46 bin satır kod yazarak yerli ve milli işletim sistemi geliştirdi
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi Muhammed Ümit Aksoylu, 8 ayda 46 bin satır kod yazarak Linux çekirdeğinden Unix'e geçirilmiş mobile yönelik kişisel kullanım için geliştirilen kapalı kaynak kodlu işletim sistemi üretti.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi Muhammed Ümit Aksoylu, 46 bin satır kod yazarak Linux çekirdeğinden Unix'e geçirilmiş mobile yönelik kişisel kullanım için geliştirilen kapalı kaynak kodlu işletim sistemi yaptı.
Aksoylu'nun, KOÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yaşar Becerikli danışmanlığında hazırladığı "Linux Çekirdeği ile Mobil İşletim Sistemi Geliştirilmesi" adlı proje, TÜBİTAK 2242 Üniversite Öğrencileri Araştırma Proje Yarışması Türkiye finallerinde Bilgi ve İletişim Teknolojileri kategorisinde üçüncülük ödülü kazanarak TEKNOFEST'te sergilendi.
Aksoylu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, işletim sistemi geliştirmek için çalıştığını belirterek bölüm bitirme projesi olarak Prof. Dr. Becerikli danışmanlığında Linux çekirdeğiyle işletim sistemi geliştirilmesi için çalışmayı yaptığını söyledi.
TÜBİTAK 2242 Üniversite Öğrencileri Araştırma Proje Yarışması'na bu şekilde katıldıklarını ifade eden Aksoylu, daha sonra bunu işletim sistemini Unix tabana taşıdığını kaydetti.
Aksoylu, bu sayede kapalı kaynak koda sahip işletim sistemi ürettiklerini belirterek şöyle devam etti:
"Türkiye'de ilk kapalı kaynak koda sahip. Bunun önemi, kodları kimseyle paylaşmak zorunda değiliz. Ticari olarak paylaşılabilir. Örneğin, Mac'in işletim sistemi Mac OS X, tıpkı bizim gibi kapalı kaynak kodlu Unix kullanıyor. Normalde bu 10 aylık bir emek ama 8 aylık çalışma var. Araştırma projem dokümandı 80 sayfalık bir tez, 80 sayfa da başka bir tez yazdım. Araştırma yazarken bir yandan kod yazdık bir yandan da tasarımıyla uğraştım. Kaç satır kod yazdığımı öğrenmek için de bir program yazdım. Yaptığım işletim sistemi için 46 bin satır kod yazmışım."
"Tamamen dışa bağımlılıktan bizi soyutlayan bir işletim sistemiyle karşı karşıyayız"
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecini fırsata çevirerek, eve kapanıp çalıştığını belirten Aksoylu, günde en az 8 saat kod yazdığını söyledi.
Aksoylu, kod yazımı dışında da günde 6 saat araştırma yaptığını belirterek şöyle devam etti:
"Bilmediğiniz bir kodu yazamazsınız. Hatta yazdığım kodun en az 3 katı da kaynak okudum. Windows ve Mac gibi kendi ara yüzümüzü tasarladım. Bu işletim sisteminin kendine ait uygulama menüsü var, kendine ait uygulama programı var, hatta Google Play Store gibi uygulama marketi de var. Tamamen dışa bağımlılıktan bizi soyutlayan bir işletim sistemiyle karşı karşıyayız çünkü kendi marketine sahip olduğu için ileride bizim geliştireceğimiz bir platformla diğer yazılım geliştiriciler bu platforma uygulama geliştirip markete koyabilecek. Sistem market dışındaki uygulamaları desteklemediği için tamamen dıştan yalıtılmış, dışarıya veri alıp göndermeyen bir işletim sistemi. Dışarıdan uygulama indirip kuramadığınız için drojenlerin de yüzde 80'i bu yolla bulaştığı için hacklenme anlamında koruma sağlıyor."
Mac ve Windows bilgisayarlarda sistemin çalışabildiğini ifade eden Aksoylu, geliştirdiği sistemin Unix tabanlı çekirdeği olduğu için kredi kartı büyüklüğündeki gömülü bilgisayarda dahi kendi ara yüzüyle çalışabildiğini söyledi.
"Bizim işletim sistemimizi kullanmak isteyen birkaç belediyeyle görüşüyoruz"
Aksoylu, şu anki ara yüzü ofis, iş ve multimedyada kullanmak amacıyla yaptığını dile getirerek şunları kaydetti:
"Geliştirdiğimiz işletim sistemi basit, sadelik güzelliktir. Biz Türk Windows'u, Türk Apple'ı olmak istiyoruz, buna 'kızıl elma' da diyebiliriz. Türkiye'de kapalı kaynak kodlu kendi sistemlerimizin, stratejik noktalar, askeri sistemler ve ofis bilgisayarları gibi birçok alanda kullanılabilecek bir sistem olmasını amaçlıyoruz. Zaten şu anda bizim işletim sistemimizi kullanmak isteyen birkaç belediyeyle görüşüyoruz. Bu anlamda işletim sistemimizi denemek, geliştirmek ve bize katılmak isteyen herkesi bekliyoruz."
Aksoylu, işletim sistemini dışarıdan almayarak dövizin yurt içinde kalmasının sağlanabileceğini anlatarak, hem ekonomik hem de güvenlik açısından yerli işletim sisteminin önemine işaret etti.
"Geliştirilen sistemin en önemli noktası, bize ait olması"
Prof. Dr. Becerikli de 2006 yılında bu alanda bölüm olarak bir çalışma yaptıklarını belirterek gelinen süreçte Muhammed Ümit'e de bu alanda çalışması konusunda tavsiyelerde bulunduğunu söyledi.
Muhammed Ümit'in kapasitesinin yüksek olması dolayısıyla kısa sürede bu altyapıyı geliştirdiklerini ifade eden Becerikli, işletim sisteminin ülkelerin kritik anlamdaki teknolojilerinden biri olduğunu bildirdi.
Becerikli, teknolojik her türlü cihazın işletim sistemi üzerine bina edildiğini dile getirerek şöyle devam etti:
"İşletim sistemi, çip üretiminden sonra en önemli ürünlerden biridir. 14 yıl önce bu amaçla çalışmaya başladık. Üniversite olarak ürün ortaya koymak için faaliyet yürüttük. Ümit'le bizim amacımız, gerçek zamanlı işletim sistemlerine yani gömülü donanımlara hitap etmek. Gömülü donanım üzerinde geliştirilecek işletim sistemleri, gerçek zamanlı mimaride olması gerekiyor. Bu tür işletim sistemleri mobil cihazlardan tutun da savunma sanayisine kadar tüm alanlarda kullanılması zorunludur. Bu alanda TÜBİTAK'ın gerçek zamanlı işletim sistemi konusunda çalışması ve neticesi var."
Kabiliyetli öğrencileri bu alana yönlendirdiklerini aktaran Becerikli, üniversitede bu konuda bir ekip oluşturmayı planladıklarını kaydetti.
"Geliştirilen sistemin en önemli noktası bize ait olması." diyen Prof. Dr. Becerikli, "Bizim amacımız şu anda Andorid veya İOS bir cep telefonu üzerinde yapılabilecek tüm fonksiyonları gerçekleştirmektir. Buna ilave olarak birçok fonksiyon ekleme imkanımız var. Bunu bize ait farklı bir felsefeye de döndürebiliriz. Bunun üzerine çalışmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
FACEBOOK YORUMLAR