19 Mayıs'ta Geçmişi Değerlendirmek

Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF), Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’te Samsun’a çıkıp ardından da yurdu kurtarmak için kurtuluş mücadelesini başlattığı tarihin 94’üncü yıl dönümünü Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutladı. Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç ve Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz’e Federasyon çalışmalarını ve Hollanda Türklerinin sorunlarını içeren sunum yaptılar. Her yıl olduğu gibi bu yıl da gençliğimiz önemli bir tarihi geride bıraktı, geçmişi sorguladı, değerlendirdi ve gelecek perspektifi çizdi.

Almanya’da Yapılanların Aynısını Hollanda İstihbaratı AİVD, Hollanda Türklerine Karşı Yapıyor

Böyle bir dönemde, Türkiye’de olduğu kadar Hollanda’da da büyük Türk milletine karşı kirli ve kanlı provokasyonlar kendisine zemin bulmaktadır. Hollanda Türkleri üzerinde oyunlar ve provokasyonların yaygınlaştığı bir Hollanda’da insanlara hizmet etmek giderek zorlaşsa da gençlik Atatürk’ün izinden yola devam ediyor. Hollanda’da ilginç olaylar olmaktadır. Almanya’da Neo-Nazi Nasyonal Sosyalist Yeraltı örgütü’nün (NSU) Almanya istihbarat örgütü BND’nin (Almanya Federal Haber Alma Servisi) köstebek ve muhbirlerinin işbirliğiyle 13 yılda 8’i Türk 10 kişiyi ördüğü ve ‘Almanya’daki Türk Dönerci cinayetleri’ olarak anılan olayların bir benzerini, Hollanda İstihbarat örgütü AİVD’nin kimi elemanları vasıtasıyla yaşıyoruz. Devletin kurumlarına eleştirel bir gözle bakmakta yarar vardır, nitekim biz de Türkler olarak bu ülke ve devletin şerefli bir parçasıyız ve herkes kadar sahibiyiz. Hollanda devletinin en çarpık işleyen ve güven vermeyen kurumlarından birisi olan Hollanda istihbarat örgütü AİVD, özellikle yabancı kökenli Hollanda yurttaşların yaşadığı her mahallede örgütlediği ve beslediği işe yaramaz (çoğu yabancı kökenli) köstebekleri (infiltranten) sayesinde kendi kendine güvenlik sorunları yaratan, fazlasıyla büyük ve hantal bir kurum olup, yetersiz denetim sorunuyla boğuşmaktadır.

Nitekim burada son aylarda Hollanda’da belli başlı konuma sahip olan Türk kökenli insanlarımızın yaşadığı düşünce ve ifade özgürlüğü ve güvenlik merkezli sorunlar, Hollanda devletinin derinlerinden destek gören hukuk tanımaz, utanmaz, arlanmaz, aç, saldırgan, gözünü hırs ve kan bürümüş bir ‘Gladyo çetesi’nin varlığını gözler önüne sermektedir. Bu karanlık odakların sinsi niyetleri insanlarımızı endişelendirse de hukuk devreye sokulmuş olup, henüz tüm boyutlarıyla tüketilmiş değildir. Bu bağlamda, şunu ifade etmek gerekir ki; Hollanda’da güvenlikle ilgili kamu görevlisi olduğu halde kendi şahsi çıkarı ve üstlerine “iş yaptım” dedirtmek için milletin güvenliğini tehlike atma gafilliğini ve hainliğini gösterenler hukuk karşısında şüphesiz hesap verecektir. Yaşadıklarımız zorlukları ve kimi Hollandalı güvenlik yetkililerin beyan ettiği görüşler göz önünde tutarak; barışçıl, demokrat ve çağdaş bir dünya görüşü ve yaşam tarzı olarak yaşattığımız ve Federasyonumuzun yiğit emekçiler sayesinde hiçbir zaman ölmeyecek olan Atatürkçülüğün/Kemalizmin Hollanda’da yasak olduğu konusu bizi düşündürmüş ve sorgulamaya itmiştir. Bu bağlamda, insanlarımız demokrat ve bilinçli oldukça bu tür provokasyonlara geçit verilmeyecek, tepeden inme dayatma tasarımlar başarıya varmayacak ve hiçbir saldırı ve komplo zemin kazanmayacaktır. Ancak şüphesiz milletimizin bireyleri teslim olmayacak kadar bilinçli olup, bu çirkin hesapları boşa çıkaracak kadar da ileri görüşlü ve güçlüdür.

Biz Türkler Hollanda’da Yaşama Kararlına Sahibiz

Federasyonumuz, Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip etmektedir ancak önceliğimiz Hollanda Türklerinin çıkarlarıdır. Bu bakımdan birinci önceliğimiz anadilimiz Türkçe’mizin özgürce kullanımı ve gelecek nesillere sağlam bir şekilde aktarılmasından geçmektedir. Türkçe yoksa, Türklerin bu topraklardaki geleceğinden bahsetmek mümkün değildir. O sebeple bu konuya tüm derneklerimiz ağrılık vermektedir. Maddi sıkıntılar yaşadığımız bu günlerde gönüldaşlarımızın gönüllü desteğiyle dimdik bir şekilde ayaktayız. Bu kadar yoğun iç ve dış odaklı provokasyon ortamında dayanışma’ya barış adına oldukça önem verdik. Tabanımız, derneklerimiz ve mensuplarımız bu tür olumsuz eylemsellikler karşısında temkinlidir. Diğer Türk STK’lar ile toplumun önemli kesimlerini temsil eden STK’larla sürekli diyalog içindeyiz.

Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF), büyük bir ailedir. Bu Türk ailesidir, bu ailede ‘Türkiyelilik’ saçmalığına yer yoktur. Çünkü HTGF’nin Türklük anlayışı ırk değil, ortak kültür ve değerler temelinde şekillenmiştir. Türkiyelilik ise ırkçılığı ve bölünmeyi temel alan, emperyalist güçlere uçaklık temelinde oluşturulmuş; insanlar arasındaki dayanışma ve birlik duygularını bozmayı ve insanları etnik farklılıklarına göre çatıştırmayı amaçlayan bir yaklaşımdır. Türklük barışçıl, demokratik, çağdaş ve ilerici bir bilincin adıdır.

Hollanda Türk’ü Olarak Doğduk, Hollanda Türk’ü Olarak Öleceğiz

Çağımızda en fazla gereksinim olan şey karşılıklı anlayış ve hoşgörünün geliştirilmesidir. Barışa en temel engel karşılıklı düşmanlığı körükleyen ve terörü ve şiddeti meşru bir yol olarak benimsemiş, ırkçı akımlardır. Şüphesiz çağımızda en önemli ırkçı akım (mafya patentli) Kürt ırkçılığı ve kanlı PKK terör örgütü ile bu oluşumu destekleyen ve pohpohlayan kendilerine “Türkiyeliler” diyen marjinal ve köktenci oluşumlardır. Sübvansiyon dağıtan Hollanda makamları karşısında herkesken daha hümanist, kendi yurttaşlarına karşı da dağdaki terörist kadar tehlikeli davranan bu radikal oluşumlar, 90’li yıllardan itibaren Türk toplumumuzda sorgulanamaz büyük bir korkunun oluşmasına neden olmuştur. Bu oluşumlar Hollanda devleti ve toplum mühendisliğini yöntem olarak benimsemiş güvenlik birimleri tarafından desteklenen, maddi menfaat ve Türk düşmanlığı temelli oluşumlardır. Bunlar solculuğu ve genelde ‘demokratik’ ve ‘işçi’ gibi sözcükleri kılıf olarak kullanarak, gerçek emekçi sol akımları ‘Atatürkçü’ olduklarını bahane ederek kolaylıkla ‘ırkçı’ veya ‘Bozkurt (Grijze Wolven)’ olarak tanımlama ve gösterme ahlaksızlığını sergilemişleridir. Çünkü ‘etki ajanı’ görevini yapan bu ‘uyarlanmış sol’, gerçek demokrasiyi baskılamak ve Türklere nefes aldırmamak için görevlendirilmiş; ‘Hollanda kontrgerilla’sıdır. Bunu, bunların parasal kaynaklarını nereden aldıklarına bakarak, emperyalizme nasıl hizmet ettiklerini kolaylıkla anlayabilmek mümkündür. Kendileri şeffaf olmamakla beraber bunların kaynakları; Hollanda belediyeleri ve devletinden alınan karşılıksız paralardır.

19 Mayıs Umuttur, Gelin Korkuyu Birlikte Umuda Çevirelim!

Türklerin değerlerini ellerinden almaya çalışan ve yaşama haklarını yok etmeyi amaçlayan karanlık odaklar için 19 Mayıs, yenilgi ve bitişin tarihidir. 19 Mayıs, emperyalizmin yenildiği kutlu zafer tarihtir. 19 Mayıs, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş, Türk milletinin de kurtuluş müjdesidir.

Çağımızda; AKP iktidarı, mafya-Kürt ırkçılığı sarmalının odak noktası olan BDP ve emir aldığı PKK terör örgütü adlı halk düşmanı yapıyla el ele vermiş, ittifak içinde bölünmede anlaşarak, dış destekli kanlık merkezler milli bayramlarımızın özü olan anti-emperyalist mücadeleyi sorgulamaya kalkmış ve 94 yıl önceki işgal hevesleri hortlatmışlardır. Milli bayramları kutlamamak için sudan bahaneler üretenlerin insanlık ve barış düşmanı oldukları kadar, milli miras yoksunu şuursuzlar oldukları bellidir. Bu bakımdan inancımız tamdır ki, fitne ve fesat elbet bir gün son bulacak, millet ilk fırsatta önümüzdeki süreçte kendi kaderini kendisini tayın edecek ve 19 Mayıs’ta olduğu gibi “milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.”

Türk gençliğimiz duyarlı, uyanık ve sorumlu hareket etmeye devam edecektir. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyor; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm kahramanlarımızı, şehitlerimizi ve gazilerimizi gönül borcuyla anıyoruz.

Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF)