AB gündemini 2020'de 'Brexit' ve 'iklim politikaları' belirleyecek
İngiltere, AB'den 31 Ocak 2020'de ayrılmış olacak, daha sonra ticari müzakereler odağında geçiş süreci başlayacak.
Avrupa Birliği (AB) gündeminde 2020'de İngiltere'nin Birlik'ten ayrılışı (Brexit) ve iklim değişikliğiyle mücadele üst sıralarda yer alacak.
Avrupa gündemini 3,5 yıldır meşgul eden ve yılan hikayesine dönen Brexit'te tünelin ucu gözüktü.
Kara Avrupası'nın karşı kıyısında, geçen aralık ayında yapılan erken seçimlerde, Muhafazakar Boris Johnson'ın tekrar Başbakan seçilmesiyle, İngiltere 31 Ocak'ta Birlik'ten ayrılacak.
İngiltere siyasi arenada bir değişiklik olmaması halinde AB'yi terk eden ilk üye olacak.
Öte yandan, Londra ile Brüksel arasındaki "boşanmanın" ardından devam edecek ticaret müzakerelerinin sancılı geçmesi bekleniyor.
Doğu-Batı ayrışması derinleşiyor
Vişegrad dörtlüsü olarak bilinen Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya belli başlı konularda AB politikalarına muhalif bir görüntü çizdi ve bu çizgiyi sürdürmeleri bekleniyor.
Özellikle, Polonya ve Macaristan'da yükselen göçmen karşıtlığı, sağcı politikalar ve hukukun üstünlüğü alanından yaşanan tartışmalar, Batı ülkelerinin tepkisini çekiyor.
Doğu Avrupa ülkeleri ise Birlik bütçesinden kendilerine yeterince yatırım yapılmadığı veya bütçede kendi ihtiyaçları olan kalemlere yeterince pay ayrılmadığı konusunda şikayetçi.
AP'nin 2018'de, Macaristan için üye ülkelere uygulanabilecek en ciddi yaptırım olan 7'nci maddenin devreye sokulmasını öngören kararı kabul etmesi, Birlik içindeki çatlağı derinleştirdi.
Üye ülkenin AB Konseyindeki oy hakkının elinden alınmasını öngören ve "nükleer seçenek" olarak adlandırılan 7'nci maddenin Polonya'dan sonra Macaristan için devreye sokulması ihtimaline Budapeşte, "Şantajlara boyun eğmeyeceğiz." yanıtını verdi.
Cezai yaptırım uygulanabilmesi için ilerleyen süreçte diğer tüm üye devletlerin onayı gerekiyor. Polonya ve Macaristan'ın AB Konseyindeki nihai oylamada birbirlerini desteklemesi öngörüldüğünden 7'nci maddenin işletilebilmesi uzak ihtimal olarak değerlendiriliyor.
İklim değişikliği ön planda
Brüksel iklim değişikliği politikalarına odaklanarak, dünyada bu konuda öncü olmayı hedefliyor.
AB genelinde karbon salınımını 2050'ye kadar sıfırlamayı planlayan AB'nin bu hedefinin önünde şimdilik bazı engeller bulunuyor.
Örneğin, enerjide kömüre bağımlı Polonya ve Birliğin daha yoksul ülkeleri, karbon salınımıyla ilgili planların uygulanması konusunda ek süre istiyor ya da ayak diriyor.
Transatlantik ilişkiler alarm veriyor
ABD Başkanı Barack Obama döneminde AB'nin "güvenilir müttefik" olarak nitelendirdiği ABD, Başkan Donald Trump döneminde ise "öngörülemez müttefike" dönüştü.
Bunun nedenleri arasında, Trump'ın, AB'nin sahiplendiği ve yoğun çaba harcadığı İran Nükleer Anlaşması ve Paris İklim Anlaşması'ndan çekilerek Avrupalı müttefiklerini yarı yolda bırakması sayılabilir.
Ayrıca Trump, Avrupa'nın önde gelen devletlerini sık sık NATO'ya yeterince finansal kaynak sağlamamakla suçluyor.
Başkan Trump'ın, Rusya'nın Almanya'ya doğal gaz ihracatını artırmayı hedefleyen Kuzey Akım 2 boru hattının inşasında yer alan firmalara yaptırım uygulanacağını öngören planı da başta AB'nin lokomotif gücü Almanya'nın tepkisine yol açtı.
Eski İsveç Başbakanı Carl Bildt ve Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nin (ECFR) direktörü Mark Leonard, ortak kaleme aldıkları makalede, AB'nin gelecek dönemde karşılaşacağı sınamalara dikkat çekti.
Bildt ve Leonard, Rusya, Çin ve ABD'nin uluslararası kurumları sarsmasının Avrupa üzerindeki baskıyı artıracağına dikkati çekerek, Trump yönetiminin AB'ye karşı ticaret savaşları kartını da sürekli masada tuttuğunu anımsattı.
Birliğin yeni yüzleri
AP seçimlerinin ardından AB Komisyonu Başkanlığına Alman Ursula von der Leyen, AB Konseyi Başkanlığına Belçikalı Charles Michel ve AP Başkanlığına İtalyan David Sassoli atandı.
Von der Leyen, Macar, Fransız ve Rumen Komisyon üyesi adaylarının, AP'de güvenoyu alamaması nedeniyle göreve aralıkta, bir ay gecikmeyle başladı.
Ayrılığın eşiğindeki İngiltere'nin de Komisyonda görev yapacak bir isim seçmesi gerekiyordu ancak Başbakan Johnson, tüm ısrarlara rağmen kimseyi aday göstermeyeceğini açıkladı.
Avrupa Merkez Bankasının ilk kadın başkanı ise Christine Lagarde oldu.
Bu isimler AB'nin gelecek 5 yılını şekillendirecek.
AB'nin genişle(yeme)mesi
Balkanlar'da artan Rusya, Çin ve Türkiye etkisinden rahatsız olan AB, bu coğrafyada nüfuzunu artırmanın yollarını arıyor.
Bu kapsamda AB ile üyelik müzakerelerine başlayan Sırbistan (2011) ve Karadağ (2013) üyelik yolunda ilerlerken, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk ise Brüksel'den müzakerelere başlamak için verdiği sözü tutmasını istiyor.
Birliğin genişlemesine karşı olan ve bunun yeni kurallara bağlanmasını isteyen Fransa'yı, Hollanda ve Danimarka gibi üyeler de destekliyor.
Yeni AB Komisyonu Başanı von der Leyen ise Birliğin kapısında bekleyen Üsküp ve Tiran ile müzakerelerin başlatılmasından yana.
Türkiye ile ilişkiler
Türkiye'nin iş birliğine açık tutumu ve iyi niyetli adımları, geçen yıl Ankara-Brüksel hattında kara bulutları dağıtmaya yetmezken, bu yıl farklı parametrelere bağlı olarak şekillenecek.
İlişkileri belirleyecek başlıklar, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin sondaj faaliyetleri, Suriye politikaları ve Türkiye'nin Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanları Mutabakatı olacak.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan'ın kaygılarının esiri olan AB, Ege'de olduğu gibi Doğu Akdeniz'de de Türkiye'nin tezlerine kulak tıkayarak sık sık kınama mesajları yayımladı ve Türkiye-AB üst düzey görüşmelerini askıya aldığını duyurdu.
Türk vatandaşlarına vize muafiyeti tanınması ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesinde isteksiz gözüken AB, Türkiye'ye taahhüt ettiği Suriyeli sığınmacılara yönelik 6 milyar avronun henüz yarısını bile aktaramadı.
İkili ilişkilerde zaman zaman güven zedeleyici açıklamalar yapan Brüksel, önemli ticari ortağı, terör ve göçle mücadele konularındaki müttefiki Türkiye'ye olan ihtiyacını ise göz ardı edemiyor.
2019'un son ayında göreve başlayan yeni AB liderlerinin Türkiye'nin tezlerine yaklaşımı ilişkilerde belirleyici unsur olacak.
Dönem başkanları: Hırvatistan ve Almanya
Hırvatistan altı ay yürüteceği AB Konseyi Dönem Başkanlığını Finlandiya'dan yıl başında devraldı.
Bu ülkenin "Zorlu Bir Dünyada Güçlü Bir Avrupa" sloganı ile yürüteceği Dönem Başkanlığı süresince, Batı Balkan ülkelerinin AB'ye entegrasyonunun yanı sıra AB'nin 2021-2027 dönemine ilişkin bütçesinin belirlenmesi ve Brexit gibi önemli kararların alınması bekleniyor.
Hırvatistan, AB'ye üye olduktan altı yıl sonra devraldığı Dönem Başkanlığını 30 Haziran'da Almanya'ya devredecek.
FACEBOOK YORUMLAR