21 Şubat uluslar arası anadil günü
21 Şubat uluslar arası anadil günü
Ana dil olgusu milli kültürün korunması ve yaşatılması konusunda en önemli faktörlerden birisidir. Bu kapsamda, Anadilimiz olan Türkçemizin ülkemizin birlik ve bütünlüğü konusunda önemi bir kez daha ortaya çıkarken; özellikle yurtdışında yaşayan Türklerin kimliklerini korumalarında da büyük bir görevi yerine getirdiğine şüphe yoktur.
Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu (BGF) olarak, asıl faaliyet alanımız olan Balkanlardaki Türk azınlıklarının; anadilleri konusunda yaşadıkları sıkıntıları kamuoyuyla paylaşmayı görev bilmekteyiz.
Her ne kadar, Soğuk Savaş dönemi 20 yıl önce sona ermiş ve Balkan ülkelerinde demokratikleşme süreçleri hızla yaşanmış olsa da, Balkan Türklerinin azınlık haklarını elde etme konusunda halen pek çok sıkıntı yaşadıkları görülmektedir.
* Bulgaristan örneğine bakıldığında; Balkan Türkleri içerisinde en fazla sorun yaşayan topluluklardan biri olduğu görülmektedir. 1 milyon civarında Türkün yaşadığı Bulgaristanda; Türkçemiz, çocuklarımıza zorunlu seçmeli ders olarak haftada 4 saat okutulmaktadır. Türkçeyi seçen bir öğrenci, başka bir yabancı dili seçememektedir. Türkçe ders kitaplarının ise, çok eski tarihlerde basılmış olması ayrı bir sorun olmakla birlikte, bölgeye yönelik güncellenmiş Türkçe kitapları göndermemiz konusunda da bir takım bürokratik engellere takılmaktayız. Ayrıca, Bulgaristanda Türkçe basın-yayın faaliyetleri konusunda da muazzam bir yetersizlik kendisini göstermektedir.
* Batı Trakyada da ana dilde eğitim konusunda pek çok sorunlar yaşanmaktadır. Anaokulu anlamında, Türkçe eğitim verilmezken, Yunanlı yetkililer bu konuda bulunulan talepleri göz ardı etmektedir. Batı Trakya Türklerine yönelik Türkçe ve Yunanca eğitim yapan azınlık okulları mevcutsa da, bu noktada öğretmen sıkıntısı çekilmektedir. Öğretmenlerin pek çoğunun Yunanca eğitim yapan okullardan mezun olarak görevlerine başlamaları, öğretmenlerimizin Türkçe ders anlatımı konusunda sorun yaşamalarına neden olmaktadır. Batı Trakyada her geçen gün Türk azınlık arasında eskiden hoca vardı, ders kitabı yoktu. Şimdi ise ders kitabı var ama hoca yok fikri yaygınlaşmaktadır. Bölgedeki soydaşlarımız basın-yayın faaliyetleri konusunda ciddi anlamda yol almış olsalar da, halen istenilen düzeye ulaşılamamıştır.
*Makedonyada da farklı gerekçelerle Türkçemiz pek çok sorun yaşamaktadır. Makedonya Türklerinin demografik anlamda ülkenin değişik yerlerine dağılmış olmalarına Makedonya Devletinin sınırlı bütçe imkânlarının eklenmesi, Türk dilinde eğitim verecek okulların açılmasının önündeki en büyük engellerdendir. Hâlihazırda Türkçe eğitim yapan okullarda ise, öğretmen eksikliğine paralel olarak, okullarda Türkçe ders materyalleri konusunda noksanlıklar kendisini göstermektedir. Türkçe basın-yayın konusunda ise, arzu edilenin yakalanamadığı da belirtilmelidir.
* Kosovadaki Türkler de anadil konusunda belli başlı sıkıntılar yaşayan başka bir azınlık grubumuzdur. Kosovanın bağımsızlık sürecine en fazla katkıda bulunan etnik gruplardan biri olan Türk azınlığın ana dili, Kosova Anayasasının 5. maddesinde resmi dil statüsünde kabul edilmemiş; onun yerine, yerel yönetimler düzeyinde kullanılabilecek resmi diller statüsünde yer almaktadır. Bu bizim için, ayrı bir üzüntü kaynağı olmaktadır. Anayasal anlamda, Türkçe eğitim konusu yasal güvence altına alınmışken; bu konuda da bazı sorunlar kendisini göstermektedir. Türk çocuklarının anadilde eğitimleri konusunda velilerde duyarsızlık hâkim iken, okullarda Türkçe eğitim açısından önemli materyal sıkıntıları yaşanmaktadır. Basın yayın faaliyetleri ise, ihtiyaçları karşılamaktan uzaktır.
* Yasal durum açısından, Balkan ülkeleri içerisinde anadilde eğitim konusunda en iyi durumda bulunduğumuz ülke Romanya olsa da, orda da belli başlı sıkıntılar kendisini göstermektedir. Azınlık mensupları tarafından Türkçe derslere gösterilen ilginin yeterli seviyede olmadığı görülürken, eğitim kurumlarının sayısının azlığı da ayrı bir problemdir. Türk yatırımlarının Romanya toprakları üzerinde son yıllarda büyük bir gelişme göstermesi ise, farklı gruplarca da Türk diline olan talep artırmaktadır. Bu önemli bir gelişmedir.
Görüldüğü üzere, Balkanlardaki Türkler ana dilde eğitim ve Türkçe basın-yayın faaliyetleri konusunda benzer problem yaşamaktadır. Yasal engellemeler, Türkçe öğretmen ve ders materyalleri eksiklikleri, velilerdeki duyarsızlık gibi hususlara, bir de kamuoyumuzun ilgisizliği eklenince Balkanlarda Türkçenin geleceğine yönelik pek parlak bir tablo çizilememektedir. Kendi dilinde okuyamayan bir azınlığın geleceği ise, tehlike altında demektir.
Konuyla ilgili olarak acil girişimlerde bulunulması ise kaçınılmazdır.
21 Şubat Uluslar arası Anadil Gününde Türkçemizin birlik ve beraberliğimiz konusundaki önemli işlevini bir kez daha belirtirken; Dilimizi yabancı dillerin etkilerinden korumayı da öncelikli görevlerimiz arasına almak durumunda olduğumuzu hatırlatmak isteriz.
Türk demek, Türkçe demektir. Ne Mutlu Türküm Diyene!
Balkan Türkleri Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu (BGF) Sekreterliği
FACEBOOK YORUMLAR