradio´ya verdiği mülâkatta, bazı Türk gruplarının oluşturduğu organize suç şebekelerinin ve Almanyaya kaçak göç sorununun vize yükümlülüğünü bir zorunluluk haline getirdiği görüşünü savunuyor.
Sayın Krings, Almanya neden Türkiye ile Avrupa arasında var olan Ankara Ortaklık Antlaşmasından doğan hakları uygulamaya koymuyor?
KRINGS: Almanya şu an yürürlükteki yasaya riayet ediyor; ama bu, Türkiye için bir vize özgürlüğü doğacağı anlamına gelmiyor. Bunun bazı haklı gerekçeleri de var, örneğin Türk gruplarının dahil olduğu organize şuç şebekelerinin sayısına bakılacak olursa, bu durumun önemli bir sorun oluşturduğu görülür. Ayrıca Türkiyeden Almanyaya hâlâ çok fazla yasadışı göçün olduğunu saptıyoruz. Bu sorunlar mevcut oldukça ve özellikle Türkiye; Pakistan, Libya, Suriye gibi son derece sorunlu ülkelere vize özgürlüğü tanıdığı sürece inanıyorum ki Türkiyeye vize yükümlülüğünü muhâfaza etmek gerekiyor.
- Söylediğiniz ilk noktada kalacak olursak; Federal Meclise bağlı Bilim Hizmetleri Dairesi, bu ortaklık antlaşması hükümlerinin Türkler için AB ülkelerinde oturum hakkını içerdiğini tespit ediyor.
KRINGS: Evet ama, oturum hakkı demek, illa ki vize özgürlüğü anlamına gelmiyor. Bu tabii tartışma konusu. Birçok hukuki konuda olduğu gibi bu konuda da farklı görüşte olunabilir. Ancak konuyla ilgili bakanlıklarda, örneğin Federal İçişleri Bakanlığında görevli hukukçular, bu durumun mutlaka vize özgürlüğü anlamına gelmediğini saptıyorlar, bunu da açıkça ifade ediyorlar. Bu soruna tamamen hukuki açıdan yaklaşmamak lazım; siyasi olarak ve ülkemizin güvenliği açısından neyin doğru olduğunu söylememiz gerekiyor. Bu durumun nasıl yönetileceği, yani insanlara nasıl kolaylık sağlanacağı ise başka bir soru. Birkaç ay önce Ankarada bulunduğum sırada kendim de tanık oldum, bu konuda birçok kolaylık sağlanmış durumda. Vize almanın daha kolay hale geldiğini pekçok Türk de bana bizzat anlattı. Yani burada söz konusu olan, son derece modern ve gayet etkili bir sınır güvenlik mekanizması yaratmaktır.
- Alman Dışişleri Bakanının vize kolaylığı konusundaki açıklamasının birçok Türk vatandaşını sevindirdiğini söylüyorsunuz. Ama buna rağmen şu soru akla geliyor: Almanya gibi Türkiyenin en büyük ticaret ortağı bir ülke neden bu kadar sert bir tavır alıyor?
KRINGS: Yani biz sert tepki mi veriyoruz, bilmiyorum. Biz başka ülkelere de vize yükümlülüğü uyguluyoruz. Öte yandan yurt dışındaki birçok ülkeye seyahat etmek isteyen Almanların da vize alma zorunluluğu bulunuyor.
- Konunun geneline bakalım yeniden Sayın Krings! Geçen yıl Türkiyeden iş göçünün yıldönümü büyük etkinliklerle kutlandı. Almanyadaki Türklerin ülkeye katkısından sık sık övgüyle söz edildi. Ayrıca Türkiye dünyanın en güçlü ekonomilerinden biri ve Almanyada Türkiye kökenli, iyi eğitimli üçüncü nesil, hâlâ burada kabul görmedikleri hissiyle Türkiyeye dönmek istiyor. Siz tavrınızla bu insanlara nasıl bir sinyal veriyorsunuz?
KRINGS: Yani tabii ki Türkiye sadece büyük bir ekonomiye değil, aynı zamanda çok güçlü bir şekilde gelişen bir ekonomiye sahip. Almanya´ya misafir işçi olarak gelen çok sayıda kişi nedeniyle de Türkiye ile kültürel bağlantılara da büyük önem veriyoruz. Ama Türkiyeye giden, sonradan yeniden Almanyaya dönenler de var; belki bunlar burada yaşamanın bazı farklı avantajları olduğunu fark ediyor. Bizim bu vize meselesini sembol bir konu olmaktan çıkartıp, pratik, uygulanabilir bir konu haline getirmemiz, bunun bir iç siyasi ve güvenlik sorunu olduğunu ve örneğin Türkiyenin sınır geçiş belgelerinde iyileştirmeler yapılmadığı sürece vize yükümlülüğünü korumamız gerektiğini söylememiz gerekiyor. ..Bazı kolaylıklar sağlamış durumdayız. Ticaretle uğraşanlar için yıllık vize sayısını artırdık, dış ticaret odalarını devreye soktuk, çok sık seyahat edenler için bireysel mülakat zorunluluğunu kaldırdık. Şimdi hatta tüm Türkiyede Schengen merkezleri açma niyetindeyiz. Yani Almanyaya giriş yaparken ciddi engeller çıkmaması için tüm mekanizma kolay uygulanabilir olacak.
FACEBOOK YORUMLAR