Almanya'da hükümet düştü: Üçlü koalisyon dağıldı, Almanya yeniden seçime gidiyor!
Almanya'da hükümet düştüi: Üçlü koalisyon dağıldı, Almanya yeniden seçime gidiyor! 3 yıl süren üç partili hükümetin 12 Kasım itibarıyla sonuna gelindi. Almanya 23 Şubat tarihinde yeniden seçime gidecek.
Almanya'da hükümet ve ana muhalefet partileri erken seçimin 23 Şubat'ta yapılması için anlaştı
Almanya'da hükümetin dağılmasının ardından Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve ana muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) Partileri erken seçimin 23 Şubat 2025'te yapılması için anlaştığı bildirildi.
Alman basınındaki haberlere göre SPD, Yeşiller ve CDU/CSU partilerinin meclis grupları erken seçim tarihi konusunda anlaştı.
Varılan anlaşmaya göre erken seçimler 23 Şubat 2025'te yapılacak. Ancak bu konuda nihai kararı Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier verecek.
Ülkede erken seçime gidebilmesi için önce Başbakan Olaf Scholz'un Federal Meclisten güven oyu istemesi gerekiyor. Başbakanın güven oyu alamamasının ardından cumhurbaşkanının 21 gün içinde meclisi feshetmesi, 60 gün içinde seçime gidilmesi gerekiyor.
Başbakan Scholz, 6 Kasım'da Almanya'daki hükümet ortakları SPD ile Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) temsilcileriyle yaptığı toplantıda, FDP Genel Başkanı da olan Maliye Bakanı Christian Lindner'i görevden almıştı.
Toplantının ardından FPD, hükümette yer alan bakanlarını geri çekmiş ve renklerinden dolayı "trafik ışığı koalisyonu" olarak adlandırılan hükümet dağılmıştı.
Almanya'da 8 Aralık 2021’te göreve gelen ve normalde 28 Eylül 2025 Federal Meclis seçimlerine kadar sürmesi planlanan 3 partili federal hükümette sona gelindi. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un üyesi olduğu Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD), Yeşiller ve Hür Demokratik Partiden (FDP) oluşan koalisyon uzun bir süredir gerileme trendini sürdürüyordu. Son olarak haziranda Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde ve eylülde Almanya’nın doğusundaki 3 eyalet meclisi seçimlerinde, koalisyon partileri ciddi gerilemeler yaşadı. Yeşiller Thüringen’de, FDP ise hem Thüringen hem de Saksonya eyaletlerinde seçim barajını dahi geçemedi ve ilgili eyalet meclislerine giremedi. Buradaki başarısızlıklar ve FDP’nin federal düzlemdeki güncel anketlerde de yüzde 5 seçim barajını geçememesi, partiyi sonbaharda önemli kararlar alacağı söylemlerine yöneltti.
Geride bırakılan 3 yıl boyunca çeşitli vesilelerle koalisyon içerisindeki tartışmalar ve görüş ayrılıkları kamuoyunu meşgul ederken, bu durum, Scholz’un kişisel popülaritesi başta olmak üzere diğer ortakların toplumsal desteğini de eritti. Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrası Almanya’da yaşanan başta enerji krizi, enflasyonda artış ve ekonomide devam eden durgunluk, koalisyona yönelik hoşnutsuzluğu artırdı.
Yaşanan son kriz ve üçlü koalisyonun sonu
Son olarak FDP Genel Başkanı ve Federal Maliye Bakanı Christian Lindner’in 1 Kasım’da kamuoyuna yansıyan “Temel Ekonomi Belgesi”, diğer koalisyon ortaklarının pek kabul edemeyeceği politika içeriklerinden oluşuyordu. Örneğin yüksek gelirlilerden alınan spesifik bir vergi olan “dayanışma ödeneğinin” düşürülmesi veya sosyal ödemelerde kısıtlamalara gidilmesi gibi öneriler dikkati çekiyordu. Öncesinde Maliye Bakanı ve Başbakan'ın ekonomi çevreleriyle ayrı ayrı toplantılar gerçekleştirmeleri de koalisyonun sonunun yaklaştığı görüşünü güçlendiriyordu.
Gelinen aşamada ekonomi ve 2025 bütçesine ilişkin görüş ayrılıkları büyüdü ve bu ayrışma ABD başkanlık seçimlerinin netleştiği 6 Kasım tarihinde zirveye ulaştı. Koalisyon partilerinin önde gelen isimlerinin bir araya gelmeleri sonrası Başbakan Scholz çarşamba akşamı basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier'e Almanya’ya “zarar gelmesini önlemek için Christian Lindner'in Federal Maliye Bakanı olarak görevden alınmasını” önerdiğini ve böylelikle FDP ile işbirliğinin sona erdiğini belirtti. Scholz ayrıca güven kaybı sebebiyle birlikte çalışmanın mümkün olmadığını sözlerine ekledi. Yaptığı açıklamada Lindner’e yönelik alışagelmedik bir şekilde eleştirel ve sert yaklaşan Scholz, Maliye Bakanı’nın geçmişte de sürekli koalisyona yönelik engeller çıkardığını, güvenini sarstığını ve koalisyondan ziyade parti odaklı hareket ettiğini ileri sürdü. Scholz’un bu sert sözleri, FDP’nin geçmişte tercih ettiği engelleyici tavrına karşı benimsediği uzlaşı yanlısı yaklaşımından ciddi olarak ayrıştığını gösterdi. Scholz’un Lindner’e yönelik bu farklılaşan tutumu ise partisinde olumlu karşılık buldu ve kendisinden beklenen liderlik rolünü sonunda üstlendiği yönünde değerlendirmeler yapıldı.
Maliye Bakanı Lindner ise kendisinin ekonomiyi canlandırma odaklı önerilerinin SPD ve Yeşiller tarafından kabul edilmediğini belirtti ve Scholz’un uzlaşı önerilerinin ise ekonomik durgunluğa yönelik yetersizliğine işaret etti. Lindner ayrıca Scholz’u FDP ile koalisyonu bitirmeye yönelik planlı adım atmakla itham ederek kendisine yapılan uzlaşı önerilerinin ise kabul edilemez olduğunu açıkladı. Örneğin bütçe kapsamında borç freninin askıya alınması talebi, Lindner tarafından “görev yemini ile bağdaşmayacağı” gerekçesiyle reddedildi. Bu husus geçmişte de en çok görüş ayrılıklarının yaşandığı konu oldu.
Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck (Yeşiller) de ayrışmaların yer aldığı ilgili konulara yönelik olası çözümlerin olduğunu fakat FDP’nin bu olasılıklara yaklaşmadığını açıkladı. Örneğin Ukrayna’ya yönelik yardımlarda Lindner’in engeller çıkardığını, bütçe kapsamındaki borç frenini sürdürme yanlısı olduğunu ileri sürdü. Habeck’e göre bütçe açığının kapanmasına yönelik uzlaşının sağlanamadığı bilhassa vurgulandı.
Ana muhalefet konumundaki CDU/CSU’nun Başbakan adayı ve CDU lideri Friedrich Merz ise üçlü koalisyonun çoğunluğu kaybettiğini, mevcut yasama döneminin sona erdiğini, en kısa sürede erken seçimin yapılması gerektiğini, fakat Scholz’un arzuladığı gibi Mart 2025’e kadar beklenmemesi gerektiğini ısrarla belirtti.
FACEBOOK YORUMLAR