12 Türk ABD'nin geleceğini kurtarıyor
12 Türk ABD'nin geleceğini kurtarıyor
Küçük işlerde çalışarak başladılar. Zamanla bazıları üst düzey yönetici, bazıları işveren, bazıları da zincir mağaza sahibi oldular. Şimdi global krizin merkezi ABD´de krize adeta meydan okuyorlar.
Amerikan rüyasının yara aldığı bugünlerde Türk girişimciler gelecekten daha umutlular. Hatta kiminin iş hacmi krizde azalmak bir yana artış bile göstermiş. New York´tan, Los Angeles´a, Florida´dan California´ya dev bir coğrafyada iş yapıyorlar. Sağlıktan bilişime, gıdadan inşaata çok farklı alanlarda milyar dolarlık cirolar elde ediyorlar. Birçoğunun başarısı ABD sınırlarını da aşmış durumda...
Amerika´daki Türk girişimcilerinin sayısıyla ilgili kesin bir bilgi vermek çok zor. Çünkü ABD´de kurulan hiçbir şirket, resmi kayıtlara "yabancı" statüsünde geçmiyor. Ancak sadece Los Angeles´ta faaliyet gösteren Türk girişimci sayısının 500 civarında olduğu belirtiliyor.
Çoğu yüksek eğitimli olan bu Türk girişimcilerin en büyük başarısı, Amerikan iş hayatına gösterdikleri olağanüstü uyum olsa gerek. ABD´de Türk iş dünyası arasında ciddi araştırmalarıyla bilinen Turk of America dergisinin Genel Müdürü ve aynı zamanda Türk Amerikan Sanayi ve Ticaret Odası (TACCI) Başkanı Ömer Güneş, Türk girişimci sayısıyla ilgili net bir bilgi vermenin zor olduğunu söylüyor. Ancak bu firmaların daha çok New York, New Jersey, Kaliforniya, Los Angeles, Teksas, Illinois, Florida gibi eyaletlerde yoğunlaştığını belirtiyor.
Sektörler de yine eyaletine göre değişiyor. Örneğin Florida´da inşaat, Kaliforniya´da ise sağlık ve teknoloji firmaları ağırlıkta. Türk firmalarının cirolarıyla ilgili net bilgilere ulaşmak da pek kolay değil. Ancak bilinenler arasında çarpıcı örneklere rastlamak mümkün. Güneş, Kaliforniya´da diş alanında farklı bir tedavi yöntemi geliştiren bir Türk firmasının yılda 1.2 milyar dolar ciro yaptığını vurguluyor...
İŞİN SIRRI MARKETİNGDE
kullanÖmer Güneş, ABD´de başarılı girişimciliğin sırrının marketing stratejisinde yattığına dikkat çekiyor. Güneş´e göre, bir malı çok değerli hale getirip markalaştırmak için en avantajlı ülke ABD. Örneğin, bir malı Türkiye´de ya da başka bir ülkede 2 birime satabiliyorsunuz. Oysa aynı malı ABD´de 4-5 birime satabilmek mümkün.
Güneş, ABD´de özellikle eğitim için gelip doktora veya mastır yaptıktan sonra iş hayatına girenlerin çok başarılı olduğunu belirtiyor. Buna gerekçe olarak da bu kişilerin ABD´deki eğitim sayesinde o ülkenin marketing stratejisini iyi anlamaları ve bunu uygulamalarını gösteriyor.
Güneş´e göre, ABD´de iyi bir marketing planınız yoksa başarılı olamazsınız. Ayrıca ABD pazarında çok sabırlı ve uzun vadeli düşünmek gerekiyor. Ömer Güneş, krizin ABD´ye yansıması konusunda ise yanlış bir algılama olduğuna dikkat çekiyor:
"Türkiye´den bakıldığında sanki ABD topyekün kriz içinde ve şirketler batıyormuş gibi görülüyor. Oysa ABD´deki 50 eyaletin hepsinin kendine ait ekonomisi var. Birçok Türk şirketi krizde iş hacmini bile artırdı. ABD´nin sadece ihracata değil, tüketime dayalı bir ekonomisi var. Krizden etkilenme oranı, yapılan işe ve sektörüne göre değişiyor."
"Fırsatlar ülkesi" olarak bilinen ABD´de çoğu sıfırdan değer oluşturan Türklerin başarı hikayelerinde, Türkiye´deki girişimciler için de önemli dersler olduğuna inanıyoruz...
HAYRİ ABLAK
Zonguldak madenlerinden çıkan pizza kralı
Ablak ailesinin Vocelli Pizza´yı kurma macerası aslında yarım asır öncesine uzanıyor. Hayri Ablak, Zonguldak´taki Madencilik Teknik Okulu´ndan 1956 yılında mezun olduktan sonra TTK´da (Türkiye Taşkömürü Kurumu) maden mühendisi olarak çalışmaya başladı. Bu sırada Varol ismindeki ilk çocuğu dünyaya geldi. Yurtdışına göç etmeye karar veren Hayri Ablak´ın ilk durağı Almanya´nın Essen kenti oldu. Burada da Seçkin isminde ikinci çocuğu doğan Hayri Ablak´ın rotası bu kez Kanada´yı gösteriyordu. Kanada´da yaşarken, McGill Üniversitesi´nden burs kazandı ve 1969 yılında ABD´ye göç etti. Böylece pizza krallığı yolunda ilk adımını da atmış oldu.
Ablak ailesinin ABD´deki ilk durakları Virginia ve Ohio oldu. 1974 yılında da Pittsburgh´a geçtiler. Hayri Ablak, bu şehirde çalıştığı işyeri kriz nedeniyle kapanınca kendi işini kurmaya karar verdi ve 24 yaşında New Orleans´ta 20 bin dolar sermayeyle ilk pizza restoranını açtı. Ancak büyük oğlu Varol´la giriştikleri bu ilk iş deneyimi uzun sürmedi. Dükkanı satıp Pittsburgh´a geri döndüler. Pittsburgh´daki pizza zincirinin ilk halkasını bu kez oğul Varol Ablak, 1988´de Pizza Outlet ismiyle hayata geçirdi. Evlere paket servisine ağırlık veren Varol Ablak, başarılı olunca ardı ardına şube açmaya başladı. Daha sonra şirketin ismini Vocelli Pizza olarak değiştirdi.
Halen Pennsylvania, Ohio, West Virginia, Florida ve Maryland´deki 135 restoranıyla faaliyet gösteren Vocelli Pizza, sektör dergisi Pizza Today´ın yaptığı sıralamada en hızlı büyüyen 4´üncü restoran zinciri oldu. Marka, şu anda pizza devleri Papa John´s ve Domino´s Pizza´yla rekabet ediyor.Haftada 35 bin pizza siparişi alabilen Vocelli, 3 bin kişiye iş sağlıyor.
Vocelli Pizza başarısını aile dayanışmasına ve azmine borçlu. Varol Ablak, Türkiye´de de restoran açmak istiyor. Ancak restoran sayısının 10´un altında olmasının kendileri açısından karlı olmayacağını belirtiyor. Pek çok ülkeden franchise talepleri geldiğini söyleyen Ablak; Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hindistan´dan birçok potansiyel yatırımcıyla görüşmeler yaptıklarını kaydediyor.
Yılda ortalama yüzde 30 büyüyen Vocelli´nin uzun vadeli hedefi, dünya genelinde bin restorana ulaşmak. Varol Ablak, krize rağmen yeni mağaza açma heveslerinin sürdüğünü vurguluyor.
AFŞİN ALP
60 milyon
ABD´de art arda batan yatırım fonlarından sonra gözler hedge fonlara çevrilmiş durumda. Ancak bir Türk girişimcisinin kurduğu Meadowbrook, 22 milyon dolarla başladığı portföyünü 60 milyon dolara ulaştırarak ayrışmayı başarmış. Üstelik Afşin Alp, krizde sarsılan ABD´li birçok fonu almak için de tetikte bekliyor. Alp, 2010 yılına kadar fon büyüklüğünü 750 milyon dolara ulaştırmayı hedefliyor.
New York´ta faaliyet gösteren Meadowbrook Capital Management´ın Türk ortağı Afşin Alp, İTÜ´de gıda mühendisliği okudu. Türkiye´de kariyeri sırasında borsa ve para piyasalarıyla da yakından ilgilendi. İTÜ´de MBA eğitimi aldıktan sonra 2002´de Amerika´ya gitti. Orada burslu olarak finans mastırı yaparken, Raymond James´te analist olarak çalışmaya başladı. O dönemde para yönetimiyle ilgili çeşitli modellemeler üzerinde çalıştı. Çalışmaları ilgi çekti ve kendi işini kurmaya karar verdi.
Afşin Alp´in 2004 yılında 4 Amerikalı ortağıyla kurduğu fonun büyüklüğü 22 milyon dolardı. Alp, bir ortağının ayrılmasının ardından diğer ortağının hisselerini de devraldı. 2006´da ikinci bir fonu daha bünyesine kattı. Şimdi tek ortağıyla yaklaşık 60 milyon dolarlık iki fon yönetiyor. Bu fonlardan biri daha yüksek getiri sağlayan "short" pozisyonları, diğeri ise daha stabil olan "long" pozisyonları yönetiyor. Alp, fonun başarısında, kendi geliştirdikleri ve riski minimuma düşüren modellemenin etkili olduğunu vurguluyor.
Meadowbrook Capital Management´ın New York ve Chicago´da iki ofisi var. Krizin etkilerine değinen Alp, ABD´de 2001´den itibaren sermaye piyasasındaki hızlı yükselişle birlikte binlerce hedge fon açıldığını hatırlatıyor: "Küçük miktarda sermayesi olanlar bile sağdan soldan para toplayarak fon kurdu. Öyle ki 2007´de piyasada 10 bin civarında fon bulunuyordu. Ben bu yıl hedge fonların yarısının kapanmasını bekliyorum. Fon sayısı 5 binin altına düşecek."
İşte bu elenme bir yerde Afşin Alp ve ortağı için yeni fırsat anlamına geliyor. Alp, Chicago´da 300 milyon dolarlık bir fonun başarılı yönetilemediği için batmak üzere olduğunu söylüyor. Meadowbrook Capital Management, bu fonu almak için teklif götürmüş. Afşin Alp, 60 milyon dolarlık portföyü 150 milyon dolara ulaştırdıklarında Türkiye´de de ofis açacaklarını söylüyor. Alp, "Fonu sürekli büyütmeye çalışıyoruz. 2007´den 2008´e aktiflerimiz yüzde 5-7 arasında büyüdü. Krizde sermayemizi koruyup yeni yatırımcılara ulaşmak istiyoruz. Amaç, piyasalar normale döndüğünde daha hızlı büyümek. Çünkü en iyi yatırım fırsatları halen ABD´de. Şu anda ABD´de çok ucuza satılan şirketler var. Bunları değerlendirmek lazım" diyor.
Afşin Alp´in Türkiye´yle ilgili planlarında enerji yatırımları da var. Jeotermal veya biyogaz alanında yatırım planlıyor.
EKMEL ANDA
Benzin pompacılığından mücevher ticaretine
Ekmel Anda, 15 yıl önce ABD´ye okumak için gitti. İlk yıllarda benzin istasyonlarında çalışarak geçimini sürdürdü. Daha sonra New York´ta altın ve mücevherat işini girdi. Unique Settings adıyla ilk mağazasını açtı. Kısa sürede başarılı küçük projelere imza atarak, ortaklarıyla birlikte 5 adet elmas ve altın satış mağazasının sahibi oldu. Son olarak da New Jersey´de Amerika´nın en büyük mücevher alışveriş merkezini açtı.
Ekmel Anda, Marlboro Diomond Center projesini tasarlarken İstanbul´daki Kapalıçarşı konseptini örnek almış. 40 adet mağazanın katılımıyla bir nevi "kuyumcular çarşısı" oluşturmuşlar. Anda, "Bu merkezi, benim de yaşadığım New Jersey´de, yıllık ortalama kişi başına geliri en az 100 bin dolar olan Marlboro şehrinde açmaya karar verdik. İlerideki yıllarda başka eyaletlerde ve Türkiye´de de böyle bir merkez açmayı istiyoruz" diyor.
ABD´deki kriz mücevher sektörünü de etkilemiş. Ekmel Anda, buna rağmen kriz döneminde eleman çıkarmak yerine agresif bir pazarlama stratejisi izlediklerini söylüyor. Anda´nın krizden çıkışı için öngördüğü süre ise 1.5 yıl.
Ekmel Anda, krize rağmen yatırımlarını da sürdürüyor. Şu anda yaptığı yatırımlar sayesinde piyasalar normale döndüğünde rakiplerine göre 3 yıl ilerde olacağını hesaplıyor. Ancak Anda, bu yatırımlarda kredi yerine tamamen özkaynaklarını kullanıyor.
OSMAN NURİ KIR
Krizi fırsata çevirip dağıtım ağını büyüttü
Osman Nuri Kır, New York´a bağlı Long Island ve Queens´teki akaryakıt istasyonlarının marketlerinde satılan ürünleri tedarik eden Pasha Whole Sales toptancı şirketinin sahibi. Kır, piyasadaki daralma nedeniyle yüzde 30 iş kaybı yaşamış. Buna karşılık düşen benzin fiyatları dağıtım maliyetlerini düşürmüş. Daha da önemlisi, Long Island´da yeni bir dağıtım ağı güzergahını şirketin portföyüne katmış. Kır, kriz öncesi 149 bin dolara satışa çıkarılan hattı 70 bin dolara aldığını vurguluyor.
Osman Nuri Kır´ın bu yıla yönelik beklentileri ise biraz karamsar. "Satış bazında 2004-2005 yıllarındaki rakamlara ulaşmamıza imkan yok" diyor. Kır, krizin ABD´deki etkilerini şu örnekle özetliyor: "Ürün satışı yaptığımız bir akaryakıt istasyonunun yanındaki DHL binasında 140 eleman işten çıkarıldı. Her sabah kahvaltı için kahvesini, sigarasını gaz istasyonundan alan 140 kişi bir anda kayboldu. Şimdi bu istasyonun satışları düşecek. Bu da dolaylı olarak benim işimi etkileyecek."
AHMET SANDIKÇI
Yarım milyar dolarlık eski para koleksiyonu var
Ahmet Sandıkçı, Florida´da yaşayan ünlü bir nümismatik. Yani eski para koleksiyoncusu. Sandıkçı´nın şirketi The Arcade Currency Palace ise Amerika´nın en büyük kağıt para koleksiyonlarından birine sahip...
Ahmet Sandıkçı, ilk antika para dükkanını 2005 yılında Tarpon Springs´te, ikincisini ise bu yılın başında dünya jet sosyetesinin uğrak yeri olan Palm Beach´te açtı. Sandıkçı´nın koleksiyonunun toplam değerinin 500 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
Ahmet Sandıkçı, alanında o kadar başarılı ki, Florida Nümismatistler Birliği´nin yıllık toplantısında açılış konuşmasını yapması için davet edilmiş. Nümismatisler Birliği, Sandıkçı´yı ABD´deki en iyi 150 milyon banknot koleksiyoneri arasında "İyilerin en iyisi" olarak ilan etmiş.
Sandıkçı, likidite krizinde banknot biriktirmekten oldukça memnun. Hatta krizde en iyi yatırımın para koleksiyonculuğu olduğunu şu sözlerle savunuyor: "Borsa ve para piyasalarını görüyorsunuz. Borsada 1 milyon dolarlık yatırım bir yılda 150 bin dolara geriledi. Ayrıca borsada paranızı yönetemezsiniz. Bankadaki broker ya da müşteri temsilciniz sizin adınıza karar verir. Koleksiyonda ise paranızı kontrol etme şansınız var. Yüzde 5, en fazla yüzde 10 kaybedersiniz. Asla yüzde 100 zarar etmezsiniz."
ILGAR PEKER
Gıdadan kazandığını gayrimenkule yatıracak
Ilgar Peker, New York´ta Türk yemekleri yapan Turkish Kitchen restoranının sahibi. Ayrıca gayrimenkul yatırımlarıyla da tanınıyor.
Peker, krizde en önemli faktörün moral bozukluğu olduğunu düşünüyor. Şirketini daima kriz varmış gibi yöneten Peker, bu nedenle ilave tedbir alma gereği duymamış. Zaten gıda ve benzin işinin krizde diğer sektörlere göre daha az etkileneceğine inanıyor. Gayrimenkul piyasasının ise krizden önce balon gibi şiştiğini hatırlatıyor.
Ilgar Peker, 2-3 yıl içinde normale dönmesini beklediği gayrimenkul sektörünün krizde insanlara birçok fırsat sunduğunu düşünüyor: "Ancak 9 ay ile 1 yıl arası bir dönemde bu güzel fırsatlar geride kalabilir. Bu yüzden acele etmek gerekiyor. Şu anda borsa ve para piyasaları çökmüş durumda. Zaten insanların gayrimenkul dışında fazla bir yatırım alternatifi yok. Ancak gayrimenkul yatırımı yapacak olanların nakit açısından güçlü olmaları gerekiyor."
ENGİN ARIK
Japonlara teknoloji satıyor
Engin Arık, Türkiye´den ABD´ye beyin göçünün en çarpıcı örneklerinden biri. İzmir´deki Maarif Koleji´ni bitirdikten sonra genç yaşta ABD´ye giden Arık, Brown Üniversitesi´nde önce makine mühendisliği lisansı, ardından da ekonomi mastırı yaptı. Arık, daha sonra mezunları parmakla gösterilen Harvard Üniversitesi´nde doktorasını tamamladı. Yine Harvard bursuyla Belçika´ya gidip Von Karman Enstitüsü´nde çevresel ve uygulamalı akışkanlar mekaniği dalında uzmanlık eğitimi aldı. ABD´de bilim aletleri, fiber optik, mikro sensör, optik film konularında iş yapan birçok şirkette üst düzey yöneticilik yaptı. Çok sağlam bir bilimsel eğitim almasına rağmen kendisini bilim adamı olarak görmeyen Arık, 2002 yılında Physical Optics Corporation şirketinde "Light Shaping Displays" bölümünün başına getirildi. Bir yıl sonra kendi yetkisindeki bu bölümü Luminit LLC adıyla ayrı bir şirket olarak yapılandırdı. Arık, bir taraftan şirketin karlılığını artırmayı başarırken, diğer taraftan da istihdam sayısını 20´den 50´ye çıkardı.
Luminit´in ana teknolojisi holografik olarak üretilen ışığa duyarlı diffuser (yayıcı). Ayrıca yeni teknoloji üreten bir Ar-Ge bölümü var. Holografik diffuser´ların uygulama alanları ve pazarları ise cep telefonları, LCD-TV, laptop, bilgisayar ekranları, LED, fuorescent kaynaklı ışıklandırma, barkodlar, tarayıcılar, lazerler şeklinde sıralanıyor.
Engin Arık´ın teknoloji alanındaki başarısı bununla da sınırlı değil. Geçen yıl büyük bir Japon şirketi olan Asahi Kasei ile teknoloji transfer anlaşması imzalayarak, patent ve teknolojisinin bir kısmını özellikle de display LCD TV pazarı için bu şirkete sattı. Arık, Luminit teknolojisiyle üretilen parçaların şu anda birçok tanınmış Amerikan, Avrupa ve Japon firmalarının otomobil ve uçak üretiminde kullanıldığını anlatıyor. Hatta önümüzdeki bir yıl içinde çok ince (8 mm) ve büyük ekranlarda Luminit´in teknolojilerinin kullanılacağını belirtiyor. Arık, yakında televizyondaki backlight´ uygulamasıyla ilgili Türkiye´de Arçelik, Vestel ve Beko´yla da temasa geçeceklerini kaydediyor.
Engin Arık´ın kriz stratejisi, şirketinin dünya ekonomisiyle ilişkisini mümkün olduğunca azaltıp, önümüzdeki yıllarda büyümeye devam etmesi beklenen LED ışıklandırma, güneş enerjisi, alternatif enerji kaynakları, enerji tasarrufu gibi "yeşil" konularda yoğunlaşmak şeklinde.
ALPARSLAN BAŞDOĞAN
Anadolu´da dokutup New York´ta pazarlıyor
Adanalı Başdoğan ailesinin sahibi olduğu Asia Minor Carpets, ABD´nin en büyük halı ve kilim toptancısı. Şirket, 1984 yılında New York´un Lexington Caddesi´nde kurulmuş...
Başdoğan ailesinin üçüncü kuşak temsilcisi Alparslan Başdoğan, Michigan Üniversitesi´nde ithalat-ihracat eğitimi almış. Başdoğan´ın yönettiği Asia Minor Carpets, yüksek gelirli müşterilere hitap ediyor. Atlanta ve High Point´te showroom´ları var. Şirket yılda 6 bin metrekare kilim ve 3 bin metrekare halı satıyor. Bu mağazalarda satılan halı ve kilimler, Anadolu´ya yayılmış 200´den fazla bölgedeki küçük atölyede dokunuyor. Dokuma tezgahlarında bin 600 kişi çalışıyor. Kilim ve halıların hepsi önce Adana´da toplanıyor. Buradan da yüzde 80´i ABD´ye ihraç ediliyor.
Asia Minor Carpets´ın New York´taki ünlü Fifth Avenue´deki (5´inci Cadde) merkezinde 2 bin farklı kilim çeşidi bulunuyor. Başdoğan ailesi şirkette iş bölümü yapmış. Alpaslan kilimlerin en son desenlerine karar verirken, kardeşi Ertuğrul üretim sürecini yönetiyor. Babası Mehmet Başdoğan ise hammadde tedariğiyle ilgileniyor.
Asia Minor Carpets´ın müşteriye özel üretimlerinde teslim süresi 4 aydan 6 aya kadar değişiyor. Alparslan Başdoğan, Türk kilimlerinin daha iyi tanınabilmesi için ülke genelinde daha fazla kişinin gerçek Türk kilimi satması gerektiğini söylüyor. Başdoğan, Çin kilimlerinin yayılmasıyla birçok firmanın pazardan çekilmek zorunda kaldığını söylüyor. Türk kilimlerinin rekabet edebilmesine gerekçe olaraksa orijinal el dokuması olmasını gösteriyor. Daha önce ABD pazarına giren birçok Türk kilim markasının önceliği ucuz malzemeye verdiğini belirten Başdoğan, "Bu firmalar Hint ve Çin kilimlerinden nasıl daha ucuz üretebiliriz diye baktılar. Bunun aksini asla düşünmediler. Gerçek şu ki, kilimlerde fark yaşatan hammadde kalitesi ve işçilik" diyor.
Bu arada, Asia Minor Carpets´ın Konya Karapınar´da ürettiği bir Türk halısı,
ABD´de halı endüstrisinin kalbi olarak bilinen Asheville´de düzenlenen bir açık artırmada 279 bin dolar gibi rekor bir fiyatla alıcı bulmuş. Müzayedeye katılanlar halının önce İran, sonra da Hint işi olduğunu öne sürmüşler. Ama Türk dokuması olduğunu anlayınca deyim yerindeyse şoke olmuşlar.
Alpaslan Başdoğan, krizde yüksek gelirli müşterilere yönelik satışlarda düşüş olmadığını söylüyor. Başdoğan, "ABD dinamik bir piyasa. Doğası gereği kısa sürede düzelmeye imkan tanır. Krizde önemli olan moralli olmak" diyor.
HARUN SEVİMLİ
Elektroniği yüzde 50 ucuza satıyor
Harun Sevimli, Kaliforniya´da Santa Clara´da teknoloji marketlerinden aldığı seri sonu ürünlerin satışını yapıyor. Bu ürünleri marketlerden toplayıp kendi küçük mağazalarında satışa sunuyor. Sevimli, Amer Turk´ü 5 yıl önce kurdu. 13 çalışanı bulunan şirketin ana işi elektronik ürün satışı. Ancak Sevimli, ürün yelpazesine tekstil, kozmetik ve sağlıklı bakım ürünleri de eklemeyi planlıyor.
Amer Turk, elektronik ürünleri perakende mağazalarına göre yüzde 30 ile 50 daha ucuza satıyor. Mağazada her türlü elektronik eşyayı bulmak mümkün.
Harun Sevimli; Florida, Teksas ve New York´ta da şube açmayı planlıyor. Amer Turk mağazalarında halen Actel, Agilent, Adobe, Alliance Semiconductor, Applied Materials, Asyst Technologies, Bayer Pharmecuticals, Bell Microproducts, Boston Scientific, Cisco, Celpine, Fusion One, Global Energy Equipment, HP, ISSI, JDS Uniphase, Lanwave, San Jose Mercury News, SNF, Synopsys ve United Airlines gibi markaların ürünleri satılıyor.
TURAN KAHRAMAN
Sporcu bursuyla gitti, şirket kurtarıcısı oldu
1977 yılında Galatasaray Lisesi´nden mezun olan Turan Kahraman´ın en büyük hayali yurtdışında eğitimdi. Ancak belki daha da önemlisi spor kariyeriydi. Çünkü o, mezun olmadın bir yıl önce disk atmada Türkiye rekoru kırmıştı. O yıllarda disk atıcılığı adeta Amerikalı atletlerin tekelindeydi. Kahraman da bu yüzden, Robert Koleji´ndeki öğretmenler aracılığıyla Amerikan üniversiteleriyle kontak kurmuş ve Utah´taki Brigham Young University´den burs kazanmıştı...
Turan Kahraman, bu üniversitede uluslararası ilişkiler ve iş idaresi alanında mastır yaptıktan sonra, bir süre ABD´de işlemesi konusunda faaliyet gösteren JR Simplot´ta çalıştı. Ardından Beşikçioğlu şirketinin bu ülkedeki temsilciliğini üstlendi. Bu nedenle sık sık Türkiye´ye seyahatler yaptı. Amerikalı personeli Türkiye´de alacakları görevler konusunda eğitti...
1986 yılında Los Angeles´a taşınan Kahraman, burada şirket evlilikleri ve satın almalar konusunda faaliyet gösteren MRC Worldwide´da çalışmaya başladı. Buradaki işi, orta ölçekli şirketlerin yönetimi konusunda tecrübe sahibi olmasını sağladı. 1990 yılından itibaren orta ölçekli birçok şirketin OEM´s (orijinal ekipman üretim) bölümünü yönetti. 1999´da ise Askew Industrial´ın yönetimini devraldı. Halen de bu şirketin başında bulunuyor.
Askew Industrial, köklü bir şirket. 1957 yılından bu yana faaliyet gösteriyor. İmalat sektöründeki şirketlerin endüstriyel ihtiyaçlarını karşılıyor. Şirketlere stok yönetim sistemlerini öğretip orijinal ekipman üretimi için çözümler üretiyor. Müşterilerine kar ve verimliliklerini artırırken toplam maliyetlerini azaltmaları konusunda yardım ediyor.
Turan Kahraman, Askew Industrial´a kısa sürede önemli aşamalar kaydettirmiş. Şirket, son dört yılda sürekli yüzde 18 ila 20 oranında büyüme sağlamış. Los Angeles, San Diego ve Fresno´da 3 ofisi bulunan şirketin 62 çalışanı bulunuyor.
Kahraman, krizin ABD´de imalat sektöründeki her şirketi etkilediğini belirtiyor. Askew Industrial da düşük kar marjlarıyla baş edebilmek için maliyeti düşürmeye öncelik veriyormuş. Kahraman, bir yandan da satış hacmini artırabilmek için yeni müşteri peşinde olduklarını belirtiyor.
AHMET HALAÇ
Washington´un önde gelen demir-çelikçilerinden
Ahmet Halaç, 1981 yılında, 23 yaşındayken teyzesini ziyaret için Virginia´ya gitti. Orada kaldığı kısa süre boyunca bir yandan da ufak işlerde çalıştı. Yunan asıllı iki kardeş, kendisine ev endüstrisiyle ilgili bir demircilik işi teklif etti. Kabul etti ve çok memnun kaldığı bu işte sürekli çalışmaya karar verdi. Üç yıl sonra Green Card (Yeşil Kart) alan Halaç, 1985´de bu kez özel bir şirkette iş buldu. Bu şirket, eski mülkleri satın alıp yeniden inşa ediyordu. Ahmet Halaç, bu inşaatların merdiven, parmaklık gibi demir işlerini üstlendi. Kısa bir süre sonra küçük bir atölye de kendisi için kurdu. Zamanla atölyesini giderek büyüttü.
Virginia ve Washington´daki iş çevrelerinin güvenini kazanan Halaç, artık ufak tefek ev inşaatlardan çok okul, alışveriş merkezi gibi büyük projelerin demir-çelik işleri için ihaleye girmeye başlamıştı. Bu sırada işyerini de 5 dönümlük daha büyük bir araziye taşımıştı...
Ahmet Halaç´ın Iron Works şirketi demir-çelik endüstrisindeki hızlı büyümesini sürdürüyor. Halen 300 civarında işçi çalıştıran Halaç, yılda 30 milyon dolar ciro elde ediyor. Halaç, ortaokul mezunu olmasına rağmen işini değme mühendislere taş çıkaracak kadar iyi yaptığını düşünüyor. "Ticaret kafası ayrı bir şey. Şimdi Virginia ile Washington´da onlarca okul, alışveriş merkezi, kilise, galeri ve hastane inşaatlarının demir-çelik işlerini yapıyorum" diyor.
Ahmet Halaç, ABD´deki krizden fazla etkilenmemiş. Hatta 2010 yılı ortasına kadar siparişlerinin dolu olduğunu söylüyor.
İSMAİL HAKKI ERCAN
Florida´nın çatı uzmanı
İTÜ İnşaat Mühendisliği mezunu İsmail Hakkı Ercan, 1981 yılında ABD´ye gitti. Şimdilerde Florida Quality Truss adlı şirketiyle Florida ve civar eyaletlerde ´truss´ diye adlandırılan villaların çatılarını yapıyor.
1986 yılında kurulan Florida Quality Truss Dade; Broward, Palm Beach ve Martin bölgelerinde hizmet veriyor. Şirketin iki fabrikası var. Ercan, ürün kalitesi ve fiyat açısından son derece rekabetçi olduklarını iddia ediyor.
İsmail Hakkı Ercan´ın Memleketi Kütahya´ya yönelik yatırım planları da var. Bir dönem Florida Türk İşadamları Derneği´ne başkanlık yapan Ercan, Türkiye´de daha çok enerji yatırımlarına ilgi duyuyor.
FACEBOOK YORUMLAR