"Ağlayan gelinler" dağları şenlendirdi
Doğu ile Güneydoğu Anadolu bölgelerinin bazı kesimlerinde doğal olarak yetişen, "ağlayan gelin" denilen ters laleler, Şanlıurfa'nın Karacadağ bölgesinde tabloları aratmayan görüntüler oluşturdu Siverek Doğal Çiçek Üreticileri Birliği Başkanı Kıran: "Burayı Karacadağ'ın bitkilerine özgü bir botanik bahçesi haline getirmeyi düşünüyoruz"
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesine 50 kilometre mesafedeki bin 919 rakımlı Karacadağ bölgesinde, az sayıda üretici tarafından ters lale yetiştiriliyor. Ters laleler, Karacadağ eteklerindeki tarlalarda tabloları aratmayan görüntüler oluşturuyor.
Siverek Doğal Çiçek Üreticileri Birliği Başkanı Sedat Kıran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "ağlayan gelin" denilen, önceden bölgede doğal olarak yetişen ters lalelerin, yılın bu dönemlerinde çiçek açarak arazileri renklendirdiğini söyledi.
Bölgede üç çeşit lale bulunduğunu anlatan Kıran, "Üreticilerimiz iyi ürün elde etmek için çalışmalar yapıyor. Bu bitki, buradan alınıp yurt dışında süs bitkisi olarak ve ilaç ile kozmetik sanayinde kullanılıyor. Duyarlı vatandaşlar olarak kendi imkanlarımızla bu bitkileri ayakta tutmaya çalışıyoruz. Tüm imkansızlıklara rağmen Karacadağ'a özgü soğanlı bitkilerin hepsini üretmeye çalışıyoruz. Burayı Karacadağ'ın bitkilerine özgü bir botanik bahçesi haline getirmeyi düşünüyoruz." dedi.
Bölgede yaklaşık 1 milyon ters lale soğanı üretimi yapıldığını dile getiren Kıran, bu bitkinin ekonomik getirisinin yüksek olduğunu vurguladı.
Az sayıdaki çiftçinin üretimi sürdürmeye çalıştığını ifade eden Kıran, şöyle konuştu:
"2000 yılından itibaren Hollanda direkt burayla irtibatlı olarak Türkiye'deki büyük firmalar aracılığıyla ciddi anlamda lale soğanı aldı. Bu sayede üreticiler de ciddi ekonomik getiri elde etti. Son yıllarda ise Hollanda artık bizden aldığı soğanlarla üretime geçti ve alımı durdurdu. Bu nedenle de üreticiler ciddi anlamda sıkıntılar yaşıyor. Pazar sıkıntısı yaşıyoruz, ürettiklerimizi satamıyoruz. İhraç edemediğimizden, peyzaj anlamında kullanılması gereken bu süs bitkilerinin bölge belediyeler tarafından alınmasını istiyoruz. Destek sağlanmazsa önümüzdeki birkaç yıl içinde bölgenin önemli değeri olan laleleri artık kaybedeceğiz."
- "Gönlümüz sökmeye razı değil"
Üreticilerden Hamza Ağan (55) ise bölgede insanların genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraştığını, geçmişte kimsenin ters lalenin önemini bilmediğini söyledi.
Bölge halkının 1990'lı yıllara kadar ekinlere zarar vermemesi için ters laleleri koparıp attığını anlatan Ağan, şöyle devam etti:
"Birkaç yıl önce bölgeye gelen bir kişi, bizden bunları parayla almak istedi. Tabii bunların satılmasının yasak olduğunu bilmiyorduk. Yetkililer gelip bizi bu konuda bilgilendirdiler ve belge verdiler. Bölgeye gelen akademisyenler, bu bitkiyi geliştirmemizi sağladı. Şimdi birkaç arkadaşla bunlara sahip çıkmaya çalışıyoruz ama ürünlerimizi satamadığımız için mağduriyet yaşıyoruz. Üretimi sürdürebilmemiz için yetkililerimizden destek bekliyoruz. Normalde burada her yerde lale açardı ama artık kalmadı. Biz de diğer çiftçiler gibi bu bitkiyi söküp yerine mercimek ekebiliriz ama buna gönlümüz razı gelmiyor."
- "Ekonomiye kazandırılması gerekiyor"
Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Botanik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Akan da ters lalenin çiçekçilik sektörü için önemli bir ilkbahar bitkisi olduğunu belirtti.
Ters lalenin Türkiye'de özellikle Hakkari, Adıyaman ve Şanlıurfa'da doğal olarak yetiştiğine işaret eden Akan, bitkinin soğanlarının yurt dışına satıldığını dile getirdi.
Bitkinin kullanım alanlarına değinen Akan, şunları kaydetti:
"Bu bitkinin biyolojik mücadelede kullanıldığını görüyoruz. Bitkinin kokusu köstebekleri rahatsız ediyor. Ayrıca kutsallığı olan bir bitki, Avrupa'da, Hristiyan ülkelerinde kilise çevrelerinde dikilir. Şanlıurfa'da özellikle Karacadağ bölgesinde kültüre alındığını görüyoruz. Ekonomiye kazandırılması için çalışmalar yapılması gerekiyor. Başta Şanlıurfa olmak üzere tüm ilçelerindeki refüjlerde yaygınlaştırılması lazım. Yurt dışından süs bitkileri ihraç edeceğimize, bölgemizde yetişen, yörenin ekolojik şartlarına haiz bu bitkilerin üretilmesi ve ekonomiye kazandırılması gerekir."
FACEBOOK YORUMLAR