2010 Ekonomik kriz yılı oldu
2010 Ekonomik kriz yılı oldu
Editör: Turkinfo.nl
27 Aralık 2010 - 13:36
İflasın eşiğine gelen ülkelerin, ekonomilerini kurtarmak amacıyla uyguladıkları vergileri arttırma ve harcamalarda kesintiye gitme gibi tasarruf politikaları tepkiyle karşılandı.
Muhasebe uzmanı Michael Izza mali reform konusunda ciddi adımlar atmak isteyen hükümetlerin vergi gelirlerini harcarken daha şeffaf olmaları gerektiğini söylüyor:
Ekonomik krizin tehlikelerinden biri de dünyanın çok kısa süre içinde eski alışkanlıklara geri dönmesi. Kriz sırasında karşılaştığımız bazı sorunlara henüz uyum sağlayamadık. Hükümetler kriz sonrası düzene ayak uydurmak için bazı ayarlamalar yapmadı. Ayrıca şeffaflık konusunda da bazı sorunlar yaşanıyor.
Izzaya göre, daha fazla şeffaflık, hükümetlerin harcamaları kısma ve bütçe reformlarının gerekçelerini açıklamasına yardımcı olabilir:
Ekonomik kriz sırasında dünyanın dört bir yanında hükümetlerin mali bilançolarının şişirildiğine tanık olduk. Ancak halk, hükümetlerin nasıl işlediği, sorumluluklarının neler olduğu konusunda yeterince bilgi sahibi değil.
İktisatçı Dev Kara göreyse hükümet yetkilileri, tüm gelirlerin nerede olduğunu tam olarak bilemeyebilir. Kar, hükümetlerin erişebileceği gelirlerin aslında başkaları tarafından kemirilebileceğini söylüyor. Şirketler, mali kuruluşlar ve zenginler karmaşık vergi yasaları ve yasalardaki açıkları kullanarak servetlerini saklı tutabilir ve vergi geliri olması gereken milyarlarca doları gizleyebilir. Uzman, hükümetlerin, artan emeklilik ve sağlık hizmetleri maliyetlerini ve diğer masrafları karşılayabilmek için başka yollara başvurmak zorunda kaldığını söylüyor:
Vergi cennetleri, yabancı ülkelerde açılan banka hesapları, hükümetlerin hizmetinde olması gereken gelirlerin saklandığı karanlık köşelerdir. Küreselleşmiş dünyadan kendine çıkar sağlayanlar, çok büyük miktarlarda parayı hesaplarına aktaranlar bu karanlık köşeleri kendi çıkarları için kullanıyor.
Gizli tutulan gelir kaynakları, mali durumlarını düzeltmeye çalışan ülkelerin karşı karşıya kaldığı sorunları daha da büyütebilir. Hükümetlerin borçlarını kontrol altında tutması gerekiyor. Ancak her borç aynı değil. Dev Kar, emeklilerle kamu çalışanlarının maaşlarının arttırıldığı Yunanistanın kredi kuruluşlarını yanılttığını söylüyor.
Aynı miktarda borca sahip olan bir başka ülke parasını altyapıya, eğitime, araştırma ve geliştirmeye harcarsa o ülkenin borcu tüketimle değil, yatırımla bağlantılı demektir.
İktisatçı Gary Burtless bir ülkenin borcunun, verimliliğin yüksek olduğu dönemlerde azalacağını söylüyor:
İkinci Dünya Savaşının sonunda Amerikanın borcu ulusal gelirin yüzde 120si kadardı. Tarihimizde bird aha 1945 ve 1970 yılları arasındaki ekonomik büyümeye benzer bir kalkınmaya tanık olmadık. O dönemde nüfusun çok geniş bir kesimi son derece yüksek hayat standartlarına kavuştu.
Burtless bazı ülkelerde emeklilik yaşının yükseltilmesine verilen tepkileri abartılı buluyor:
Büyükbabalarımızın çok daha kötü sağlık durumu içinde, fiziksel olarak çok daha yıpratıcı işlerde çalıştıklarını düşünürsek bugünün şartlarının kötü olmadığını ortada.
Bütün kemerleri sıkma politikalarının aynı kefeye konup kötü olarak tanımlanamayacağını savunan Burtless, örneğin emeklilik yaşının yükseltilmesinin ekonominin büyümesine katkıda bulunabileceğini söylüyor.
FACEBOOK YORUMLAR